Yazdır

Merrill’in yeniden doğuşu

Tarih: 21 Kasım 2009 - 02:57

Geraldine Lambe'in The Banker'de Merrill Lynch ile ilgili yazdığı analiz.

BANK OF AMERICA MERRILL LYNCH Merrill’in yeniden doğuşu Bank of America Merrill Lynch oldukça zor bir yıl geçirdi. CEO’su emekliliğe zorlanıyor, tüm defterleri yasal merciler tarafından hallaç pamuğu gibi atılıyor ve kıdemli yatırım bankacılarında yaprak dökümü yaşıyor. Ancak kendi ligindeki puan tablosunda halen iyi bir yerde ve aldığı anlaşmalar da bir hayli büyük işler. Acaba Bank of America zor günleri geride bırakmış ve satınalma sürecini bir başarı hikayesine dönüştürmüş olabilir mi? Geraldine Lambe 15 Ekim’de Bank of America’nın (BofA) CEO’su Ken Lewis’in ABD Hazine Bakanlığı tarafından primlerin “özel yönetim” planı çerçevesinde 2009 yılı maaşından feragat etmeye zorlandığıyla ilgili haberler Wall Street’e bir bomba gibi düşmüş ve banka için 10 aylık türbülans döneminin zirveye vurmasına neden olmuştu. Merrill Lynch’i batmaktan kurtarmak amacıyla satınalma sürecini tamamlamasının ardından kendi sermaye tabanını yükseltmek ve Merrill’in 2008 zararlarını hazmedebilmek için hükümetten 45 milyar dolar yardım alan Bank of America, daha sonra tarihte eşi benzeri görülmedik şekilde bir hükümet müdahalesine ve Federal teftişe maruz kaldı. CEO Lewis ise düzenleyici spot ışıklarının ve medyanın okkasının altında kaldı. Bu yılın başlarında o ve direktörler kurulu Merrill’in dağ gibi birikmiş borçları ve Merrill yöneticilerine yüksek primler ödenmesini öngören anlaşma hakkında yatırımcıları yanıltmakla suçlandıktan sonra, başkanlık görevinden istifa etmeye zorlanmıştı. Eylül ayının başında da Federal Bölge hakimi Jed Rakoff, BofA’nın üstünkörü bir teftişten değil tepeden tırnağa adamakıllı incelenmesi gerektiğini söyleyerek Menkul Kıymetler ve Borsalar Komisyonu’nun (SEC) kestiği 33 milyon dolarlık cezayı az bularak alışılmadık bir şekilde bu uzlaşmayı iptal etmişti. 30 Eylül günü, pek çoğuna göre bankanın ateşini bir nebze düşürmek amacıyla yapıldığını düşündürecek şekilde, Lewis piyasaları şaşırtarak yıl sonunda erken emekliliğini isteyeceğini duyurdu. New York başsavcısı Andrew Cuomo, derhal harekete geçerek Bay Lewis’in emekliliğinin sürmekte olan teftiş süreci üzerinde “hiç bir etkisi” olmayacağını ve kimsenin kendilerinin geri çekilmesini beklememesi gerektiğini ifade etti. Eğer Merrill’in satın alınması Lewis’in BofA’daki kariyerini zamansız bir şekilde bitirmesiyle sonuçlandıysa, bu yeni organizasyonun içindeki gerilimleri de medyanın müsamahasız suçlamaları şiddetlendirdi. Bu banka gerçekten çok zor bir yıl geçirmiş, kilit bankacılarından pek çoğunu kaybetmiş ve bir yandan şirketi yönetmeye çalışırken, diğer yandan da içerdeki ateşi söndürmeye çabalıyordu. Oysa bilançosu ve gelir tabloları, bu yatırım bankasının şaşırtıcı derecede iyi gittiğini ve birleştirilmiş bu platform sayesinde BofA’nın tek başına rüyasında bile göremeyeceği büyüklükte bir iş hacmine ulaştığını gösteriyor. Bütün olarak düşünüldüğünde aslında halen yapılacak çok iş var; örneğin sahip oldukları imtiyazlar yüzünden öfkeli Amerikan tüketicilerinin kızgınlıkları hala geçmemiş durumda ancak Bank of America Merrill Lynch için artık en kötüsünün geride kaldığı söylenebilir mi? ZOR GÜNLER Bu yılın ilk çeyreğindeki karanlık günlerde Merrill Lynch’in gündeminde baş döndürücü liderlik değişimi ile yuvayı terk eden bankacıların yarattığı şaşkınlık vardı. Öncelikle Bank of America Merrill Lynch’in (BofA-ML) yatırım bankacılığının başına getirilen Greg Fleming, ocak ayının daha ilk haftasında görevi bırakmak zorunda kalmıştı. İçeriden bilgi alanların çoğu bu durumu bu yatırım bankasının potansiyel ölümü gibi algılamışlardı çünkü o, bu yatırım bankasının tuzaklarla dolu entegrasyon sürecinde güvenilir olarak görülen Merrill liderlerinden biriydi. Üstelik Fleming’in, Merrill’in dünya klasmanında finansal kurumlar kurmasında ve Avrupalı bir platform yaratılmasında eşi bulunmaz katkıları olmuştu. Aynı hafta içinde ise Avrupa piyasaları ortak-başkanı olan Brent Clapas’ın aniden gelen istifasının ardından daha önce perakende ticaretinin başında olan Bob McCann görevden ayrılmıştı. Sonrasında da Merrill’in BofA’ya satılmasında Fleming’e orkestra şefliği yapan John Thain, satış işleminin tamamlanmasının üzerinden bir ay bile geçmeden bu bankadan ayrılmıştı. Ve Bank of America’nın genel hukuk danışmanı Brian Moynihan, bu yatırım bankasının başına