Yazdır

Ralli sürecek mi? Borsa çıkışa doydu mu?

Tarih: 17 Ekim 2009 - 12:50

Ekonomist Dergisi bu haftaki kapağında borsadaki çıkışın devam edip etmeyeceğini sorguladı. İşte o haber...

Doğru hissede olanlar için ralli sürebilir İMKB Ulusal-100 Endeksi, 21 ay aradan sonra geçen hafta tekrar 50.000 seviyesini gördü. Son dönemde yaptığımız haberlerde endeksin yönünü doğru tahmin eden analistlerin yeni hedefi ise 54.000’ler. Bundan sonra faiz politikasına bağlı olarak bankaların performansı, IMF görüşmeleri ve yurt dışı veriler izlenecek. Analistler yatırımcılara bu seviyelerde çok daha temkinli portföy oluşturulması önerirken, doğru hissede kazancın devam edeceğini belirtiyor. Talip yılmaz / Ekonomist Dünya piyasalarında mart ayından beri neredeyse kesintisiz bir yükseliş yaşanıyor. Faiz oranlarının tarihi olarak en düşük seviyelere gerilemesi, artan fiyatlara rağmen yatırımcıların portföylerindeki hisse senedi ağırlıklarını artırmalarını beraberinde getirdi. Hatta son dönemde İMKB’ye 10 bin civarında yeni yatırımcının geldiği ifade ediliyor. Sonuçta hisse senedi fiyatları, küresel kriz yaşanmadan önceki seviyelere yaklaşmış durumda. İMKB-100 Endeksi en son 18 Ocak 2008’de gördüğü 50.000 seviyelerini geçen hafta içinde test etti. En yüksek 50,421 seviyesini gören endeks, haftayı 50.2187 puandan tamamladı. Yine İMKB 100 Endeksi, Mart ayında başladığı yükselişini Eylül ayında da devam ettirerek art arda yedi ay boyunca değer kazandı. Gelinen bu seviyelerden sonra endekste yükselişin devam edip etmeyeceği, İMKB’de yatırımcının nasıl bir pozisyon alması gerektiği önemli soru işaretleri olarak karşımıza çıkıyor. Bunun için başta IMF anlaşmasına dair son 17 aydaki altıncı haber dalgası ve merkez bankalarının faiz politikalarına ve ABD’de üçüncü çeyrek bilanço haberlerine bağlı olarak yurt dışı piyasalardaki hava olmak üzere birçok faktör belirleyici rol oynamaya devam edecek. Doğru analiz ettiler İşte burada Ekonomist dergisinde daha önce yaptığımız borsa haberlerinde doğru başlıklar atmamızı sağlayan, yani endeksin yönünü doğru tahmin eden analistlerin değerlendirmelerine başvurduk. Söz konusu analistlerin bundan sonraki endeks öngörülerini ve yatırımcılara nasıl bir strateji tavsiye ettiklerini araştırdık. Genel olarak olası kar satışlarına rağmen kısa vadede endeksin trendinin aşağı yönlü sert şekilde kırılmasının beklenmediğini belirtelim. Artık gelinen noktada 48.000 destek haline gelmiş bulunuyor. Buranın kırılması halinde 44.000 seviyeleri güçlü destek noktaları olmaya devam edecek. 50.000 seviyesinin geçilmesiyle birlikte ise 52.000 ve 54.000 hedef seviyeleri veriliyor. Hisse senedi seçiminde ise daha fazla dikkat edilmesi gereken bir dönem olduğu belirtiliyor. Endekste çıkış trendi yavaşlamış olsa bile hisse senedi bazında doğru seçimler ise analistlere göre yatırımcısına kazandırmaya devam edecek. Burada da genel olarak endeksin altında performans sergilemiş, beklentili, mali yapısı iyi sanayi hisselerinin ağırlıklı olarak önerildiğini görüyoruz. Mart ayından bu yana yaşanan yükselişte mali endeks diğer endekslere göre çok daha fazla kazandırmıştı. Artık önümüzdeki süreçte ise mali endeksler ile diğer endeksler arasındaki makasın daralması beklentisi bulunuyor. 