Asya başta olmak üzere küresel piyasalarda tedirginliğin başlamasına Pekin hükümetinin, ülkedeki bazı büyük bankalardan zorunlu karşılıklarını artırması isteği rol oynadı. Bu gelişmeler, ülke yönetiminin enflasyonu engellemek ve varlık balonlarının önüne geçmek için, bankaların kredi kullandırma miktarlarını sınırlama konusunda daha katı olacağı endişesine neden oldu. Çin'in para politikalarını daha da sıkılaştırma yönünde hamleler gerçekleştirmesi , kriz döneminde küresel ekonominin motoru olarak kabul edilen ülkenin büyümesinin yavaşlayacağı yönünde beklentiler doğurdu. BORSALARDAN SATIŞ TEPKİSİ Çin'den gelen haberlere artık daha duyarlı hale gelen yatırımcılar, bankaların zorunlu karşılıklarını artırma kararı almasının ardından bugün borsalarda satışa geçti. Dünya borsalarında işlem gören 1500 hisseden oluşan MSCI Dünya Endeksi yüzde 0.8 gerilerken, Asya borsalarındaki değer kaybı daha fazla oldu. Tayvan'ın gösterge endeksi TAIEX, yüzde 3.5 ile son altı aydaki en büyük günlük düşüşünü kaydederken, Çin'in Şangay ve Hong Kong'un Hang Seng Endeksleri ise yüzde 2.4 oranında geriledi. Borsalarda düşüş yönünde seyirler etkili olurken, emtia ve gelişmekte olan ülkelerin para birimleri de değer kaybetti. Güvenli liman olarak görülen Japon yeni ise değer kazandı. KRİZDE KURTARICI OLMUŞTU Yaşanan son küresel krizde gelişmiş ülkelerin beklenen performansı gösterememesi, hızlı büyüyen Çin'in yıldızını parlatmıştı. Yüksek büyüme oranına sahip ülkenin emtia talebi ve gerçekleştirdiği ithalat zor günler geçiren küresel ekonominin nefes almasını sağlamıştı. Ülkede, bankaların Ocak ayının ilk aylarında kullandırdığı kredi miktarının 200 milyar doların üzerinde gerçekleşmesi, Pekin hükümetinin sıkılaştırma yönünde önlemler almasında etkili oldu. Ülkeyi yakından takip eden birçok analist, ülkenin para politikalarını sıkılaştırmayı, Şubat ortasından sonra yapacağı faiz artışları ile devam ettireceğini tahmin ediyor.