Altın fiyatları nereye gidiyor?
Tarih: 30 Ekim 2009 - 22:17
Yıl sonuna kadar altın fiyatlarının 1.100 dolar düzeylerine kadar yükselebileceğini düşünüyoruz. Bonoda fazla getiri beklemiyoruz. Bu nedenle özellikle küçük yatırımcılara tasarruflarını mevduat hesabında dinlendirmelerini tavsiye ediyoruz...
ERKİN ŞAHİNÖZ / Para Dergisi
BİRKAÇ ay öncesine kadar yatırımcıları üzen, risk iştahını körelten, borsaları bozan gelişmeler altın fiyatlarının yükselmesine neden oluyordu. Bir başka ifadeyle, altın sıkıntılı dönemlerin sığınılacak limanı oluyordu. Hazine bonoları da altınla aynı işlevi görüyordu. Piyasa psikolojisinin bozulduğu dönemlerde yatırımcılar riskli yatırımlardan kaçıp altına ve hazine kağıtlarına sığınıyordu. Bu ilişki uzun bir süre çalıştı. Borsalar aşağıya giderken, riskli varlıkların fiyatı düşerken iki şeyin fiyatı artıyordu: Altın ve hazine kağıtları...
Bu ilişkinin devam edeceğini varsaydık. Kredi piyasalarında iyileşme ve ekonomilerde canlanmanın bu yılın ikinci çeyreğiyle birlikte başlayacağını öngördük. Üstelik ekonomik canlanmanın ilk 1.5 yıllık bölümünde altına normal şartlar altında prim yaptıran enflasyonun ve enflasyon beklentilerinin de düşük kalacağını öngörüyorduk. Bu doğrultuda da altın fiyatlarının 8 yıl aradan sonra ilk kez 2009 yılında kaybettireceğini düşünüyorduk.
Ana varsayımlarımızın hepsi doğru çıktı. Hatta piyasaların mart başında dip noktasını öngörerek yatırımcıları riskli yatırımlara yönlendiren sayılı uzmanlardan biri olduk. Kredi piyasaları çok ciddi şekilde iyileşti. Dünya ekonomisi öngördüğümüz gibi üçüncü çeyrekte yeniden büyüme dönemine girdi. Enflasyon da yine öngördüğümüz gibi tüm dünyada hiç alışılmadık kadar düşük seyrediyor. Ve enflasyon beklentileri de bunca parasal ve mali gevşemeye rağmen kontrol altında.
Hemen her faktör yukarıda sıraladığımız gibi altının aleyhine gelişti. Ancak altın fiyatları beklentilerimizin aksine gene de prim yapabildi. Şu aralar altın ons başına 1.060 düzeylerinden işlem görüyor.
Peki tüm faktörler altının aleyhine çalışırken altına prim yaptıran ne? İki faktör ön plana çıkıyor. İlki dolardaki değer kaybı, ikincisi altının yeniden diğer emtialarla birlikte hareket etmeye başlaması. Bu iki faktörün yıl sonuna kadar etkisini koruması beklenmeli. Yıl sonunda dolar euro paritesinin 1.53'e kadar çıkma olasılığının bir hayli yüksek olduğunu düşünüyoruz. Yine aynı dönemde emtialardaki yükselişin sürmesini de bekliyoruz. Son 1-2 ayın altın-hisse senedi ilişkisi göz önüne alınırsa, bu beklentiler ışığında altının da prim yapmaya devam etmesi lazım. Bu nedenle yıl sonunda altın fiyatlarının 1.100 dolar düzeylerine kadar yükselebileceğini düşünüyoruz. Ama ya ondan sonrası? Bu da başka bir yazının konusu...
TASARRUFLAR NASIL DEĞERLENDİRİLMELİ?
Yıl sonuna kadar piyasaların ana yönü konusundaki görüşlerimizi bu köşeden sık sık ele alıyoruz. Yıl sonuna hatta önümüzdeki şubat-mart aylarına kadar açıklanacak ekonomik verilerin büyük çoğunlukla piyasa beklentisinden daha iyi gelmesini bekliyoruz. Bu nedenle de 2010 yılının şubat-mart aylarına kadar piyasalarda ana trendin yukarı yönlü olduğunu düşünüyoruz. Elbette bu yükseliş trendi içinde belli dönemlerde yatay seyirler belli dönemlerde de hafif çaplı bozulmalar yaşanacaktır. Ancak piyasalarda şubat-mart aylarına kadar sert bir satış dalgası beklentimiz yok. Ana yönün yukarı olduğunu düşünmekle beraber hedef düzeylere de fazlasıyla yaklaşıldığı kanaatindeyiz. Bu yükseliş eğiliminde hedef düzeylerin Dow Jonesta 10 bin 600, İMKB-100de 54-55 bin düzeyleri, euro/dolar paritesinde 1.53, altın fiyatlarında ons başına 1.100 ve petrol fiyatlarında da varil başına 85 dolar olduğunu düşünüyoruz.
Zaten Dow Jones 10 bin 100 düzeylerinden, altın 1.066 dolar, petrol 81.6 dolar, İMKB-100 51 bin 500, euro/dolar paritesi de 1.5015 seviyelerinden işlem görüyor. Bu nedenle piyasalarda yeniden giriş zemini yaratacak düzeyde bir bozulma yaşanmadan ciddi bir getiri potansiyeli kalmadığını belirtmekte yarar görüyoruz.
Bono piyasaları için de aynı görüşe sahibiz. Merkez Bankasının faiz indirimlerinde sona yaklaşıldığı ve enflasyonda hafif çaplı yükseliş eğiliminin başlayabileceği bir dönemde yüzde 8 faiz düzeylerinden bono satın almayı da pek önermiyoruz.
Bu nedenle özellikle küçük bireysel yatırımcılara yeni fırsatlar doğana kadar tasarruflarını mevduat hesabında dinlendirmelerini tavsiye ediyoruz. Şubat-mart aylarına kadar dolar kurunda da belirgin bir yükseliş beklemediğimizden dolayı TL mevduatların döviz mevduatlara kıyasla daha uygun olacağını düşünüyoruz. Krizden çıkış evresinde daha çok yatırım fırsatları çıkacaktır. Yeter ki zamanlama ve seviye seçimi doğru yapılabilsin.
Site adresi: https://www.finansingundemi.com/haber/altin-fiyatlari-nereye-gidiyor/263735