Ağustos ayının son haftasında 48 bin puanı geçtikten sonra kısa süreli bir düşüş yaşayarak 44 bin puana kadar gerileyen İstanbul Menkul Kıymetler Borsası (İMKB), eylülün ikinci yarısından itibaren toparlanarak iki haftalık bir yükselişle 49 bin puana ulaşmıştı. | |
Korkulan satış hareketi tam bu sırada gerçekleşti. Piyasa oyuncularının ikili tepe korkusuyla satışa geçmelerinin ardından yurtdışı piyasalardaki tedirginlikler iki günde endeksin iki bin puanı aşan bir kayıpla 46 bin puana kadar gerilemesine yol açtı. Bu geri çekilme hareketi ağustostaki gibi iki haftayı bulabilecek bir hareket ise endeksin bir kez daha 44-45 bin puandan alım fırsatı vermesi söz konusu olacaktır. Eğer bu düşüş uzun vadeli yükseliş hareketini bozacak düzeyde olursa bu durumda endeks 42 bin puanın altına gelebilir. Şu ana kadar her şey sürekli Borsa'nın lehine gelişti. Hükümetlerin teşvik paketleri ve faiz oranlarının dip seviyelerde tutulması 2009 Mart'ına kadar dip seviyelere ulaşan borsaların tam bir bahar havasına girmesine yol açtı. Kritik dönemeçlerde sürekli para girişleriyle çabuk toparlanan borsalar 2007'deki zirve noktalarına kadar ulaşamasalar da yatırımcılar 2009'da önemli kazançlar sağladılar. İMKB'nin önemli şirketleri yıl içinde 3 kata ulaşan değer artışları yaşarlarken endeks iki misli arttı. 2009'un son çeyreğine girdiğimiz bu sıralarda ise fonlar ve yatırımcılar bir yandan karlarını koruma bir yandan da devam eden kazandırma potansiyelinden faydalanma stratejileri geliştiriyor. Gelinen bu noktada başta banka hisseleri olmak üzere fiyatlar bir hayli yükseldi ama henüz zirve yapmadı. Orta vadeli teknik gösterge olan MACD aşağı kırdı. Kısa vadeli göstergeler ise aşırı satım bölgesine geriledi. Kısa vadede yaşanan ve muhtemelen devam edecek düşüş hareketine rağmen alternatifsizlik bir süre sonra ana yükseliş trendi kırılmadan yeni yükselişleri beraberinde getirebilir. Bu nedenle kısa süreli düşüşleri izleyerek alım fırsatları değerlendirilebilir. Düşüş hareketi muhtemelen iki hafta sürebilir. Bir haftası geride kalan düşüşte ekim ayı içinde dünya ve ABD'nin önde gelen şirketlerinin üçüncü çeyrekteki performansı takip edilecektir. Muhtemelen olumlu gelecek bu bilançolar borsalarda düşüşlerin ardından yeni bir alım dalgası oluşturabilir. Teşviklerin sona ermiş olmasına rağmen üçüncü çeyrek şirket ve banka bilançoları olumlu geleceğinden kasım ayına doğru bizde de güçlü toparlanmalar sürpriz olmayacaktır. Ancak bu yükselişlerden faydalanabilmek için nakitte olmak veya en azından yarı yarıya malda olmak stratejisi ön planda tutulabilir. Zira kredili sistem ağırlıklı çalışan borsalarda yatırımcılar ve spekülatörler zaman zaman aşırı iyimserliklerle gün içinde gereğinden fazla alım yaptıklarından düşüş trendlerinde satış yapmak zorunda kalabiliyorlar. Çöküş hareketi olarak değerlendirdiğimiz bu tip durumlarda endeksler şok düşüş eğilimlerine girebiliyorlar. BÜYÜK DÜŞÜŞLERİN BELİRTİLERİ NELER? Geçen haftalarda başta Uzakdoğu borsalarında başlayan düşüş hareketi yavaş yavaş Avrupa