Biz Türkler'de bir ata sözü vardır o da " HER ŞEY OLACAĞINA VARIR" şeklinde betimlenen yani ne yaparsan yap, yapacağın şey belli bir akışa tabi olarak gelişir ve her yaptığın şey, olması gerekene doğru yapacağın şey olacaktır yani kader'den kaçılmaz diyebiliriz. Eğer kader değiştirilebilir ise zaten o değişen şey aslında yine kaderin bir parçası olarak değişiyordur şeklinde de yorumlayabiliriz bunu. Malumdur NOSTRADAMUS gibi bazı kehanetleri tutan kişilere şimdilerde İSVEÇ'Lİ YAZAR CALLEMAN'da eklenmiş görünüyor. Calleman MAYA'ların kehanetlerini araştırıp bulduklarını bir kitapta yorumlamış ve bir çok Maya kehaneti de yüzyıllar sonra gerçekleşmiş görülmektedir. Maya'lar bilindiği gibi Orta .Amerika'ya nereden geldiği bilinmeyen gizemli bir ırk olup, göksel cisimleri, gezegen ve güneşi inceleyerek günümüze dek bazı kehanetlerde bulunmuşlar ve bir çok tahminleri de tutmuş bir topluluktur. İsveç'li yazar CALLEMAN "maya takvimi ve bilincin dönüşümü" adlı kitabında Maya'lara göre dünya 6. geceye giriyor ve bu gece 8 KASIM 2009 tarihinde başlıyor. Calleman'a göre 8.11.2009 da global para sistemi çökecek. Bu çöküş ABD Doları'nın çöküşü ile başlayıp siyasi, askeri veya başka yönlerde tetiklenerek (bu günlerde bir çok yabancı analistlerce dillendirilen ikinci dip dalgası) belki de yeni bir global dalga başlayacak. Halen Fed'in karşılıksız bastığı dolarlar, üretime gitmediğinden (borsalara yani ikincil finans piyasalarına gitti, yani üretime etkisi hiç olmayan banka ve finans kesim hisselerine) ABD'de işsizlik yıllık % 9.8 ile çok yüksek durumda ve seneye de 9 civarında bekleniyor. ABD bankalarının çoğunun iflas tehlikesi sürüyor.ABD hane halkının borçlanmaları zirvede ve borçlar dönmüyor. Biz de de işsizlik hala 13'erde, reel sektör güç durumda, tanınmış iş adamları intiharları artıyor, üretim artmıyor, harcama gücü azaldı, şirket iflasları artmakta, faizler iç durgunluk nedeniyle diplerde ve buna rağmen piyasalar durgunluktan çıkamıyor. Tüm gelişmeler sanki Maya kehanetini işaret ediyor. Aslında kehanete gerek de yok. Bence üretimin artmaması, harcama gücünün kalmamasıyla orantılı olup, üreteceğini satamayan sanayici neden üretsin ki bu da piyasalarda moralsizliği ve beklenti korkusunu arttırdığından büyüme ve işsizlik için olumsuzlukları arttırıyor. Önlemler yetersiz kalıyor çünkü hane halkı harcama gücü, işsizlik ve gelir eksikliği nedeniyle yok olduğundan bu konuda iyileşme olmazsa gidişat daha iyi de olamayacak bence. Düşük maaş zamları ile enerji talep ve harcamalarının(enerji ithali dolar ile ve harcamaların tümü dışarıya yani enerji ithal edilen ülkelere gidecek) artacağı kış aylarına girilirken hali hazırdaki durgunluğun ve harcama gücü eksikliğinin bu enerji harcamalarına gideceği de düşünülürse piyasalarda zaten olmayan nakdin daha da azalmasıyla bizde de ikinci bir dip olasılığı fazlaca artacak gibi tahmin edilebir gerçeklerden olacaktır. NEHİR ER MALİ ANALİST-BROKER