Yazdır

Yapı Kredi'nin yeni hedefleri

Tarih: 29 Eylül 2009 - 16:53

Yapı Kredi Bankası Murahhas Üyesi ve Genel Müdürü, İcra Kurulu Başkanı Faik Açıkalın, bankacılık sektörünün şu anda yaşanan krizden 2001'de geçtiğini belirterek, ''Reel sektör de 2001'de bu yapılandırmadan nasibini alsaydı, bugün gördüğümüz hasar daha sınırlı kalabilirdi''...

Açıkalın, bazı gazetecilerle gerçekleştirdiği sohbet toplantısında yaptığı konuşmada, küresel kriz sürecinde bütün dünyanın bir ''teşhis hatası'' yaptığını, aynı boyut yanılsamalarını yaşadığını ve herkesin ''aynı kayığa'' bindiğini ifade etti. Doğru teşhisi daha erken koyanların daha az etkilendiğini kaydeden Açıkalın, ''Kimin gen yapısı, DNA'sı bu hastalığın iyileşmesine daha müsaitse o daha az hasar gördü'' diye konuştu. Küresel krizin bu boyuta ulaşacağının pek tahmin edilemediğinin altını çizen Açıkalın, ''Bankacılık sektörü bu maceradan 2001'de geçti. 2001'de yaşadıklarımız, bugüne geldiğimizde belki de çok hayırlı olmuş diye düşünebiliriz. Reel sektör de 2001'de bu yapılandırmadan nasibini alsaydı, bugün gördüğümüz hasar daha sınırlı kalabilirdi'' şeklinde konuştu. Şu andaki problemin ağırlıklı olarak kredi kartlarında ve küçük işletmelerde yaşandığını belirten Açıkalın, bunu şirketlerin kriz reflekslerinin çok gelişmiş olmasına bağladığını, büyük ve orta boy, ticari ve kurumsal firmaların büyük çoğunluğunun 2001 ve öncesinde kriz deneyimlerinin bulunduğunu söyledi. Açıkalın, ''Bunu yabancı bankalar da söylüyor; kriz yaşarsak Türkiye'de yaşamayı tercih ederiz diyen bankacılar var. Herhangi bir alamet olduğunda yangın önlemlerini çok hızlı alabiliyorlar'' dedi. -''ÖNÜMÜZDEKİ YIL KOLAY BİR YIL OLMAYACAK''- Şu anda problemli kredi miktarları ciddi biçimde artsa bile Türk bankacılığının sermaye yeterliliği açısından herhangi bir sıkıntısı olmayacağına dikkati çeken Açıkalın, ancak bunun önümüzdeki dönemde kurumsal ve ticari portföylerin probleme düşmemeleri için ekonomik büyümenin, canlanmanın gerektiği gerçeğini değiştirmediğini vurguladı. Önümüzdeki yılın kolay bir yıl olmayacağına işaret eden Açıkalın, Merkez Bankası'nın faiz indirimlerinin devam edecek gibi göründüğünü, bankaların işlerin açılmasına bağlı olarak özellikle hizmet ve komisyon gelirlerinin artacağını, bunun bankacılık sisteminin belki bu yılki gibi bir defalık karlar değil, orta ve uzun dönemde sürdürülebilir ve daha kaliteli karlılığı oturtmasına zemin hazırlayacağını söyledi. -''OLMAYAN BİLANÇOYA KREDİ VERMEK İNTİHAR''- Faik Açıkalın, 2001'de bankaların piyasaya ve birbirlerine güveni kalmadığı için parayı ''bedava, sıfır faizle'' yurt dışındaki bankalara repo ettiklerini anlatarak, ''2001'de parayı yurt dışına gidip park etme refleksi bu sefer, bu krizde olmadı. Dolayısıyla para Türkiye'deki sistemin içinde kaldı. 2001 kriziyle bu krizin bankacılığın davranışı açısından böyle bir fark var'' dedi. Bankaların küresel krizde ise kredi vermede biraz temkinli davrandıklarını ifade eden Açıkalın, şöyle konuştu: ''Karşılarında talep yoktu. Zaten olmayan bilançolara kredi vermek intihardan başka bir şey değildi. Bu, mevduat sahibine parayı geri ödemesini tehlikeye sokar. Bankalar ne yaptı? Ya Merkez Bankası'na verdi, ya gitti Hazine Bonosu aldı. Yani ya gitti devlete verdi, ya sistemin içinde tuttu. Merkez Bankası, kimin ihtiyacı varsa bir şekilde halletsin diye... Eğer bankacılık sisteminde şunu eleştirseydik çok haklı bir nokta olurdu; kriz sırasında bankacılık öyle bir korktu ki parayı aldı çıkardı yurt dışına, bir anda Türkiye'de öyle bir açık oluştu. Dolayısıyla ciddi fonlanma sıkıntısı oldu. Memleket yüzde 14 küçülmüşken, bankalar neden yapmadı da ekonominin büyümesindeki daralmayı ya da işsizliğin artmasını engellemedi demek, bankalara biçtiğimiz misyonla analiz edilmesi gereken bir