EurobankTekfen 16 şube açacak 200 eleman alacak
Tarih: 22 Ocak 2010 - 23:56
EurobankTekfen, bu yıl şube sayısını 58e, çalışan sayısını ise 1.000e çıkaracak. EurobankTekfen Genel Müdürü Mehmet Sönmez, 2009 bankaların yılıydı. 2010 ise üretici ve tüketicinin yılı olacak. Yeni müşteri bulamayan bankalar kar üretmekte zorlanacak diyor...
BARIŞ BEKAR / PARA DERGİSİ
EUROBANK EFG, Mayıs 2006da Tekfenbankın yüzde 70 hissesini 182 milyon dolara satın alarak Türkiye pazarına girmişti. Ardından bankanın adını EurobankTekfen olarak değiştiren Yunanlı grup, Türkiyede hedef büyüttü. Halen 18 ildeki 42 şubesiyle hizmet veren EurobankTekfen, bu yıl 16 yeni şube açıp 250 yeni elaman alacak.
Doğrusu bütün bankaların giderleri azaltıp yatırımlarını kıstığı bir dönemde, üstelik de küçük ölçekli bir banka olan EurobankTekfenin 16 yeni şube açma planı bize ilginç geldi. Genel Müdür Mehmet Sönmez, öncelikle 2009un bankaların yılı olduğunu, 2010un ise bireyler ve firmaların yılı olacağını öngörüyor. Ardından da bu yıl küçük bankaların yeni müşteri kazanacağını, büyüklerinse gider azaltmak zorunda kalacağını vurguluyor...
Bankaların rekor karlar yazdığı 2009 sizin için nasıl bir yıl oldu?
Tekfenbank olarak bakarsak 20nci, EurobankTekfen olarak bakarsak ikinci yılımızı kutluyoruz. Tamamen ticari ve kurumsal bankacılık yapan, Türkiyenin 18 ilinde 42 şubesi ve 750 çalışanıyla faaliyet gösteren bir bankayız. 2009un 9 aylık sonuçlarına göre aktif büyüklük bakımından 20nci sıradayız...
Peki bilanço rakamları açısından ne durumdasınız?
30 Eylül itibariyle aktif büyüklüğümüz 3.8 milyar, kredi büyüklüğümüz 1.5 milyar lira civarında. Mevduat toplamı 1.8 milyar, konsolide olmuş özkaynak büyüklüğümüz 48 milyon lira. Sermaye yeterlilik rasyosunda ise yüzde 20 ile en yüksek orana sahip bankalar arasındayız. 2009un 9 ayına bakıldığında, Türkiyede kredi hacmini yüzdesel olarak en fazla büyüten ikinci bankayız. Bu da bizim global krize rağmen reel sektöre ne kadar destek verdiğimizi gösteriyor. İstihdamla ilgili de önemli bir veri aktarayım. Geçen yılın 9 ayında sektörde personel sayısında artış yaşanmadı. Oysa biz geçen yıl 195 yeni arkadaşımızı bünyemize kattık. Bu da büyüme iştahımızın olduğunu gösteriyor. Global krizde bile bütün yatırımları sürdürdük; hem krediler hem de insan kaynakları açısından...
Kredi portföyü arterken müşteri portföyü de artıyor mu?
Özellikle 2009un son 5 ayında müşteri portföyümüz arttı. Yeni şube açmamamıza rağmen yeni müşteriler kazandık. Bunun nedeni de mevcut müşterilerimizin yeni müşteri getirmesi. Kötü günlerde müşterinizin yanında olursanız, iyi gününde o da sizin yanınızda oluyor. Bu tür bakış açısı sürekli piyasada konuşuluyor ve bize büyük katkı sağlıyor.
Bir zamanlar KOBİ paketleri çok yaygındı. Oysa şimdi azaldı? KOBİler bankalardan para dışında ne istiyor?
Reel sektör öncelikli olarak kriz dönemlerinde gerçekten yanında duran bir banka ister. İkinci olarak da çeşitli öngörüleriyle kendisine yol gösterecek bankayı tercih eder. Kredi yani uygun koşullarda destek vermekse üçüncü sırada gelir. İlk iki özellik yoksa, yani sadece uygun fiyata krediyle KOBİlere giderseniz başarılı olamazsınız. Bunlar bizim başarımızın temel nedeni. Bu durum mali toplalara da yansıdı ve 31 milyon lira kar ettik. Geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 30 kar artışı sağladık. Yeni müşteriler bunda çok etkili oldu.