ve ABD borsalarını da sarmış durumda. ABD verilerini incelediğimizde istihdam sorununa rağmen konut ve tüketici harcamalarında belirgin yükselişler söz konusu. Ancak bu haftaki düşüş hareketinde ABD tarım dışı istihdam verileri daha ön plana çekildi. Aslında ABD ve İngiltere'de açıklanan konut satışları olumluya işaret ederken fiyatların yükselmesi önemli bir işaret olarak göze çarptı. FED yöneticilerinin krizin bitmediği yönündeki açıklamaları hafta içindeki satış baskısını körükledi. Borsalar genellikle büyük düşüşlere büyük yükselişler sonrası başlarlar, şu ana kadar gelişmekte olan borsalar gerçekten bir yıl içinde büyük bir artış sağladılar. Yine büyük düşüşler ekonomilerin iyice ısınması başta konut, otomotiv gibi piyasalarda da aşırı talep oluştuğunda başlar. Yani aşırı canlı ve enflasyonist eğilimlerin adeta kudurduğu, profesyonellerin çaktırmadan satışa başladıkları bir sırada başlar. Hükümetler ve büyük şirketler büyük halka arzları gündeme getirirler ve borsa getirilerinden vergi alma eğilimine girerler. Ayrıca yabancı net satışları da büyük düşüş öncesi fikirler verebilir. İçinde bulunduğumuz konjonktürde 2006 yılının Nisan ayında ve 2007'nin Ekim ayı sonrasında yaşanan düşüşlere benzer düşüşleri yaşama ihtimalimiz endeksin ulaştığı zirve bakımından yüksek gözükse de siyasi ve ekonominin gidişatı bakımından farklılıklar gösteriyor.
En az kazandıran Borsa 10 bini aşar mı? fDünyanın en büyük borsası olan Amerikan New York Borsası'nın önemli endeksi Dow Jones, bu yıl en az kazandıran endekslerin başında geliyor. 2007'de 14.160 puanı görerek tarihi zirveye ulaşan Dow Jones Sanayi Endeksi, krizin derinleşmeye başladığı sırada özellikle Lehman Brothers gibi bir dev bankanın çökmesiyle 2009'un Mart ayında, en son 1997'de gördüğü 6 binli puanlara kadar inmişti. Dev banka ve otomotiv şirketlerinin kurtarılmasıyla yeniden yükselişe geçen Dow Jones, en son 2008 Ekim'de test ettiği 9.900 puanı görerek önemli bir eşiğe ulaşmıştı. Gözler bu endeksin 10 bin puanı aşıp aşamayacağına çevrilirken üst üste gelen olumsuz istihdam verileri ve FED yetkililerinin olumsuz açıklamaları bir anda değer kaybına yol açtı. Cuma günü olumsuz gelen tarım dışı istihdam verilerinin negatif etkisiyle yönünü aşağı çevirerek bir ara 9.430 puanı gören Dow, kapanışı son bir ayın en düşük seviyesinden gerçekleştirdi. Bir düzeltme olarak değerlendirilebilecek düşüş hareketinde indikatörler kısa vadelilerde aşırı satım bölgesinde hareket ederken orta vadeliler satış sinyaline geçti. Düşüşte 9.252 puan tepki vereceği ilk ve önemli bir destek. Önümüzdeki günlerde birbiri ardına açıklanacak önemli bilançolar öncesi satış baskısı süren Dow endeksinde kritik destek noktaları 9.252-9.116 puan seviyeleri. Yukarı hareketlerde ise 9.600 puan direnç noktaları olarak göze çarpıyor. Gelişmiş borsalar içinde en az kazandıran borsaların başında gelen Dow endeksindeki iniş ve çıkışlar, 2009'da parlak günler yaşayan ancak şu an diken üstünde hareket eden gelişmekte olan borsalar içinde oldukça önemli.
|