getirilmişti. Entegrasyon bazında geniş bir deneyime sahip olmasına rağmen tek yapabildiği 20’den fazla yönetim direktörünün sadece üç ay içerisinde bu bankadan ayrıldığını izlemek olmuştu. Fleming’in ayrılmasının ardından bu bankadaki zayıflık işaretlerinin kokusunu alan rakiplerden Deutsche Bank, tüm kariyerleri boyunca Merrill’de çalışmış Eric, David ve Seth’in de aralarında olduğu Merrill’in finansal kurumlar grubunun (FIG) Heather biraderlerinden bir düzine kadar çalışanı transfer etti. Merrill’in en üst seviyedeki bankacılarından yedisinin mahkemeye çağrılmasıyla sonuçlanan ödenen yıllık primlerin yüksekliğine artan öfke, bardağı taşıran son damla olmuştu. Zaten kendilerini sadece birkaç kişinin sorumluluğunda olan mortgage krizi ile teminatlandırılmış borç yükümlülüklerinde (CDO) aşırı yüksek bir bedel ödemiş olarak hisseden Merrill’in yatırım bankacıları, sürekli cezalandırma mikroskobu altında tutulan ticari bir bankada kalmaktan giderek daha fazla rahatsız olmaya başladılar. Saygın bir şirket birleşmeleri ve satınalmaları (M&A) yöneticisi, “Merrill’in zararlarına veya subprime krizine ben neden olmadım ki. Bizim işimiz ticari anlaşmalar yapmak ve bunun için para alırız; eğer anlaşmayı yapamazsak da karşılığında para alamayız. Bugün ise yatırım bankacıları genellikle garanti verdiğimiz işlemlerde bile bir, iki veya üç hafta içinde riskleri defterlerine geçiriyorlar” diyor. KİLİT BANKACILARIN KAYBEDİLMESİ BofA-ML, sağlık bakımı, petrol, doğalgaz ve endüstri işlerindeki en uzman yöneticilerini tek tek kaybetti. En önemlisi ise bu sektörlerin, canlılık gösteren bir avuç dolusu kadar sektörlerden olmasıydı. Pek çok insan Fleming ile yakın ilişkileri olan Andrea Orcel’in de şirketi terk etmesinden korkuyordu. Ancak Merrill’in FIG sunumlarında vazgeçilmez bir kişilik olduğundan ve Avrupalı platformlarda en etkili yatırım bankacıları arasında sayıldığından böylesi bir gelişme müthiş bir faciayla sonuçlanırdı. Artık bu yatırım bankasının kontrolden çıktığı gibi bir görünüm doğmuş durumda. Eski bir Merrill bankacısı, Merrill’den kendi kültürünü kaybettiği için ayrıldığını söylüyor. “Öyle görünüyor ki bu yatırım bankasında artık ihtirasın eseri okunmuyor. Mohnihan bize yatırım bankacıları için olan bu planın kurumsal bankacılık ilişkilerine birtakım değerler katacağını söylemişti. Ancak bunun BofA’nın kültürüne yabancı olduğu anlaşılıyor. Burada artık herhangi bir şekilde ortaklık anlayışı söz konusu değil” diyor. Yıkıma neden olan bir diğer unsur olarak da kredi başvurusu onay sürecinin fevkalade yavaş, bürokratik ve verimsiz olduğunu söylüyor. Karar verme süreci ABD’de merkezileştirilmiş durumda, kredi kararları Charlotte ve Kuzey Caroline’da alınıyor ancak krediler hakkında son karar New York’ta veriliyor. Bir bankacı, “Başvurunuzu gönderiyorsunuz ve sonra Birleşik Devletler’den size ne zaman cevap gelir bilemiyorsunuz. Tartışma yok, geri dönüş yok. Sonuçta bu banka uzun süredir müşterileri olan ve epeyce karlı çalışan şirketlere karşı son derece sorgulanabilir olan kararlar veriyor. Bu durum benim kariyerime zarar veriyordu. Bu yüzden de orada daha fazla kalamazdım. Hatta ayrılmamdan kimsenin haberi bile olmadığını söyleyebilirim” diyor. BU YATIRIM BANKASININ İSTİKRARA KAVUŞTURULMASI 22 yıllık bir Goldman bankacısı olan ve Merrill’e Bay Thain’in döneminde BofA’nın satın alınmasından altı hafta önce satışlar ve trade başkanı olarak giren Tom Montag, daha sonra global piyasalarla birlikte kurumsal ve yatırım bankacılığı görevlerinin üstüne yatrım bankacılığından sorumlu başkan olarak atandı. Mohnihan’a ise BofA’nın dev tüketici bankalarının sorumluluğu verildi. Montag’ın Goldman mirasını, Merrill açısından ortaklık kültürünün kavranmasında çok önemli bir gelişme olarak gören bankacılar bu durumu büyük bir memnuniyetle karşıladılar. Tüm kariyerini satışlar ve trade işinde geçirmiş Montag’ın bu firmanın yatırım bankacıları arasında güveni tekrar kurması için yeterli bilgi birikimine sahip olmadığından şüphelenenler olduysa bile o Orcel’i global piyasalar ve bankacılıktan sorumlu genel müdür yardımcılığına atayarak harikulade zekice bir kavrayışa sahip olduğunu ispatladı. Orcel şirket içinde gerçekten çok sevilen biri ve onun bu firmada kalma kararı henüz eski Merrill’in yerle bir edilmediğinin güçlü bir sinyali ve istikrar kurulmasının çarpıcı bir göstergesi olarak algılandı. MÜTHİŞ ZOR GEÇEN İLK AYLAR GERİDE KALANLAR ARASINDAKİ ANLAŞMAZLIKLARIN ÇÖZÜLMESİ İÇİN