Denizbank Genel Müdürü Hakan Ateş bankanın, Mayıs 2006’da Denizbank’ı satın alan Dexia grubunun yaklaşık 30 bankası içinde ilk üçte yer aldığını söyledi. Ateş, Denizbank’ın Fransız ve Belçika ülkelerinin sahibi olduğu uluslararası Dexia grubu içinde dokuz aylık karlar açısından öne çıktığını söyledi. Ateş, “Dexia grubunun 30’un üstündeki bankası içinde Türkiye ilk üçte yer alıyor. Bilançoları içinde aldığımız paya nispetle, yani riskli aktife oranla sağlanan en yüksek kar Türkiye’den geliyor. Açık arayla. Tabii o ülkelerde azalan karlar var, burada da bankacılık sektöründe artan karlar söz konusu. Zaten Dexia satın aldığı tarihten bu yana bizi hep doğru yere koydu. Türkiye daima çok öncelikli bir ülke oldu. İstanbul, Paris, Lüksemburg ve Brüksel ile beraber Dexia içinde önemli bir rol aldı. Bugün grup içinde herkes Denizbank’ı biliyor. Bu bizim için önemli bir gurur kaynağıdır” dedi. ‘Belediyeleri de bankacılığa alacağız’ Yerel yönetimin finansmanı konusunda 16 büyük belediyenin 11 ile çalıştıklarını söyleyen Hakan Ateş, Türkiye’de belediyelerin çoğunun bankacılık sektörüyle çalışmadığını belirtti. Ateş, “Türkiye’de 3 binin üzerinde belediye var. Bunlar bankacılık sektörünü hiç kullanmıyorlar ya da nasıl kullanacaklarından haberdar değiller. Türkiye’de tarım sektörünü bankacılığa nasıl soktuysak yerel yönetimleri de bankacılığa sokacağız. Belediyelerin belli gelirleri var. Bunları seküritasyonlarla öne çekerek belli yatırımlar gerçekleştirilebilir” diye konuştu. Tarımda büyük çiftçiye yöneliyor Tarımda 260 bin kredili müşterisi bulunan Denizbank, 2010’da büyük çiftçilere yöneliyor. Toplam 350 bin tarım müşteri olan banka geçen yıl çiftçilere 1.5 milyar dolarlık kredi sağladı. 200’ün üzerinde ürüne kredi veren Denizbank, 2010’da tarım sektörüne verdiği kredilerin miktarını 2 milyar dolara çıkaracak. Denizbank Genel Müdürü Hakan Ateş, “Bu yıl da tarımda iddalı hedeflerimiz var. Bu yıl tarım kredilerinde yüzde 25’lere varan bir artış öngörüyoruz. Tarımın bir üst segmentinde yeni bir projemiz var. Toprağı işlemekten tarım sanayine yönelmiş büyük işletmelere yöneliyoruz. Küçük ölçekte çok sayıda çiftçiye ulaştık. Bir de büyük ölçekli çiftçiler var. Şimdi tarım alanındaki yeni hedefimiz bu işletmeler ki bunlar süt çiftlikleri ve seralar. Dolayısıyla öğrenme eğrisini çok hızlı yaşadığımız tarım sektörünün finansmanında Denizbank’ta ciddi bir derinleşme olacak” dedi. ‘Yeni şubede kara zarara bakacağız’ Ateş, hükümetin banka şubelerine getirdiği ve bundan sonra her yıl alınacak olan harçların yeni şube açma kararlarını sorgulamalarına neden olacağını söyledi. Ateş, “Yıla bütçemize 25 artı 25 şeklinde bir şube hedefi koyarak başladık. Anadolu’da hiç gidilmemiş yerlere gidiyoruz. Buralardaki karlılığımız devam edecek mi buna bakmamız gerekecek. Oraya gelecek olan 8 - 10 kişilik bankacılık kadrosunun bile bir katkısı, istihdama faydası oluyordu. Ancak şimdi bu tür fiks maliyetleri göze almakta sıkıntılarımız olacak. Dolayısıyla biz de sonuçta ticari bir müesseseyiz. Dilerim şube harçları yeni şubelerin açılmasını engellemez ama netice herkes kararını kar-zarar hesabını yaparak verecek” dedi. ‘Müşteri şikayetleri bizim için önemlidir’ Tüketicinin ekonominin can damarı olduğunu Ateş, “Ülkede alım satımın sağlıklı işleyebilmesi, bancılık işlemlerinin çapraz satışlarla diğer hizmet gruplarına da eğilebimesi için tüketiciye mutlaka ihtiyacımız var” dedi. Bankacılıkta müşteri şikayetlerinin arttığını kabul eden Ateş, banka olarak bu şikayetlere duyarsız olmadıklarını söyledi. Ateş, “Bu konuda çok duyarlıyız. Bunu şöyle değerlendiriyoruz, şikayet edecek duyarlılıkta olan müşteri sizden kopmak istemeyen müşteridir. Bir yanlışınızı görmüş onu düzeltmeye çalışıyor. Ancak birkaç unsuru da gözönünde tutalım. Bankacılık sisteminden hizmet alan kesim sayısı çok arttı. Bankacılık sektörünün verdiği hizmet yelpazesi çok genişledi. Üçüncüsü müşteri de çok bilinçlendi. Bu nedenle şikayetler artacaktır ama önemli olan bu müşteri sayısının oransal olarak artmamasıdır” dedi. KADİFE ŞAHİN-MİLLİYET