Yazdır

Bankacılık sisteminde neler değişecek?

Tarih: 01 Şubat 2010 - 00:06

Obama'nın gündeme getirdiği önlemler, mali krizin iki yıl önce patlak vermesinden bu yana gündeme gelen en kapsamlı önlemler.

Bankalar için ne değişecek? Öneriler pek çok değişim getiriyor. Pek çok büyük banka halihazırda hem mevduat hem de yatırım bankası olarak faaliyet gösteriyor. Yani bir yandan halkın tasarruflarını değerlendirmesi için hesap açarken, bir yandan da mali piyasalarda neyin değer kazanacağını öngörmeye çalışıp buna para yatırarak gelir edinmeye çalışıyorlar. ABD'de Citigroup, JPMorgan Chase ve Bank of America, İngiltere'de Barclays ve Royal Bank of Scotland bu formüle en iyi örnekler. Kriz öncesinde bankalar girdikleri bu işlemlerin içerdiği riskin farkında olduklarını savunuyordu. ABD Başkanı Obama ise şimdi bankaların en riskli faaliyetlerinden vazgeçmesini istiyor. Eğer savaş istiyorlarsa, ben bu savaşa hazırım ABD Başkanı Barack Obama bankalara meydan okudu Başkan bankaların "müşterilere hizmet vermekle ilgisi olmayan, sermaye ticareti ile ilgili operasyonlara" girmekten alıkonacağını belirtti. Ancak henüz bu sınırlamanın ne kadar kesin çizgiler içerdiği netleşmiş değil. Citigroup'un eski yöneticisi Peter Hahn, "Şeytan ayrıntıda gizlidir, dolayısıyla 'sermaye ticareti'nin tanımının nasıl yapılacağına bakmak gerekir" diyor Riskli mali faaliyetlerin ihtiyat fonları içinde sınırlanması ise, bu fonların batmasına göz yumabilmeye olanak tanıyor. Hükümetlerse söz konusu halkın tasarruflarını yatırdığı bir banka olunca, devreye girmek durumunda kalıyor. Girişim ayrıca büyük mali şirketlerin "pazar payı" açısından belirli bir düzeyin üzerinde genişlemesine de sınırlama getiriyor. Yani bankaların aşırı büyümesine, örneğin bir başka bankayı satın almasına izin verilmeyecek. Obama yönetimi ayrıca tüketicileri mali işlemleri konusunda koruyup yönelendirecek bağımsız bir tüketici kurumu kurulmasını istiyor. Neden böyle bir sınırlama gerekli görüldü? Obama'nın neden bu adımı şu noktada attığını kestirmek güç. Bundan bir yıl kadar önce, mali sistemin çöküşün eşiğinde görüldüğü günlerde, bazı uzmanlar köklü değişiklikler ve sınırlamalar gerektiğini savunuyordu. Obama belki baştan beri bu sınırlamaları düşünüyordu, ancak harekete geçmeden önce bankacılık sisteminin biraz daha istikrara kavuşmasını bekledi. Ya da belki de, Wall Street'in en büyük oyuncularının son haftalarda peşpeşe açıkladığı yüklü ikramiyeler karşısında duyulan tepki sonucu, ani bir karar değişikliğine gitmiş olabilir. Bazıları geçen yılki mali krizin ardından hükümet tarafından iflastan kurtarılan bazı bankalar son dönemde çalışanlarına ödeyecekleri yüksek ikramiyeleri açıklamıştı. Son olarak Amerika'nın en büyük yatırım bankası olan Goldman Sachs, 2009 karından 10 milyar sterlini ikramiye olarak ayırmıştı. Kimileri de bankaları dizginleme kararının Senato ara seçiminde, Massachusetts sandalyesinin Cumhuriyetçilere kaptırılması ardından, seçmenleri kazanma hamlesi olduğunu öne sürüyor. Maryland Üniversitesi'nden Peter Morici "Bu Massachusetts'te