MUHTEŞEM BİR FIRSAT YARATTI. İRONİK GELSE BİLE BU SAYEDE TAKIMI TEKRAR BİRARAYA TOPLAYABİLDİK. Tom Montag Bankanın içindeki insanlara göre Montag, zıtlıkları uzlaştırmaya çalışan Goldman-tarzı bir ortaklık anlayışı getirmişti: Satış ve trade departmanlarında ilişkileri olan ve zamanının çoğunu şirket içinde işlerin yürütülmesini sağlayan insanlarla birlikte geçiren biri olarak algılanmıştı. Ortakların her şeyi müzakere edebildiği ancak nihai kararların en tepedeki bir avuç insan tarafından alındığı Goldman benzeri yönetim komiteleri kurmaya çalışırken, BofA’nın Merrill’in üst düzey yöneticilerinin de işe dahil edilmesi ve bilgilendirilmesinden imtina edilmeksizin arzu ettiği süreçlere ve komitelere uygun organizasyonel yapılandırmayı kurmayı başarabilir. Orcel’in seçilmesiyle aslında herkes derin bir nefes alarak rahatlamış oldu. Montag, kendisine Orcel’in dünya genelindeki piyasalar ve global bankacılığın gelişmesinin stratejik bir haritasının çıkarılmasında yardımcı olacağını söylüyor. Ayrıca Orcel’in upuzun ilişkiler listesinden de faydalanmayı ümit ediyor. Montag, “Andrea Orcel, bizim yatırım bankacılığı planlarımızın tam merkezinde oturan birisi. Harikulade bir iş ilişkimiz var. O mükemmel bir ilişki bankacısı ve biz de bundan bir kaldıraç olarak faydalanmak istiyoruz” diyor. YATIRIM BANKACILARI ARANIYOR Burada kilit öncelik, yatırım bankacılarının aşındırılmış itibarlarının geri kazandırılması olmalıdır. Bu bankaya haziran ayında UBS’den Steven Niemczyk, yatırım bankacılığı global varlık yönetimi başkanlığına transfer edildi. Ancak bugüne kadar Merrill’in kritik FIG platformuna yapılan tek atama bununla sınırlı kaldı. Ağustos ayında ise bu banka Avustralya’dan 10 kişilik bir gayrimenkul takımının getirilmesinin ardından, BofA’nın Avustralya’daki işlerine liderlik yapması amacıyla Goldman Sachs JB Were’ün eski eş başkanı Craig Drummond’ı işe aldı. Böylece bu ülkede yeni işe alınanlarının sayısı 35’i buldu. Diğer bir kilit işe alma da eskiden Citigroup’da enerji M&A’lerinin global başkanı olan Alan Murray’in eylül ayı sonlarında enerji yatırımları bankacılığından sorumlu yönetici direktör pozisyonuyla işe alınması oldu. Bay Montag’ın asıl uzmanlık konusu olan piyasalar tarafında ise önceden tahmin edildiği gibi Goldman çalışanlarından bir akım oldu. Goldman’ın eskiden Avrupa’daki satışların yapılandırılmasından sorumlu eş başkanı ve ortağı Sanaz Zaimi’nin hem sabit getirili ürünler, para birimleri ve emtialar (FICC) satış başkanlığını hem de EMEA bölgesindeki borç ve varlıklardan yapılandırılmış ürünlerin satışının koordine edilmesini üstlenmek gibi iki yönlü bir görevi olacak. Goldman’dan gelen diğer kaçak avcılar arasında ise şu anda hem EMEA FX trade işlemlerinin başkanlığını yürüten hem de global yabancı para birimi opsiyonlarının eş başkanı olan Christopher Bae; Güney Doğu Avrupa satışları ve pazarlaması başkanı Marco Piccioni ve FICC çözümleri grubunun başkanı Christoph Gugelman sayılabilir. Diğer kilit işe alımlar arasında da JPMorgan’dan kaldıraçlandırılmış kredi sermayesi piyasaları başkanlığına getirilen AJ Murphy ile geçen eylül ayında Deutsche Bank’dan Avrupa’daki kaldıraçlanmış finans sermayesi piyasalarının başkanlığına getirilen David Ross bulunuyor. Banka genelinde ama özellikle de FIG takımının içindeki boşlukların doldurulması, BofA-ML’nin gözle görülür bir canlılık kazanması açısından fevkalade önemli olacak. Montag, bu işe alım furyasının arkasının geleceğini söylüyor. “Henüz isimleri kamuoyuna duyurulmamış insanlar da var. Cezbettiğimiz insanların kalibrasyonlarından harikulade memnunuz” diyor ancak “yetenekli insanları kapmak için verilen savaşın bugün hiç olmadığı kadar kızıştığına” da dikkat çekiyor. MERRILL’İN DEĞERİ İnsanların çoğu BofA’nın Merrill Lynch’i satınalma sürecinde yaşanan dramanın sadece anlaşmanın yapıldığı sıradaki ateşli ortamı değil, aynı zamanda bu satınalma operasyonunun uzun vadeli stratejik önemini de görmezden geliyor. Oysa böylece nakit varlıklar ve M&A ile güçlü bir uluslararası konumlanma gibi anında iki iş kanalı daha ilave edilmişti ki, bu banka eskiden bu kanalların yanından bile geçemezdi. Üstelik BofA’nın kendi sunumlarının genetiğinde eskiden ne broker’lık ne de varlık yönetimi işleri vardı. Merrill’in hisse senetleri ve sabit getirili ürünler yelpazesinin Bank of America’nın bilançosuyla birleştirilmesiyle uluslararası ölçekte harikulade güçlü bir değer önemesi sunulabilir. Rakiplerinin çoğu