Piyasalar yeni yıla IMF sürpriziyle girdi. Borsa endeksi 2009’u zirvede yüzde 97 getiriyle tamamlarken bir anlamda 2010’un performansından çalmış oldu. Dünyada getiri sıralamasında 4’üncülüğe yükselen İMKB için “Peki geriye ne kaldı?” diye sorulsa da uzmanlar hala gidilecek epeyce bir yol olduğu konusunda birleşiyor. IMF anlaşmasının gerçekleşmesi noktasında hala tereddüt olduğu için anlaşmanın imzalanması durumunda piyasalarda yeni bir yükseliş yaşanması sürpriz olmayacak. IMF heyetinin Türkiye’ye çağrılmasının geciktiği durumlar ise satışlara bahane yapılacaktır. Para pahalanacak Öte yandan dünyada temel varsayım faizlerin dip noktasında olduğu. Dolayısıyla faizlerin 2010 takviminin bir noktasında yükseleceği sır değil. Bu noktada para, 2010’un son çeyreğine doğru daha pahalı hale gelecek. Faiz yükselecek, kimse bedavaya borçlanamayacak. Dünyada ucuz doları bulup, taş atıp elini yormadan Türkiye gibi gelişmekte olan piyasalara yatırarak yüksek getirileri cebe atma imkanı kısıtlanacağından borsadaki primler de sınırlı kalacak. Bu nedenle diğer borsalarda da zıplama olmayacak. Yine geldi IMF Ancak Türkiye’de geçen yılın sonuna doğru yazılan IMF hikayesinin gerçekleşmesi durumunda, endeksin 60 binleri zorlayacak yükselişlere imza atması zor olmayacak. Bu seviye 2010 için borsada hala yüzde 13’lük bir getirinin olduğu anlamına geliyor. IMF ile anlaşma olursa Türkiye’ye yabancı yatırım girişi ve bankaların kredi muslukları açılacağından büyüme hızlanacak. Bu takdirde büyümenin yüzde 5’leri bulacağı tahminlerine dikkat çekmekte de yarar var. Öte yandan IMF anlaşmasına bağlı olarak erken seçim ihtimali azalacağından borsada 65 binleri bekleyen uzmanların sayısı hiç de az değil. Bu takdirde dolar kurunun ise 1.40’lara kadar gevşemesi bekleniyor. IMF olmasa dahi TL’nin değerli kalması beklendiğinden dövize yönelenler bu yılda umduğunu bulamayacak gibi görünüyor. Dolar geçen yıl yatırımcısına yüzde 2.47 kaybettirirken euro’da ise kazanç yüzde 0.94 ile sınırlı kalmıştı. Aynı dönemde borsa yüzde 97, altın yüzde 25, faiz ise yüzde 11 kazandırmıştı. Ancak yine de döviz almakta ısrarlı olan yatırımcılara dolar öneriliyor. Çünkü ABD’nin, AB bölgesinden daha önce faiz artırması bekleniyor. Faizi artan paraya talep de arttığından doların euro karşısında yükselmesi büyük olasılık. Bu noktada euro dolar paritesinin yıl sonunda 1.45’li seviyeleri görebileceği tahminleri yapılıyor. ‘Bankalar sürükleyemez’ Erhan Topaç Gedik Yatırım Yön. Krl. Baş. “Bankacılık sektörünün 2010 yılındaki karlılığı borsada rallinin devam edip etmeyeceğini gösterecek. Zira bankalar endeksteki ağırlıklarıyla trendi belirleyici güce sahipler. Bankalardaki kar artışı önümüzdeki yıl yerini hafif kar düşüşüne bırakabilir. Borsada prim potansiyeli azaldı, bu nedenle hisse seçiminde dikkatli olmalı. Sanayi şirketlerini öneriyoruz. Endeksteki yükseliş sınırlı kalsa da bu hisseler prim yapacaktır. Dövizde ise kayda değer bir hareket beklemiyoruz. Enflasyon kadar bir artış olur. Faiz ise yüzde 11 - 12’leri görebilir maksimum.” ‘Dövizde getiri kısıtlı’ Tayfun Oral Oyak Yatırım Gen. Müd. Yrd. “2010’da ağırlıklı olarak tüm piyasaların yatay seyretmesini bekliyoruz. Faizin biraz daha yukarı gitme eğilimi var. Çünkü Merkez Bankası faiz indirimlerini durdurdu ve dünyada da bir yukarı eğilim hissediliyor. Çok yüksek miktarda faiz artırımı gelmese bile yeni bir indirimde olmayacağı için, faiz bu seviyenin üstünde olacak gibi görünüyor. Borsa tarafında ise 2009’da endeksi taşıyan finans sektörünün performansı yüksek olmayacak. Bu nedenle biraz sanayi ve hizmet sektöründe hareket olabilir. Prim yapmamış hisselere yönelebilir yatırımcı. Dövizde ise çok büyük bir hareket beklemiyoruz ama parite dolar lehine gelişecek gibi görünüyor. Her şartta illa dövize yönelmek isteyenler dolar