Segmentin yanı sıra sektör seçimine de önem gösteriyorsunuz. Önümüzdeki dönemde hangi sektörler sizin için öne çıkacak?
EurobankTekfenin reel sektöre yönelik kredilerden aldığı pay yüzde 1. Ancak bazı sektörlerdeki kredi hacmimiz bu oranın üzerinde. Yani uzman olduğumuz sektörler var. Örneğin turizm... 42 şubemizin 5i turizm bölgelerinde yer alıyor. Bu konuda önemli bir bilgi birikimine sahibiz. Turizm kredilerinden aldığımız pay yüzde 3. Aynı tablo demir-çelik ve inşaat için de geçerli. Bu sektörlerdeki bilgi birikimlerimizi diğerlerine de taşıyacağız. Örneğin, tekstil sektörü bizim için önemli...
Tekstilde tasfiye olacak kredi oranı çok yüksek değil mi?
Haklısınız. Tekstil deyince akla küçülme ve gecikmiş alacakların yüksek olduğu bir sektör akla geliyor. Bu tespit doğru. Ancak son 6 ayda bu sektörde yoğun bir hareket var. Birçok firma tasfiye olunca kalanların işi arttı. Ayakta kalabilen firmalar sipariş yetiştirmekte zorlanıyor. 6 aydır böyle bir ivme var. Gerek yurtdışında gerekse içerdeki kıpırdama üretimleri arttırdı. Tekstille birlikte makine, teçhizat, gıda gibi sektörler var. Gıda üreticileri 2009 yılını çok başarılı geçirdi. 2010 da onlar için iyi geçecek.
2010 nasıl bir yıl olacak?
Bizim için 2010, geçen yıl başlattığımız atılımların devamına sahne olacak. Reel sektör, çalışacağı bankanın fiziki olarak kendisine yakın olmasını ister. Bu yüzden şubeleşmeye ağırlık vereceğiz. Bu yıl 16 yeni şube açacağız. İlk dördü yılın ilk aylarında açılacak; üçü İstanbulda, biri de Antalyada olacak. Kalan 12sini ise mayıs-aralık arasında açacağız. Önceliğimiz, halen bulunduğumuz 18 ildeki etkinliğimizi artırmak şeklinde olacak. Halen birçok ilde tek şubeyle hizmet veriyoruz. Bu illerde ikinci, üçüncü şubeleri açma zorunluluğumuz var. Özellikle organize sanayi bölgelerinde olmamız lazım.
Yeni eleman alımı da olacak mı?
Bu yıl, geçen yıl aldıklarımıza ek olarak en az 250 kişiyi işe alacağız..
Şubeleşme ve yeni yatırımlara paralel olarak krediler de büyüyecek mi?
2010 yılında kredilerin yüzde 14 büyüyeceğini öngörüyoruz. Buna bireysel krediler de dahil. Bizse bunun en az iki katı büyümek istiyoruz. Kredilerimizi yüzde 30 artıracağız.
Herkes krediler artacak diyor. Türk halkının borçluluk oranı ne durumda? Bu konuda bir veri var mı elinizde?
Türkiyede 18 milyon banka müşterisi var. Bunun en alttaki yüzde 50lik kısmı (9 milyon) toplam finansal varlıkların yüzde 30unu oluşturuyor. Üzerindeki yüzde 45lik kesim yüzde 30a, en üstteki yüzde 5lik kesimse yüzde 40a hükmediyor. En üstteki yüzde 5lik kesimin borçlanma sorunu yok. Ardından gelen segmentte yer alanlar, daha çok birikim ve yatırım ürünlerine odaklanan müşteriler. İşte bankacılar bu kesime bireysel bankacılık segmenti diyor. Bu kesim kredi kartı borcunu gününde ödüyor. En alttaki yüzde 50 ise borçlanma oranı en yüksek kesim. Türkiyede bu kesimde yer alanların borçlanma oranının yüzde 65-70 olduğu tahmin ediliyor. İşsizlik oranının en yüksek olduğu kesim de bu. Gecikmiş alacakların belirli ürünlerde yoğunlaşmasının nedeni de bundan kaynaklanıyor.
Peki üreticiler açısından durum nasıl?