ABD dışındaki işlere doğru olan gelişmelerini daha şimdiden tamamlamış olmalarına rağmen şu andaki bilançosu büyük ölçüde ABD içindeki işlere dayanıyor. Bilançonun Merrill’in uluslararası işlerini de kapsayacak şekilde genişletmesiyle ise muhteşem göz kamaştırıcı bir görünüme sahip olacak. NAKİT VARLIKLARIMIZ VE DANIŞMANLIK HİZMETLERİMİZ OLMADIĞINDAN NİŞ BİR STRATEJİ BENİMSEMEK ZORUNDAYDIK. Jonathan Moul Böylesi bir çeşitlendirmenin değeri ise BofA’nınkine yakın gelen JP Morgan’ın üçüncü çeyrek sonuçlarında kendini göstermektedir. Kredi kartı hizmetlerinde 700 milyon dolar ve tüketici kredileri işinde de 1 milyar dolarlık zararın üstünden 1.9 milyar dolarlık net gelir kalemiyle gelen JP Morgan’ın performansı nasıl yatırım bankacılığıyla kurtarıldıysa, aynı şekilde BofA’nın ABD’deki tüketici işinin de zararları kapatılabilir. Bu çeyrek dönem için genel toplamda 1 milyar dolar zarar açıklayan Charlotte Bank, aslında mortgage işlemlerinde, hisse senedi kredilerinde ve kredi kartları ile ticari gayri menkul işlerinde toplam olarak 9.6 milyar dolarlık şüpheli alacak yazmıştı. Kurumsal ve yatırım bankacılığı işlerindeki gelirleri ise aksine Merrill’in hisse senedi ve yatırım bankacılığı işlerinin de katılmasıyla artmıştı. Çeşitli iş alanları BofA’nın bünyesinde yayılmış olduklarından her ne kadar Merrill’in net katkısının ne olduğunu söylemek güçse de Merrill’in genel toplamda ikinci çeyrekte yüzde 57’lik bir artışla 3.4 milyar dolara ulaşan trade gelirlerini dikkate değer derecede yükselttiği görülüyor ki bu artışın yüzde 71’i danışmanlık komisyonlarından ve 1.4 milyar dolarlık kısmı da hisse senedi gelirlerinden geliyor. Üstelik bu bankanın güçlenen kaslarını veri tedarikçisi bir firma olan Dealogic’in 3Ç sıralamalarında da görmek mümkün. 30 Eylül’de biten mali yılının sonuçlarına göre BofA-ML’nin kurumsal krediler, kaldıraçlanmış borçlar ve mortgage-destekli menkul kıymetler alanlarında hem ABD’de hem de global boyutta birinci sıraya oturduğunu görmek kimseyi şaşırtmadı, ki bunların tümü BofA’nın kalıtımsal güçlü yanlarıydı. Ancak hisse senedi sermaye piyasalarında henüz global ölçekte beşinci, ABD’de dördüncü, ve EMEA’da yedinci sırada; M&A’ler alanında ise global olarak ve ABD’de beşinci, EMEA bölgesinde dokuzuncu, ve Asya-Pasifik’te de 12inci sırada geliyor. Bu işler ise BofA’nın eskiden esamesinin bile okunmadığı türden alanlar. Benzer sıçramalar genel yatırım bankacılığı komisyonlarında da yansımasını buluyor: bu alanda global ölçekte üçüncü sırada yer almasına rağmen ABD’de ikincilik koltuğunda oturuyor. ŞİRKET İÇİNDEKİ HAYAL KIRIKLIĞI Banka içinde bu şirket satınalma operasyonunun genel anlamda tüm platformlara neler kazandırdığı ve olabilecek en korkunç iş ortamında bu zorlu entegrasyon sürecinde daha şimdiden ne kadar çok yol alındığı hakkında algılama seviyesi bir hayli düşük olduğundan gözle görülür bir hayal kırıklığı yaşanıyor. EMEA, Latin Amerika ve Kanada bölgeleri başkanı Jonathan Moulds, bu yılın birinci ve ikinci çeyreğinde yüzleşilen karanlık günlerde başlatılan bu satınalma sürecinin sıkıntılı geçtiğini kabul ediyor ancak bu arada bankanın müthiş bir yol katettiğini de hatırlatıyor. Eskiden BofA’da ABD dışındaki operasyonların gerçekleştirilmesinden sorumlu olan Moulds, şu anda aradaki farkı görebilecek kadar iyi bir konumda: “Uluslararası gözlüklerle bakıldığında Merrill’in satınalınması, Bank of America’nın eskiye kıyasla çok daha Amerikan sınırları içine kapanacağı yönündeki eleştirileri alevlendirmişti” diyor. Moulds, “BofA’nın eskiden büyük rakiplerinin sahip olduğu ölçeği ve ürün yelpazesi yoktu. Nakit varlıklar veya danışmanlık komisyonlarımız olmadığından niş bir stratejiyle idare etmek zorundaydık ve bu anlamda büyümemiz fevkalade başarılıydı. Ancak Merrill’in satınalınmasını baştan aşağı bir tamamlayıcı taktik olarak ele almak gerekir ve bize dikkate değer ölçüde kuvvetli bir finansal duruşla desteklenen eksiksiz bir ürün hattı sağladı. İşte bugün eğer elimizdeki işlerden bazılarını kaçırırsak o zaman kendimize dönüp neden diye sormamız gerekir” diyor. Piyasalar bölümünde ise bankanın Merrill’i satınalması sayesinde ne kadar çok yol katettiği hakkında elle tutulur somut bir heyecan yaşandığı gözlemleniyor. Sermaye piyasaları global başkanı Bruce Thompson’a göre bu yıl BofA’nın hisse senetleri işindeki hacmi Goldman Sachs’ı geride bırakarak hisse senetleri ve hisse senetleriyle ilişkili komisyonlar sıralamasında ikinci veya