alabilir. Euro’da umut yok. TL ise faizinin yüksekliği nedeniyle yine değerli olacak. IMF anlaşmasının fiyatların içinde olduğunu düşünüyorum. Ancak IMF ile yapılacak anlaşma yada anlaşmama ilk haber olarak güçlü etki yaratabilir. Anlaşma olursa dolar kuru 1.40’a kadar gerileyebilir.” ‘IMF 65 binin üstünü sağlar’ Mahmut Kaya Garanti Yatırım Gen. Müd. Yrd. “Ekonomide toparlanma yılı olacak. Bunun derecesini ise dış faktörler ve IMF anlaşması belirleyecek. Türkiye’de faiz oranlarının artık yüzde 15’lere gitmeyeceğini düşünüyoruz. Maksimum yüzde 11 - 11.5 seviyeleri görülebilir. Büyüme enflasyon, bütçe tarafında ise genel olarak olumluyuz. Büyümede daha iyimser taraftayız, yüzde 4 - 5 civarında bekliyoruz. Ancak IMF ve dış koşullara bağlı olarak bu yüzde 3 - 7 arasında da oluşabilir. IMF’nin olmadığı senaryoda yüzde 3’ten fazla büyüyemeyebiliriz. Dışarıda da daha ılımlı bir global ortam bekliyoruz. 2010’da düşük faiz ortamının korunacak olması nedeniyle borsanın cazibesini devam ettirmesini bekliyoruz. Ucuz para yine hisse senetlerine akacaktır. Döviz tarafında ise TL değerli kalmaya devam edecek. Yatırımcı TL’de ısrarlı olmalı. Eğer IMF ile anlaşılırsa dolar kurunun 1.40 seviyesine gerilemesini, borsanın ise 65 bin seviyesinin epeyce üstünü zorlamasını bekliyoruz.” Hükümet kendİnİ bağladı Bu aşamadan sonra IMF ile anlaşma imzalanmazsa piyasaya bunu anlatmak artık zor olacaktır. Çünkü IMF’nin olmadığı senaryoyu piyasalar erken seçim yapılacağı şeklinde algılayacaktır. O takdirde tatsız, getirisiz bir yıl yaşanacaktır. IMF çıpası ise erken seçim ihtimalini azalttığından endeksteki yükseliş 65 binlerin üstünü dahi zorlayabilir. Faiz ise son bir düşüş daha yapar. Ancak sonrası zor. Çünkü Merkez faizi daha aşağı çekebileceği bir noktada değil. Yüklü borçlanma takviminin de etkisiyle tahvil faizleri yüzde 9’lardan, 12’lere kadar yükselebilir. Faiz seven yatırımcı 1 - 1.5 yıl vadeli bonolordan alabilir. ‘IMF piyasada Pembe rüzgÂrlar estirir ’ Fatih Arabacığolu Deniz Portföy Genel Müdür “IMF’li senaryoyu baz alarak özellikle bankacılık sektörünün kredilerinde tahmin edilenin ötesinde bir büyüme görebiliriz. 2010’da yüzde 3.5 olarak beklenen büyüme yüzde 5’leri de görebilir. Dünyada gelişmekte olan ülkelere olan para akışı devam edecektir. Dolayısıyla Türkiye de bundan nasibini alacaktır. Bu anlamda 2010 için pembe bir tablo çizebiliyoruz. Burada tek sıkıntı merkez bankalarının yapacağı hatalar olabilir. Dünyada ikinci bir dip ve Türkiye’ye özel politik riskler söz konusu olabilir. Telafuz edilmeye başlanan erken seçim riskinin, IMF’le anlaşılırsa gerçekleşmeyeceği kanatindeyim. Bu çerçevede özellikle TL’deki değer kazanma devam edecektir. Dolar kuru 1.40 - 1.35 arasına gerileyebilir. Euro’da da 1.800 - 1.850 arasında görebiliriz. Endekste ise büyüme beklentileri ve IMF çıpası nedeniyle 65 bin civarları görülebilir.” ‘İlk çeyrekte borsalar % 10 düşebilir’ Olgay Büyükkayalı Nomura Stratejist “Global olarak dolarda bir değer kaybı bekliyoruz. 2010 sonu dolar kuru tahminimiz 1.35. IMF anlaşmasının ise imzalanmasını bekliyoruz. IMF’nin, Türkiye’nin not artışlarını hızlandıracağını düşünüyorum. Bu tahminleri yaparken, büyümenin senenin ikinci yarısında hız kazanması, değerlendirme şirketlerinin Türkiye’yi yatırım yapılabilir seviyeye doğru çekeceği ve gelişmekte olan ülkeler içindeki yatırımların Türkiye’ye kayacağı beklentisindeyiz. Ancak yılın ilk birkaç ayında global borsalarda dalgalı bir seyir izlenmesini bekliyoruz. Özellikle şubatta yüzde 5 - 10 kadar düşüşler olabilir global borsalarda. Yatırımcılar bu dalgalı donemi TL ve faizde pozisyon artırmak için kullanabilir. Yatırımıcılara TL ve kısa vadeli faizleri tavsiye ediyoruz. Vadesine 1.5 - 2 yıl kalmış bonolar faiz yatırımcısı için son derece cazip görünüyor.” SONGÜL HATISARU/ Milliyet