şeydir. Bankaların görevi parayı vermek değildir, bankaların görevi mevduat sahibini parasını bankayı doğru yönetip sağ salim mevduat sahibine söz verdiği gibi geri vermektir. Ondan sonra da tüm paydaşlarına karşı, doğru bankacılık yaparak müessesenin sıhhatini sağlamaktır.'' Açıkalın, IMF ile ilişkiler konusundaki görüşlerini ise ''Şu anda makrolar, ülkenin aritmetiği, rakamları bir IMF anlaşmasını mecbur eder nitelikte değildir. Hükümetin açıkladığı orta vadeli program ayakları yere basan, mantıklı bir program. Ama diğer taraftan şahsi kanaatim, IMF gibi bir çıpanın olması yabancı yatırımın ülkeye yaklaşımının pozitif olması açısından iyi olur gibi geliyor'' şeklinde dile getirdi. Yapı Kredi Bankası Murahhas Üyesi ve Genel Müdürü, İcra Kurulu Başkanı Faik Açıkalın, bankada 2010'da sektör ve ülke büyümesi üzerinde bir bilanço büyümesi görüleceğini bildirdi. Açıkalın, bazı gazetecilerle gerçekleştirdiği sohbet toplantısında soruları yanıtlarken, 2001 krizinin bir Türkiye krizi olduğunu, yaşanan son krizin ise global kriz niteliği taşıdığını, bu nedenle Türkiye'nin dış ticaret ortağı olduğu ülkelerin bu krizde ''dertlerinin başlarından aşkın'' olduğunu söyledi. Türkiye'de küresel krizde bu kez iç taleple bir şeylerin yapılması gerektiğini ve beklentilerin iyi yönetilmesi halinde ülkenin çıkışının iç taleple olacağını ifade eden Açıkalın, önümüzdeki dönemde temel ihtiyaçlar ve birtakım hizmetler alanında hareketlilik olabileceğini, konut alanında ise satışta hızlı bir toparlanma beklemediklerini belirtti. Bankacılık sektöründe 2010'da krediler ve mevduatta yüzde 5 ile 10 arasında bir büyüme öngördüklerini belirten Açıkalın, ''Sektör ve ülke büyümesinin üzerinde bir Yapı Kredi bilanço büyümesi göreceksiniz'' dedi. Bankaların ilk olarak mevduat sahibini düşünmesi gerektiğinin altını çizen Açıkalın, ikinci sorumluluğun kreditörlere, üçüncü sorumluluğun ise sermayedara karşı olduğunu ifade etti. -''2010'DA 50'NİN ÜZERİNDE ŞUBE AÇILIŞI''- Faik Açıkalın, 2007-2008'de 18 aylık sürede 240 şube açılışı gerçekleştirdiklerini, kriz döneminin ise şube açılış faaliyetlerini geçici olarak durdurup kendi içlerine dönerek mutfakta birtakım düzenlemeler yapmak için bir fırsat olduğunu aydederek, ''Bankacılıkta en önemlisi sermaye... Sermaye yeterlilik rasyomuz yüzde 17 düzeyinde. Dolayısıyla büyümemizi rahatlıkla finanse edecek kadar depomuzda benzinimiz var'' diye konuştu. Yapı Kredi'nin 846 şube ile Türkiye'nin 4. büyük şube ağına sahip bankası olduğunu anlatan Açıkalın, önümüzdeki yıl tekrar şube açılışlarına başlayacaklarını ve 50'nin üzerinde şube açılışı planladıklarını bildirdi. Maliyetli bir iş olan şubeleşmenin doğru işleyen ve doğru konumlandırılan bir şekilde yapılması gerektiğini vurgulayan Açıkalın, şube açmanın kritik bir karar olduğunu söyledi. Bankanın sürdürülebilir karlılığı yakalamayı ve seçtiği alanda tartışmasız lider olmayı hedeflediğini kaydeden Açıkalın, ''Dolayısıyla bizim karlı büyümemiz, seçtiğimiz alanlarda büyümemiz olacak ve seçilmiş alanlarda tartışmasız pazar liderliğine oynayan bir stratejimiz olacak'' dedi. Bankanın kurumsal ve ticari alanda da son derece etkin bir yapısı olacağını, ancak ağırlığı küçük işletme, tüketici finansmanı ve varlıklı müşterilere yönelik kişisel bankacılık alanlarına vereceklerini dile getiren Açıkalın, Yapı Kredi'nin sektörde kredi kartı pazarında birinci, nakit kredilerde dördüncü, mevduatta beşinci, varlık yönetimi ve yatırım ürünlerinde ikinci, leasingde üçüncü, faktoringde ikinci, gayri nakdi kredilerde birinci sırada yer aldığını anlattı. -''SÜZGECİMİZİN GENİŞLEMESİ VEYA DARALMASI SÖZ KONUSU DEĞİL''- Yapı Kredi Bankası Genel Müdürü Açıkalın, kredilendirme konusunda ise şu görüşleri dile getirdi: ''Bizim iştahımız iyi dönemlerde daha riske açık, kötü