üçüncü sıraya oturacak. Gelinen bu noktanın BofA’nın eskiden rüyasında bile göremeyeceği kadar muhteşem bir gelişme olduğunu söylüyor. Bu platformda yatırım bankacılarının kaybedildiği ve bankanın yasal takip altında inim inim inletildiği yılın birinci ve ikinci çeyreklerine bakıldığında zaten hiç kimse daha iyi bir sonucu beklemiyordu. ARTAN MOMENTUM Thompson, bu platformun momentum artışını ispatlamak için hisse senedi anlaşmalarında son yaşanan birkaç olayı ezberinden sayıp döküyor. Ekimin ilk haftasında gerçekleştirilen bu yılın en büyük halka açılımı olan Santander’in Brezilyalı hisse senetleri sunumunda BofA-ML dört büyük taahhütçüden biriydi; Verisk Analytics’e göre ABD’de Visa’nın halka açılmasından sonraki en büyük ihraçtı. Ayrıca yine ekim ayında BofA-ML, Swedbank’ın ihraçlarında iki, Société Générale’in dört, ve PKO’nun üç büyük taahhütçüsünden biri olmayı başarmanın yanı sıra, kısa bir süre önce de UniCredit’in iki global koordinatöründen biri olarak adlandırılmayı başardı. Thompson, “En zor dönemden geçtiğimiz şubat ve mart aylarındaki patırtıların bazıları yüzünden birtakım belirli anlaşmaları almakta aşırı zorlandık. Ancak bu anlaşmaların süreleri genellikle 60 veya 90 gün ile sınırlı olduğundan ikinci ve üçüncü çeyreklerde ortalığın süt liman olmasıyla piyasada işlerin tekrar yoluna girdiğini görüyoruz. Bugün geldiğimiz nokta bu platformun gelecekte de neler başarabileceği hakkında önemli ipuçları sunuyor” diyor. Thompson, yatırım bankacılarının müşterilerinin ihtiyaçlarına karşı yavaş ve tepkisiz kalmalarına neden olan kredi onay sürecindeki “erken diş çıkarma” problemlerinin artık büyük ölçüde çözüldüğünü söylüyor. “Her bir müşterinin aslında ne tutarda bir krediye ihtiyacı olduğunu ve ne türden teminatlar isteyebileceğimize karar vermeye çalışırken bir yandan da bu yeni organizasyonu mobilize etme sürecinden geçiyorduk. Entegrasyondan kaynaklanan sayısız meydan okuma mevcuttu. Eğer kendi kendimize karşı dürüst olmamız gerekirse gelirlerimizin yüzde 80-90 kadarını iç piyasadan elde ettiğimizi ve bunun sebebinin de uluslararası çapta büyük bir operasyonu entegre etme işinin zorluğundan kaynaklandığını söylemeliyiz. Bu durum sistemimizi sıkıntıya sokmuştu. Her ne kadar şu anda da mükemmel olduğunu söyleyemesek de her geçen gün ve her geçen hafta çok daha iyiye doğru gidiyor” diyor. Süreçler yerli yerine oturdukça Avrupalı bankacılar da Thompson’un, haziran ayında Iberdrola’nın 1.8 milyar dolarlık ivmelendirilmiş hisse senedi ihracını 900 milyon dolarla fonlaması gibi, büyük Avrupalı şirketlere kararlı bir şekilde kredi taahhütlerinde bulunmasından olağanüstü etkilendiklerini söylüyorlar. Artık ABD’nin sermaye taahhüdünde bulunmadığıyla ilgili şikayetler de ortadan kayboluyor. Bu yıl içinde BofA bugüne kadar Avrupa’da 42 adet hisse senedi sermaye piyasası (ECM) anlaşması yapmış durumda; sermaye taahhütlerinin yüzde 70’ini de bu banka sağlamış. TİCARİ BANKA Merrill’in masaya koyduklarından, bu şirketin diğer bölümleri de eşit derecede heyecanlanmış durumdalar. Yatırım bankacılığı ile sermaye piyasaları ürünlerini kullanan orta segmentte 40 bin ABD’li müşterisi olan ticari bankacılık alanında bu banka tıpkı geçen yılın ilk üç çeyreğinde yaptığı gibi bu yıl da ECM işinin hacmini daha şimdiden üç katına çıkartmayı başardı. M&A işi ise yüzde 50’den fazla büyümüş durumda. Orta segment müşterilerin yatırım bankacılığı ve sermaye piyasaları ile FX ve türev hacimleri de dikkate alındığında, genel toplamda iş hacmini yüzde 30’dan fazla arttırmış. Kariyer hayatının tamamını BofA’da geçirmiş ve şu anda BofA-ML’nin global ticari bankacılık başkanı olan David Darnell, “Bu günleri görmek için 30 yıldır bekliyordum. Müthiş güçlü bir kaldıraçlanmış finans işimiz vardı ancak bu kapasitemizi hisse senetleri ve M&A yetenekleriyle birleştiren dünya klasmanında bir platforma sahip olarak gerçek bir fark yarattık” diyor. Darnell ayrıca bunun henüz bir başlangıç olduğunu da eklemeyi ihmal etmiyor. Merrill’in eskiden bir orta-pazar işi yoktu, bu yüzden artan hacimler sadece iki şirketin birleştirilmesiyle değil hem gelirlerde yaşanan gerçek artışlar hem de tatminkar büyüme oranları sayesinde başarılabildi. BofA bugün tahminen yıllık gelirleri 2.5 ile 20 milyon dolar arasında değişen her beş ABD’li firmadan biriyle ve yıllık gelirleri 20 milyon ile 2 milyar dolar arasında değişen her üç ABD’li firmadan biriyle iş yapıyor ancak bu şirketlerin tüm işlerini de BofA