Yazdır

Yeni yılda piyasalar

Tarih: 01 Ocak 2010 - 02:05

Hisse senedi piyasalarındaki çıkış bu hafta da sürebilir. Ancak 2010 yılının ilk aylarında yüzde 20’lere varan düşüşler olabilir. 2010’da bonoya yatırım önermiyoruz. Çünkü hem enflasyondaki artış hem de hazinenin borçlanma ihtiyacının artması faizler üzerinde baskı oluşturacak ve yükseliş...

ERKİN ŞAHİNÖZ / Para Dergisi 2010 yılı için çeşitli yatırım araçlarına ilişkin öngörülerimizi aktarmaya devam ediyoruz. Finansal piyasalar 2008’in son ayları ile 2009’un ilk 2 ayında büyük bir çöküntü yaşamıştı. Hem hükümetlerin hem de merkez bankalarının aldığı önlemler sayesinde dünya ekonomisi bu yılın üçüncü çeyreğinde yeniden büyümeye başladı. Reel ekonomideki canlanma, finansal piyasalara da yansıdı. Ufak çaplı birkaç düzeltme dışında piyasalar mart ayı başından beri hızlı bir toparlanma yaşadı. Borsalar yükseldi, dolar dünya genelinde değer kaybetti, başta altın ve petrol olmak üzere emtia fiyatları yükseldi. Türk Lirası döviz karşısında değerlendi. Peki ya 2010? Finansal piyasaların 2009 performansı 2010’da da devam edecek mi? Hem evet, hem hayır. Finansal piyasaların 2010 yılının sonunda, 2009 sonuna kıyasla daha iyi düzeylerde olacağını tahmin ediyoruz. Ancak yol oldukça engebeli olacak. 2010 yılı içinde biri yılın ilk aylarında olmak üzere piyasalarda 2 sert “artçı kriz” yaşanmasını bekliyoruz. Bu nedenle yatırımcıların 2010 yılında hem “zamanlama” da hem de “seviye tespit etme” konusunda oldukça zorlanacağını düşünüyoruz. PARİTE 1.35’İ GÖREBİLİR Bu doğrultuda yılın ilk aylarında borsalarda yüzde 15-20’ye varan oranlarda değer kayıpları bekliyoruz. Azalan risk iştahının doların son günlerde başlayan değerlenme eğilimini de desteklemesini öngörüyoruz. Şu aralar 1.43-44 bandında olan euro/dolar paritesinin bu süreçte 1.35’lere kadar gerileme olasılığı bir hayli yüksek. Doların genel değerlenme eğiliminin TL’nin dövizler (özellikle dolar) karşısındaki değer kaybını kuvvetlendirmesi beklentilerimiz dahilinde. Bu bağlamda dolar kurunun yılın ilk aylarında 1.60 liraya kadar yükselebileceğini düşünüyoruz. Değerlenen dolar ve azalan risk iştahının petrol ve altın fiyatları üzerinde de aşağı yönlü baskı oluşturmasını ve bunun özellikle altın fiyatlarında sert bir düşüş yaratmasını bekliyoruz. Birinci artçı şokun ardından piyasalarda yeni fırsatlar doğacaktır. Bu dönemin sonunda hem borsalara hem de emtialara yeniden giriş yapmak için cazip seviyelerin görüleceğini düşünüyoruz. YILBAŞINA KADAR ÇIKIŞ SÜRECEK Koca bir yılı geride bırakmak üzereyiz. 2009’un son günlerinde de piyasalardaki coşku devam ediyor. Borsalar tüm dünyada yılın zirve seviyelerinden işlem görüyor. Görünen o ki, 31 Aralık kapanışına kadar da piyasaları “mümkün mertebe” yukarı taşıma iştahı devam edecek. 