Özince, İstanbul Yüksek Ticaret ve Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Mezunları Derneği tarafından düzenlenen ''Türkiye 10. Vergi Kongresi''nde yaptığı konuşmada, mali sektördeki eksikliklere dikkati çekerek, Türkiye'deki mevzuat kısıtlamaları ve vergiler nedeniyle finansal işlemlerin bir bölümünün yurt dışında kayda geçirildiğini söyledi. Türkiye'nin en zor ve riskli alanlardan biri olan bankacılık sektöründe dışardan sermaye aldığını ifade eden Özince, yabancı sermaye girişi ve o yönde yapılan reformların Türkiye'yi bu alanda zaten AB standartlarına yükselttiğini vurguladı. İstanbul'un finans merkezi çalışmalarına değinen Özince, şöyle devam etti: ''2005'te Türkiye Bankalar Birliğine çalışma yapma tavsiyesinde bulunuldu. Biz de bir uluslararası danışmanlık kuruluşuna inceleme yaptırdık. İstanbul'un bu konuda ciddi şans sahibi olduğu görünüyordu. Ancak uluslararası iyi standartlara uygun yasal normlarımız eksikti. Hala alacak takibi çok büyük sorun. Hukukumuz eskimiş, ihtisas mahkemelerimiz yok. Vergiyle ilgili düzenlemelere ise tersinden yaklaşıldığı için ayrıntılara giremiyoruz. En önemli eksikliklerimizden biri ileriyi yakalayacak, kaçmaktan kovalamaya fırsatı olacak bir vergi politikasına olan ihtiyaçtır. Çok önemli sermaye birikti. Yerli stratejik veya yabancı bankaların hepsinin Türkiye'de iş yapma iştahı arttı.'' ''VERGİYİ TARTIŞAMIYORUZ'' İstanbul'un uluslararası finans merkezi yapılması çalışmasının çok çaba gerektiren, kolay bir iş olmadığının altını çizen Özince, şöyle devam etti: ''Türkiye, kriz ortamı ortadan kalktığında uzun yıllardır sözünü ettiğimiz yüksek potansiyel sahibi konumunu aynı güçte muhafaza edemeyebilir düşüncesindeyim. Niye? Türkiye'ye nazaran daha çabuk reformlarını yapan, daha çabuk adapte olan ve daha yüksek potansiyel sunan ülkeler de var. Bunlar globalizasyon başlamadan yoktu. Biz hala aynı ligdeyiz. O lige şimdi çok güçlü yeni takımlar dahil oldu. Türkiye'nin mutlaka cazibesini artırması için bazı atılımları yapması lazım. Krizde özellikle İstanbul'a rakip olabilecek şehirler var mıdır? Varşova, Dubai, Madrid gibi şehirler ciddi şans yitirdi. Ama biz Türkiye'de vergiyi tartışamıyoruz. Vergi konusunda ne zaman devletin önüne otursak 'siz haklısınız, ama bunu kaldırırsak yerine ne koyabiliriz' diyorlar. Her şeye rağmen İstanbul mutlaka finans merkezi olmalı, bu fırsatı kaçırmamalıdır.'' Ersin Özince, İstanbul'un finans merkezi yapılmaması ve başta vergi olmak üzere gerekli düzenlemelerin gerçekleştirilmemesi durumunda ihtiyaçların başka yerden halledileceğini, çok çeşitli yöntemlerin bulunduğunu, ancak projenin tamamlanması halinde şu anda bankacılık sektöründe çalışan 180 bin kişinin 10 yılda ikiye katlanacağını ve GSMH'nin yüzde 25'i kadar gelir edileceğini söyledi.