yapıyormuş gibi bir anlam çıkarılmamalı. Bay Darnell, “Merrill’inin katılmasıyla artık mevcut müşterilerimize eksiksiz bir ürün yelpazesi sunabileceğiz ve bu avantajdan yeni müşteriler kazanmak için de faydalanacağız. Hisse senedi ve M&A piyasalarındaki komisyonlara bakarsanız bu yeni ürün soluğunun ne kadar devasa fırsatlar sunduğunu daha net görebilirsiniz” diyor. Ve bu banka ayrıca orta segmentteki sunumlarını yurt dışına doğru da genişletmeyi planlıyor. GÜVEN ARTIYOR Yatırım bankacılığında da güven artıyor ve üstelik ilişkiler de tekrar yoluna girmeye başlamış. Montag, bu potansiyelden sonuna kadar faydalanacağından çok emin görünüyor. “Başaramayabileceğimizi düşünseydim zaten asla bu noktada olamazdık; arkamda yığınla fırsatı teperek buraya gelmiştim. Bu organizasyonda yepyeni bir kültürün doğmakta olduğunu daha şimdiden hissedebilirsiniz. Bir kültürü yaratanlar genellikle küçük şeylerdir ve artık risk, teknoloji, kredi ve finansman gibi gruplar arasındaki ilişkiler de normalleşme sürecine girmiş durumda” diyor. Bu yılın ilk yarısında yaşanan hengamenin gemiyi terk etmeyen bankacılar arasında bir kurumsal ruhun oluşmasına hizmet ettiğini ileri sürüyor. “Tek bir iyi elemanın ayrılmasının bile şirketin itibarı üzerinde belirli bir etkisi oluyor ancak zorlu geçen ilk birkaç ay sayesinde geride kalanlar arasında müthiş bir dayanışma ruhu oluştu. İronik gelebilir belki ama bu sayede takımı biraraya toplayabildik” diyor. Satınalma sürecinin teklemesi, entegrasyondan kaynaklanan sıkıntılar, moral bozuklukları ve berbat geçen ilk iki çeyrek gibi bu yılın ilk yarısında yaşanan meydan okumaları kimse inkar edemez ancak bu banka haziran ortasından itibaren pazar payını arttırmaya başlayarak sayıları her geçen artan bankacıyı bu kombine platformun gücüne inanmalarını sağlamayı başardı. İçerden bilgi verenler, ekibini Deutsche Bank’a kaptırmış olmasına rağmen bu bankanın tek bir FIG anlaşmasını bile kaçırmadığını söylüyorlar. Hisse senetleri anlaşmalarının dördünü kaçırmış ancak onlar da zaten Merrill’in mevcut müşterilerinden değillermiş. En önemlisi ise tam da ekonomik krizin göbeğindeyken bu bankanın Nordea ve Sweedbank gibi yeni müşteriler kazanabilmesiydi. Bu yeni firmanın şirket içinde de başarılı olarak algılanmasını sağlamak için Santander ve Verisk Analytics gibi mevcut müşterilerin elden kaçırılmaması önemliydi ancak yeni müşteriler kazanma becerisi çok daha önemliydi. Nitekim bankada çalışanların çoğunun morali, ağustos ayında BofA’nın, Warner Chilcott’un Procter & Gamble’ın kozmetik işini satın almasında finansal danışman olarak seçildiğinin duyurulmasıyla 2.7 milyar dolarlık finansmanda baş taahhütçü olması ve ayrıca 3.1 milyar dolarlık bu anlaşmanın bir parçası olarak 1.4 milyar dolarlık tahvil satışını üstlenmesiyle müthiş yükselmişti. DAHA YAPILACAK ÇOK İŞ VAR Ancak iş momentumunda yaşanan coşkulu artış ve entegrasyonda sağlanan ilerlemeler, bu bankanın halen yüzleşmekte olduğu meydan okumaların önem seviyesini düşüremiyor. Kıdemli bankacıların kaybedilmesiyle M&A işine verilen hasarın sonuçları ancak çok daha sonra anlaşılabilecek. Bu banka halen ayrılanlar tarafından başlatılmış anlaşmaları sürdürüyor ve onlarla birlikte hangi müşterilerin de gittiği ise ancak bu anlaşmaların süresi dolduktan sonra gün ışığına çıkacak. Bu bankanın gelecekte karşısına dikilecek en önemli meydan okuma, yetenekli insanları mümkün olduğunca hızlı cezbedebilmek ve bu birimde çalışanlarını birarada tutabilmek olacaktır. Bu arada BofA’nın Merrill bankacılarının iki yıllık bir ızdıraplı geçiş döneminden geçtiklerini de unutmaması gerekiyor; önce dağ gibi zararlar birikmiş ve eski CEO Stan O’Neal şirketten ayrılmıştı. Sonrasında ise sırasıyla John Thain’in, Greg Fleming’in, ve Brian Moynihan’ın CEO’luktaki geçiş süreçlerine katlanmışlardı. İçerden bilgi alanların çoğu, süreçlerle tetiklenen büyük bir ticari bankanın kültürünü, yabancılaştırıcı, hayal kırıklıkları yaratıcı ve bürokratik olarak görüyor. BofA-ML’nin elinde şu anda yatırım bankacılarının gelecek yılın prim sistemini tatminkar bulmasını sağlamak için sadece bir kaç aylık bir zaman penceresi var. Kıdemli bir Merrill Lynch bankacısı geçenlerde sırf iletişim ve anlayış eksikliği yüzünden pek çok bankacının hiç de gerek olmadığı halde kaybedildiğini söyledi. Eğer üst yönetim takımı insanların yerlerinde kalmalarını istiyorsa derhal bu bankanın nereye gitmeyi hedeflediği hakkında net bir vizyon belirlemeli ve