Borsada riskler fiyatlandı mı?
Tarih: 05 Ocak 2010 - 02:30
2010'da çok sayıda risk unsurunun ülke büyümelerinde ve borsalarda etkili olması bekleniyor.Büyüme için GSMH artış hızının,toplam borçlardan fazla olması gerekiyor. Bu ise 2010 yılında kolay olamak gibi görünüyor. Pike bu durum borsalara nasıl yansıyacak?
BORSALAR ACABA FAZLA MI İYİMSER!
Faizlerin global olarak arttırılmaya başlaması durumunda nakdin borsalardan çekilmesi ile balon fiyatların sonlanması ile yeni bir döneme girilebilir.Fed ,1994'te hatırlanırsa aniden faiz arttırınca piyasalar çökmüş ortalık epey karışmıştı.Bu dönemde ise yunanistan dışında,ispanya,irlanda,romanya,japonya ve hatta ingiltere,italya ,fransa'nın dahi zor durumlarda olduğu konuşulmakta,çin ve abd'de ise verilen teşviklerin yavaş yavaş çekildiği ve 2010 ikinci çeyrek sonrasında artabilecek faizlerin de yeni bir türbülans yaratması ihtimal dahilindedir.Japonya'da 2010'da kamu borcunun gsmh'ya göre oranı %200 üzerinde olması kredi notlarının yıl içinde düşürülmesini zorlamakta ,bu durumun da asya bölgesinde önemli etkiler yaratması da beklenmektedir.
STİGLİTS son demecinde "konut balonu,ekonomistlerin konut fiyatlarının daha da yukarı çıkacağı iddialarıyla mortgage kredilerini ve fiyatların çok fazla yükselmesiyle patladı"derken,2009 mart sonrası abd'de parasal genişleme ile(karşılıksız dl basılarak)aşırı beklentiler yaratılarak şişirilen borsaların da aynı kaderle yani beklentilerin gerçekleşmemesiyle(faizlerin yükselmeye başlamasıyla) çökebileceğini dile getirmekte.OBAMA ise 10 yıllık bütçe açığı projeksiyonunu 7.1 milyar dolar daha yükseltmiş durumda,abd'de tüketici harcamalarının yakın zamanda düzelmeyecek olması ise finans ve reel sektörlerde olumsuzlukların 2010'a sarkabileceği endişesini yaratmakta,AB MB Başkanı TRİCHET ise ekonomik toparlanmanın sürdürülebileceğinden endişeli görülmekte.Rusya'da doğrudan yabancı yatırımlarının ilk 6 ayda % 45 düşmüş olup,çin ve abd arasındaki cari açık dengesizliği tekrar bir krizi tetikleyebilir şeklinde yorumlanmaktadır.
BALTİC DRY İNDEKS yani kuru yük endeksi BDİ son dönemde çelişkili çıkışlı inişli seyretmektedir.Özellikle abd ve ab ülkelerini kapsayan atlantik havzasındaki 26 büyük deniz taşıma hattındaki kuru yük(ham madde yani bakır,çelik,demir,çimento,gübre v.b)yani üretimde kullanılan ve ekonomilerde büyümeyi, gösteren maddelerin fiyat,navlun ve zaman gibi entegrasyonunu gösteren BDİ'nin belirgin iyileşmeyi henüz göstermemesi bir sorun işaretidir.BDİ,10.5.2008'de 11.793 zirvesinden başlattığı düşüşte özellikle Lehhman'ın batışını önceden görebilmişti.8 ekim 2009 tarihinde ise 2546'dan aralık ayına dek 4000 üzerine çıkan harekette ise bence kış ekonomisi ve biten stokların yerine konması ile ilgili bir çıkış sergileyen BDİ,2010 'un ilk haftasında 3005 seviyesine dek düşüş sergiledi ki bu da henüz büyüme beklentilerinin ,işgücü artışının zayıf olduğunu belirleyebilir de bence.Hala batan yunanistan ekonomisinin belkemiği olan büyük deniz ticaret filoları(diğer ülkelerin filoları da dahil) boşta yatmakta,japonya'nın yüksek iç borcunun notlarını düşürülme ihtimali,fed faizlerinin artma ihtimali,bazı ab ülkelerindeki sorunların 2010'da büyümelerin beklenenden az olma olasılığı,ülke enflasyonlarında olabilecek artışlar,nakdin bankalara çekilmesi veya ülkelerin devlet borçlanmalarının artması gibi(iran-israil olası bir savaşı hariç olsa dahi)riskler 2010 yılının en büyük sorunları olabilir
Bu arada BERNANKE'nin ajanslara düşen "Fed'in gelecekte oluşabilecek varlık balonlarını patlatmak için faiz oranlarını arttırmaya açık olması gerekir"şeklindeki son demeci de piyasa oyuncularının artık dikkatli olma dönemine girildiğinin idrakini arttırmaya sevketmelidir bence.