dönemlerde daha riske kapalı bir iştah değil. Eğer böyle olursa, ciddi sıkıntılar yaşamanız son derece muhtemeldir. Dolayısıyla bankaların kredi rakamlarındaki gelişmeyi, risk iştahındaki gelişmeden ziyade konjonktürün sistemdeki firmaların kredibilitesine yaptığı etkiyle ölçmekte fayda var. Eskiden daha kredilendirilebilir bilançolar vardı, kriz ve sonrasında daha az kredilendirilebilir bilançolar oldu. Yoksa bizim süzgecimizin genişlemesi ya da daralması söz konusu değil. Bu, evrensel bir bankacılık kaidesi... Bazı bankalar sermaye, likidite kaygısıyla yaptılarsa yapmışlardır, onu bilemem. Bu, bizim süzgecimizdeki genişleme veya daralmadan ziyade, süzgece gelen tanelerin daha iri taneli veya daha küçük taneli olmasından kaynaklanıyor.'' Faik Açıkalın, bankanın önümüzdeki dönemde küçük birikimleri fon şemsiyesi altında toplayacak farklı yeni ürünler çıkarabileceğini ifade etti. Bankacılık sektöründe sektörde kredi kartı, tüketici kredileri, küçük işletmeler ile proje finansmanında rekabetin yaşanacağını, mevduat eksenli rekabetin ise her zaman olacağını belirten Açıkalın, Türkiye büyüyecekse ve bankalar da büyümede önemli görev üstlenecekse fonlamanın genişlemesi gerektiğini vurguladı. Açıkalın, bugüne kadar imzalanmış ve finansmanı gerçekleştirilmiş 4,5 milyar dolar civarında proje finansmanı yaptıklarını, bunun 2,5 milyar dolarının enerji, 1,3 milyar dolarının denizcilik denizcilik alanında olduğunu bildirdi. -''REEL SEKTÖR BAYAĞI KÖTÜ GİDERSE SEKTÖR DE KÖTÜYE GİDER''- Yapı Kredi Bankası Başekonomisti Cevdet Akçay ise toplantıda ''Türkiye: Hasar Tespiti ve Toparlanma Süreci'' başlıklı sunumunda, krizin dünyaya etkilerini anlatırken, bundan sonraki süreçte dünyadan biraz daha farklı bir Türkiye olabileceğini kaydetti. Türkiye'nin dünyada yaşanan birçok problemi yaşamadığının altını çizen Akçay, ''Türk bankacılık sistemi, dünya üzerindeki sağlam birkaç sistemden biri. 2001'deki denetleme ve sıkılaşma sonucunda sektör iyi durumda. (Bankalar haksız kazanç elde ediyor) diye bir şey yok'' dedi. Reel sektörün ''bayağı bir kötüye''gitmesi halinde bankacılık sektörünün de kötüye gidebileceğini ifade eden Akçay, reel sektörün ekonomik olarak toparlanamaması durumunda bankaların da bundan olumsuz etkileneceğini, dolayısıyla büyümenin çok büyük önem taşıdığını söyledi. -''TİCARET VE FİNANS KANALINA HÜKMEDEMEZSİNİZ''- Cevdet Akçay, günümüz ekonomilerinde ticaret ve finansı kontrol etme şansı olmadığına dikkati çekerek, ''Yani ticaret ve finans kanalına hükmedemezsiniz. Bu alanlarda dümeni global dünyaya bırakıyorsunuz. Global dünyada ne olursa bu sizi de etkiler. Globalizasyon bu... Ancak beklenti kanadını doğru yönetirseniz daha başarılı olma imkanı var'' şeklinde konuştu. Hükümetin son dönemde beklenti kanalını kötü yönettiğini savunan Akçay, Türkiye'nin kriz döneminde kur konusunda ise iyi bir sınav verdiğini ifade etti. Faiz indirimlerine dair ise Akçay, ''Bence piyasaları sandıklarından daha fazla indirim yaparak şaşırtacaklar. Türkiye'de faizlerin artık daha düşük seyredeceğine herkesin inanması lazım'' dedi. Yabancı yatırımcıların ülkeye bakış açısıyla ilgili de Akçay, ''Kişisel kanaatim, yaklaşan 30 yıldır süren düşük yoğunluklu savaşın bitmesi, doğrudan yatırımın gelmesi, dolayısıyla ekonomik büyüme için çok önemli. Çünkü yatırımcı güvenli yere gider. Savaşın bittiği, komşularıyla sorunlarını giderdiği, Ermenistan konusunun gevşediği bir ortamın sağlayacağı faydanın, IMF programından daha fazla fayda sağlayacağına inanıyorum'' şeklinde konuştu. Akçay, doğrudan yabancı yatırımcıların daha güvenli ortamın sağlanması halinde tarım sanayisi, enerji ve mermer üretimiyle ilgili yatırım projeleri bulunduğunu bildiğini söyledi.
Site adresi: https://www.finansingundemi.com/haber/yapi-kredinin-yeni-hedefleri/262493