olanlara karşı siyasi bir girişim. Ama sorunu çözmeyi sağlamıyor. Yönetimde bir yılı geride bırakmışken daha derin içerikli bir şeyler söyleyebilecek durumda olmalı, ama bunu yapamıyor" diyor. Öneriler neden tepki çekiyor? Önlemlerin diğer ülkelere nasıl etki edeceği merak konusu Pek çok banka, sermaye işlemleri kapsamındaki simsarlık ve benzeri özel işlemlerine devam etmek istiyor. Çünkü bu işlemler, genellikle sadece mevduat bankacılığı yapmaktan daha karlı. Bu konuda bir seçim yapmak zorunda kalmak bankaların hissedarlarını da çok hoşnut etmeyebilir. En önemli sorulardan biri ise bu uygulamaların ABD ile sınırlı kalıp kalmayacağı. ABD bankalarının dünyanın diğer yerlerindeki rakipleri karşısında dezavantajlı duruma düşmemesi için bu tür bir düzenlemenin dünyade eşgüdümlü olarak uygulanması gerekir. Londra'da City Üniversitesi'ne bağlı CASS Business School'dan Peter Hahn, "Küresel çapta faaliyet gösteren bankalar bunlar ve uluslararası çapta bir uzlaşma sağlanması gerek." diyor. "Ayrıca, bu düzenlemelerin ilginç yan etkileri olacak. Eğer Amerika Birleşik Devletleri'nde iş yapan bir Alman ya da İngiliz bankasıysanız, hangi işleri yapacağınızı seçmeniz gerekecek mi? Amerika dışında faaliyet gösteren Amerikan bankalarına ne olacak?" Obama'nın açıklaması ise henüz bu sorulara yanıt getirmiyor. Oysa, bu durum örneğin İngiltere'de hükümetin hisselerinin büyük bölümünü elinde tuttuğu Royal Bank of Scotland (RBS) gibi bankalar açısından da ciddi bir sorun yaratabilir. RBS halen kar getiren yatırım bankacılığı kolunu tasfiye ederse, mali piyasalarda daha az değerli görülecek ve hisse fiyatları düşecek. Bu da hükümetin dolayısıyla vergi mükelleflerinin bankaya yatırdıkları parada zarar etmesi demek. Obama'nın başka alanlarda, örneğin emlak sektörünün etkisi konusunda da önlemler almış olması gerektiğini savunanlar var. Peter Morici "Pek çok küçük banka emlak teminatlı menkul kıymetleri satın alıp defterlerine geçirdi. Sermaye işlemlerini yasaklamak bu alanı ise kapsamıyor" diyor. Morici'ye göre bankalar mevduat kabul etmek, kredi açmak ve ABD devlet tahvilleri almak gibi işlemlerle sınırlanmalı. Bundan sonra ne olacak? ABD Başkanı bu önerinin hayata geçirilebilmesi için işin ABD Kongresi'ne düştüğünü belirtiyor. Kongre'nin iki kanadından konuyla ilgili yasa teklifleri hazırlanıp geçirilmesi gerekiyor. Bankaların çok daha sınırlı kapsamda işlem yapmasını savunanlar var Ancak seçilmesinden bir yıl sonra Obama'nın siyasi sermayesi azalıyor ve Massachusetts'teki senato sandalyesini kaybetmeleri, Demokratların önerilerini onaylatmalarını iyice güçleştiriyor. Bankacıların da bu planlar aleyhinde yoğun lobi çalışmalarına girişeceği kesin. Banka yöneticileri sınırlamaların geçmişin iş yapılmasını güçleştiren ortamına dönüş anlamına geleceğini bildiriyor. Öte yandan, ekonomik sıkıntının yaşamın pek çok alanını boğduğu bir ortamda, kamuoyu bankacılara verilmeye devam edilen yüklü ikramiyelere yoğun tepki gösteriyor.
Site adresi: https://www.finansingundemi.com/haber/bankacilik-sisteminde-neler-degisecek/268115