IMKB, 25'nci yılında kabuk değiştiriyor
Tarih: 28 Ocak 2010 - 16:47
2009 yılı ekonomide küçülme ama İMKB'de büyüme yılı oldu. Hisse senedi piyasasında işlem hacimlerinde yüzde 25 artışın yaşandığı yılda İMKB, faizlerinde düşmesinden güç aldı.
Hisse senetleri piyasasında endeks dolar bazında yüzde 96.64 artış kaydederken kendi liginde 3'ncü oldu. İşlem hacmi açısından gelişmekte olan piyasalar arasında 2009 yılında 316 milyar dolar işlem hacmi ile 7'nci sırada bulunan İMKB, piyasa değeri açısından 236 milyar dolar ile 10'ncu işlem gören şirket sayısı açısından ise 15'nci sırada bulunuyor.
* ECE CEYHUN / DÜNYA
Bu yıl 25'nci yılını kutlamaya hazırlanan İMKB, Başkan Hüseyin Erkan'ın deyimi ilekabuk değişimi içinde. İstanbul'un bölgesel finans merkezi olması için yekpare bir Türkiye Borsası oluşturma çabalarının önemli bir adımı olacak olan operasyon şirketi kurma çalışmalarını bu yıl devreye almaya hazırlandıklarını açıklayan Erkan, piyasa yapıcılığı, varant, ödünç piyasası, ülkelerle ortak endeksler çalışmaları yaptıklarını belirtti. Erkan bu çalışmalara ilaveten İMKB'de piyasayı daha iyi yansıtan bir kapanış fiyatı oluşmasına da imkan vermek için açılış seansı gibi bir de kapanış seansı yapmayı planladıklarını kaydederek gerçek repo, özel şirket tahvillerine repo, emir iptali, fiyat adımlarının daraltılması ve opsiyon içinde hazırlıklar yaptıklarını bildirdi.
İMKB Başkanı Hüseyin Erkan ile İMKB'nin 2009 yılını nasıl geçirdiğini, yeni ürünlerle ilgili hazırlıklarını ve projelerini konuştuk. Erkan, İMKB'nin hiç olmadığı kadar bir yatırım hamlesi içinde olduğunu anlatarak Türkiye'ye, portföy yatırımları hariç, şimdiye kadar giren doğrudan yabancı sermayenin üçte birinin İMKB'ye kote şirketler üzerinden geldiğine dikkat çekerek "2-3 yılda sermaye piyasalarımızda büyük değişiklikler göreceğiz" dedi.
En büyük projelerinin operasyon şirketi kurmak olduğunu söyleyen Hüseyin Erkan, "Borsalar mevcudiyetlerini devam ettirsinler ama bunların hepsine hizmet verecek alt yapıyı tek bir yerden verelim. Aracı kurumlar 50 tane değişik maliyetle uğraşmasınlar. Hizmet tek yerden alınsın yurtiçine de yurtdışına da bağlantıyı oradan sağlayalım. Diğer dünya borsaları ve piyasalarına erişilsin. Bir de çevremizdeki ülkeleri dünyaya bağlayalım diyoruz. Dolayısıyla bu ciddi bir proje. Bu İstanbul'u da gerçek anlamda finans merkezi yapar.
İstanbul'un bölgesel finans merkezi olması yolundaki ortak operasyon merkezi projemiz bu yıl devreye girecek ve çok önemsiyoruz. Faaliyete geçmesi ise 2011'i bulur. Piyasaya çok büyük tasarruflar gelecek ve büyük sinerjiler yaratılacak. Asıl amaç tüm piyasalara hizmet veren bir yapı kurmak. İşin emtia tarafı ikinci aşama olacak ve sermaye piyasasını asıl büyütecek adım özel sektörde olan emtia piyasalarının sermaye piyasaları ile birleşmesi olacak. Borsalar ayrı ayrı yatırım yapacağına tek bir noktadan yatırım yapabilecek. Aracı kurumlar açısından da maliyetler altından kalkılabilir düzeyde olur. Ciddi yazılım ve alt yapı çalışmaları olacak" bilgisini verdi.
