Yazdır

MB bugün yarın neler diyecek?

Tarih: 13 Nisan 2010 - 09:45

Merkez Bankası, genel fiyatlama davranışlarında başlayan bozulmaya ve enflasyon beklentilerinde devam eden yükselişe kayıtsız kalmayacak.

Ancak bu, kendini, ani bir faiz artışı olarak değil, 3-6 ay arasında gerçekleşmesi muhtemel bir parasal sıkılaştırma olarak gösterecektir. Merkez Bankası'nın 13 ve 14 Nisan toplantıları, 29 Nisan'daki Enflasyon Raporu gibi iletişim fırsatlarını iyi kullanacağını, para politikası duruşunu belirleyen enflasyon ve büyüme tahminlerini yukarı yönde güncelleyerek daha net bir faiz patikası tarif etme yoluna gideceğini düşünüyorum. Bu toplantılardan bugün yapılacak ilkinde, bankanın enflasyon beklentilerindeki bozulmalara ve fiyatlandırma davranışlarındaki değişimlere karşı daha da temkinli olması beklenmelidir. Bu ise faiz için kullanılan "uzun bir süre" sabit ifadesinin "bir süre" sabit şeklinde değiştirilmesiyle sağlanabilir. Bu duruş değişikliği bu toplantıda yapılırsa, ilk faiz artırımının elbette bu sırada gelen verilere de bağlı olarak 3 ila 6 ay arasında (temmuz veya ekim) gerçekleşmesi beklenebilir. Yol haritası sunulacak Toplantılardan yarın gerçekleşecek ikincisinde ise kaldırılması beklenen likidite desteklerine ilişkin bir yol haritası sunulmasını bekliyorum. Kriz sırasında alınan önlemlerin büyük ağırlığı döviz likiditesini ilgilendirmekte ve bunların şimdi geri çekilmesinin bir anlamı ve faydası bulunmamaktadır. TL likiditesi içinse alınan iki önlemin (üç ay vadeli repo ve zorunlu karşılık oranı indirimi) geri çekilmesinin ise hem likidite miktarı hem de vadesi anlamında önemli etkileri olacaktır. Örneğin; zorunlu karşılık oranının 1 puan artırılması, bankalar açısından kredilere yönlendirilebilecek fonların miktarını (en az 3 milyar TL) azaltacak, repo vadesinin kısaltılması ise pasif maliyetini artırırken, öngörülebilirliğini azaltacaktır. Son durum itibariyle Merkez Bankası, bankalara repo yolu ile 21 milyar TL'nin biraz üzerinde bir fonlama sağlamakta, bunun 14 milyar TL gibi önemli bir kısmı ise 3 ay vadeli olarak verilmektedir. Fonlama likidite açığına bağlı Gelecek hafta repolara yönelik bu yönde bir karar alınırsa, temmuz ayında uzun vadeli repolar sıfırlanmış olacaktır. Buna karşılık, Merkez Bankası'nın sağladığı fonlamanın gelecekteki seyri, bankacılık sistemi likidite açığına bağlı olmaya devam edecektir. Zorunlu karşılık oranı artırılırsa fonlama ihtiyacı yükselecek, Hazine'nin iç borç yenileme oranının düşmesi ve Merkez Bankası'nın döviz alımlarının devam etmesi gibi faktörler ise bu ihtiyacı düşürecektir. Bankalar, Merkez Bankası dışında repo yoluyla yaklaşık 17 milyar TL'yi yatırım fonlarından ve 2 milyar TL'yi ise müşterilerden sağlamaktadır. Şubat sonu itibariyle Merkez Bankası dahil toplam yaklaşık 40 milyar TL'nin biraz üzerinde seyreden bu kısa vadeli fonlama, bankaların bono-tahvil portföylerinin yüzde 18'lik kısmının bu yolla fonlandığını ve toplam pasifin yüzde 7'sini temsil ettiğini göstermektedir. Rakamlar yüksek gibi görünse de aslında Aralık 2009'da duruma göre repo bağımlılığında belirli bir azalmaya da işaret etmektedir. Teknik faiz indirimi Repo deyince son olarak teknik faiz indirimine değinmezsek olmazdı. Merkez Bankası yıla girerken, ilk yarıda böyle bir operasyona gerek duyulmayacağını belirtiyordu ama yapılması durumunda nelerin değişeceğini inceleyelim: Birincisi, adında indirim kelimesi geçse de bu operasyonun para politikası duruşu açısından bir anlamı olmadığı vurgulanmalıdır. İkincisi, para politikası gösterge faizinin Merkez Bankası'nın gecelik borç alma faizi olmaktan çıkıp 1 haftalık repo fonlama faizine dönüşeceğine dikkat edilmelidir. Dolayısıyla eğer para politikası sıkılaştırılmak istenmiyorsa bir gün önce geçerli olan gecelik borç alma faizi 1 hafta vadeli repo miktar ihalelerinde ilan edilecek faizle aynı olacaktır. Üçüncüsü ve belki de en önemlisi, piyasada TL'nin homojen olmayan dağılımına getirebileceği değişiklik olacaktır. Zira, Merkez Bankası yaklaşık 20 milyar TL repo ile bir taraftan sistemi fonlarken, bankalararası para piyasasından (BPP) 11 milyar TL'sini geri çekmektedir. Ani faiz artırımı olmaz Teknik faiz indirimi ile Banka'nın BBP'deki yeni kotasyonları, 1 haftalık repo faizinin yani gösterge faizin en az 1 puan altında olacak ve bu durum Merkez Bankası'na borç vermeyi caydırıcı etkide bulunacaktır. Bu durumda, bankaların birbirleriyle TL alışverişlerinin artması ve BBP'nin daha sağlıklı bir derinlik kazanması beklenebilir. Buna karşılık, Merkez Bankası'nın aradan çekilmesinin gecelik faizdeki dalgalanmayı artırabilecek olması da unutulmamalıdır. Sonuç olarak, nisan ayı, para politikası duruşu ve çıkış stratejileri açısından önemli gelişmelere sahne olacak gibi durmaktadır. Merkez Bankası'nın genel fiyatlama davranışlarında başlayan bozulmaya ve enflasyon beklentilerinde devam eden yükselişe kayıtsız kalmayacağını ve daha temkinli bir noktaya geleceğini düşünüyorum. Ancak bu, kendini, ani bir faiz artışı olarak değil, likidite desteklerinin kademeli olarak kalkmasını takip edecek ve 3-6 ay arasında gerçekleşmesi muhtemel bir parasal sıkılaştırma olarak gösterecektir.Haluk Bürümcekçi-Referans
Site adresi: https://www.finansingundemi.com/haber/mb-bugun-yarin-neler-diyecek/273140