Rekora adım adım yaklaşırken temkini elden bırakmayın Not artırım haberinin bu defa öğle arası değil sabah açılış seansında gelmesi, gün boyu hisselerde işlem hacmi açısından oldukça yoğun bir seyir izlenmesine sebep oldu. Cuma günü, belki de haftanın en önemli ekonomik verisi olan ABD tarım dışı istihdam rakamlarının beklentilerden kötü gelmesi Borsa'da kar satışlarının artmasına yol açarken gün içinde 55 bin 711 puana kadar yükselen endeks, 54 bin 797 puandan kapandı. 2010 yılına olumlu haberlerle hızlı bir yükselişle başlayan İstanbul Menkul Kıymetler Borsası (İMKB) ilk haftayı yüzde 3,73'lük yükselişle tamamladı. Dış borsalarda da yükseliş hareketi devam etti. Geçen yıl İMKB, 2008'deki kayıplarını büyük ölçüde telafi etti. Borsa endeksi TL rekoru olan 58 bin 800 puana bir adım daha yaklaşarak 55 bin 700 puana kadar yükselirken işlem hacmi günlük 3 milyar TL civarına tırmandı. Yabancı yatırımcıların borsadaki payı yüzde 67,42 düzeyine yükselerek 55 milyar dolar civarına ulaştı. 2009 başında ise portföyleri 20 milyar dolara kadar gerilemişti. Hatırı sayılır bir değer artışı söz konusu. 2007'de endeks rekor kırdığı sırada borsa payları 70 milyar dolara kadar yükselmişti. İngiliz Economist dergisi de, Türkiye'yi 2009 yılında yükselen borsalar sıralamasında ikinci sırada gösterdi. Dergi bu haftaki sayısında, 31 Aralık 2008-31 Aralık 2009 dönemini kapsayan tabloya sayfalarında yer verdi. Borsa'daki yüzdelik artışları gösteren 'Thomson Reuters' kaynaklı tabloda birinci sırada Arjantin, ikinci sırada Türkiye, üçüncü sırada ise Brezilya yer aldı. Bu üç ülkeyi sırasıyla Çin, Singapur, Tayland, Venezuela, Hong Kong, Meksika, Avustralya, Almanya, Fransa, İngiltere, Japonya ve ABD takip etti. Endeksi dolar bazında değerlendirirsek 3,70 sent hedefine ulaşıldığını görüyoruz. Ancak 2007'deki rekor seviye 4,90 sent düzeyindeydi. Bir başka deyişle yabancılar açısından İMKB'nin rekor kırması için endeksin 71 bin puana yükselmesi gerekir. Bu rekor yakında kırılabilir mi? 2010'da bu rekorun kırılması oldukça zor ama mümkün. Aslında önemli olan endeksin yeni bir rekor kırmasını beklemekten ziyade trendin dönüşünü tespit etmek olacaktır. İyimser haberlerin uçuştuğu zamanlarda, yatırımcının gözü hiçbir şeyi görmez; yükselişler cezbedici olduğundan geçmişteki kayıplar unutulur ve borsaya tam anlamıyla bir hücum başlar. Dünyaca ünlü fon yöneticisi Mark Mobius, 2010 yılı için gelişen piyasaların ikinci bir dip ihtimaline hazırlıklı olduğunu savunurken borsaların geçen yılki gibi olmasa da yüzde 20 yükselebileceğini vurguladı. Ayrıca borsada henüz bir balonun oluşmadığını, zira henüz yatırımcıların düşüş psikolojisini atlatamadığını, herkesin artık vbir boğa piyasasının başladığı düşüncesine girdiği sırada balonun oluşacağını savunuyor. Geçen haftaki analizimizde de 2010'a bakış açısının bu yönde olması gerektiğini vurgulayarak sürü psikolojisinin dışında hareket etmenin faydalı olacağından bahsetmiştik. Yatırımcılar bir yandan iyimser hava ve yükseliş fırsatlarından istifade ederlerken temkini de elden bırakmazlarsa başlarını yastığa daha rahat koyacaklardır. İki hafta önce bir ralli başlarsa bu hisselere dikkat edin dediğimiz hisselerde gerçekten çok önemli yükselişler yaşandı. Endeksin yaklaşık yüzde 5 yükseldiği iki haftada analiz ettiğimiz hisselerin performansı ortalama yüzde 20'leri bulurken 2010 hedefine yaklaşan hisseler bile oldu. Önümüzdeki haftalarda da zaman zaman sektörel ve hisse bazında yeni önerilerimiz olabilir. Bilanço beklentisinin yavaş yavaş öne çıkacağı ocak ayı sonunda farklı hisseler dikkat çekebilir. Endeksi ve dış borsalardaki gelişmeleri değerlendirecek olursak endeks rekorlara adım adım giderken temkinli olunması gerektiğini gösteren sinyaller de veriyor. Yabancı borsalar içinde özellikle ABD borsaları hafif hafif yükselirken Dow Jones endeksi 10.600 puanı aşmış durumda. Tahminim Dow Jones 10.750 puan ile 11 bin puana doğru bir yükseliş yaşayacaktır. 10.200 aşağı kırılmadığı sürece tehlike gözükmüyor. İMKB endeksi ise 51 bin 800 puanı kırdıktan sonra 55 bin puan üstünde bir müddet patinaj yapabilir. Bir geri çekilme durumunda 54 bin aşağı kırılırsa 52 bin puana doğru düşüş yaşayabilir. Genel görünüm yükseliş trendinin bir süre daha devam edeceği yönünde olsa da endekste etkili hisselerdeki kayıplar nefes alınmasına yol açabilir. TL değer kazanmaya devam eder mi? Uluslararası piyasalarda ABD Doları Euro karşısında son bir ayda yüzde 4 oranında yükselirken TL karşısında yüzde 1,3 değer kaybetti. Kredi derecelendirme kuruluşu Fitch'in 3 Aralık'ta Türkiye'nin kredi notunu iki derece birden artırması, ardından 8 Ocak'ta Moody's'in notu yükseltmesinin ardından dolar, TL karşısında son iki ayın en düşük seviyesi olan 1,46 TL'ye geriledi. Türk Lirası'nın değerlenmesinde IMF ile anlaşma beklentisinin sürdürülmesi ve kredi derecelendirme kuruluşlarının not artışlarını art arda açıklamaya devam etmelerinin getirdiği yabancı sermaye akımları etkili oldu. Peki bu durum devam edebilir mi? Grafikte açıkça görüldüğü gibi dolar/TL 1,46 seviyelerindeki desteğine oturmuş durumda, muhtemelen bu noktanın biraz altında 1,44 seviyelerinde düşüşün sonuna gelinecek. IMF ve not artırımı beklentileri TL'ye yaradı ama bu durum geçici olabilir. ABD ekonomi verilerinin kasım ayından bu yana can sıkıcı olması belki FED'in 2010 yılında başlayacağı faiz artırımlarını erteleyebilir gibi gözükse de, Avrupa ekonomisinden gelen olumsuz sinyaller bir süre sonra ABD Doları'nı ister istemez olumlu etkileyecek. TL ise değerlenmesini para girişleriyle sürdürse de Merkez Bankası aşırı değerlenecek TL'ye göz yummayabilir. SELİM IŞIKLAR / ZAMAN