Ersin Özince, İstanbul Teknik üniversitesi (İTÜ) Yatırım Kulübü'nün organizasyonu ile düzenlenen ''Global Opportunities in Business and Investment 2010 - İş ve Yatırımda Küresel Fırsatlar 2010'' panelinde yaptığı konuşmada, İstanbul'un finans Merkezi olma projesini değerlendirerek, İstanbul'un ve Türkiye'nin içinde bulunduğu coğrafyada çok önemli bir yeri olduğuna dikkati çekti. İstanbul'un sadece Türkiye'nin değil, yörenin de en büyük finans şehri olduğunu dile getiren Özince, şunları kaydetti: ''Biz finans alanında son yıllarda yapılan reformlar doğrultusunda Sayın Başbakanımızın da talimatı ile bir analiz yaptırdık. 2005'ten beri üzerinde çalıştığımız bu konuda Deloitte firmasına yaptırılan analiz de düşüncelerimizin yerinde olduğunu gösterdi. Arzumuz, Merkez Bankası'nın dünkü sunumunda ifade ettiği gibi çıkış stratejilerimizin, sadece parasal yönden değil, tüm para ve sermaye piyasalarını dikkate alarak tüm Türkiye'yi, özellikle finans sektörüyle uluslararası rekabette öne çıkacak bir konumlandırmaya getirmesini arzu ediyoruz. Finans Merkezi olabilmesi için de hükümetimizin ekim 2009 başında ortaya koyduğu hareket planının artık hayata geçirilmesi konusunda somut adımlar atılmasını arzu ediyoruz. Bunu şimdi pratiğe dökmemiz gerekir. Bankalar Birliği bu konuda çok ciddi bir destekçi ve taraftır.'' İstanbul'un Finans merkezi olma yolundaki avantaj ve dezavantajları anlatan Özince, Türkiye'nin her alanda hızlı büyüme potansiyeline sahip olduğunu ve Basel II'nin de Türkiye için bir avantaj olduğunu kaydetti. Özince, Türkiye'nin her 10 yılda bir ekonomik sorun yaşayan bir ülke olmasının en büyük problem olduğunu dile getirerek, bugün Türkiye'nin makro ekonomik performansının pek çok Avrupa birliği üye ülkelerinden çok daha iyi durumda olduğunun altını çizdi. İstikrarlı politikalar yürütmek gerektiğine işaret eden Özince, Türk finansal sektörünün nispeten küçük olduğunu, ancak gelişen piyasalarla karşılaştırıldığında çok daha iyi performans gösterdiğini kaydetti. Özince, 10 yıl içinde İstanbul'un bölge finans merkezi haline gelebileceğini dile getirerek, hem Türkiye'nin hem de bölgenin bundan yararlanacağını söyledi. ''150 YENİ İŞ SEÇENEĞİ YARATACAK'' İstanbul'un finans merkezi olmasının 150 yeni iş seçeneği yaratacağının altını çizen Özince, bölgede finans merkezi olarak görülebilecek Dubai'de krizden sonra bir iç arz ve talep olmadığının ortaya çıktığını ve Moskova'nın da İstanbul'la yarışacak durumda olmadığını belirtti. Özince, Türkiye'nin yüzünü her zaman Batı'ya döndüğünü, bunun da olgunlaşma sürecinin bir gereği olduğunu dile getirerek, genç nüfusun Türkiye'nin her şeyi aşmasına yardımcı olacağını ifade etti. Fortis Bank Genel Müdürü Yvan De Cock da global finans şehirlerinin özelliklerinden bahsederek, Honkong, Newyork, Singapur ve Londra'nın en büyük finans merkezleri olduğunu hatırlattı. Cock, finans Merkezlerinin bir çok ortak özelliği olduğuna işaret ederek, finans sektöründe çok kalifiye ve yetkin çalışanları olduğunu, esnek ve hızlı hareket edebilen bir hukuk sisteminin mevcut olduğunu belirtti. Almanya, Türkiye gibi ülkelerin finans merkezi haline gelemeyeceğini söyleyenler olsa da Türk hükümetinin çok hızlı karar aldığını ve iş dünyasına yönelik hareket ettiğini gördüklerini dile getiren Cock, finans merkezi olmak için süreklilik ve öngörülebilirliğin çok önemli olduğunu vurguladı.