Bizde ise son açıklanan enflasyon verileri,yapılan ve yapılacak yüksek kamu zamları sonucunda 2010 yıl sonu enflasyonunu 7-8'lere dek çıkartabilir ki bu da olası faiz arttırımlarının ikinci çeyrek sonrasında üretici fiyatlarına yansımasıyla kendini belirleyecek olup,nakdin piyasada dönmemesi(zamlar olmayan nakdi daha da azaltabilir)durumunda şirket karlılıklarında düşüşler,işsizlik oranlarında ise % 15'lere dek gidebilecek artışlar da muhtemel gelişmeler olabilir.Yıllık faizlerin MB arttırımı sonrasında %11-12'ler dek çıkması durumunda ise bankaların extra faiz kazancı yerine zarar yazmaları dışında halen çok yükselmiş olan toplam karlılık kadar seviyedeki takipteki alacaklar kaleminin gidişatı gelecekte özvarlıkları güçlendirmeyi de gerektirebilir.Aslında sabit faizli tahviller yerine enflasyona endeksli tahvil ihracı bankalarımız için bence daha cazip olabilir ki zaten bazı bankacılar bu konuda piyasada görüş belirtmekteler okuduğum kadarıyla.
İMKB'deki görünüm ise şöyledir.2009 mart ayı sonrası 22.500'den başlayan(özellikle endeks üzerinde yüksek payı olan bankaların yükselmesi ile) dış borsalarla birlikteki hareket bugün(4 ocak 2010)52.000 civarında bulunmaktadır.Yıl iyi başladıysa da sürdürebilirliği hakkında şüpheler de vardır.Bunun nedenleri arasında artık bankaların ellerindeki yüksek tahvil portföylerinden (faizlerin düşecek yeri olmaması ve tam aksine faiz yükselmelerinin haziran sonrası başlayacak olma ihtimalinden)artık ekstra kar yazma ihtimali kalmadığından ve takipteki alacak tutar ve oranlarının da artması ile birlikte eğer 2010 içinde devletin iç borç geri çevirme oranının yüksek olması ile de birleşirse piyasaların ihtiyacı nakdin(zaten halen bulunmayan)kamu yüksek zamların da etkisiyle daha da azalacak olması ve reel sektörün ihtiyacı kredilerin daha az oranda kullandırılmaları durumunda şirketlerde sorunlar yaşanabilir,işsizliğin de artması beklenebilir.Banka karlarının geçen yıldan düşük kalması ve borsadaki fiyatlamaların ise en yüksekte bulunması durumunda, endeksin fazla yükselmesini zorlaştırabilir.Aşağıdaki tabloyu analiz edersek;
endeks payı 31.3 2009 kapanış tl 4.1.2010 1.seans kap.tl
garanti % 14.15 2.33 6.25
akbank %11.82 4.88 9.45
iş.c % 6.07 3.29 6.2
borsayı 2009 'da sürükleyen endeks üzerinde payı yüksek banka hisselerindeki fiyat artışlarının mart 2009 'dan bu güne(4.1.2010 ilk seans)%200 civarı primde olması aslında 2010 yılında olası borsa yükselişlerinde banka hisselerinde yüksek oranda mal taşıyan yabancı portföylerinin dış borsalarda olası risklerde öncelikle karlı pozisyonlarında azaltmaya gitmesi riskinin de dikkate alınmasını gerektirebilir.Bu analiz, yüksek primdeki bazı reel sektör ve diğer finans şirket hisseleri için de söz konusu olabileceğinden düşükken al,yüksekken sat borsa kuralının çalıştığı durumlarda 2010 borsa hareketlerini yönlendirebilecek unsurları da ihtiva edebilir bence.Söz konusu ve diğer faktörlerle birlikte çok sayıda analistin 2010 da borsalarda 2009 gibi bir hareketin olmayabileceği değerlendirmeleri de göz önünde tutulmalıdır bana göre.Ayrıca halen içerdeki yönetim-muhalefet tartışmaları,bir erken seçim ihtimali,ihracatın dış pazarlarda hareketin olmaması durumunda istenen ölçüde arttırılamayabileceği,enerji fiyatlarının 80 dl üzerine çıkması veya bir israil-iran savaş ani gelişme ihtimalleri de yeni fiyatlamaları getirebilecek durumlar yaratabilir.
Tüm analizler, olasılıklar ve gerçekleşenler üzerine kurulduğundan, beklenmeyen veri akışları ve bu günden bilinemeyen bir çok risklerin 2010 yılında reel ve finans piyasalarını ne derece etkileyeceği de, bilinmezlerin bilinebilir olduğu ölçüde şekilleneceğinden bugün için pahalı görülen fiyatlamaların da doğru ya da yanlış olduğu süreç içinde anlaşılabilecek olup,özellikle bu günlerde imf ile anlaşma olacak şeklindeki dillendirmelerle sürdürülen fiyatlamaların(2009 içinde 7 kez bu fiyatlama yapıldı)gerçekleşme durumunda(olma veya olmama)realizasyonlara da dikkat edilmesi de önem taşıyabilir bence.
NEHİR ER
Mali Analist,Broker
Site adresi: https://www.finansingundemi.com/haber/borsada-riskler-fiyatlandi-mi/266798