7 aydır yükseliyor Eylül ayını yüzde 2.9 artışla kapatan İMKB-100 Endeksi’nin mart başından eylül sonuna kadar olan dönemde getirisi yüzde 99.4 olurken, asıl yükselişin başladığı 9 Mart'tan itibaren eylül sonuna kadar olan dönemde ise getirisi yüzde 108'e ulaştı. Bu süreçte dolar bazında getiri ise yüzde 153 oldu. Yani endeks yedi aydır üst üste yükseliş yaşadı. Alt endekslere bakıldığında Hizmet Endeksi’nin yüzde 54, Sanayi Endeksi’nin yüzde 85 değer kazanmasına karşın Mali Endeks’in yüzde 143 artışla endeksi sürükleyen sektör olduğu görülüyor. ÖTV indirimlerinin desteklediği Metal Eşya Endeksi yüzde 185, Bilişim Endeksi yüzde 150 ve GYO Endeksi ise yüzde 123 arttı. Endeks aylık bazda uzun soluklu yükselişini bundan önceki süreçte dört defa daha gerçekleştirdi. En uzun soluklu yükseliş 1986 Mayıs-1987 Şubat döneminde tam 10 ay sürdü. Bu tarz uzun soluklu yükselişlerde en yüksek getiriyi ise 1996 Ağustos-1997 Mart dönemindeki sekiz ayda yüzde 153.6 oranında sağladı. Borsanın bundan sonraki süreçte aylık bazda yükseliş trendini koruyup koruyamayacağı büyük bir soru işareti. Ancak son 11 yıla bakıldığında son 3 çeyrek dönemlerde krizler hariç İMKB-100 Endeksi’nin artıda kapandığını da burada hatırlatmak gerekiyor. 21 ay sonra 50.000 İMKB 18 Ocak 2008’den sonra ilk kez geçen hafta seans içinde 50.000 seviyesini test etti. Hızla gerileyen faizler, bu faktörün mali kesim bilançolarında yaratacağı olumlu etkinin yanı sıra IMF anlaşması ihtimalini yeniden artıran gelişmeler 50.000’e ulaşılmasında etkili oldu. 18 Ocak 2008’e baktığımızda mortgage krizinin etkilerini üzerinden atamayan Citigroup’un 196 yıllık tarihinin en kötü döneminde 2007 yılı bazında 18 milyar dolar zarar açıklaması ve finans sektörü odağında artan kaygılarla İMKB’de 50.000 seviyesinin altına doğru trendin ivme kazandığı görülmüştü. Ekim 2009’a geldiğimizde ise yeniden ABD finans sektörü hisselerine yönelik bilanço beklentilerinin ön planda olduğunu söyleyen Ekinciler Menkul Değerler Araştırma Uzmanı Özgür Yurtdaşseven, ancak bu kez beklentilerin 2008’den farklı olarak olumlu olduğunu belirtiyor. “Sorunlu konut kredisine dayandırılmış yatırım araçlarının üçüncü çeyrekte değer kazanması, bu faktöre duyarlı ABD’li bankalar için olumlu bir gelişme” diyen Yurtdaşseven, bilanço sonuçlarına ilişkin beklentilerin yükselmesiyle, bunların satın alınmaya başlayabileceğini belirtiyor. Ancak bilançoların açıklandığı günlerde olumlu etkinin azalabileceğini söyleyen Yurtdaşseven, sözlerine şöyle devam ediyor: “Bu doğrultuda bilançolara ilişkin haber akışını ve yapılan analizleri yakından izleyeceğiz. Beklentilerin bilanço tarihlerinden önce satın alınmaya başlanması halinde, yurt dışı piyasalarda önümüzdeki haftalarda bu beklentilere dayalı olası iyimserliği daha erken yaşayabiliriz. Aynı paralelde İMKB’de 50.000 seviyesinde oluşan kar realizasyonları, seans içi ile sınırlı kalarak bu önemli direncin aşılmasını gündeme gelebilir.” Faiz düştü, borsa yükseldi Mart ayından itibaren İMKB Endeksi’nde yüzde 45.98 payı olan bankacılık sektöründeki olumlu beklentilerin de katkısıyla İMKB’de hızlı bir çıkış yaşandığını söyleyen Turkish Yatırım Araştırma Müdürü M. Baki Atılal, KDV ve ÖTV indirimleriyle sanayi şirketlerine yönelik alımların da geldiğini ifade ediyor. Döviz ve faizdeki getirinin de azalmasıyla birlikte İMKB’nin alternatifsiz kaldığını kaydeden Atılal, “IMF anlaşmasına yönelik beklentilerin tazelemesiyle, realizasyonların boyutu sınırlı tutuluyor. Tüm bu faktörlerle birlikte endeks 50.000’lere geldi” diyor. Borsayı bu noktaya getiren faktörlerin başında faiz oranlarındaki gerilemeyi sayan İş Yatırım Yurtiçi Piyasalar Müdür Yardımcısı Orhan Veli Canlı ise