Geçen hafta Finansbank Özel Bankacılıktan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Kaan Arslan’la bu konuyu konuşma fırsatı buldum. Bu yıl da piyasalardaki durgunluğun süreceğini düşünen Arslan’a göre, krizin bitmesi yurtdışındaki mekanizmaların çalışmasına bağlı. En azından yurtdışında bankaların kredi vermeye başlaması lazım. Ekonominin kolayca büyüme trendine dönemeyeceğini savunan Arslan, Türkiye’deki reel sektörün bu yıl da konsolide olmaya devam edeceği görüşünde. Peki bu süreçte özel bankacılık nasıl bir gelişme gösterecek? Arslan, faizlerin düşmesinin özel bankacılığa ilgiyi artırdığını söylüyor. Bu segmentte her müşteriye özel ürünler hazırlanıyormuş. Arslan, “Çünkü varlık yönetimi büyük olan müşterileri büyük kalabalığa sokamıyorsunuz. Yurtdışında bu hizmetler 200, Türkiye’de ise sadece 10 yıldır veriliyor” diyor. Kaan Arslan, ekonomilerin derinleşmesiyle birlikte Türkiye’de özel bankacılık hizmetlerin çok daha gelişeceğine inanıyor. Ardından da özel bankacılık ürünlerini iki başlık altında topluyor: “Bu hizmetlerden ilki, müşteriye daha hızlı ve daha pratik hizmet vermek. Diğeri ise finansal danışmanlık. Müşteri nasıl istiyorsa biz öyle hizmet veriyoruz. Ne kadar çok bilgiye ulaşabilirsek, müşterilerle o kadar çok veri ve bilgi paylaşıyoruz.” Hemen belirtelim, Finansbank, 500 bin lira ve üstü varlığı olan müşterilere özel hizmet veriyor. Banka, bu varlığın tamamının illa ki kendinde değerlendirilmesini şart koşmuyor. Diğer bankalarda da o kadar varlığı olduğunu hissederse ilgili kişiye bu tür hizmetleri sunuyor. Malum, eskiye oranla faizler düştü. Artık faizden para kazanma devri sona erdi. Peki bu durum özel bankacılığa ilgiyi artırıyor mu? “Faizler düşmekle kalmadı, düşük kalmaya da devam edecek” diyor Arslan ve şöyle ekliyor: “Birikimler özel bankacılığa gelecek. Finansal danışmanlık önem kazanacak.” Finansbank özel bankacılık hizmetlerini şubeleri bünyesinde veriyor. Bankanın 7 özel bankacılık merkezi bulunuyor. 30 şubenin içerisinde de özel bankacılık corner’ları mevcut. Peki Kaan Arslan, özel bankacılığın ilgi alanına giren sanat, miras ve emlak danışmanlığı gibi özel hizmetler konusunda ne düşünüyor? Arslan, her müşteriye her ürünün sunulmayacağını düşünüyor: “Çünkü bu insanlar şubelere gelip vakit geçirmez. O tür hizmetler işin makyaj tarafı. Biz de para yönetimi dışındaki danışmanlık işleri için erken olduğunu düşünüyoruz. Çünkü bu insanların zaten özel danışmanlık hizmeti alabilecek güçleri var. Bunlar ancak orta vadede yapılabilir.” Sıra herkesin merak ettiği soruya geliyor: Zenginler paralarını nasıl yönlendiriyor? Arslan, şöyle yanıtlıyor: “Herkesin farklı yöntemi var. Bazı patronlar doğrudan kendisi ilgileniyor. Bazıları bu işi sekreterlerine bırakıyor. Bu insanlara bankacılar bile ulaşamaz. Bazıları sadece telefonla parasını yönetiyor. Bazıları ise 4-5 arkadaş bir araya gelerek yönetiyor...” Barış Bekar / Para Dergisi