Yazdır

Döviz de patlar, borsa da düşer

Tarih: 12 Mart 2010 - 11:00

Oh işte gördünüz, IMF ile anlaşma olmasa bile Türkiye ekonomisi etkilenmez, döviz patlamaz, faiz yükselmez, borsa düşmez. Türkiye ekonomisi taş gibi sağlamdır diyenlerden misiniz?

Ertuğ Yaşar / REFERANS Eğer öyleyse yanılma payınız yüksektir! Çünkü IMF ile yapılmayan bir anlaşmanın etkisi, öyle düğmeyi çevirip bir anda odanın aydınlanması ya da kararması gibi değildir. Yani olumlu ya da olumsuz etki hemen görülmez. Yavaş yavaş görülür. Benzetmek gibi olmasın ama Türkiye gibi ekonomik dengeleri oturmamış bir ülkenin IMF ile anlaşması olmaması ya da aslında çalkantılı sularda bağlanabileceği sağlam bir çapası olmaması aynı kanser gibidir. Kanser kimseyi hemen öldürür mü? Öldürmez değil mi? Ama etkisini yavaşça gösterir ve gün gelince, yani beden en zayıf anındayken, ölümcül darbe gelir. Kişi olarak hiçbir zaman IMF ile yapılacak bir anlaşmaya taraftar olmadık. Sanırım bu biraz psikolojik olarak IMF güdümüne ve küstahlığına karşı olduğumuz içindir. Bir de uzun yıllar dışsatıma dayalı imalat sanayiinde çalışmanın etkisi! Ne zaman IMF ile bir anlaşma olsa, TL değerlenir ve döviz kuru düşerdi. Bu da bizim uluslararası rekabet gücümüzü yaralardı; yani satış yapmak zorlaşır, karlılık azalırdı. O nedenle de IMF ile yapılacak bir anlaşmaya hep soğuk bakmışımdır. Ama bugün Acaba farklı mı düşünmek gerek? diye kendimi sorguluyorum. Özellikle de Yunanistan örneğini gördükten sonra. Bu sıkıntılar Yunanistan'ın başına neden geldi? İki temel neden var: Kamu açığı, gayri safi milli hasılanın yüzde 12'sini buldu ve kamu borçlanması da gayri safi milli hasılanın yüzde 120'sini aştı. Yunanistan'ın bu açık durumunu finanse eden mali kuruluşlar, bir noktadan sonra yanlış verilerle kandırıldıklarını, euronun aslında Yunanistan'a bu kadar fazla bir güvenilirlik ve çapa sağlamadığını, verdikleri borçları geri alamayacaklarını düşündüler. İşte sorun da o aşamada başladı. Peki Türkiye için bu örnek neden önemli? Türkiye'nin bugün içeriden ve özellikle de dışarıdan görünümü şudur: En geç 1.5 yıl içinde genel seçim olacak. Erken genel seçim olması olasılığı da var. Bir de halkoylamasından söz ediliyor. Demek ki politika her gündemin önüne geçecek. Yani politikacı kısa dönemde kazanmak için her türlü aracı kullanmak isteyecek. Daha Mart 2009 yerel seçimlerinin hatırası o kadar canlı ki! AKP, yerel seçimden önce kazanmak için bütün kamu kaynaklarını kullanmaktan çekinmemişti. (Buna karşın oyları yüzde 47'den yüzde 39'a geriledi). Şimdi durumları daha da kuşkulu; çünkü ekonomik büyüme bir türlü başlamadı. İşsizlik bir türlü önlenemedi. Yani ekonomik olarak mutsuz olanların sayısı daha da arttı. Şimdi bu mutsuzları yeniden AKP'ye oy vermek için ikna etmek gerekiyor. Bu ikna ise ancak sular seller gibi para harcayarak; yani kamu kaynaklarını harcayarak olur. Aynı kanser gibi. Yavaş yavaş bünyeyi kaplayacak bir denetimsiz kamu harcaması hastalığı! Artık IMF de yok. Yani bu harcamaları denetleyerek aşırıya kaçınca hop diyecek bir çapa da yok! Tamamen kendi kaderine bırakılmış bir kamu maliyesi. 1.5 yıl denetimsiz ve çapasız gidecek bir iktidar. Hem de popülaritesi artık iyice sorgulanan bir iktidar. Belki de genel seçimlerden sonra ancak koalisyon hükümeti ile çıkacak yeni bir iktidar. Şuyuu vukuundan beterdir diyen bir sözümüz var. Söylentisi gerçekleşmesinden kötüdür anlamına geliyor. IMF için tam da bunun tersi yaşanıyordu yani söylentisi gerçekleşmesinden bile çok daha iyi idi. Şimdi artık o söylenti kalmadı. Üstelik adamları kovar gibi yolladık. Yani bir kere daha geri çağırırken şimdi tükürdüğümüzü yalayarak Biz ekonomik olarak kötü durumdayız düşüncesini de kabul etmiş olacağız. Nasıl çapasız gemi olmazsa mali istikrarı sağlayacak güvenli bir dayanağı olmayan bir Türkiye de olmaz!
Site adresi: https://www.finansingundemi.com/haber/doviz-de-patlar-borsa-da-duser/270748