Ekonomist Dergisi'ne konuşan Garanti Portföy Genel Müdürü Gür Çağdaş, faizlerdeki düşük seviyenin devam edecek olmasının önümüzdeki dönemde değişen tercihler açısından belirleyici olacağını söyledi. Daha olumlu geçeceğine inanılan 2010 yılı gerek ekonomiler gerek piyasalar açısından yılın ilk üç ayında pek de parlak bir görüntü çizmiyor. Kendilerine yeni adresler arayan yatırımcıların, risklerden de korunma ihtiyacı giderek öne çıkıyor. Bununla beraber, küresel krizin Türkiye’de yatırımcı profili ve yatırım alışkanlıkları üzerinde çok önemli gelişmelere ortam hazırlaması bekleniyor. Bu büyük değişimin ilk sinyallerinin 2009 yılı içinde de alınmaya başladığını söyleyen Garanti Portföy Genel Müdürü Gür Çağdaş, faizlerdeki düşük seviyenin devam edecek olmasının da önümüzdeki dönemde değişen tercihler açısından belirleyici olacağını vurguluyor. 2009 yılında yerli yatırımcılar yine kriz öncesinde olduğu gibi tasarruflarını ağırlıklı olarak mevduat, Hazine bonosu, devlet tahvili, yatırım fonları, altın ve artan bir şekilde türev ürünlerde değerlendirdi. Eski faizler artık yok Ancak Gür Çağdaş, yerli yatırımcıların neredeyse 30 senedir çok yüksek faiz ortamında yatırımlarına yön vermeye alışmış olmalarının göz ardı edilmemesi gereken bir nokta olduğunu söylüyor. Geçen yıl dünyanın şimdiye kadar gördüğü en derin kriz yaşanmasına rağmen, önceki krizlerin aksine ve alışılmışın tersine, Türkiye’de faizlerin düzenli olarak düştüğüne işaret eden Çağdaş, “Dolayısıyla yatırımcıların şu an gözlemledikleri tarihi düşük seviyelerdeki faizlerin kalıcı olduğuna ikna olmaları elbette belli bir süre alacaktır. Ancak bir süre sonra halihazırdaki düşük reel ve nominal faiz seviyelerinin kalıcı olduğu görüşü yerleşecektir. Bu görüşün yerleşmesi ile birlikte, yatırımcıların yatırım alışkanlıklarında radikal ve kalıcı değişikliler gözlemlemeye başlayacağımızı düşünüyorum” diyor. Portföy büyüklüğü Gür Çağdaş’ın önümüzdeki dönemde beklenen kalıcı değişikliklere yönelik değerlendirmelerinden önce, yerli yatırımcıların büyüklüğü yaklaşık 500 milyar dolar olan mevcut portföy kompozisyonuna ilişkin bilgiler veriyor. Buna göre, mevcut portföyün 200 milyar dolarlık bölümü TL cinsi mevduat, 100 milyar dolarlık bölümü yabancı para cinsi mevduat, 100 milyar dolarlık bölümü altın, 50 milyar dolarlık bölümü Hazine bonosu ve devlet tahvili, 20 milyar dolarlık kısmı yatırım fonu, 6 milyar dolarlık kısmı emeklilik fonu ve yaklaşık 20 milyar dolarlık kısmı hisse senedinden oluşuyor. Bu dağılımda görüldüğü gibi, sabit getirili enstrümanların ağırlığı çok yüksek. Ancak geçen yıldan itibaren tercihlerde değişimin başladığı görüldü. Gür Çağdaş da, anapara garantili ve korumalı fonların çok talep gördüğünü, emeklilik fonlarının oldukça yüksek bir büyümeye sahne olduğunu, A Tipi yatırım fonları ile bono ve tahvil fonlarına yüklü girişler gözlemlediklerini ve opsiyonlu mevduatların alternatif getiri arayan yatırımcıların tercihi olduğunu aktarıyor. “2010 yılında da bu trendin kuvvetlenerek devamını bekliyoruz. Bu beklentimizin ana dayanağı ise düşük faiz ortamının devam edeceğine yönelik inancımız” diyen Çağdaş, şöyle devam ediyor: “2010 yılında da büyümenin ağırlıklı olarak A Tipi fonlar, anapara korumalı ve garantili fonlar ile altın fonlarında olmasını bekliyoruz. Serbest fonların da gelecek yıl belirgin bir büyümeye sahne olacağını düşünüyoruz. Bu fon türünün önümüzdeki dönemde en yüksek büyümeye aday fon türü olduğuna dair kuvvetli bir inancımız bulunuyor.”