Son bir hafta içerisinde Hazine kağıtlarının faizi bir puanlık artışla yüzde 9'un üzerine çıkarken bir sinyal de kredi faizlerinden geldi. Birçok banka konut, tüketici ve ticari kredilerin faizlerini artırma kararı aldı. Şubelerin düşük faizle müşteri çekme yarışı genel müdürlüklerden dönerken, önümüzdeki günlerde kredi faizlerinin 1-2 puan artabileceği belirtiliyor. Bu kapsamda Garanti Bankası mortgage kredi faiz oranlarında artışa giderken, yarışa kamu ve diğer özel bankaların da benzer bir yaklaşımla katılacağı belirtiliyor. Merkez'in tavır değişikliğinin ardından mevduat faizlerinin de artışa geçeceğine dikkat çekiliyor. Küresel krizden çıkış stratejisi kapsamında Merkez Bankası'nın bankaların Açık Piyasa İşlemleri (APİ) yoluyla borçlanma imkanlarını gizlice kısmaya başladığını aktaran üst düzey bir banka yetkilisi, bu durumun TL'ye ihtiyacı olan bankaların mevduat piyasasına girerek faizlerin yükselmesine yol açacağını kaydetti. APİ kanalıyla piyasaya verilen miktarın 5-6 milyar lira azalma gösterdiğini vurguladı. Döviz likiditesi yeterli olan bankalar için mevduat dışında diğer bir alternatifin dövizi verip TL borçlanmak olduğunu aktaran aynı yetkili, "Yani swap yapmak. Her iki durumda da faizlerde yükseliş olacak ve bu durum hızla kredi faizlerine yansıyacak." dedi. Bazı bankaların kredi faizlerini artırma kararı aldığını aktaran bir başka sektör temsilcisi de Merkez Bankası'nın tavrının piyasaları daraltıcı etki yapacağını ve krizden çıkış sürecini yavaşlatacağını vurguladı. Küresel krizden çıkış stratejisini geçen hafta açıklayan Merkez eyleme geçti. Yeni yol haritasına, piyasaya ihtiyacından fazla yapılan fonlamayı azaltmayı koyan banka, yabancı para zorunlu karşılık oranını yarım puan artırarak yüzde 9,5'e çıkardı. Tebliğ değişikliği ile piyasadaki döviz miktarının kademeli olarak azaltılması hedefleniyor. Yabancı para zorunlu karşılık oranında yapılan artışla, piyasadan yaklaşık 700 milyon dolar döviz likiditesi çekilecek. Bankanın kararını değerlendiren Türkiye Bankalar Birliği (TBB) Genel Sekreteri Ekrem Keskin, taleplerinin döviz kaynakları üzerinden zorunlu karşılık alınmaması olduğunu belirterek kaynak maliyetinin olumsuz yönde etkileneceğini söyledi.