Türkiyede 2 milyon şirket var. Bunlara şahıs şirketleri de dahil. Yani eczaneler ve taksiler bile bunlar arasında. Bu 2 milyonun en üst kesiminde yer alan 2 bin firmanın yıllık ortalama cirosu 50 milyon liranın üzerinde. Bunlar kurumsal reel sektör firmaları olarak tanımlanıyor. Bir sonraki segmentte makro KOBİler yer alıyor. Bunlar, ortalama 5 milyon ile 50 milyon lira arasında ciro yapan firmalar. Bir de Anadolu kaplanları adını verdiğimiz, büyüme potansiyeli yüksek olan, genel olarak organize sanayi bölgelerinde konuşlanmış, en az 10 işçi çalıştıran girişimci kişilerin öncülüğünde faaliyet gösteren firmalar var. Bunların sayısı 698 bin civarında. En alt kesimde ise mikro işletmeler yer alıyor. Bunların yıllık cirosu 5 milyon liranın altında ve sayıları da 1.3 milyon civarında. En kalabalık kesimi oluşturuyorlar. Taksiler, şahıs şirketleri, lokantalar, bakkallar bu sınıfta yer alıyor.
Bankacılık sektöründe mikro işletmeler ile makro KOBİleri ayırmak lazım. Makro KOBİlerde daha çok imalat sektörü, turizm, tekstil özellikle de fason üreticiler, büyük tarım şirketleri ile büyük toptancılar ve inşaat sektörü firmaları yer alıyor.
EurobankTekfenin hedef kitlesini kimler oluşturuyor?
Her banka bu tablodan kendine bir hedef belirliyor. Bizim hedef kitlemiz, en üstteki kurumsal müşteriler ile makro KOBİlerin üstünde yer alan firmalar. Piramidin altına inmedik. Ancak 2014 yılında piramidin ortasında yaygınlığımızı tamamlamış olacağız ve ardından da piramidin altına ineceğiz.
Bunun için kaç şubeye ihtiyaç var?
En az 200 şubemiz olması lazım. Makro KOBİ segmentinin tamamına, küçük işletmelerin de bir kısmına hitap edelim diyorsanız 200 şube şart.
2010 yılında sektörde rekabet bu alanda mı olacak?
Bazı bankalar mortgagea odaklanacak. Özellikle büyük bankalar bu alanda yarışacak. Mortgage kredileri en az yüzde 25 büyüyor. Çünkü faizleri düşük. Bazı bankalar tüketici kredilerine odaklanacak. Özellikle kamu bankaları buraya ağılık verecek. Çünkü maaş ödemesi yapan bankalar, tüketicinin ertelediği talepleri karşılayabilmesi için ihtiyaç kredilerini büyütecek. Orta ölçekli bankalar ise makro KOBİ segmentine odaklanacak. Küçük ölçekli bankalar da butik, seçilmiş müşterilere yönelir.
Rekabet çok mu sert geçecek? Herkes bundan şikayetçi...
2009 bankaların yılıydı. 2010 ise bireylerin ve firmaların yılı olacak. Bu da ülkenin büyümesi için son derece sağlıklı bir durum. Sektörde likidite fazlası var. Mevduat faizleri düşmesine rağmen mevduat tutarı arttı. Bu yıl rekabet çok sert olacak. Bankaların 2009u güçlü geçirmesi, 2010da bireylere ve üreticiye çok büyük katkı sağlayacak. Faizler düştü. Düşük faiz ortamı bir süre daha devam edecek. Bankalar geçen yılki karlılıkları yakalayamayacak. 2010da büyürseniz karlılığını artırırsınız. Yeni müşteri kazanan ve mevcut müşteriyi koruyan, memnun eden kar eder. Aksi durumda zarar yazarlar. Bu yıl tüm bankalar giderlerini daha fazla kontrol etmeye çalışacak. Faiz gelirleri çok düşecek. Çünkü mevduatla kredi faizi arasındaki makas kapandı. Faizde para ancak sürümden kazanılabilir. Hacimler büyümezse para kazanılamaz.
KUTU
Kredi kartı önceliğimiz değil
EurobankTekfen, Garanti Bankasıyla işbirliği yaparak şubelerinden Bonus Card pazarlamaya başladı. Peki kredi kartı EurobankTekfen için olmazsa olmaz ürünler arasında mı? Sönmez, Kredi kartı bizim için önceliği olmayan bir ürün diyor ve nedenini de şöyle açıklıyor:
Bize kredi kartı, reel sektörde, özellikle de iş hayatında kullanım açısından lazım. Bu yüzden de ticari kart olarak pazarlayacağız. Bonusun bütün kartlarıyla işbirliği yaptık. Ancak ağırlıklı olarak KOBİlere yönelik ticari kartlarını dağıtacağız.
Site adresi: https://www.finansingundemi.com/haber/eurobanktekfen-16-sube-acacak-200-eleman-alacak/267711