Yazdır

Tarımda ihracat 60 milyar $’a cıkar

Tarih: 15 Şubat 2010 - 16:31

Tarıma elverişli topraklara sahip olmamıza rağmen tarım arazilerinin küçük ölçekli ve dağınık yapısından dolayı verimliliğin düşük olduğundan yakınan Denizbank Finansal Hizmetler Grubu Başkanı Hakan Ateş, “Tarımda toprak toplulaştırılması çok önemli. Bu feodal düzeni söküp atacak. Böylece 13.5...

Yedi yıl önce TMSF’den Tarişbank’ı alarak tarım bankacılığına giren Denizbank, tarım sektöründe büyük bir seferberliğe hazırlanıyor. 17 Şubat’da İstanbul’da düzenlenecek toplantı ile Ethem Sancak, Nihat Gökyiğit, Reşit Soley gibi isimleri bir araya getirip onların deneyimlerini kamuoyu ile paylaşacak olan Denizbank, parası olup da nereye yatıracağını düşünen büyük yatırımcıları tarıma davet edecek. Tarım sektörünün Türk ekonomisi açısından önemli bir yere sahip olduğunu ve bu işe sadece ‘karlılık’ olarak bakmadıklarını dile getiren Denizbank Finansal Hizmetler Grubu Başkanı Hakan Ateş, “Bunu bir misyon olarak üstlendik. Hissedarımız Dexia’ya da bunu kabul ettirdik” dedi. Denizbank Finansal Hizmetler Grubu Başkanı Hakan Ateş ile bankanın hedeflerini ve sektörün gündemindeki konuları konuştuk. KRİZİ FIRSATA ÇEVİRDİK l Denizbank 2009 yılını nasıl geçirdi? 2009 yılı bankacılık sektörü için genelde başarılıydı. Ama biz özel sektör bankalar arasında 9. ay itibarıyla karını yüzde 60 ile en çok artıran banka olduk. Daha da önemlisi bankacılık sektörü toplam aktiflerinin yüzde 30’u kadar bono portföyü taşır. Bizimki yüzde 12.5 düzeyinde. Ve Denizbank olarak şunu gösterdik: Sadece devlet tahvili ve hazine bonosundan ibaret değil bankacılık. Kredi vererek de kar edilebiliyor. Kredi-mevduat oranımız yüzde 125 ile sektörün en tepesindedir. 100 liralık mevduat toplayıp 100 lirasını veriyoruz. Onun dışında da 25 lira da yurtdışı kaynaklarımızdan borçlanarak yine onları halkın kullanımına sunuyoruz. Dolayısıyla bir banka dediğimiz zaman bütün fonksiyonlarını bilfiil gayet ‘yurtsever’ bir şekilde yerine getiriyoruz. l Sektör kredilerde frene basarken, siz bu büyümeyi nasıl sağladınız? Herkes küçülürken ocak ayında aktif pasif toplantımız vardı. Hep banka olarak ‘Ortak Akıl’ diyoruz. Yine ortak aklımızla, “Arkadaşlar aktif yaratmak için en iyi zaman” dedik. Onun için de geçtiğimiz yıl kredilerde sektörün üzerinde büyüdük. l Yani krizi fırsata çevirdiniz... Her zaman onu yaparız. Bu bizim adetimizdir. Bankayı kurduğumuz 1997 yılından beri hep büyüme ile gittik. Özellikle 2001 gibi 35 bankanın ticari hayattan silindiği, 80 bankanın 46’lara düştüğü ortamda biz fona geçmiş bankaların kredilerini, kredi kartlarını satın alarak ve kendi organik büyümemizi sürdürerek krizi fırsata çeviren bankaydık. Bu krizde de yine Denizbank özel bankalar arasında karlılık artışı ve büyüme yönünden öne çıkacak. 600 YENİ PERSONEL l Bu yıl kaç şube açacaksınız? 50 şube diye çıktık yola. Ama planlarımızı seneye yayarak uygulayacağız. Önce 25 şube açıp ondan sonraki 25’e bakacağız. 25 şube açarsak 500-600 civarında istihdam yaratırız. Eğer tüm planlarımızı değiştirmeden uygularsak bu sayı binleri bulur. l Tarım bankacılığında yeni projeleriniz var mı? Tarım bizim açımızdan çok önemli. 