Yazdır

SİYASİ GERGİNLİK OLMAZSA KUR 1.47

Tarih: 27 Haziran 2009 - 12:00

Referans Gazetesi yazarı Kerem Alkin bugünkü yazısında siyasi gerginlik olmazsa dolar kurunun 1.47'e ineceğini savundu.

Siyasi gerginlik olmasa kur 1.47 TL Kerem Alkin | REFERANS Dünya küresel krizi ve kritik önemdeki uluslararası politik gerginlikleri tartışırken, devletin kurumları arasında zaman zaman gerginleşen ilişkiler, Türkiye'nin kredibilitesini olumsuz yönde etkiliyor. Öncelikle, euro-dolar paritesi ile dolar-TL kuru arasındaki ilişkiyi net olarak ortaya koyalım. Eğer, Türkiye, geçen yılın mayıs ayında Uluslararası Para Fonu (IMF) ile yeni bir stand-by, ihtiyati bir stand-by anlaşmasını, kendi beklentilerini de gözeten bir anlaşmayı cebine koymuş ve "Kapatma Davası" ve "Ergenekon Davası"nın neden olduğu siyasi gerginlikleri yaşamıyor olsa idi, şu anda 1.38-1.46 dolar bandına oturmuş gözüken euro-dolar paritesine bağlı olarak, dolar-TL kur aralığının da 1.33-1.24 TL bandında olması gerekirdi. Eğer, IMF anlaşması netlik kazanmış olsa idi, ya da Türkiye çeşitli belgelerin havalarda uçuştuğu, devletin kurumları arasında zaman zaman gerginliğe yol açan şu anki siyasi çalkantı sürecini yaşamıyor olsa idi, bu durumda dolar kuru 1.47-1.33 TL bandında hareket ediyor olacaktı. Ancak, bugün içinde bulunduğumuz tablo, hem IMF başlığında bir belirsizliğin sürdüğünü, hem de devletin kurumlarını birbirine düşürmeye yönelik özel bir çaba ve çalışmanın varlığına dair endişelerin arttığını gösteriyor. Bu nedenle, dolar-TL kuru da 1.68-1.47 TL bandında salınımını sürdürmekte. Fitch'in açıklaması atlandı Uluslararası derecelendirme kuruluşu Fitch'in Türkiye Müdürü Dr. Ayşe Botan Berker'in geçtiğimiz hafta gündeme gelen açıklamalarında, 27 Nisan 2007'de Genelkurmay'ın internet sitesinde yer alan ve medyada e-muhtıra olarak adlandırılan belge sonrasında, siyasete müdahale edileceği endişesiyle, söz konusu derecelendirme kuruluşlarının Türkiye'nin notunu yükseltmekten vazgeçtikleri detayı vardı. Bu durum, bir önceki paragrafta belirttiğim durumla örtüşüyor. Türkiye'de farklı dünya görüşüne sahip kesimler arasında, hem "Kapatma Davası" hem de "Ergenekon Davası" nedeniyle, karşılıklı güvensizlik, kasıt endişesi ve gerginliğin yükselmesine sebep olan bir sürecin içine girdik. Yani, iki yıl öncesine kadar Türkiye için artı değer durumundaki siyasi istikrar başlığı, son iki yılda gözlenen gelişmeler nedeniyle ciddi anlamda yıprandı. Şaşkınlığımızı artıran bir gelişme olarak, mayıs ayından haziran ayına sarkacak şekilde, iş dünyasında, ekonomi çevrelerinde bir ara "Kapatma Davası"nın yeniden açılacağı yönünde hayli tehlikeli dedikoduların dolaştığına da şahit olduk; hatta, bizim de bu tür bir dedikodu duyup duymadığımız soruldu. Bu tür dedikodulara itibar edilmemesi gerektiğini vurgulamamızın yanı sıra, Türkiye'nin önemli kurumları arasında var olduğu ifade edilen güven bunalımının aciliyetle giderilmesinin, Türkiye'nin uluslararası kredibilitesi açısından kritik önemde olduğunu da hatırlattık. IMF ikinci sırada İş dünyası ve ekonomi çevrelerin hassasiyeti dikkate alındığında, yukarıda sıraladığımız başlıklar çerçevesinde, siyasi tartışmaların, gerginliklerin, kuşkuların, Türkiye ile IMF arasında yeni bir anlaşma olup olmaması hususundan daha hayati önemde olduğunu vurgulamamız gerekiyor. Genelkurmay Başkanı Orgeneral Başbuğ'un cuma günkü açıklamaları ve bunun öncesinde Başbakan Erdoğan'ın devletin kurumlarının yıpratılmaya mı çalışıldığı, aralarındaki diyalogun bozulmaya mı çalışıldığı noktasındaki değerlendirme ve ifadeleri, Başbakan Erdoğan'ın kurumlar arası diyalogun süreklilik arz etmesi açısından yapıcı tutumu kritik önemde. Aksi durumda, kurumlar arasında "köprüler atılmış olsa", bu tablonun uluslararası ekonomi çevrelerine yansıması, hem doğrudan yatırımlar, hem portföy yatırımları boyutunda, hem de Türkiye'nin kredibilitesi açısından ciddi sıkıntılar doğuracaktır. Siyasi istikrar başlığının, Türkiye'nin uluslararası ekonomik alandaki görünümü açısından, IMF'le yeni bir anlaşma başlığından çok daha önemli olduğu gerçeğini göz önünde bulundurmamız gerekiyor. Merkez bankaları rahatlattı Dünya Bankası ve OECD'nin raporları, IMF'e göre dünya ekonomisi için daha karamsar bir tablo ortaya koyunca, küresel piyasalar birkaç gün sendeledi. Ancak, gerek ABD Merkez Bankası (FED), gerekse de Avrupa Merkez Bankası'nın (ECB) resesyon ve deflasyonla mücadeleyi ve piyasaların ihtiyaç duyduğu nakit desteği konusunda bonkör davranmayı sürdürecekleri mesajını yenilemeleri, hafta sonunda piyasaları toparladı. Dünya ekonomisine yönelik büyüme beklentileri yeniden yeşerdi ve bu gelişmeyle euro, altın ve petrol değer kazandı. Prof. Roubini "W" toparlanma diye moral bozsa da, gelişmeleri izlemeyi sürdüreceğiz.
Site adresi: https://www.finansingundemi.com/haber/siyasi-gerginlik-olmazsa-kur-147/259685