Babacan bunu her ne kadar daha sonra yumuşatsa da sektör için bir düzenleme hazırlandığı açık. Bankacılık sektörünün önde gelen üst düzey yöneticilerine gelince, bu konuda yeni bir çalışmanın başlatıldığını ve Basel II kapsamında Avrupa’da bankacılık sektörünün sermaye ve risk ilişkisinin kurallarının yeniden tartışıldığını, bunun da G20 gibi Türkiye’ye de yansıyacağını ifade ettiler. Bir bankacı G20’nin bankaların öz kaynaklarına göre kaldıraç kullanmalarına (Örneğin bir bankanın 10 lira öz kaynağı varsa bunun 10 katından fazla büyüyemez gibi) yeni kurallar getirme üzerinde durduğunu anlattı. Aynı bankacı “Avrupa’da bankaların riskleri yeniden belirleniyor. Kredi ve mevduat oranlarının sınırlanması üzerinde duruluyor. Bunlar onlar için rasyonel tartışmalar ve bazı düzenlemeler de olabilir. Ancak bizim için değil. Biz bankacılık penetrasyonu çok gelişmemiş ve tasarruf eğilimi düşük olan bir ülkeyiz” dedi. ‘Hiçbir holding bankasını kurtarmaz’ Büyük bankaların daha fazla büyümelerini engellemeye yönelik konular üzerinde Türkiye’de de üzerinde çalışıldığını ve düzenleme tarafında bir arayış olduğunu ifade eden bankacı şöyle konuştu: “Başlatılan arayışta sisteme bir denge getirilmeye çalışıyorlar. Türkiye’deki büyük bankaların mevduatları artık 40 50 milyar dolara ulaştı. Tedbir alırsanız ileride bunların yüklerini kamu üstlenmez. Zaten bu halleriyle yarı kamu gibiler. Türkiye’deki dominant bankacılığın önüne geçilmek isteniyor.” Yenilere fırsat verilecek Hükümetin başlattığı bu çalışmaya destek veren bankacı buna karşın düzenlemelerin tepeden inme olmasına karşı olduğunu söyledi. Bankacı, “Bu kadar radikal kurallar getirmek yerine haksız rekabeti önleyici düzenlemelere ağırlık vererek sistemi serbest piyasa düzeni içinde tutsunlar” dedi. Bankacı, mevduat toplamaya sınır getirmenin sistemdeki diğer küçük bankaların büyümesine destek vereceğini ve böylece 5 büyük banka yerine 10 büyük bankanın sektörde faaliyet göstermesinin sağlanacağını söyledi. Bankacı, “Bundan tasarruf ve kredi müşterisi ve hazine yarar görür” diye konuştu. Amerika ve Avrupa Birliği ülkelerinde yaşanan gelişmeleri bankacılık açısından aşırı reaksiyonel bulduğunu belirten büyük bir bankanın üst düzey yöneticisi ise mevduat toplamayı sınırlamanın Türkiye’de bankacılıkta en başta ahlaki bozulmaya neden olacağını söyledi. Bankacı, “Bu bankaları nasılsa mevduat toplayamayacağım düşüncesiyle, belli müşteri gruplarına yöneltir. Mevduat toplamayacağı için faiz rekabetinden de uzak durur. Fon toplayamayacağı için kredilerde de daralma olur” dedi. KADİFE ŞAHİN / Milliyet