Emtia ve sermaye piyasaları
sinerji oluşturmalı
Bu operasyon merkezi üzerinden yatırımcılara çok sayıda enstrüman yelpazesi sunmak istediklerini de kaydeden Erkan, bu merkezin sadece hisse, altın ya da döviz değil emtia ve enerji piyasalarını da tek çatı altında birleştirebileceğine dikkat çekti. Erkan şöyle devam etti: "Emtia piyasaları, sermaye piyasası dışında fiziki teslimata dayalı spot piyasa olarak kaldıkça manuel piyasa olmaktan öteye gidemiyor. Halbuki sermaye piyasaları ile birleşince çok büyük boyutlarda yepyeni sermaye potansiyeli ortaya çıkacak. Türkiye bir çok gıda mamülünde en büyük üreticiler arasında.
Ama fiyatı belirleyemiyor. Türkiye bir enerji koridoru olmuş ama enerji ile ilgili hiçbir fiyat belirleme şansı yok. Bazı madenlerde mesela borda dünyanın en büyük üreticisiyiz ama fiyat bizde belirlenmiyor. Bunlar ancak sermaye piyasaları ile birleşirse olabilir. Lisanslı depoculuk geçti. Bu emtialar depolanabilir. Standart kontratlar çıkabilir. Bu standart kontratlar alım-satıma açılır. Elektronik alım-satıma açılan kontratları bankalara götürüp kullanabilirsiniz banka bunu likiditeye çevirebileceği için teminat oranlarını düşürür. Dolayısıyla çok daha az teminatla çok daha fazla kredi alma imkanına kavuşursunuz. İkincisi üzerinde türev enstrümanlar oluşturursunuz biz toplam işlem hacimlerimizi 10'a 20'ye katlayabiliriz."
20'nin üzerinde şirket
halka arz çalışması yapıyor
Halka arzların iki senedir kriz nedeniyle yapılamadığını ama ertelenen çalışmaların artık yavaş yavaş geleceğini kaydeden Erkan, "Türkiye'de 20'nin üzerinde şirket halka arz çalışması yapıyor. Halka arzlarda ikinci yarıda hızlanır" dedi. Dünyada düşük maliyetli likidite bolluğu olduğunu ve bu likiditenin de getiri peşinde koştuğuna dikkat çeken Erkan, "Sabit getirili menkul kıymetler içinde ciddi getiriler yok. Emtiaya gidiyorlar ya da halka arzlara girerek bunlardan yararlanmaya çalışacaklar. Dünya krizden çıkıyor toparlanma var ve ülkelerde büyümeye başlayınca karlılıklar artacak. Dünya ülkeleri krizden yavaş yavaş kurtulmaya başladığında büyüme ile beraber şirketlerin performanslarında artış olacağı için bu dönemdeki fiyatlamalarla giren yatırımcıların çok iyi portföyler, uzun vadeli portföyler oluşturacağını düşünüyorum" değerlendirmesinde bulundu.
Erkan ayrıca 20092da bankaların öne çıktığını ama bu yıl sanayi şirketlerinin büyüyen bir ekonomide performans gösterme imkanına sahip olduğunu da kaydetti.
"Artık yapacaklarımızı bir takvime koyduk" diyen İMKB Başkanı, DÜNYA'ya projelerini şöyle anlattı:
KAPANIŞ SEANSI: Açılış seansının ardından şimdi bir de kapanış seansı üzerinde çalışıyoruz. Kapanışta son 10-15 dakikada bir müzayede yaparak kapanış fiyatı oluşturma girişimimiz var. 2010'da devreye almayı düşünüyoruz. Alt yapımızda ve yazılımımızda ciddi değişiklikler gerektiriyor. Günlük fiyatları daha iyi yansıtan bir kapanış fiyatı olacak.