sonra da oraya varmak için nasıl bir strateji benimsediğini izah etmeli. Kabul edilebilir bir prim yapısı üzerinde uzlaşmak gerçekten bir hayli sorunlu olabilir. Merrill’de eskiden bölgesel prim havuzları vardı ve performansa-göre ödüllendirme sistemi uygulanıyordu. Ancak böylesine yoğun bir hükümet müdahalesine ve yasal teftişler baskısına maruz kalan bir bankada bu tip bir sistemin uygulanabilirliği halen belirsizliğini koruyan bir sorun. Üstelik yasal dayatmalar da halen devam ediyor. BofA 12 Ekim tarihinde Merrill’in satın alınmasından önce bu bankanın almış olduğu yasal tavsiyelerle ilgili dokümanları kamuoyuna açıklayacağını söyleyerek, avukat-müşteri arasındaki gizlilik kuralını hiç beklenmedik bir şekilde ihlal edebileceğini belirtti. Bu bankanın tıpkı Lehman Brothers tarzı bir diğer çöküşü engellemek için Merrill’in satın alınması sürecini tamamlamaya zorlandığına dair baskılara maruz kalıp kalmadığı ve direktörler kuruluna Merrill’in finansal durumu ile prim taahhütleri hakkında hissedarlara duyurulmak üzere ne türden tavsiyeler verildiği zaman içinde ortaya çıkacak. O dönemin direktörler kuruluna ve elbette Lewis’e karşı adli kovuşturma davaları açılıp açılmayacağı açısından bu gelişme fevkalade kritik bir hal almış durumda. Bir kaç eski ve görevdeki Federal düzenleyici ile birlikte BofA yöneticilerinin de ifade vermesini sağlayacak Beyaz Saray’ın Hükümet Reformlarının ve Soruşturmaların Denetlenmesi hakkındaki yasa tasarısı TheBanker baskıya gittiği zaman henüz hazırlık aşamasındaydı. BAY LEWIS’İN YERİNE KİM GELECEK? Şu anda kuşkusuz en büyük bilinmeyen Lewis’in yerine kimin geleceği. Bir bankacı görüşlerini şöyle aktarıyor: “İnsanoğlu belirsizlikten hiç hazzetmez. Tabandaki bankacılar açısından ise bir CEO değişikliği, yeni insanlar, yeni bakış açıları ve yeni kurallar demektir. Tam da yeni bankacıları işe alırken bir istikrarsızlık durumunun hiç yardımı olmaz. Ve eğer bir müşteri toplantınızın yarısından çoğunu son yönetim değişikliklerini konuşmaya harcıyorsanız bu durum da şirket için hiç iyi değildir.” Yeni CEO’nun kim olacağı aynı zamanda bankanın hangi bölümlerinin kontrol mekanizmasında ve geleceğin şekillendirilmesinde daha fazla söz sahibi olacağı sorununu da kritik bir hale getiriyor. ABD’de bu bankanın üzerinde bu kadar fazla hükümet ve yasal baskı olduğu müddetçe pek çok insan bu yatırım bankasının devasa büyüklüklerdeki ticari ve tüketici bankaları tarafından ezilmesinden veya homojenleştirilmesinden korkuyor. Merrill’in yatırım bankacıları el altından gizli gizli BofA “içinde” kendi kültürünü ve göreceli otonomisini sürdürebilecek ancak BofA’nın devasa güçlü yanlarından bir kaldıraç olarak faydalanabilecek bir Merrill Lynch kurabileceklerini ümit ediyorlar. Ancak bugüne değin hiçbir banka böyle birşeyi başaramadı. Merrill’in bankacıları JP Morgan’ın süreçlerle-tetiklenen ticari bir banka ile bir yatırım bankası arasında istikrarlı bir denge kurabildiğini ileri sürüyorlar; HSBC’de ise yatırım bankacılığı asla kendini ispatlayamamıştı. New York’taki Barclays Capital’de kıdemli bir banka analisti olan Jason Goldberg, “Şayet yönetim Merrill Lynch’in güçlü tarafları ile BofA’nın kurumsal etkinliğini birleştirebilirse o zaman ortaya korkunç heybetli bir şirket çıkar” diyor. “Şu anda herşey yeni CEO’nun kim olacağı sorusuna kilitlenmiş durumda. Bank of America yatırım bankacılığına olan bakış açısını birkaç kez değiştirmişti. Bugün ise artık ne olmak istediğine karar vermeli” diyor. GÜRÜLTÜLÜ KALABALIK Ken Lewis’in Merrill Lynch’i satınalmakta bu kadar ısrarcı olmasının kilit nedenlerinden biri de öncelikle onun son derece güçlü bir perakende broker’lık işiyle birlikte global bir varlık yönetimi birimine sahip olmasıydı. Lewis, ağustos ayında global varlık ve yatırım yönetimi biriminin (GWIM) başına, eskiden Merrill Lynch’in global varlık ve yatırım yönetimi başkanı olan Dan Sontag’ı ekarte ederek bir zamanlar Citi’nin varlık yönetimi başkanlığını yapmış olan Sallie Krawcheck’i getirmişti. Krawcheck’in Wall Street’de bir yıldız gibi parlayan pırıl pırıl bir itibarı var. 2002 yılında Citigroup’a araştırma ve broker işini yönetmesi için getirilmiş ve dot-com balonunun patlamasının ardından gelen Wall Street araştırma skandallarıyla sarsılan bankanın imajını düzeltme görevini üstlenmişti. Geçen yıl ise finansal kriz esnasında paralarını kaybeden yatırımcılara tazminat ödenmesi konusunda Citi CEO’su Vikram Pandit ile uyuşmazlığa düşerek