faizlerdeki gerilemenin devamının beklendiğini bu sayede bankacılık ağırlıklı yukarı hareketin devam ettiğini belirtiyor. Endeksin budan sonraki hedefinin 54.000 olduğunu söyleyen Özgür Yurtdaşseven, ancak 54.000'e yönelik olası yükselişlerin çok kısa vadeli pozisyonlar dışında bir yatırım fırsatı değil, kar realizasyonu imkanı olarak değerlendirilmesi gerektiği kanısında. Yurtdaşseven, aynı paralelde önümüzdeki dönemde portföy kompozisyonlarında da değişiklik yaparak muhafazakar bir yatırım stratejisi izlemenin daha güvenli olduğunu söylüyor. Olumlu faktörler azaldı Dünyadaki likidite bolluğunun devam etmesi, yurt içinde faizlerin düşüş trendini koruması ve IMF ile anlaşmaya yönelik beklentilerin canlı tutulmasının endeks için olumlu görüş bildirmelerinde etkili faktörler olduğunu söyleyen Meksa Yatırım Genel Müdürü Vesile Şarlıoğlu, borsayı bu noktalara getiren bu faktörlerin hala devam ettiğini belirtiyor. İMKB’yi yılın son çeyreğinde etkileyecek olumlu faktörlerin; MB’nin faiz indirimleri, banka karları ve IMF ile yapılacak istikrarlı bir anlaşma olabileceğini söyleyen Şarlıoğlu, ayrıca global piyasalardaki krizden çıkışa yönelik algılamalardaki iyileşmenin de borsanın yükselişine katkı sağlayacağını ifade ediyor. “Kriz bitti, ancak büyüme ve toparlanma yavaş olacak” fikrinin piyasa oyuncuları tarafından satın alınmasının, kar satışlarına rağmen iyimserliğin ve çıkış trendinin korunmasına neden olduğunu söyleyen Baki Atılal, bundan sonra IMF ve MB’nin faiz indirim beklentisinin kaldığını ifade ediyor. Atılal, faizlerde yıl sonuna kadar toplam 50 baz puanlık daha indirimle 6.75 seviyesine ulaşılmasını bekliyor. Bankacılık performansı önemli Piyasayı bu noktaya kadar getiren bankacılık sektörünün bundan sonraki performansının endeks açısından yaşamsal olduğunu kaydeden Orhan Veli Canlı ise şunları belirtiyor: “Bu sektörün performansı da büyük oranda faiz piyasasındaki gelişmelere bağlı. Enflasyon verilerinin düşük gelmeye devam etmesi, MB’nin faiz indirim politikasını güçlendirmeye devam edecek. Bu nedenle enflasyon rakamları dikkatle izlenmeli. Öte yandan finansal kesim dışındaki sektörlerde yaşanacak gelişmeler, yükseliş hareketinin hem sağlığı hem de sürdürülebilirliği açısından önemli. Emtia fiyatları, beyaz eşya ve otomotiv sektöründen gelen datalar dikkatle izlenmeli.” Şarlıoğlu, olumsuz faktörler olarak ise global ekonomilerde yeniden düşüşün başladığına yönelik sinyaller ile enflasyondaki agresif yükseliş olasılığına dikkat çekiyor. Kredi kullandırma oranının bir türlü istenilen seviyelere ulaşamamasının ve faiz indirimlerinde sona yaklaşılmasının, bankacılık sektörüne olan ilginin azalmasına neden olduğunu kaydeden Baki Atılal da “Sanayiye yönelik teşviklerinin kalkmasıyla artan duraksama periyodu, İMKB’nin daha yukarı gidememesine neden oldu” diyor. IMF, not artırımını etkiler Faizlerdeki gevşemenin devam etmesinin bankacılık sektörünün karlılığını desteklerken, IMF anlaşmasının getireceği güvenin kredi piyasasının daha hızlı açılarak bankaların karlılıklarını pekiştirmesine neden olacağını söyleyen Atılal, şunları ekliyor: “Bu da 2009 son çeyrekte gerçekleşmesini beklediğimiz, bankacılık sektöründen sanayi sektörüne yönelişin, 2010 ilk çeyrek dönemine kalmasına neden olacak.” IMF kanalından gelecek haberlerin piyasa üzerinde hala etkili olduğunu söyleyen Canlı ise uzun bir süredir fiyatların içerisine girdiği için IMF’e ilişkin olarak gelebilecek bir anlaşma haberinin, piyasaları