Geçenlerde Akın Kozanoğlu ile sohbet ediyoruz. Bilindiği üzere Kozanoğlu, uzun yıllar Sabancı Holding Finansal Hizmetler Grup Başkanlığı'nı yürüttükten sonra emekli olup, geçen yılın ortalarında Alman Ergo Şirketler Grubu'nun CEO'luğunu üstlendi. Akın Kozanoğlu, finansal bilgisine güvendiğim isimlerdendir. Sohbetimizin konusu da ağırlıklı ekonomik kriz ve krizin finans sektörü üzerindeki etkisi oldu. Bu çerçevede de Kozanoğlu, ilginç tespitlerde bulundu. Akın Kozanoğlu'na göre, krizin dünyada iki önemli neticesi oldu. Birincisi, değer ve sermaye kaybı. Tüm menkul ve gayrimenkullerin değerlerinin düştüğünü belirten Kozanoğlu, bunun da sermaye yetersizliğine yol açtığını söylüyor. Krizin ikinci etkisinin ise global resesyona yol açması olduğunu ifade eden Kozanoğlu, "Bu iki sonuçla hükümetler, mali uzmanlar, politikacılar, herkes uğraşmak zorunda kaldı. Hala da uğraşıyorlar" diyor. Maalesef patinaj yaptık Bu kapsamda krizin Türkiye'ye etkisini de değerlendiren Akın Kozanoğlu, Türkiye'de sermaye kaybı yaşanmadığını ancak resesyona yol açtığını kaydediyor. Haliyle de küçülme dönemine girildiğini vurguluyor. Kozanoğlu, sözlerini şöyle sürdürüyor: "2008 yılında bizim GSMH'miz 730 milyar dolar civarındaydı. Bu söylediklerim, resmi rakamlardan biraz farklı olabilir. Çünkü ben bunları, ortalama kurlardan hesaplıyorum. 2009'da bu 610 milyar dolarlara düşmüş olacak diye hesaplıyorum. 2010 yılı tahminim de yine 730 milyar dolar. Bu kriz, Türkiye'ye iki yıllık patinaj yaptırmıştır. Yani iki yıllığına ekonominin büyümesi gecikmiştir. Daha doğrusu kriz, ekonomimize iki yıl zaman kaybettirmiştir." Kriz henüz bitmedi Bu noktada Akın Kozanoğlu'na, krizin artık son bulup bulmadığını soruyorum. "Sanmıyorum bittiğini ama bence dip noktasını gördü" diyor, ardından da düzelme yönünde çok ciddi belirtiler olduğunu söylüyor. Kozanoğlu, "Bitti demek çok iddialı bir laf olur. Bitti demeyeceğim ama yavaş yavaş düzelme yolunda hareket var" şeklinde konuşuyor. Kozanoğlu, 2010 yılı için de ilginç bir tespitte bulunuyor: "2010, birinci viteste yürüdüğümüz bir yıl olacak. Buzların eridiği bir dönem olacak diye düşünüyorum. Hem finans sektörü, bankacılık olsun hem sigortacılık olsun, diğer ekonominin sektörlerinde bir toparlanma olacağını bekliyorum." Sohbetimiz sırasında Akın Kozanoğlu, finans sektörüne de değiniyor. Resesyonun bankacılık sektörünü etkilediğini ifade ediyor ve talebin düştüğünü söylüyor. Kozanoğlu'na göre, 2009 yılında bankacılıkta krediler hemen hemen büyümedi. Haliyle bu durum sektörü olumsuz etkiledi. Buna rağmen bankacılık sektöründe olumlu gelişmeler yaşandığına da dikkat çeken Akın Kozanoğlu, bu konuda da şunları söylüyor: Bankaların durumu iyi "Bir defa Avrupa'daki gibi toksit ürünler olmadığı için bankalarımız, sermaye yapılarında menfi etki yaşamadılar. Tam tersine rakamlar sermayelerinde yükseldi. Birinci iyilik burada. İkinci iyilik de piyasada marjları büyüdü. Çünkü faizler düştü. Bankaların aktiflerindeki yüksek marjlı aktiflerin getirileri, karlarına olumlu yönde yansıdı. Üçüncüsü, hakikaten denetimin iyi olduğu bir sektörden bahsediyoruz. Özetle bankalar, büyümedi ama iyi kar yaptılar. Bu iyi karın neticesinde sermaye yeterlilik rasyoları da yüzde 20'lere yükseldi ki bu, dünyada çok büyük bir yüksekliktir. Türkiye için de belki, son yılların en iyi sermaye yeterlilik rasyoları. Yani, kriz biraz etkiledi ama bir yandan müspet etkiler nedeniyle bankalar 2009 yılını iyi kapattılar." Bu çerçevede Akın Kozanoğlu, 2010 yılı tahminlerini de sıralıyor. Öncelikle kendisini iyimser tarafta görüyor. "Büyüme yüzde 3 anons edildi. Ben bir parça daha yüksek bekliyorum. Yüzde 4-4,5 gibi olabilir. GSMH, nihayet 2008 yılındakine gelecek" diyerek anlatmaya başlıyor Kozanoğlu ve enflasyonun bir parça artacağına dikkat çekiyor. Ancak bir endişesi işsizlik... Kozanoğlu, işsizliğin çok çabuk düzelmeyeceğini belirtiyor. Kurların da bugünkü seviyesini koruyacağını ifade ediyor. Kredide rahat olacaklar Bankacılık sektörü konusunda da Kozanoğlu, iyimser bir tablo çiziyor. Bankacılıkta hem aktiflerde hem de kredilerde büyüme döneminin başlayacağını belirtiyor Akın Kozanoğlu ve "Aktif büyütmek yerine kredi büyütmek bir banka için daha mühimdir. Orada da hem taleplerin artacağını hem de bankaların artık bu krizde ne olup ne olmadığını çok iyi anladıkları için, kredi vermede daha rahat olacaklarını düşünüyorum. Buna mukabil faizler biraz yükselirse bankacılığın marjları biraz daralır" diyor. Evet... Akın Kozanoğlu ile hem global kriz hem de finans sektörünün durumu hakkında yaptığımız genel sohbet böyle. Bu da gösteriyor ki finans çevreleri 2010 yılına, reel sektöre nazaran daha olumlu bakıyor. Noyan Doğan / Referans