Bazen öyle günler oluyor ki son birkaç dakikada ani düşüşler ya da ani yükselişler olabiliyor. Fiyatlar ciddi şekilde oynuyor. Hele hele fiyatları
1 TL'nin altında olan hisse senetlerinde bir adımlık düşüş yüzde 1'lere tekabül ediyor. Dolayısıyla kapanış fiyatları zaman zaman günü tam olarak temsil edemeyebiliyor. O açıdan da daha gerçekçi bir ağırlıklı ortalama fiyatı ya da kapanış müzayedesi ile fiyatın belirlenmesi yatırım fonları ve kurumsal yatırımcılar açısından da daha tercih edilebilir bir durum. Aracı kurumlarla paylaşıyoruz ve önerilerini değerlendiriyoruz.
PİYASA YAPICILIĞI: Bütün büyük piyasaların hepsi piyasa yapıcılığı (PY) sistemi ile çalışır. Bizim gibi daha sonra faaliyete geçen borsalar ise sürekli müzayede ile başlamıştır. Türkiye'de şimdiye kadar finansal açıdan çok güçlü bir aracılık faaliyeti olmadığı için kalmış ama artık ciddi büyüklüğe gelmiş kurumlarımız var. Onlara da bu imkanı tanıma niyetimiz var.
Gayrimenkul yatırım ortaklıkları, borsa yatırım fonlarının işlem gördüğü kurumsal ürünler pazarı dediğimiz bir pazar açtık. Bu ürünlerin doğal olarak PY'leri var. Defacto olarak yapacaklarına alenen yapılsın takip edelim ve gerçek anlamda piyasa yapıcılığı oluşsun istedik. İleride likiditesi az olan şirketlerin hisse senetlerine de PY'liği getireceğiz. Böylece asgari bir likidite garanti edilecek ve fiyat oynamaları minimize edilecek. İlk kurumsal ürünler pazarında başlıyoruz. İkincisi GİB'i açıyoruz ve orada da gelecek şirketlerin tamamı PY sistemiyle halka açılacak. Etkin piyasa oluşumu açısından bizim için önemli. Piyasa yapıcılığı kriterler arasında halka arza aracılık, türev piyasalardaki yetki gibi bazı şartlar aranacak.
Risk yönetimine hakim aracı kurumlar arasından seçmemiz lazım. Yeterli alt yapı ve finansal güce sahip aracılardan seçilmeli tabii piyasa performansına ve işlem hacmine de bakılacak.
FİYAT ADIMLARI DARALACAK: Fiyat adımlarını daraltmak gerekirse üçüncü haneyi açmak da bir diğer projemiz. 1 kuruştan aşağı inemiyoruz ama yarım kuruş hatta kesirli kuruşlara kadar gidebilecek imkanı açmak istiyoruz ki fiyat adımları arasındaki makas çok açık olmasın. Onu da iyi düşünmek lazım. Çok küçük yaparsanız fiyat adımları 2'şer 3'er 5'er atlar piyasa kar edecek yer bulamaz. Ama bizde de çok geniş ve onları daraltmamız gerekiyor.
EMİR İPTALİ: Emir iptaline izin verilmeyen herhalde tek borsa biz kaldık.
Ama şimdi öyle bir likiditeye geldik ki bu imkanlar çok gerekli. Zaten daha düşük likiditesi olan kağıtları da piyasa yapıcılığı getireceğimiz için kendi içinde tutarlı olacak. Bunların hepsi birlikte düşünülüyor. Yaza kadar bunları yapmayı planlıyoruz. Fiyat adımları ve emir iptali ulusal pazar için bir sonraki aşama olacak ama GİB böyle başlayacak.
VARANT: Varant piyasası hazır genelgesi çıktı başvuruları bekliyoruz bir aracı kurumumuzun birkaç varant için başvurusu var. Alt yapı olarak hazırız piyasayı açmak için tarihi belirlemeye çalışıyoruz. Bir tanıtım toplantısı ile piyasayı açmayı planlıyoruz. Varant güzel bir enstrüman ve opsiyon benzeridir. Kurumsal yatırımcıya koruma imkanı getiren bir ürün ve alt piyasa ile doğrudan ilişkili. Biz daha muhafazakar yaklaşırken piyasada yaptığımız toplantılarda ilginin olduğunu gördük ve sevindik. İlk başta kurumsal yatırımcılardan daha fazla ilgi olacaktır.
