"Herkes bankacılık yapamaz"
Tarih: 10 Mart 2010 - 15:56
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, Türkiye-Kore İş Forumunda yaptığı konuşmda, Türkiye'de kimin bankacılık yapabileceğinin ve nasıl yapılabileceğinin çerçevesi belli olduğunu söyledi.
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, Bu çerçeve daha gevşemez ama değişiklik olursa daha da sıkı bir çerçeve haline gelir dedi.
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, Türkiye-Kore İş Forumunda, Türkiye ekonomisine ilişkin olarak bilgi vererek, Bundan 7 sene öncesinin Türkiyesi ile bugünün Türkiyesi bu açılardan baktığımızda neredeyse iki farklı ülke gibi.. dedi.
Zamanında alınan tedbirlerin, Türkiye'nin krizden en az etkilenerek çıkması noktasında önemli fonksiyon üstlendiğine, ancak kriz başladıktan sonra alınan tedbirlerin de önemli olduğuna işaret eden Babacan, Türkiye'nin krizden çıkış stratejisini ilk açıklayan ülkelerden biri olduğunu yineledi.
Babacan, geçen yıl 16 eylülde Türkiye'nin kendi programını açıkladığını, bütçe açıklarının nasıl azaltılacağı ve kamu borç stokunun nasıl yönetileceğinin bir programla ortaya koyduğunu hatırlatarak, İşte Türkiye'yi bu krizde Avrupa'daki pek çok ülkeden ayrıştıran en önemli faktör, belki de bu... Ne yapacağımızı, nasıl yapacağımızı baştan açıklamış olmamız diyerek, bunların açıklanmakla kalınmadığını, uygulanmaya başladığını dile getirdi.
Avrupa'da pek çok ülkenin tartışılan konumda bulunduğunu ve bu ülkelerin AB'ye üye ve Euro Bölgesine girdiğini belirten Babacan, Bu tartışma ortamında Türkiye, olumlu bir şekilde farklılaştıysa, dünyada 100'e yakın not kırımı yapılırken, sadece 15-16 ülkenin notu artırıldıysa ve bu ülkelerden biri Türkiye ise hatta 4 ayrı kuruluş tarafından kredi notumuz artırıldıysa, tabii bunlar bizim hem zamanında gerekli reformları yapmış olmamız, hem de kriz döneminde atmış olduğumuz adımların bir neticesi... diye konuştu.
BANKACILIK HERKESİN HARCI DEĞİL
Başbakan Yardımcısı Babacan, bankacılık sektörünü ciddi biçimde denetleme ve düzenleme altına aldıklarına değinirken, Türkiye'de bankacılık yapmanın, artık kolay ve herkesin harcı olmadığını söyleyerek, şöyle devam etti:
Bu aralar yavaş yavaş 'Acaba burada bir gevşeme olacak mı, şöyle böyle..' gibi bazı talepler de alıyoruz. Asla... Türkiye'de kimin bankacılık yapabileceği, Türkiye'de nasıl bankacılık yapılabileceğinin çerçevesi bellidir. Bu çerçeve daha gevşemez, ama değişiklik olursa daha da sıkı bir çerçeve haline gelir. İşte bu sebepledir ki Türkiye, OECD ülkeleri içinde bankacılıkla alakalı bir müdahale yapmak zorunda kalmayan tek ülkedir. Türkiye'de biz şimdiye kadar tek bir kuruşluk kamu kaynağını bankalara aktarmak zorunda kalmadık. Genel garanti çerçevesini değiştirmek zorunda dahi kalmadık. AB'de mevduat garantisi 100 bin avroya çıktı, bazı ülkeler hatta tamamen yüzde 100 garantiye kadar ulaşan uygulamalara girdi. Türkiye'de ise bizim Temmuz 2004'te koyduğumuz garanti çerçevesiyle ilgili hiçbir değişiklik yapma ihtiyacı ortaya çıkmadı. Dolayısıyla bu noktada da Türkiye, krizden çıkış aşamasında bu temel güçlü noktalarını en iyi şekilde kullanacak ve krizden de en hızlı çıkacak ülkelerden birisi olacak Avrupa'da.
Ali Babacan, aldıkları makro ekonomik kararların yanı sıra yatırım teşvikleriyle ilgili çalışmaların iyi yankıları olduğunu vurgulayarak, Temmuz-Aralık 2009 döneminde toplam, yaklaşık 16-17 milyar dolarlık yeni yatırım için teşvik belgesi düzenlendiğini, müracaatların 2010 sonuna kadar devam edeceğini bildirdi.