çok fazla etkilemesini beklemiyor. Ama Canlı, anlaşmanın orta vadede not artırım beklentisini güçlendireceği için dikkate alınması gerektiğini de sözlerine ekliyor. Bundan sonra portföy oluştururken muhafazakar strateji adına birleşme&satın alma haberlerine duyarlı, Netaş, Fortis gibi şirket hisselerini öneren Özgür Yurtdaşseven, “Aynı zamanda görece riski yüksek portföy grupları adına henüz hedef değerimize ulaşmamış cazip değerlemeleri ile Anadolu Sigorta, Halkbank ve TSKB takip listemizde yer alıyor” diyor. Önümüzdeki haftalarda borsada yeni fırsatlara karşı portföylerde nakit oranının artırılmasını öneren Yurtdaşseven, şunları belirtiyor: “Tahvil-bono piyasasında mevcut faiz seviyelerinin ciddi bir cazibe yaratmadığını ancak ilerleyen dönemlerde arz edilebilecek enflasyona endeksli tahvillerin ilgi odağı olabileceğini düşünüyorum. Portföy içerisinde hisse-döviz-tahvil dengesi kurmak adına ise hükümetin IMF ilişkilerini ne yönde sonuçlandıracağı görülmeli.” TEKNİK ANALİZ “Yeni yıla kadar olumlu” “Çok hızlı bir şekilde devam eden faiz indirimi, borsanın yükselişinde temel faktör oldu. 2008 yılı son aylarından bu yana savunduğumuz ‘faizler tarihi düşük seviyelere gerileyecek, süreç itibariyle bankacılık çok yüksek karlar yazabilir ve İMKB-100 Endeksi’ni taşıyan bankacılık olacaktır’ tezimiz, ocak ayından bu yana beklentilerimizi karşıladı. Bundan sonra, Merkez Bankası borç verme ve borçlanma makasının kapanmaya başladığı bir süreç görebiliriz. Yani diplere yaklaşıyoruz, iki ay sonuna kadar faizlerde dip dolayısıyla yeni yıla kadar süreç olumlu devam edebilir.” Teknik analiz, Anadolu Yatırım teknik stratejisti Halil Rehber tarafından hazırlanmıştır. KUTU *** 3’üncü çeyrek kar beklentileri Üçüncü çeyrek bilançoları geçen hafta içinde ABD’de başladı. Türkiye’de ise Kurban Bayramı’na kadar (26 Kasım) bilançolar açıklanacak. Sanayi şirketlerinin ve sigorta şirketlerinin konsolide olmayan bilançoları 30 Ekim’e, sanayi şirketlerinin konsolide bilançoları ve bankaların konsolide olmayan bilançoları ise 13 Kasım’a kadar İMKB’ye gönderilecek. Bankalar için konsolide bilançolarını İMKB’ye son gönderme tarihleri 26 Kasım ve sigortalar için 11 Aralık. Gedik Yatırım Araştırma Müdürü Onur Mutlu’nun bilançolarla ilgili beklentileri şöyle: * İkinci çeyrekte toparlanmaya başlayan toplam faaliyet karlılığı devam edecek. * Bankacılık sektörünün karlılığı azalsa da devam etmesi bekleniyor. İlk altı ayda ortalama 1.83 milyar TL olan karlılık, yedinci ayda 1.7 milyar TL, sekizinci ayda 1.5 milyar TL oldu. Son çeyrekte karlılığın 1 milyar TL’nin altına inmesi bekleniyor. * ÖTV indirimleri uzatılsa da yarı yarıya azaltılınca Metal Eşya ve Otomotiv’de satışların ve kar biraz azalacak. (Eylül verileri gösteriyor ki bunun etkisi sınırlı olacak.) * Altıncı ay sonunda 1.53 seviyesinde olan dolar kuru dokuzuncu ay sonunda 1.48 oldu. Böylece ikini çeyrekte yüzde 10 değer kaybeden kur üçüncü çeyrekte yüzde 3 daha değer kaybetti. Ancak Euro aynı kaldı. Dolarla işi olan şirketlere etkisi sınırlı olacakken, Euro ile işi olanlara etkisi daha az olacak. * Satışlarını artırabilen şirketlerin faaliyet karlılıklarında da artış sağlayabilirlerse üçüncü çeyrekte öne çıkacakları söylenebilir. KUTU OLUMLU BEKLENTİLER * Yılbaşından beri fazla getiri sağlayamayan ABD piyasalarının pozitif seyrini sürdürmesi ve gördüğü en yükseklere yönelmesiyle İMKB olumlu seyrini sürdürebilir. * Piyasalar, IMF ile bir anlaşma sağlanmasını