17 Şubat’ta ‘Tarım Plus’ diye tanıtımımız var. Ethem Sancak, Nihat Gökyiğit, Vural Ak, Reşit Soley, Savaş Titiz gibi çok kıymetli tarım yatırımcılarını Çırağan’daki toplantımızda bir araya getireceğiz. Ana dal olarak 3 tane dal var. Seracılık, meyve-sebzecilik ve süt sığırcılığı. Bu üç alanda da Türkiye’nin çok önemli yatırımlara ihtiyacı var. Şimdiye kadar biz ne yaptık? Çiftçi dediğimiz ve orta küçük ölçek çiftçilerle çok yoğun faaliyet götürdük. Şu anda 265 binin üzerinde kredili ve toplamda 400 bine yakın çiftçiyle ilişki halindeyiz. Saydığımız üç alanda büyük yatırım gerekiyor. Kah tarımla uğraşıp kah uğraşmayan, parası olup da nereye yatıracağını düşünenleri tarıma yatırıma çağıracağız. 2.5 MİLYON ARAZİ EKİLEMİYOR l Tarımın Türk ekonomisi açısından önemini nasıl değerlendiriyorsunuz? Tarım geçen yıl yüzde 3.5 büyüyerek 600 milyar dolarlık gayri safi milli hasılamızda 60 milyar dolara yakın bir büyüklüğe ulaştı. Ekonominin kabaca yüzde 10’u. İhracatta ise 13.2 milyar dolar ile yüzde 13’üne sahip. Bu işin finansmanı ise daha 10 milyar dolar civarında. 10 milyar dolarlık finansman. Peki geri kalanı nasıl finanse ediliyor? Tefecilik piyasası dediğimiz bayilerde kaybolan çok fahiş fiyat ve vade farklarına yol açan çok önemli bir değer var. Bu verimliliğe dönmüyor. Onun için bankacılık sektörünün tarıma girmesi lazım. l Bankacılık sektörü tarımı desteklemekte neden gecikti? Bankacılık kesimi bu konuda kabahatli. TMSF’den Tarişbank’ı aldık. Tarımı öğrendik ve şimdi bunun farkına vardık ama Türkiye’de 2.5 milyon hektar tarım arazisi sadece sınır olduğu için kullanılamıyor. O kadar küçük ölçeklere bölmüşüz ki, Ali ile Ahmet’in Mehmet ile Veli’nin tarlaları. Onun için toprak toplulaştırılması hayati öneme sahip. Bu Türkiye’den feodal yapıyı söküp atacak. Tarımda 3 milyona yakın insan var. Ne acıdır ki, onların 1 milyonuna bankacılık hizmeti götüremiyoruz. İşin en kötü tarafı da işsizlik hesaplarında işi varmış gibi kabul görüyor. Toprağı var, çiftçilik belgesi var ama aç. l Bu reformun yararları ne olacak? 13.5 milyar dolarlık tarım ürünleri ihracatı pekala 50-60 milyar dolarlara çıkabilir. Örneğin; Hollanda yirmide birimiz. Orada bir Rabobank var. Ziraat Bankası gibi tarıma destek veriyor. 30 milyar euro’luk tarım kredisi hacmi var. Bizde 10 milyar dolar. Biz niye Hollanda’dan inek ithal ediyoruz? Niye sera altyapı malzemesini Hollanda’dan ithal ediyoruz? Biz daha doğada olan şeyin farkında değiliz. Onlar alıp üretip dünyaya ihraç ediyor. Fark burada. Parayı yatır mevduata, yat aşağıya devri bitti l Düşük faiz ortamında yatırımcıya ne önerirsiniz? Türk Lirası her zaman dövizi döver. Eskiden bu oyunu ne bozuyordu? Ekonomi çok kötü yönetiliyordu eskiden. Bir devalüasyon oluyordu TL karlarınız yok oluyordu ama TL’de sabredip kalırsanız onun da üstesinden geliyordunuz. Hazine’nin en önemli misyonu önümüzdeki dönemde TL yatırım araçlarını artırmak. Belli portföyleri bölerek risk profiline göre yatırım yapma dönemi geldi. Aktif yönetimi dünyada olduğu gibi Türkiye’de de önemli hale geliyor. O yüzden özel bankacılık birimleri, portföy yönetim şirketleri artık bu tür yatırım araçlarını her yatırımcının yakından izlemesi gerekiyor. ‘Parayı yatır mevduata, yat aşağıya’ dönemi bitti. Portföyü çeşitlendirmek lazım. l Siz nasıl değerlendiriyorsunuz? Ben TL’ciyim. Yüzde yüz TL’de değilim ama önemli miktarda TL’deyim. Ada reklamlarımızla Lost’a rakibiz! l Maldivler’de çekilen reklam filminizde yeni sürprizler var mı? Evet, yeni dönem olay çok renklenecek. Senaryo artık Lost dizisinin önüne çıkacak. Ekip Maldivler’e gidecek. 