ÖZEL ŞİRKET TAHVİLLERİNE KOT KRİTERİ: Tahvil tarafında bazı çalışmalarımız var. Özel şirket tahvillerini şimdi kotasyona alamıyoruz tedavül kriteri var. Bunlar da daha tedavülde olmadığı için doğrudan kotasyona alamıyoruz.
Kota alabileceğimiz bir kriteri yakında çıkartırız. Kota alamasak bile kot dışı pazar adı altında onlara işlem imkanı sağlıyoruz. Ama doğrudan kota alabileceğimiz kriterleri de geliştirip SPK ile paylaşıp yürürlüğe alacağız.
ÖZEL ŞİRKET TAHVİLİNE REPO İMKANI: Özel sektör tahvillerine repo imkanı da ondan sonra gelebilecek adım olacak. Henüz özel sektör tahvillerine repo imkanı yok. Onu da Hazine, MB, SPK ile yaptığımız görüşmelerde gündeme getirdik. Orada da belli bir kriter koyarak ihracın büyüklüğünü tedavül kriterini de dikkate alarak repo imkanı da getirirsek piyasa benimser diye düşünüyoruz. Bu konuda da çalışmalarımız sürüyor.
OPSİYON HAZIRLIKLARI YAPILIYOR: Opsiyon hazırlığımız var. Yazılım çalışmamız başladı. Bizim hukuki açıdan önümüzde bir engel olmadığı için çalışıyoruz ama SPK'nın izin vermesi lazım. SPK izni verir veya vermez ama kanunun verdiği yetkiyle bu hazırlıkları bitirmek zorundayız. Gerek hisseye dayalı vadeli işlemler ve gerekse de hisseye dayalı opsiyonlar çalışmamızı bitirmiş olacağız. Vadeli tarafı zaten bitirmiştik. Hazırdık ama orada bekleme kararı aldı SPK. Opsiyonda da nasıl bir karar alacağı belli değil bizde hazırlıklarımızı tamamlıyoruz. Biz hazırlıklarımızı 2010 sonuna kadar yazılım, risk yönetimi çalışmalarımızı tamamlamış olacağız.
GERÇEK KAĞIDA DAYALI REPO: Repo II dediğimiz gerçek kağıda dayalı repo işlemlerinin başlayabilmesi içinde çalışmalar yapıyoruz. Yani normal repo piyasamıza alternatif geliyor. Mevcutta geri alım vaadiyle sattığınız kağıdı geri aldığınızda aynı vadede bir kağıdı alıyorsunuz ama aynı kağıdı almayabiliyorsunuz. Biz aynı kağıdı aynen geri alma opsiyonunu getiren bir çalışma yapacağız bunun belli vadeleri olacak.
ÖDÜNÇ PİYASASI: Hisse senetleri ödünç piyasası üzerine çalışmamız var. Bunu Takasbank ile yapıyoruz. Hisse vadeli ya da opsiyon veya varant başladığında ödünç piyasası çok önem kazanıyor. Ödünç piyasası çalışmayan bir hisse senedi türevi de spekülatif olmaktan öteye gitmez.
Ortak endekste sıra Rusya'da
hedefte Suudi Arabistan var
Endekslere önem verdiklerini ve ülkelerle yaptıkları iki endekslerde Yunanistan'dan sonra sıra da Rusya'nın olduğunu aktaran Erkan, ikili endekslerin bir süre sonra ise bölgesel endekslere çevrileceğini açıkladı.
Erkan, "Körfez ülkeleri ile de ortak endeks çalışması içindeyiz. Geçen Umman'a gittik ve anlaşma imzaladık. Dubai ve Abu Dabi ile ortak çalışmaya gireceğiz ama asıl Suudi Arabistan ile çalışma yapmak istiyoruz. Suudi Arabistan piyasası Orta Doğu'nun en büyük piyasası ve yabancıya kapalı.
Yabancı sadece %10'a kadar alabiliyor ve ancak bazı enstrümanlarla girebiliyor. Orada ciddi fonlar var. Ortak endekse dayalı BYF'de çıkarsa yabancıya imkan çıkacak. Türkiye'ye de faydalı olacak" değerlendirmesinde bulundu.