2008 yılında büyük zararlar yaşayan fonların ayakta kalabilenleri bu yılı iyi kapatarak, yüksek bonus alabilmenin aşkıyla piyasaları zorlayabildikleri kadar yukarı zorlamaya devam ediyorlar. Bu sadece Türkiye’de yaşanmıyor. Aynı olgu tüm dünyada geçerli... Ancak tahminlerimiz ve beklentilerimiz finansal piyasalardaki iyileşmenin reel sektördeki iyileşmenin çok önünde gittiği ve finansal piyasalara, yılın özellikle ilk 2-3 ayında sert bir düzeltme geleceği yönünde. Bu bağlamda, borsalarda yılın ilk aylarında yüzde 15-20'ye varan oranlarda satış yaşanmasını bekliyoruz. Hisse senedi ya da hisseye endeksli fon almak isteyenlere, piyasalarda beklediğimiz düzeltmenin sonlarına yaklaşılana kadar beklemelerini tavsiye ediyoruz. İMKB'nin 52 binlere yaklaştığı şu günlerde, hisse senedi alımı kesinlikle önermediğimiz gibi, bu seviyelerin satışla değerlendirilebileceğini düşünüyoruz. Önümüzdeki ayların sonlarında yaşanacak düzeltmenin ardından ise hisse senetlerine girmek için oldukça cazip seviyelerin oluşacağı kanısındayız. HAZİNE BONOLARI KAYBETTİRECEK! 2008, dev yatırım bankalarının “kağıttan kuleler” gibi devrildiği, bankacılık sisteminin diz üstüne çöktüğü bir yıldı. Finansal piyasalardaki deprem hızla reel sektöre yayıldı ve dünya, İkinci Dünya Savaşı sonrasındaki dönemin en derin ekonomik krizini yaşadı. 2009, merkez bankaları ve hükümetlerin cömert teşvik paketlerinin, ultra parasal gevşemenin devreye sokulduğu bir yıldı. Bu sayede dünya, 2009’un üçüncü çeyreğiyle birlikte zayıf da olsa yeniden büyümeye başlayabildi. 2010 ise büyümenin daha da canlanacağı ve 2009’daki ultra cömert teşviklerin yavaş yavaş “geri çekildiği” bir yıl olacak. Dünya genelinde merkez bankalarının 2010’un ikinci çeyreğinde finansal sisteme aktardıkları paraları geri çekmeye başlamasını, 2010 yılının üçüncü çeyreğinde ise kademeli faiz artırımlarına başlamalarını bekliyoruz. Dolayısıyla 2010, parasal olarak şartların hafif hafif sıkılaşmaya başlayacağı bir yıl olmaya aday. Bu doğrultuda baktığımızda, hazine bonolarının 2010 yılında kaybettirecek bir finansal yatırım aracı olacağını düşündüğümüzü söyleyebiliriz. Hem sistemdeki bol paranın yavaş yavaş çekilmeye başlaması hem de 2010’un sonlarına doğru faizlerin dünya genelinde kademeli bir şekilde artacak olmasının, 2010 yılı boyunca hazine faizleri üzerinde yukarı yönlü baskı oluşturmasını bekliyoruz. Bir başka ifadeyle, 2010 yılında hazine bonolarının fiyatlarında düşüş, faizlerinde ise yükseliş tahmin ediyoruz. Tüm dünyada olduğu gibi bizde de hazine faizlerinin 2010 yılı boyunca yukarı yönlü baskı yaşamasını bekliyoruz. Üstelik 2010 yılına ilişkin enflasyon tahminimiz Merkez Bankası’nın tahmininden çok daha yüksek. Bu nedenle Merkez Bankası’nın yılın sonlarına doğru faiz artırmak zorunda kalacağını tahmin ediyoruz. Ayrıca 2010, hazine borçlanmasının da çok yüklü olduğu bir yıl ve hazine faizleri üzerinde ek baskı oluşturabilir. Bu nedenle yüzde 9.50 düzeylerinde bulunun hazine faizlerinin önümüzdeki yılın sonlarında yüzde 12-13 düzeylerine kadar yükselebileceğini tahmin ediyoruz. Bu sebeple de 2010 yılında hazine bonosu yatırımı önermiyoruz.
Site adresi: https://www.finansingundemi.com/haber/yeni-yilda-piyasalar/266629