30’un üzerinde dizi çekecek. Müşterilerimizden arayıp adanın adresini soranlar çok. Adaya yakında bir şube açacağız. Oraya da müşteri geleceğe benziyor! l Beyaz’ın yerine siz adaya düşseydiniz yanınıza alacağınız 3 şey ne olurdu? Kimlik, cep telefonu ve 8 bin 800 Denizbank neferini alırdım! Komanaçi’ye aşıktım! l Sporla aranız nasıl? Sporda çok faaliyetim var. Aletli jimnastikte Türkiye birinciliğim var. Kule tramplen de atladım. Fakat sonra okul, radyo televizyon deyince biraz da yaş geçince haliyle geride kalıyor. Ama hala ilgiyle izlerim. Bizim dönemde Nadya Komanaçi vardı. Biz Türkiye birincisi olurken, o dünya birincisi oluyordu. Ona aşıktım. Çok da güzel bir kızdı ve çok başarılıydı. l Bildiğim kadarıyla koyu Galatasaraylısınız... Galatasaray, Fener, Trabzon ve Beşiktaş’ın sponsoruyuz. Trabzon ve Fener’i biz halka açtık. Galatasaray’ın evet taraftarıyım. Ama bu Sayın Aziz Yıldırım ile olan çok iyi ilişkilerime şimdiye kadar engel olmadı. Hepsiyle iyi diyaloğumuz var. Adnan Polat’a da, Aziz Yıldırım’a da finansman işi olunca, işimiz kadar yakın, işimiz kadar uzağız. Üniversite duvarlarının arkasında devrim olmaz l Bankacı olmasaydınız ne olurdunuz? Tiyatro geçmişiniz de olduğunu biliyorum. Evet öyle bir deneyimim oldu. 10 yaşımdayken TRT Çocuk Saati programının kadrosuna katıldım. Üniversiteden mezun olana kadar da seslendirme ve oyunculuk devam etti. İş Bankası Teftiş Kurulu sınavını kazandıktan sonra bıraktım. Ondan sonra Anadolu’ya turneye çıktım. 5 sene müfettiştim. Anadolu’da hiç görmediğim yerleri gördüm. Tabii kariyerime önemli katkıda bulundu. Hem de sosyal yönden perspektif verdi. Gördük ki, üniversite duvarlarının arkasında devrim yapmak öyle mümkün değil. O duvarların önünde çok farklı bir dünya var ve tanıdığım için çok mutluyum. Yatırımı ıskalayan ‘Ah, vah’ ediyor l Türkiye’nin Dexia açısından önemi nedir? Uluslararası büyük bankaların karlılıkları azaldı. Oysaki, Türkiye’de karlılık gayet iyi. Dexia bilançosunun yaklaşık yüzde 2’siyim ama karının dörtte biriyim. Avrupa’da yeni yatırım, büyüme, tüketim ve nüfus konusunda problemler var. Çünkü onlar yüzyıl önce tamamlamış. Bir bankacı için bundan daha güzel bir ortam olur mu? Burada çok cevher var. Karlı büyüme var. Türkiye’ye yatırım yapmış bütün bankalar için Türkiye gözbebeği. Yatırım yapmayı ıskalamış olanlar için de ağızları sulana sulana bakıp da ‘Ah, vah’ ettikleri bir alan burası. Enflasyon yıl sonu yüzde 7-8’i bulur l Yıl sonu enflasyon, kur ve faiz ne olur? Enflasyon biraz başını kaldırabilir ama bu faizleri artırma yönünde bir baskı yaratmayacak. Yani yüzde 7-8’ler arasında olabilir. Kur enflasyon kadar artar. Faizler de son çeyreğe kadar makul seviyelerde gider. Politika faizlerini artırmak için önemli bir neden yok. Bunu bozacak olan şey içeriden değil, dışardan tehdittir. Avrupa ittifakı önemli bir sınav veriyor. Hem bizim önemli bir ticaret partnerimiz, hem de bütün dünya için büyük bir ekonomi. Dolayısıyla büyük ağabeylerin özellikle Almanya’nın küçük kardeşlere nasıl koruyup korutacakları önemli. Ayfer Arslan/ Akşam
Site adresi: https://www.finansingundemi.com/haber/tarimda-ihracat-60-milyar-a-cikar/268946