Yazdır

Euro daha da düşer

Tarih: 28 Mart 2010 - 00:56

Avrupa'nın düşük büyüme beklentisinin yanı sıra Amerika ile Avrupa Birliği faizleri arasındaki getiri farkı eklenince sene içinde euronun 1.24 seviyesini test etmesi oldukça yüksek bir olasılık görülüyor.

Geçen hafta içinde global piyasaların yine oldukça inişli-çıkışlı bir seyir izlediğini gördük. Önce Yunanistan'nın durumu üzerinde anlaşma olmayacağı beklentisi ile başlayan olumsuz hava Portekiz'in ülke notunun düşürülmesi ile daha da pekişti. Perşembe günü olumsuz durum bir anda ortadan kalktı. Özellikle hisse senetlerinde ilgi çekici yükselişler görüldü ki buna zemin hazırlayan sebepler arasında Amerika'da işsizlik başvurularının yeniden düşüş göstermesi, çeşitli Amerikan şirketlerinin 2009 sene sonu gelir ve kar realizasyonlarının beklentilerin hayli üzerinde gelmesi ve Brüksel'de gerçekleşen Avrupa Birliği (AB) Liderler Zirvesi'nde oldukça muğlak olmasına karşın Yunanistan'ın borç sorununa bir çözüm bulunacağı açıklaması sayılabilir. YUNANİSTAN'A GÖLGE DESTEK İlk bakışta gayet net gibi görünen resim aslında ilginç tezatlarla dolu. Örneğin Avrupa Birliği Zirvesi'nde Fransa Cumhurbaşkanı Sarkozy ile Alman Başbakanı Merkel'in anlaşmış gibi görünüp Yunanistan'ın borç sorununa Avrupa Birliği ağırlıklı olmak kaydıyla Uluslararası Para Fonu (IMF) ile beraber çözüm getirilebileceği açıklaması piyasaları rahatlatırken konunun detayları hakkında nerdeyse hiçbir açıklama olmadı. Hatta yapılan yorumlarda sanki konunun özellikle muğlak olarak kalması amaçlanıyor gibi bir izlenim çıktı. Bence burada yapılmaya çalışılan oldukça açık: Ne AB ne de IMF'yi çok fazla işin içinde sokmadan, Yunan ekonomisine gölge bir destek vererek ülkenin hem miktar hem de maliyet açısından tatmin edici şekilde piyasalardan borçlanmasını sağlamak. Eğer serbest piyasa şartları dahilinde yeterli borçlanma sağlanamazsa o zaman alternatif yollara başvurulacak, yani Avrupa Birliği fonları ve IMF devreye girecek. Ben hemen her koşulda IMF'nin Yunanistan konusunda oldukça müdahil olacağını düşünüyorum. Bu, fonlama şeklinde de olabilir, danışmanlık şeklinde de. EURO 10 AYIN DİBİNDE Aslında Avrupa Birliği'nin kendi içinde bu sorunu çözüme kavuşturması en ideali. Ancak alınması gereken önlemlerin sertliği göz önüne alındığında IMF'nin önereceği şablon ile mali ve yapısal sorunların daha standart yollarla çözülmesi belki daha mantıklı olabilir. Fakat IMF'nin ya da başka bir Avrupa Birliği dışı kurumun bu sorunun çözümünde yer alması olasılığı için Avrupa Merkez Bankası (AMB) Başkanı Jean Claude Trichet'nin yaptığı yorum oldukça kısa ve öz olduğu kadar aynı zamanda Avrupa Birliği'nin kendi içinde kurumları arasındaki eşgüdümün ne kadar az güçlü olduğunu da gösteriyordu. Trichet'ye göre dışarıdan yapılan müdahale ‘çok, çok kötü'. Peki Avrupa Merkez Bankası Başkanı bu kadar negatif bir yorum yaparsa euro nasıl reaksiyon verir? Evet düşer hem de son 10 ayın en düşük seviyesine. Gerçi Trichet yaptığı bu yorumun ardından yeni bir açıklamada bulunarak söylemini yumuşattı ve euronun biraz nefes almasını sağladı. Ancak, geçen yazıda belirttiğim gibi euronun bu şartlar altında daha da düşmemesi için fazla bir sebep yok. ABD TAHVİLLERİNE DİKKAT Bütün bu olan biten arasında önceleri dikkati fazla çekmeyen ama daha sonra oldukça belirgin bir yükselişle gündemi meşgul eden bir başka gelişme de G-7 ülkelerinde ve özellikle Amerika'da bono faizlerinin hızla yükselmesiydi. Amerikan 10 yıllık tahvil faizinin yüzde 3,90 ile son 12 ayın en yüksek seviyesine gelmiş olmasının arkasında çeşitli nedenler var. Hatta çalıştığım kurumun sene sonu için faiz seviyesi tahmini yüzde 5,50 ile aşırı derece yüksek. İlk etapta, yani ikinci çeyrekte yüzde 4,50 seviyesini görmeyi beklediğimiz faizin, ABD Merkez Bankası'nın (FED) parasal sıkılaştırmayı hızlandırması, sene içinde ve özellikle dördüncü çeyrekte faiz artışına başlaması ve bütçe açığının yüksek seyretmesi sonucu tahvil ihracının yüksek kalması (yani arz fazlası) ile artışa devam etmesi beklenmekte. Buna bir de Avrupa'nın düşük büyüme beklentisi, yukarıda bahsettiğim sorunlar ve Amerika ile Avrupa Birliği faizleri arasındaki getiri farkı eklenince sene içinde euronun 1.24 seviyesini test etmesi oldukça yüksek bir olasılık görülüyor. İHRACAT AÇISINDAN RİSK Euronun düşüşü ile Türkiye'nin ihraç edeceği mal miktarı doğal olarak negatif yönde etkilenecektir. Ayrıca dış ticaret rakamları dolar cinsinden yayımladığından dolayı önümüzdeki aylarda ihracat rakamlarında beklenenden daha düşük bir büyüme de şaşırtıcı olmayacaktır. Euro-dolar paritesinde bu kadar geniş dalgalanmalar Merkez Bankası rezervleri ve döviz mevduat rakamlarında da dikkat çekici değişimler yaratacaktır. Bunlara hazır olmak lazım.
Site adresi: https://www.finansingundemi.com/haber/euro-daha-da-duser/271878