görevinden istifa etmişti. Ancak bugün çok zor bir zamanda farklı bir rol üstlenmiş durumda. Öncelikle ortada Merrill Lynch platformunun Bank of America’nın US Trust şirketiyle entegrasyonu gibi son derece çetrefilli bir görev duruyor. Öte yandan 31 yıldır bu şirkette çalışan Dan Sontag’ın üzerine dışardan bir atama yapılmasıyla Merrill Lynch’de süngülerin çoğu düşmüş durumda. Üstelik ortada Merrill’in finansal danışmanlarının kaçtıkları hakkında yazılmış büyük-ölçekli sayısız rapor da mevcut. Krawcheck, ağustos ayına kadar ellerinden bazı yeteneklerin ve varlıkların gidebileceğini söyleyerek bu niteliksiz raporların belini kırmak istiyor ve 5 Ekim’de başlayan hafta itibariyle Merrill Lynch’deki finansal danışman sayısı son altı haftada katılan 205 danışmanla birlikte 15 bini aşmış durumda. Dahası 5 Ekim haftasıyla birlikte bu şirkete giren yeni para miktarı da 2 milyar doları aşmış. Krawcheck, “Ortalıkta ağızlara sakız olmuş yanlış bir anlaşılma dolaşıyor. Bu platform içinde US Trust da dahil olmak üzere şu anda 18 bin 923 adet varlık yönetimi danışmanımız var ve Barron’s Magazine’in yaptığı ABD’deki varlık yöneticileri sıralamasında bir numaradayız” diyor. Barron’un bu sıralamasında 30 Haziran itibariyle yönetilen 5 milyon doları aşan hesapların toplamı bazında ABD’li varlık yönetim şirketleri değerlendiriliyordu ve bu banka yönetimi altındaki 200 milyar dolardan fazla varlık tutarıyla Morgan Stanley, Smith Barney’in önüne geçmişti. Krawcheck kritik bir husus olarak da bu bankanın en verimli danışmanlarını elinde tutabildiğini ilave ediyor. “1 milyon dolar ve üzerinde gelir yaratabilen bu danışmanların yüzde 94’ü halen bizimle çalışıyor. Ayrıca ayrılan danışmanların müşteri varlıklarının yüzde 50’sini de halen biz yönetiyoruz” diyor. Krawcheck için en az onun kadar çetrefilli bir diğer sorun da finansal kriz döneminde yaşanan yığınsal varlık erimesiyle fevkalade hasar gören varlık yönetimi ve broker’lık işinin tekrar hayata döndürülmesi. ABD’de şirket-içinde yapılan broker’lık ve varlık yönetimi platformlarına verilen yaygın ismiyle “ağlaşmış yapılar”ın kendi iş modellerini hayatta tutma savaşı verdikleri söyleniyor. Boston merkezli bir araştırma firması olan Cerulli Associates’in 2009 tarihli bir raporuna göre yatırım danışmanlarının firma değiştirmeleri yüzünden toplam 800 milyar dolar değerinde müşteri varlığı el değiştirmiş. Bu raporda ayrıca en büyük zararı ağlaşmış yapıların gördüğü ancak paranın el değiştirmesinden en kazançlı çıkanların da kayıtlı yatırım danışmanları ile hibrid danışmanlar olduğu ileri sürülüyor. Yüksek aşınma oranları ve danışman başına düşen varlıkların azalmasıyla Cerulli, başka kanallara yönelenler yüzünden ağlaşmış-yapılar firmalarının 188 milyar dolarlık net zarara uğramasını bekliyor. Krawcheck burada da farklı düşünüyor: “Araştırmalarımız bize insanların çok az sayıda bağımsıza başvurduğunu gösteriyor. Sanırım insanlar finansal güç arayışı içindeler ve Bernie Madoff skandalından bu yana bağımsız firmalara çok daha temkinli yaklaşıyorlar. Kriz sırasında piyasadaki herkes para kaybetti ancak bizim müşterilerimizin hiç biri dolandırıcılık yüzünden para kaybetmedi. Bu da Bank of America Merrill Lynch markasının itibarına itibar kattı” diyor. Krawcheck kuruma katıldığı günden bu yana haftada üç gününü kampanyaların izlenmesine ayırıyor ve bugüne değin şirket içindeki 34 bin çalışanın yüzde 50’siyle yüz yüze gelmiş. Bu davranışı sayesinde çalışanların entegrasyon sürecinin pürüzsüz işlediğinden emin olmalarını sağlamış ve bugün GWIM’i daha önce çalıştığı Citi’deki yapılandırmaya dönüştürmek gibi bir niyeti yok. “İnsanları gerçek değişimin ancak daha büyük ve daha mükemmel bir platformla gerçekleştirilebileceğine inandırmak bir hayli önemliydi” diyor. Krawcheck şu anda ticari bir banka ile Merrill’in varlık yönetimi işinin birleştirilmesinin kazanan bir model olacağına inanıyor. Bu sürecin içinde bankacılarla finansal danışmanları biraraya getirerek değer sunacak öyle bir strateji bulunmalı ki her birisi müşterilerine uzmanlaşmış hizmetler götürebilsinler. “Aslında her iki iş de birbirini tamamlıyor ve sayısız sinerjiler sunuyor. Ülkenin dört bir yanındaki şubelerimize 770 tane varlık yönetimi bankacısı yerleştirdik. Bu da bizim kendi platformumuza ne türden yatırımlar yaptığımızın ve taahhütlerde bulunduğumuzun net bir göstergesi” diyor.
Site adresi: https://www.finansingundemi.com/haber/merrillin-yeniden-dogusu/264730