bekliyor. Özellikle 45 milyar dolar beklentisi, piyasayı yeniden ateşledi. * Beklentilerin altında kalan enflasyon nedeniyle MB'nin faiz indirimlerine devam edeceği beklentisi, bankacılık endeksine destek olabilir. Yapılan değerlendirmelerde ekim ayında 50 baz puan indirim bekleniyor. Hatta bazı analistler, kasım ayında 25 baz puan daha indirim gelebileceğini söylüyor. * Faiz oranlarındaki gerileme sonrasında bireysel yatırımcıların hisse ağırlıklarını artırmaları, borsadaki yükselişi destekleyebilir. Burada ilk sekiz ayda 10 bin yeni müşterinin borsada hesap açtığını hatırlatmakta fayda var. * ABD’de geçen hafta içinde açıklanmaya başlayan üçüncü çeyrek bilançoların olumlu olması halinde, piyasalara artı destek gelecek. İkinci çeyrekte S&P 500 içerisinde yer alan şirketlerden yüzde 73'ünde kar artışı yönünde sürprizle karşılaşılmıştı. * IMF’siz olarak hazırlanan Orta Vadeli Program’ın uluslararası ekonomi çevrelerince beğenilmesi, yeni bir kriz ortamında Türkiye’ye olan güveni koruyabilir. Bu anlamda S&P ve Moody's’in not artırılabileceğine yönelik açıklamaları para girişini destekliyor. * Türkiye'nin krizde askıya aldığı özelleştirme ihalelerine yeniden başlanması bekleniyor. İhalelere son başvuru tarihi 20 Ekim. * Piyasaları bu seviyelere getiren traderler, yüksek bonus kazanma arzusuyla yılın son çeyreğinde de endeksin yüksek seviyelerini koruyabilmesi için mücadele edecek. KUTU OLUMSUZ BEKLENTİLER * Hisse senetlerindeki görülen yükselişlerin ekonomide henüz tam bir toparlanma ile desteklenmiyor olması, global borsalarda ve Türkiye'de genel olarak satıcılı bir seyir görülmesine neden olabilir. * Dolar, mart ayında başlayan hisse piyasası canlanması sırasında zayıflamaya başladı ve Euro karşısında yüzde 20 devalüe olarak 1.47 ile son ayların zirve noktasına çıktı. Önümüzdeki günlerde doların yükselişi, borsalarda bir düzeltmeye denk gelebilir. * ABD'de otomotiv teşviği ağustos sonunda sona ererken Türkiye'de otomotiv, beyaz eşya ve teknoloji teşviği, eylül sonunda sona erdi. Vergi indirimleri ile sağlanan iyileşmenin geçici olduğunun anlaşılması hisselerde satışları artırabilir. * İsrail’in ardından Avustralya faiz artırımına gitti. Diğer gelişmekte olan ülkelerdeki gevşek para politikasına olumsuz yansımaları olabilir. * BDDK verilerine göre bankaların karlılığı azalmaya başladı. Faiz indirimlerinin durması ile bu konu gündemde yer almaya başlayacak. * İMKB, Mart ayından bu yana yedinci ayında da yükseliş yaşadı. Bu tarz uzun soluklu yükseliş hareketleri az. Bu anlamda kar satışları gelebilir. KUTU 2008 seviyenin altında olan hisseler var İMKB Ulusal-100 Endeksi, 21 ayın ardından bir kez daha 50.000'li seviyeleri test etti. Ocak 2008'de ABD'li bankacılık sektöründe açıklanan rekor zararlarla 50.000 seviyesinin altına gerileyen endeks, Ekim 2009'da ABD'li bankalara ilişkin olumlu beklentilerin desteğiyle yeniden 50.000'li seviyeleri test etmiş durumda. Endeks 21 ay önceki seviyesini yakalamış olmasına rağmen İMKB-100 Endeksi’ne dahil hisselerin yarısı henüz bu performansı yakalayamadı. Söz konusu şirket hisselerindeki görece performans kaybı ise şirkete özel durumlar ve/veya finansallarındaki bozulmalarla açıklanabilir. Tabloda ise İMKB-100 hisselerinden 18 Ocak 2008 kapanışına göre en iyi performans sergileyen 20 hisse ile endekse göre en kötü performans sergileyen 20 hisseye yer verdik.
Site adresi: https://www.finansingundemi.com/haber/ralli-surecek-mi-borsa-cikisa-doydu-mu/263111