Yunanistan ile yapılan ortak endeks çalışmasında artık bankaların fon kurmasını beklediklerini de ifade eden Erkan, ülkede yaşanan sorunların süreci etkilediğini ama yakında nihai sonuca ulaşılacağını söyledi. Erkan, Rusya ile de ortak endeks çalışması yaptıklarını ve anlaşmayı da imzaladıklarını ifade ederek şöyle devam etti: "Yunanistan ile yapılan endeks çalışmasında Mısır'da olacaktı ama sonra yabancılar ve endeks yapıcılar 'bu kadar karmaşık olmasın, üç kur sistemi olacak' dedi. Mısır ile ileride yapacağız görüşmelerini sürdürüyoruz. Biz, ikili endekslere başlayıp, bir endeks ailesi oluşturup bunun üzerine bölgesel endeks çalışmaları yapmak istiyoruz. Mesela Körfez endeksi, Balkan endeksi ya da Orta Asya endeksi gibi."
Erkan şehir endeksleri yaptıklarını ama bu endeksler üzerine çıkacak bir BYF'nin üretilmesi noktasında vergiye takılındığını da hatırlatarak aynı sorunun mevzuat farklılıklarından dolayı Yunan-Türk endeksi üzerine oluşturulacak BYF'de de olduğunu aktardı. Borsada birden fazla şirketi işlem gören holdinglere de isterlerse özel endeks üretebilecekleri bilgisini veren Erkan, "Talebe bağlı endeksler üzerinde de çalışıyoruz" dedi.
Yatırımcı önümüzdeki dönemde nereye
yatırsam kar ederim diye düşünmemeli
Hüseyin Erkan, faizlerin düştüğü noktanın fonları cezbetmediğini ve hisse senetlerine doğru bir kayış yaşandığını anlatarak borsalarda beklentilerin daha hızlı satın alındığı bir dönemin yaşandığını belirtti. Artık dünya ekonomilerinde büyümenin başladığını da kaydeden Erkan, bu yıl yatırımcılar açısından daha temkinli olunması gereken bir dönem yaşanacağını söyledi.
Erkan, "Hem Türk hem dünya borsalarında performanslar çok iyiydi. Dikkatli olunması gerek çünkü kar realizasyonları mutlaka gelir. Bunu iyi izlemek gerekir. Yatırımcıların profesyonellerle daha sık konuşması ve hem alış hem satış tarafı için zamanlamalarını iyi yapması gerekiyor. Biraz daha dikkatli ve seçici olmak lazım nereye yatırsam kar ederim düşüncesi hakim olmamalı"
dedi.
Maliye ile vergi sorunlarını
görüştük, çalışmalar başladı
Özellikle Borsa Yatırım Fonları (BYF) üzerinde olan vergi piyasa açısından sıkıntı yaratırken Erkan'a bu konuda Maliye ile görüşmelerin yapılıp yapılmadığını n sorulması üzerine "maliye ile görüştük. Uzman seviyesinde çalışmalar başladı. Biz, gerek BYF'nin gerek varantların içinde bulundurduğu ya da üstüne dayalı çıkarıldığı ürünle aynı vergi rejimine tabii olsun istiyoruz. Hisseye dayalı varant ise hisse senedi hangi vergiye tabii ise o da aynı şekilde değerlendirilsin. Ya da biri muafsa o da muaf olsun. Mevcut uygulamada BYF'ler stopaja tabii halbuki hisse senedinde yok"
cevabını verdi.
Kamuoyunda KOBİ Borsası olarak Gelişen İşletmeler Borsası'na (GİB) gelecek firmalar için de kurumlar vergisinde bir avantaj getirilip getirilemeyeceği konusunun da Maliye Bakanlığı ile olan görüşmelerinde gündeme geldiğini aktaran Erkan, "GİB'e şirketler, hissedar satışı ile değil sermaye artışı ile gelecek. Dolayısıyla fon şirkete gelecek ve fonu büyümede kullanacak.
Burada önerimiz mesela 5 yıl için 5 puanlık bir indirim olması yönünde.
