DEVLET Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, bankacılıkta aşırı büyümeyi önlemeyi amaçlayan mevduat toplamaya sınırlama getiren çalışma hakkında, Türkiye’ye uygun bir formül hazırlanacağını ancak henüz bir karar alınmadığını açıkladı. ABD’de uygulanacak formulü örnek olarak kullandığını söyleyen Babacan, “Türkiye’nin şartlarına uygun, bankacılık sistemimizi asla zora sokmadan, hem büyük bankalarla hem küçük bankalarla istişare ederek, ortak akıl ürünü bir politika oluşturmak için çalışmalara başladık. Kesin alınmış bir karar yok, atılmış bir adım yok. Ancak bir süreç başladı bu sürecin sonunda Türkiye ümit ederim ki kendisi için en doğruyu bulur” dedi. Yüzde 10 kesin değil Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, İstanbul Sanayi Odası’nın düzenlediği İstanbul Sanayi Forumu 2010 Yılı 1. Meslek Komiteleri Ortak Toplantısı’nın ardından gazetecilerin soruları üzerine, bankaların mevduatına sınırlama getirilmesi konusundaki çalışmalarına açıklık getirdi. ABD’deki yüzde 10’luk mevduat sınırını yalnızca örnek olarak verdiğini belirten Babacan, “ABD’nin aynısını Türkiye’de yapacağız diye bir şey kesinlikle söz konusu değil. Çalışmaların çok çok başındayız. İllaki yüzde 10 diye bir sınırlama yok. Biz kendimiz için doğrusunu yapıp, kendimize özel bir sistem hazırlayacağız” diye konuştu. Türkiye’nin zamanında doğru adımlar attığı için bu krizde finans sektörü olarak ve genel finansal yapı olarak krizi en az problemle atlatan ülkelerin başında geldiğini ifade eden Ali Babacan, şunları söyledi: “Bankacılık sektörünün batmaması için her şeyin yapılması gerekir’ kavramının ne kadar yanlış olduğu, krizde bütün dünya tarafından görüldü. Pek çok gelişmiş ülke bankacılık sektörüne olağanüstü miktarlarda kaynaklar aktarmak zorunda kaldı. Bu kaynakları tekrardan dönüp halk üzerinden çıkaracaklar. Bu sıkıntıların Türkiye’de de yaşanmaması için çok uzun vadeyle bakarak, bugünden neler yapılabilir bunun bir ön hazırlığı içerisindeyiz. Uzun vadeli bir bakış açısıyla ne tür adımlar atılabilir biz bunun çalışması içindeyiz.” Görüşlere açığız Çalışmanın ilk aşamalarında olduklarını ve bankaların görüşlerini de dinlemeye hazır olduklarını aktaran Babacan şöyle devam etti: “Bankaların görüşlerine de açığız biz sadece kendi içimizde bir çalışma başlattık. Henüz çalışmanın ilk safhalarındayız. Asla bir sıkıntıya yol açacak, durup dururken bankalarımızı zora koşacak bir şey yapmayız. Kaldı ki hükümetimiz her zaman yapıcı olumlu yaklaşımıyla yaklaştı. Hiçbir bankamızı bugünden yarına etkileyecek bir şey değil. Zaten böyle bir durumda geçiş süreçleriyle her türlü kolaylığı her türlü imkanı da sağlarız.” AB’ye tam üye olmak yeterli değil, doğru politika önemli TÜRKİYE’nin zamanında adım attığını ve zamanında tedbirler aldığını ifade eden Ali Babacan, şunları söyledi: “Türkiye’nin zamanında attığı adımlar bu krizden en az hasarla çıkmasını da beraberinde getirdi. OECD ülkeleri içinde bankalarına kamu kaynağı aktarmak zorunda kalmayan tek ülke Türkiye oldu. Garanti sistemini dahi değiştirmedik. Bütün AB genelinde garantileri yükseltmek zorunda kaldılar. Bugün AB’ye tam üye olan 4-5 ülkenin nasıl bocaladığını hepiniz izliyorsunuz. AB’ye tam üye olmak dahi demek ki kurtaramayabilir, siz doğru politikaları izlemezseniz. Türkiye bizden önceki dönemde IMF ile 17 tane stand-by düzenlemesi yapmış, hiçbirisi tamamlanmamış, hepsi yarım kalmış. Bunları biz tamamladık. 50 yılı aşkındır AB hep konuşulur Türkiye’de, müzakere süreci bizim dönemimizde başladı. Türkiye, AB ile müzakerelere başlayan bir ülke olarak, henüz tam üye olmayan bir ülke olarak pek çok AB tam üyesinden daha istikrarlı. Bugün bir Yunanistan, Portekiz Türkiye’den daha fazla risk primi ödüyorsa borçlanırken, bu kendiliğinden olmuyor. ‘Rüzgar olumlu esti kendiliğinden Türkiye bu noktaya geldi’. Bunun böyle olmadığını sizler de takdir ediyorsunuz.”