Türkiye'de ekonomik büyümenin kaynağının özel sektör yatırımları olduğunu anlatan Babacan, Amacımız Türkiye'de yatırım ortamını iyileştirmek, genel istikrar ortamını güçlendirmek ve özel sektörün daha çok yatırım yapabilmesini sağlayacak güven ortamını ve yatırım şartlarını oluşturmak. Türkiye'de ekonomi büyüyecekse bunun yolu, bu olacak dedi.
ÇAĞLAYAN KORE'YE KÜŞKÜN OLDUĞUNU BELİRTTİ
Devlet Bakanı Zafer Çağlayan, turizm konusunda Türk turizmcilerinin Güney Kore'ye küskünlük içinde olduğunu belirterek, Kore'nin bazı bakanlıklarının web sitesinde Türkiye'yi tehlikeli ülke olarak göstermesi konusundaki hassasiyetimizi ve üzüntümüzü paylaşmak istiyorum dedi.
Çağlayan, Türkiye-Kore İş Forumunda, küresel krizin yaptığı tahribatın en fazla dünya ticaretinde kendini gösterdiğini belirterek, 2009 yılında dünya ticaretinde yüzde 27,8'lik bir düşüşle, 4,4 trilyon dolar civarında bir kayıp yaşandığını kaydetti.
Dünyadaki ihracat pastası küçülürken, pastadan pay almak isteyenlerin sayısının arttığını, rekabetin daha zorlaştığını söyleyen Çağlayan, Bu durumda yapılacak olan mutlaka imkanları beraber paylaşmak, birlikte hareket etmektir. Böyle bir küresel krizi korumacılık yaparak değil, işbirliği yaparak, ticareti, aramızdaki ekonomik ilişkiyi daha fazla artırarak atlatabiliriz diye konuştu.
Çağlayan, iki ülkenin birbirini tamamlayan ekonomik yapılara sahip olduğuna işaret ederek, müteahhitlik, gemi inşası, savunma sanayi, bankacılık gibi alanlarda önemli işbirliği fırsatları bulunduğunu belirtti.
Bakan Çağlayan, iki ülke arasındaki ekonomik ilişkilerin, geçmişe dayanan dostluk ilişkilerini yansıtmadığını ifade ederek, şöyle konuştu:
İki ülke arasında ticaret hacmi 2008 yılında 4,3 milyar dolarken, 2009'da küresel krizle beraber 3,3 milyar dolar seviyesine düşmüştür. Ama bu ticarette dengesiz bir yapı var. Kore'nin ihracat, bizim ihracatımızın 9 katıdır. Ticaretimizin dengeli şekilde artırılması gerekiyor. Dış ticaret rakamımızın ilk fırsatta, önümüzdeki birkaç yılda 10 milyar dolarlara artırılması konusunda ciddi şekilde kolları sıvayıp çalışmaya başlamamız gerekiyor.
Bunun için ihracat ve üçüncü ülkeler nezdinde işbirliğinin yanı sıra, Koreli firmaların Türkiye'de yatırım yapmasının da önem taşıdığını belirten Çağlayan, önümüzdeki hafta Kore Ticaret Bakanı'nın Türkiye'ye geleceğini belirtti.
TEHLİKELİ ÜLKE
Çağlayan, İstanbul'da İstanbul İhracatçı Birlikleriyle birlikte bir iş forumu toplantısı gerçekleştirilecek. Ve bu toplantıda nisan ayında başlatacağımız serbest ticaret anlaşmasının müzakere başlangıç mutabakatını sayın Bakanla imzalayacağız. Türkiye ve Kore'yi ortak bir ticaret alanına getirme konusunda önemli mesafe katedeceğiz. İnanıyorum ki, bu anlaşmayı bu yıl sonuna kadar yapacağımız müzakerelerle bitirip Türkiye-Kore arasında serbest ticaret anlaşmasının imzalanması da iki ülke ticareti açısından son derece önemli gelişmeler getirecektir diye konuştu.
Turizm konusunda Türk turizmcilerinin Güney Kore'ye bir küskünlük içinde olduğunu belirten Çağlayan, Kore'nin bazı bakanlıklarının web sitesinde Türkiye ile ilgili sayfalarında Türkiye'yi tehlikeli ülke olarak göstermesi konusundaki hassasiyetimizi ve üzüntümüzü paylaşmak istiyorum. Türkiye'nin Kore'deki gerek dış işleri bakanlığı gerek ticaret bakanlığı web sayfasında tehlikeli ülke' olarak gösterilmesine son verilmesi ve ülkelerimiz arasında turizm seferberliğinin yeniden başlamasının da önemli olduğunu ifade etmek istiyorum dedi.
Hürriyet
Site adresi: https://www.finansingundemi.com/haber/herkes-bankacilik-yapamaz/270640