Mesela 5 sene sonra indirim kalksın zaten o zaman şirket büyümüş de olursa GİB'den mezun olsun. Ulusal pazara gelsin diyoruz" diye konuştu. Erkan bu konuda da Maliye'den sıcak bir yaklaşım gördükleri bilgisini de verdi.
Mayısta seferberlik, kasımda zirve
yapılacak billboard'la bilgilendirecek
6-7 Mayıs'ta halka arz seferberliği yapacak olan İMKB, bin 500'ün üzerinde firma davet edecek. Toplantıyı bir İstanbul'daki bir sergi sarayında yapmak istediklerini ve ilgili tüm tarafları davet edeceklerini anlatan Erkan, isteyen şirketlerin bu kongrede stand da açabileceğini kaydetti. Halka arz seferberliğinin sadece hisse satışı yoluyla İMKB'ye gelinmesini değil tahvil ihraçlarından hisseye çevrilebilir tahvile ya da özel sermaye fonlarına kadar geniş bir yelpazeyi kapsadığını belirten Erkan, şirketlere ilk aşama olarak kurumsallaşma tavsiyesi verdiklerini de söyledi. Erkan, "Adı halka arz seferberliği ama aslında şirketlerin sermaye piyasaları ile tanışması toplantısı olacak. Şirketlerin ayağına kadar giderek şirketlere sermaye piyasalarını tanıtmak istiyoruz. İMKB'yi erişilemez görmesinler. İMKB çok kolay erişilen bir borsa ve Türkiye'nin borsası" dedi.
25'nci kuruluş yıldönümü için bir kitap hazırladıklarını yeni bir tanıtım filmi ve uluslar arası bir toplantıya da imza atmak istediklerini ifade eden Erkan, kasım sonu ya da aralık başında dünya sermaye piyasalarının öncü isimlerinin de katılacağı bir zirve düzenlemeye hazırlandıklarını da söyledi. Yatırımcı tarafında talebi artırıcı çalışmaları da olduğunu ve billboard'dan TV'ye, broşürden halkın yoğun olduğu yerlerdeki panolara kadar sermaye piyasaları ile bilgiler vereceklerini kaydeden Erkan, borsanın altın kurallarını, terminolojiyi, halka açılma açılma törenlerini göstereceklerini farkındalık yaratmaya çalıştıklarını anlattı.
KUTU 5
SPK manipülatörü gerektiğinde
arayıp 'seni izliyorum' diyor
Erkan, manipülasyonun ispatının sadece Türkiye'de değil dünyada da zor olduğunu ama abartıldığı kadar da büyük bir rakam olmadığını söyledi. Erkan, "Şüpheli sayılabilecek ve olağandışı fiyat hareketleri gerçekleşen işlem hacmine baktığımızda o şirketler üzerindeki tüm işlem hacmimizle karşılaştırdığımızda yüzde 1.5'un altında bir rakam görüyoruz. Bizim bütün çabamız, toplam işlem hacmi içindeki yüzde 1.5'luk pay üzerinde yoğunlaşmış durumda. Bunu tabii ki, asgariye indirmeye çalışıyoruz ve SPK ile ortak çalışmalar yürütüyoruz. SPK'da kendi içinde yeniden yapılandırmaya gitti ve proaktif davranan bir gözetim birimi oluşturdu. Bizim gözetim birimi ile SPK'nın gözetim birimi birebir kontak halinde. Hisse senetleri üzerinde bizim gördüğümüz tüm bilgiyi onlarda rahatlıkla görebiliyorlar. Hemen anında müdahale etme imkanına sahibiz. Bazı hisse senetlerinde olağandışı fiyat hareketi gördüğümüzde işlemi durdurma yoluna da gittik. Birkaçında başarılı olduk, birkaçında geç kaldık. Şüpheli işlemin arkasındaki yatırımcıyı görür görmez SPK, o kişiyi cebinden bile arayarak 'Seni izliyorum' diyebiliyor"
diye konuştu.
Site adresi: https://www.finansingundemi.com/haber/imkb-25nci-yilinda-kabuk-degistiriyor/267983