Yazdır

Bono mu almalı mevduat mı yapmalı?

Tarih: 26 Eylül 2009 - 00:18

Kurlar yön arayışını sürdürürken, hisse senedi piyasalarında fiyatların şiştiği düşünülüyor. Yatırımcıların gözü garanti getiriden yana. Bu da vergi bakımından mevduata göre daha avantajlı olan tahvil-bonoya ilgiyi artırıyor...

PARA / FİNANS GLOBAL kriz yatırımcıların kafasını karıştırmaya devam ediyor. Çünkü birikimleri değerlendirirken yüksek getiriler elde etmek böyle bir ortamda gerçekten zor. Bunu bilen yatırımcı da yüksek getiriden ziyade mevcut yatırımlarını korumak ve garanti getiri elde etmek istiyor. Bunun yolu da faiz getirisinden geçiyor. Faiz deyince akla öncelikle mevduat ile tahvil-bono yatırımları geliyor. Peki bileşik faizlerin iyice düştüğü, mevduat faizlerininse tek haneli rakamlara gerilediği bu ortamda parayı nereye yatırmalı? Devlet kağıtlarının getirisi mi avantajlı, yoksa mevduatınki mi? Mevduat ile tahvil-bononun getirisi neredeyse aynı. Ancak mevduata göre vergi avantajı olması kısa vadeli yatırımcılar için bonoyu öne çıkarıyor. Ayrıca Merkez Bankası’nın kısa vadeli faizleri düşüreceği beklentisi de bonoda getiri fırsatının süreceği anlamına geliyor. Çünkü piyasalarda, Merkez Bankası’nın kısa vadeli faizleri bu yılın sonuna kadar 50 ya da 75 baz puan daha düşüreceği beklentisi var. Hatırlanacağı gibi Merkez Bankası Para Politikası Kurulu (PPK), geçen hafta beklentiler doğrultusunda kısa faizleri yarım puan daha düşürerek yüzde 7.25’e indirdi. Bankanın borç verme faizi ise oranların belirlenmeye başladığı 20 Şubat 2002’den bu yana ilk kez yüzde 10’un altına (yüzde 9.75) çekildi. Ekonomideki toparlanmanın yavaş olacağı görüşünü bu toplantıda da bozmayan kurul, şartlı da olsa “faiz indirimlerine devam” sinyali verdi. PPK’nın yazılı açıklamasında, ekonomik aktivitedeki toparlanmanın yavaş ve kademeli olacağına ilişkin görüş bir kez daha teyit edildi. Dış talep ve yurtiçi yatırım talebinin zayıf seyrini sürdürdüğü, istihdam koşullarında da belirgin bir iyileşme görülmediği vurgulandı. Temkinli tavrını sürdüren Merkez Bankası, tüketim talebinin ikinci çeyrekte sergilediği kayda değer yükselişten sonra daha zayıf bir seyir izleyeceğini öngörüyor. “İNDİRİMLER SÜRECEK” Merkez Bankası Para Politikası Kurulu, enflasyon raporunda çizilen perspektifle uyumlu biçimde, enflasyonun düşük seyrini uzun süre koruyacağını vurguladı. Küresel ekonomideki ve istihdamdaki sorunların tam olarak giderilemediğine dikkat çeken kurul, para politikasının aşağı yönlü esnekliğini uzun süre koruması gerektiği yönündeki görüşünü tekrarladı. Kısacası toplantı sonrası yapılan açıklamada “Risk priminde gözlenebilecek ek iyileşmeye bağlı olarak indirimlerin daha uzun sürmesi söz konusu olabilecektir” denildi. Peki bu ne anlama geliyor? Bu, şu anda yüzde 7.25 seviyesine indirilen kısa vadeli faizlerin düşmeye devam edeceği anlamına geliyor. Yıl sonuna kadar 25’er baz puanlık en az iki indirim bekleniyor. Ak Yatırım, 2010 yılının ilk çeyreğine kadar ise 75 baz puanlık indirim bekliyor. Geçen hafta yapılan indirimlerin fiyatlara dahil olduğunu düşünen Ak Yatırım Analisti Bora Hepgüler, önümüzdeki günlerde yapılacak indirimlerinse henüz fiyatlanmadığı görüşünde. NEDEN BONO? Peki gösterge bileşik faizler yüzde 9.10 seviyelerine kadar gerilemişken hala tahvil-bonoya yatırım yapılması ne kadar mantıklı? Şu anda bononun tek rakibi mevduat görünüyor. Çünkü döviz eskiye oranla yatırım aracı olmaktan çıktı gibi. Her ne kadar yükseliş beklentisi olsa da uzunca bir süredir döviz kurları yön arayışını sürdürüyor. Çünkü 1.80 seviyelerinden 1.50 seviyelerine kadar gerileyen dolar kuru, son altı aydır bu seviyelerde yatay seyrediyor. Hatta geçen hafta hükümetin IMF’yle anlaşma ihtimalinin ortaya çıkması dolar kurunun gevşemesine neden oldu. Dolar, TL karşısında değer kaybetti. Yani dolardaki yön