Yazdır

KOBİBANK önerisi

Tarih: 22 Mart 2010 - 10:32

İstanbul Ticaret Odası Başkanı Murat Yalçıntaş, ihracatçıya destek veren Eximbank modelinin bir benzeri olarak küçük ve orta boy işletmelere destek verecek KobiBank projesinin artık hayata geçmesini istedi

İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Murat Yalçıntaş, orta ve küçük işletmelerin yatırımlarında yaygın olarak kullandığı leasing sisteminin 2008 yılı başında sekteye uğramasıyla büyük sıkıntı yaşadığını söyledi. AKŞAM gazetesinin Topkapı tesislerine bir ziyarette bulunan Yalçıntaş, leasing ile mal alan KOBİ’lerin o dönem aniden yükseltilen KDV oranları nedeniyle büyük sıkıntıya girdiğini bunu hala atlatamadığını anlattı. Murat Yalçıntaş, “Bazılarının yaptığı yanlış nedeniyle herkes cazalandırıldı. Leasing sistemi KOBİ’lerin en kolay finansman sağladığı sistemdir. Bu uygulamının sekteye uğraması sadece işletmeleri değil, leasing sektörünü de vurdu. Bu sektör üçte 2 küçüldü” dedi. Yalçıntaş, sanayinin kendisini yenilemesi için leasing sektörünün yeniden canlandırılması gerektiğini anlatarak “Aksi takdirde Türkiye’nin bu alanda dünyadaki rakiplerine göre geri kalacağını söyledi. HALKBANK İYİ AMA YETMEZ İTO Başkanı Murat Yalçıntaş, ilk kez kendilerinin gündeme getirdiği KobiBank projesinin de artık hayata geçmesi gerektiğini şu sözlerle anlattı: Türkiye ihracatta iyi şeyler yapıyor. Mesala Eximbank, kredileriyle ihracatçıya destek olan ve çok iyi çalışan bir kurum. Bunun bir benzeri KOBİ’ler için de kurulabilir. Küçük ve orta ölçekli işletmelerin ihracatını destekleyecek bir KobiBank’ın kurulması gerektiğini İTO olarak dile getirdik. Halkbank iyi işler yapan işletmeleri destekleyen bir banka, özel bankalarımız da KOBİ’lere çok destek veriyor. Fakat asıl ihtisası KOBİ’ler olan bir KobiBank kurulursa ve verdiği kredilerle küçük ve orta işletmeleri desteklerse Türkiye’nin büyümesine büyük katkı sağlar, istihdam yaratacak adımlar atılır. Kredi Garanti Fonu (KGF) sistemi de pekala bu KobiBank işinin bir parçası olabilir. Bunu kamunun hayata geçirmesi elbette çok kolay değil ama gerçekleşirse küçük ve orta işletmeler projelerine büyük teminatlar bulmadan daha kolay finansman sağlayabilir... Bizde kriz olmadı ‘küçülme’ yaşandı 2008-2009 yılları dünyada krizin yaşandığı bir dönem olarak tarihe geçti. Ama Türkiye’de bir kriz yaşanmadı. Bizde yaşanan çok sert bir ‘küçülme’ydi. Çünkü kriz demek finansal piyasaların çökmesi demektir. Türkiye’de finansal piyasalarda çöküş olmadı tam tersine büyüme yaşandı. Dünyada mali piyasalar ağır hasar alırken bizde finansal sektör iyi karlar yazdı. Türkiye’nin yüzde 6-6.5 küçüldüğü bir dönemde mali piyasalarımız yüzde 8 büyüme kaydetti. Bu sürecin hemen ertesinde Türkiye’nin notunun yükselmesi ve IMF anlaşması yapmaması da bir krizin olmadığının göstergesi. Her yıl 1 milyon kişiye iş yaratmak kolay değil TÜRKİYE, en hızlı büyüdüğü dönemlerde bile yüksek nüfusu nedeniyle işsizlik oranını bir türlü aşağılara çekemedi. 2002-2007 gibi büyümenin en iyi olduğu dönemde işsizlik çok düşürülemedi. Yüzde 6.5 gibi ortalama büyümenin istikrarla devam ettiği o yıllarda işsizlik yüzde 10’lar düzeyindeydi. Dünya genelinde 2008’de kriz yaşanmaya başlanınca bizdeki işsizlik de maalesef bugün yüzde 14’lere geldi. Bu duruma tepeden bakınca genç nüfus nedeniyle her yıl 960 bin kişinin istihdam çağına geldiğini görüyoruz. Bu da her yıl 1 milyon kişiye yeni iş sahası yaratsanız bile işsizliğin aynı kalacağı anlamına gelir. Bizde 15-65 yaş arası nüfusun sade yüzde 48’i bir işte çalışıyor. Geriye kalan yüzde 50’den fazla kısmı umutsuzlar oluşturuyor. Bunlar ya artık iş aramıyor yaü da evde oturuyor. Kadın istihdamında durum daha da kötü. Bu işsizliği aşağı çekmek için öncelikle nitelikli işgücünü artırmak gerekli. Evet işsizlik var ama ‘kaynakçı’ arayan işyeri de aradığı nitelikte eleman bulamamamktan sıkıntılı. Ayrıca Türkiye’nin katma değeri olan sektörlerde yatırımlarını artırması lazım. Çünkü katma değeri düşük sektörlerde rakiplerimiz Bangladeş, Çin, Hindistan gibi ülkeler. Biz bu ülkelerle rekabet edemeyiz çünkü oralarda işçiler boğaz tokluğuna çalışıyor. Ama eğer katma değeri yüksek sektörlere yönelirsek, İtalya, isviçre, ABD gibi ülkelerle rekabet edebiliriz. En basit davalar 1,5-2 yıl sürüyor yargı reformu şart BİZ İTO olarak siyasi konularda girmesek de son dönemdeki reform söylemlerinden ‘yargı reformunu’nu destekleriz. Türkiye’nin ekonomik açıdan ciddi bir yargı reformuna ihtiyacı var. En basit kiracı davası bile 1,5-2 yıl sürüyor. İş anlaşmalarındaki uyuşmazlıkların 2 yıl sürdüğü bir yargıyı kim ister. Çünkü iş dünyasında kısacık anlar bile çok önemliyken yargının altyapısını geliştirmek bugün bir zaruret olmuştur. Yargının özellikle iş kolunda bir ihtisaslaşmaya gitmesi şart. ‘SAFAHAT’ HEDİYESİ AKŞAM’ı ziyaret eden İstanbul Ticaret Odası Başkanı Murat Yalçıntaş, AKŞAM gazetesi Genel Yayın Yönetmeni İsmail Küçükkaya’ya İTO’nun kültür hizmeti olarak yayınladığı Mehmet Akif Ersoy’un unutulmaz eseri Safahat’ı hediye etti. AKŞAM
Site adresi: https://www.finansingundemi.com/haber/kobibank-onerisi/271455