Yazdır

'Yunanistan çok etkilemez'

Tarih: 29 Nisan 2010 - 14:24

Merkez Bankası Başkanı Yılmaz, mali kuralın haziran sonuna kadar yasalaşacağını söyledi.

Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz, mali kurala ilişkin çalışmaların hızla sürdüğünü belirterek, ''Mali kural Haziran sonuna kadar yasalaşacak'' dedi. Yılmaz, Merkez Bankasının 2010 yılının ilk çeyreğine ilişkin değerlendirmesinin yer aldığı Enflasyon Raporunun tanıtımı amacıyla düzenlediği basın toplantısının ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı. Bir gazetecinin ''mali kural konuşulurken, bunun henüz tam olarak açıklanmamış ve yasalaşmamış olmasını bir risk olarak görüp görmediklerini'' sorması üzerine Yılmaz, ''IMF ve Dünya Bankası toplantıları sırasında yabancı yatırımcılar tarafından da bu soruldu. Hazine Müsteşarının orada verdiği bilgiler çerçevesinde Haziran ayı sonuna kadar bu iş gerçekleşecek, yasalaşacak. Çalışmalar hızla devam ediyor.'' dedi. Yılmaz, ''tahminlerde beklentilerin üzerinde bir revizyon olduğu ve faizlerin yükselme eğilimine girdiği'' belirtilerek, çıkış stratejisini açıklarken, uygulamada bu yönde öngörülerin olup olmadığının sorulmasına karşılık, çıkış stratejisinin özü itibariyle bir ''sıkılaştırma programı'' olduğuna dikkati çekti. Yılmaz, ''Bunun aşamalı ve bankaların bilançolarını uygun seviyeye getirmesi için belli bir zaman aralığında yapılmasını öngördük'' diye konuştu. Haftalık repo faizlerinin teknik faize dönüştürülmesi aşamasına ne zaman geçileceğinin sorulması üzerine de Yılmaz, bu konuda neyin, nasıl yapılacağını söylediklerini, ama ne zaman yapacaklarını söylemediklerini ifade etti. Bu geçişin zamanının piyasalardaki gelişmelere bağlı olduğuna işaret eden Yılmaz, ''Dün piyasada olanları gördünüz. Biz piyasaları rahatlatmak için piyasaya verdiğimiz para miktarını bir miktar artırdık, dolayısıyla zaman içinde hedefimiz; fiyat istikrarıyla ve sürdürülebilir büyümeyle uygun bir ortam yaratmak üzere öngörülebilir likidite politikasını sürdürmek olacaktır'' dedi. Merkez Bankası Başkanı, döviz alım ihalelerinde miktarı artırmayı düşünüp düşünmedikleri sorusuna karşılık verirken de son dönemde gelişmekte olan ülkelere yönelik sermaye akımlarında artış söz konusu olduğuna işaret etti ve ''bunu değerlendirebiliriz, ama bugün itibariyle alınmış verilmiş bir kararımız yok'' dedi. -YUNANİSTAN'IN BORÇ KRİZİ- Yunanistan'ın borç krizine işaret edilerek, bunun Türkiye üzerindeki olası etkileri ve bu kapsamda banka müdürleriyle görüşme yapıp yapmadığının sorulması üzerine de Yılmaz, kendilerinin banka müdürleriyle her gün, her an görüştüklerini ve bankalarının kendilerine düzenli raporlama yaptığını söyledi. Bankaları çok yakından takip ettiklerini vurgulayan Yılmaz, ''dolayısıyla bu, bugüne mahsus bir şey değil, geçmişte de böyleydi, bugün de böyle, bundan sonra da böyle devam edecek. Çünkü finansal istikrar, bankalarla sürekli temas halinde olmayı gerektiriyor.'' şeklinde konuştu. Yılmaz, Yunanistan'daki gelişmelerin Türkiye üzerinde olası etkilerine ilişkin olarak da şu değerlendirmede bulundu: ''Bunları iki şekilde irdeleyebiliriz, bir tanesi kısa vadede ve dar çerçevede