arayışı şimdilik aşağı yöndü kırılmış görünüyor. IMF anlaşması olursa kurların düşeceği, olmazsa bir miktar yükseleceği söyleniyor. Hisse senedi piyasaları da döviz piyasalarından farksız. Son altı aydır sürekli yükselen borsanın her rekor seviyesi “Kar satışlarıyla geri dönecek” beklentilerini artırdı. Nitekim İMKB-100 endeksi 48 binlere kadar yükseldikten sonra da kısmi kar satışları başladı. Endekse 46 bin seviyelerine gerilese de hala hisse senedi piyasalarında bir şişkinlik olduğu düşünülüyor. Fortis Portföy Bono/Tahvil Piyasaları Yönetmeni İbrahim Çetiner, bu seviyelerden bonoya kısa vadeli yatırım yapılabileceği görüşünde. Gerekçesini de şöyle açıklıyor: “Kısa vadeli yatırım yapılırsa bono piyasalarında kazanç fırsatı var. Merkez Bankası faiz indirimlerini sürdürürse bileşikler yüzde 8.70 seviyelerine kadar geriler. Bu da getirilerin devam edeceği anlamına geliyor.” S&P GÖRÜNÜMÜ DÜZELTTİ Ekonomiye ilişkin olumlu beklentiler de bileşik faizlerin düşmesine neden olabilir. Örneğin, geçen hafta uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Standard and Poor’s (S&P), Türkiye’nin kredi notu görünümünü ‘negatif’ten ‘durağan’a yükseltti. Reyting kuruluşu, kredi notu görünümünün değiştirilmesine gerekçe olarak, Türkiye’nin azalan dış finansman riski çerçevesinde ekonomik dayanıklılığının artmasını ve Orta Vadeli Program çerçevesinde de ekonomik politika belirsizliğinin azalmasını gösterdi. S&P, Türkiye’nin döviz cinsinden ‘BB-/B’ ve lira cinsinden ‘BB/B’ olan kredi notlarını ise değiştirmeyerek aynen teyit etti. Ancak bu not artışının bono piyasalarına herhangi bir etkisi olmadı. Kısacası enflasyonun düşmeye devam edeceği, Merkez Bankası’nın da bu verilerle faiz indirimlerini sürdüreceği beklentisi ibrenin bonoya yönelmesine neden oluyor. S&P’nin Türkiye’nin kredi notu görünümünü düzeltmesi de kriz geçmese de en azından dip seviyesinin görüldüğü yorumlarını güçlendiriyor. Her ne kadar bono piyasalarında kısa vadeli getiri fırsatı olsa da alternatif olması açısından mevduat da göz ardı edilmemeli. Çünkü bankacılar, yatırım için en önemli ayrıntının birikim tutarı ile vade olduğu görüşünde. Bankalar halen 1 aylık mevduat için yüzde 0.50 ile 0.70 arasında net faiz veriyor. Ancak miktar arttıkça bu oran da artabiliyor. 3 aylık vadelerde ise mevduatın getirisi 1.60 ile 2.20 arasında değişiyor. KUTU Banu KIVCI TOKALI / Finans Yatırım Başekonomisti “Faiz indirimi yeni verilere bağlı olacak” Merkez Bankası, kısa vadeli faizleri geçen hafta 50 baz puan daha indirdi. Para Politikası Kurulu’nun (PPK) toplantı sonrası yaptığı açıklamalara bakılırsa, faizleri indirme niyeti sürüyor. Ancak daha önceki açıklamalarda faiz indirimlerinin devam edeceğine yönelik daha net ibarelere yer veriliyordu. Bu kez Merkez Bankası’nın bazı endişeleri olduğu ve indirimlerin belirli şartların yerine gelmesi halinde yapılacağı izlemini var. Bana kalırsa hala büyümeyle ilgili endişeler sürüyor. Bu konuda dış talebin zayıf kaldığı bir gerçek. Büyüme rakamları üçüncü çeyrekte biraz dana denge bulur diye düşünüyorum. Yine geçen hafta açıklanan 3 yıllık kalkınma programına bakıldığında da hükümetin riskleri kendi başına yöneteceğine dair izlenimler var. Merkez Bankası her ne kadar niyetli olsa da bundan sonra faiz indirimlerinin ekonomik veriler ve hükümetin politikalarına bağlı olarak yapılacağını düşünüyorum. Hükümet yola IMF’siz devam ederse Merkez Bankası’nın faiz indirimleri uzun sürmez gibi görünüyor. IMF’siz bir senaryoda bono faizleri de çok fazla düşmez. Düşse bile yüzde 9’ların altında kalıcı olmaz. Çünkü geçen hafta ne S&P’nin not değiştirmesi ne de hükümetin 3 yıllık program açıklaması bono faizleri üzerinde etkili olabildi. BARIŞ BEKAR / Para dergisi [email protected]
Site adresi: https://www.finansingundemi.com/haber/bono-mu-almali-mevduat-mi-yapmali/262365