Kayserili bir Ermeni olan Marten Agopyan 1900’lerin başında İstanbul’a gelerek bir banka kurdu. 1914’te 1. Dünya Savaşı’nın başlarında İngiliz Konsolosluğu’nun “Almanlar’a karşı can güvenliğinizi sağlayamayız” uyarısı üzerine Agopyan, ailesiyle Romanya’ya gitti. Aile Cumhuriyet’in kurulmasının ardından “gayri müslimlere” mülkiyet hakkı tanınması üzerine tekrar İstanbu’a döndü. 1949’daki kadastro çalışmaları sırasında ailenin Kireçburnu ve Tarabya’daki 100 dönümlük arazisinin 44 dönümü Hazine’ye devredilince Agopyan dava açtı. Dava sürerken 6-7 Eylül 1955 olayları patlak verdi ve aile İngiltere’ye gitmek zorunda kaldı. Marten Agopyan’ın ölümünden sonra oğlu Bedros Agopyan, 1991’de hukuk mücadelesine yeniden başladı. Mahkeme 2005’te arazinin Agopyan ailesine verilmesine hükmetti. Bu karara karşı “tapu iptali” davası açan Hazine, Marten Agopyan’ın Osmanlı’ya karşı kışkırtıcı faaliyetlerde bulunan “mütegayyip eşhastan” (ülkeyi terk eden ya da kaçan) biri olduğunu iddia ederek, mülk edinme ve mirasçı olma hakları olmadığını ileri sürdü. Mahkeme Ocak 2008’de verdiği kararla Hazine’nin talebini reddetti. Hazine kararı temyiz etti. Hukuki süreç sürerken Bedros Agopyan 18 Haziran 2008’de öldü. Agopyan’ın ardından eşi ve 2 kızı davaya dahil oldu. Geçtiğimiz günlerde ise Yargıtay, mahkemenin Hazine’nin talebini reddeden kararını onadı. Bu kararla Agopyanlar, araziye kavuşurken ailenin avukatı Süheyla Gül “Aile kimseyi evinden etme ya da evlerini yıkma niyetinde değil. Toplu olarak satış yapabiliriz” dedi. Vatan