birebir ilişkilerimiz... dış ticaret ilişkilerimiz, ithalat, ihracatımız, turizm, sermaye akımları gibi ilişkilere baktığımızda Yunanistan ile bizim bu anlamda ilişkilerimiz çok fazla yüksek değil, dolayısıyla buralardan çok büyük etki geleceğini düşünmüyoruz. Geniş çerçeveye baktığımızda ise Yunanistan'daki olayların sadece kendi ülkesinde değil, özellikle bulunduğu bölgede, Balkan ülkelerinde ve AB'de önemli etkileri olacaktır. Bizim ihraç ürünlerimize etkisi olabilir, ama şu anda görülen o ki AB, ilgililer bu konuda gerekli tedbirleri alacak. Bu işin daha da maliyeti artmadan, bir çözüm yoluna gidecekler diye düşünüyorum.'' -ET FİYATLARINDAKİ ARTIŞ- Bir gazetecinin et fiyatlarındaki artışın ve bunun üzerine alınan karar doğrultusunda yapılacak ithalatın enflasyona etkisinin ne olacağının sorulmasına karşılık Yılmaz, et fiyatlarının düşmesinin enflasyon üzerinde olumlu etki yaratacağını söyledi. Burada dikkat edilmesi gereken hususun geçici olarak ithalatın sağladığı olumlu etkinin üretim yönüyle, arz yönüyle orta vadede desteklenmesi olduğunu belirten Yılmaz, bunun kalıcı olması gerektiğini vurguladı. Yılmaz, Merkez Bankasının likidite tedbirlerini ''neden şimdi'' aldığına dönük soruyu yanıtlarken de G-20 toplantılarında da IMF toplantılarında da dünya ekonomisinde beklenenden önce ve beklenenden güçlü bir toparlanma olduğunun konuşulduğunu ifade etti. Bu doğrultuda Türkiye'nin iç talebinde de bir canlanmanın söz konusu olduğuna dikkati çeken Yılmaz, kredi piyasalarına bakıldığında orada da bir genişlemenin mevcut olduğunu, kendilerinin orta vadede yavaş yavaş bir takım ihtiyatı tedbirlerin alınması gerektiğini düşündüklerini kaydetti. Merkez Bankası Başkanı Yılmaz şöyle devam etti: ''Para politikası araçlarına bakıldığında doğrudan doğruya, bizatihi politika faizinin kendisi ve makro tedbirler var. Dolayısıyla munzam karşılıklar gerek Türk lirasında gerekse dövizde gerekse bunların oranları ve vadeleri ve onun dışında alınabilecek diğer düzenleyici tedbirler para politikasının araçları. Biz şunu söylemedik, (önce şunlar şunlar, düzenleyici tedbirler, arkasından faiz oranlarıyla ilgili uygulamalarımızı hayata geçireceğiz) demedik. Mevcut veriler altında düzenlemeci tedbirlerle başlanmasının doğru olduğunu, önce piyasadaki likiditenin tedrici olarak geri alınması, arkasından ihtiyaç ortaya çıktığında da faiz oranlarıyla gerekli tepkinin verilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Eğer şartlar çok farklı gelişirse, biz herhangi bir sıra söylemedik, (önce bu, sonra şu) demedik. Ne yapacağımızı söyledik, dolayısıyla bunun sıralaması değişebilir.'' -MALİ DİSİPLİNİN ÖNEMİ- Yunanistan ve Portekiz'in ardından İspanya'nın da kredi notunun düşürüldüğü hatırlatılarak, avro ilgili durumu nasıl değerlendirdiğinin sorulmasına karşılık Yılmaz, bütün bu gelişmelerin mali disiplinin ne kadar önemli olduğunu gösterdiğini vurguladı. Yılmaz, ''Bizim buradan ülke olarak çıkaracağımız ders; bedelini ödeyerek geldiğimiz noktada elde ettiğimiz kazanımları muhafaza etmemiz gerektiği şeklinde. Bunu devam ettirmemiz gerektiğini düşünüyoruz'' diye konuştu. Avronun paritesiyle ilgili bir tahminde bulunmalarının doğru olmayacağını ifade eden Yılmaz, ancak sürdürülebilir olmayan borç dinamiklerinin ülkelerin paraları üzerinde olumsuz etkileri olduğunu söyledi. -TOPARLANMA VAR AMA RİSKLER DE YOK DEĞİL''- ''Tünelin sonundaki güneşi gördük diyebilir miyiz?'' şeklindeki bir soru üzerine de Yılmaz, ''beklenenden önce, güçlü bir toparlanma var, fakat bununla ilgili riskler de yok değil. O riskler de dış talepteki riskler, özellikle yabancı ülkelerdeki mali disiplinle ilgili riskler ve emek piyasasındaki riskler'' dedi. Başkan Yılmaz, ''2010 enflasyonun yılın ilk 4 aylık bölümünde 3 puan yükselttiğinizi görüyoruz, acaba enflasyonda kısa sürede görülen 3 puan gibi önemli artışın etkisi, mali disiplin açısından ilave tedbirleri gündeme getirir mi?'' şeklindeki soruya karşılık kendilerinin 8,4'lük tahminlerinin içinde şu ana kadar ortaya çıkan bütün gelişmelerin olduğunu, modellerinin bunları içerdiğini söyledi. Yılın ilk üç ayında gerçekleşen, kümülatif enflasyonun neye tekabül ettiği ve bunun yıl sonunda nasıl bir resim göstereceğinin 8,4'lük rakamın içinde olduğunu vurgulayan Yılmaz, şunları kaydetti: ''Şu anda arz yönlü şoklar var bu da manşet enflasyonu yükseltti. Buradan hareketle ikincil etkiler ortaya çıkarsa... Örneğin; et fiyatları çıktı, sağlık hizmetlerinde fiyatlar arttı, okul ücretleri arttı, dolayısıyla çalışanlar ücretlerine zam isterlerse ve bunlara olumlu cevap verilirse, bunun enflasyon üzerinde bir etkisi olacak. Biz bugün itibariyle iç ve dış talep koşullarının bu tür taleplerin yerine getirilmesini güçlü görmüyoruz. Dolayısıyla ikincil etkileri konusunda bir miktar kıpırdanma var ama enflasyon görünümünü bozacak kadar değil. Ama ihtiyatlı olmamız gerektiğini de söylüyoruz.'' Yılmaz, bir gazetecinin Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Ali Babacan'ın ''bankacılık sektöründe oligopol yapıyı engelleyen ve daha rekabetçi bir yapıyı destekleyen bir düzenleme yapacağız. Merkez Bankası ve BDDK'ya talimat verdik. Çalışıyorlar'' şeklindeki sözlerini hatırlatarak, çalışmanın ne aşamada olduğunu sorması üzerine de ''dünya kamuoyu bunu tartışıyor. Bu, G-20'nin de gündeminde, Finansal İstikrar Kurumunun da gündeminde. Bu konu üzerinde çalışılıyor. Raporlar iletildi. Merkez Bankası da bu konuda Finansal İstikrar Kurumu ile birlikte dünyadaki gelişmeleri takip ediyor. Bu konuda raporumuzu vereceğiz. Verdiğimizde herhalde bu konuda bir açıklama yapılacaktır'' dedi. Yılmaz, bu konuda çalışmaların içeride karar aşamasına geldiğini, ancak bir tarih bulunmadığını da kaydetti. Toplantının ardından gazetecilerle bir süre sohbet eden Merkez Bankası Başkanı, ABD'deki seyahatinin nasıl geçtiğinin sorulmasına karşılık, IMF ve Dünya Bankasının gündeminde yeni bir şey olmadığını söyledi. Merkez Bankası Başkan Yardımcı İbrahim Turan da gazetecilere, mali kural hayata geçtiğinde ne kadar düzeltme gerekiyorsa, bunun zaten Orta Vadeli Programın içinde olduğunu ifade etti. Turan, ''mali kural 2011 bütçesiyle ilgili bir şey, ama zaten mali kurulan getireceklerini Orta Vadeli Program gösteriyor'' dedi.
Site adresi: https://www.finansingundemi.com/haber/yunanistan-cok-etkilemez/274456