Yazdır

BORSA KRİZ ÖNCESİ SEVİYELERE YAKLAŞTI

Tarih: 21 Haziran 2009 - 02:52

2009 yılına girdiğimizde analizlerimizde sık sık vurguladığımız gibi, borsalar toparlanırken; birçok şirket yüzde 100-200 aralığında yükselişler kaydetti ve kriz öncesindeki değerlerine yaklaştı.

Borsa, kriz öncesi seviyelerine yaklaştı Hatırlayacaksınız, birçoklarının 'yüzyılın krizini yaşıyoruz, düşüşler devam edecek' gibi söylemlerini abartılı bulmuş, yüzde 80'lere varan fiyat düşüşleri sonrası hisse fiyatlarının, 2010 yılında başlaması beklenen toparlanmayı önceden satın alanların katkısıyla çok ciddi bir yükseliş kaydedeceğini vurgulamıştık. 2009'da borsaların toparlanacağını ve hisselerin büyük yükselişler kaydedebileceğini belirtmiştik. Öngörülerimiz doğrultusunda gerçekleşen yükseliş trendi sonrasında İMKB 21 bin puandan 36 bin puana kadar yükseldi. Seçici hareketler yatırımcılara büyük kazançlar sağladı. Örneğin krizden etkilenen konut, otomotiv ve finans sektörü hisseleri bu dönem içinde ortalama yüzde 100 kazandırırken mart ayı sonundan itibaren işlem hacmi şu ana kadar görülmemiş bir şekilde artış gösterdi. Neredeyse kriz öncesi işlem hacimlerinin de önüne geçen bu hareketlenmede yabancı alımlarının yeniden başlaması etkili oldu. Bazı hisseler 58 bin puandaki zirvelerine yaklaşan yükselişler kaydetti ve Borsa'nın cazibesini artırdı. IMF heyetinin bir toplantı için Türkiye'de olması ve hükümetle görüşmelerde bulunması; perşembe günü finans hisselerinin ciddi bir sıçrama yapmasına ve doğal olarak endeksin bir kez daha 36 bin puan sınırına yükselmesine yol açtı. Haftanın son işlem gününde açılışta negatif bir seyir yaşamasına rağmen, dünya borsalarının yukarı dönmesiyle alıcılı bir seyir izleyen İMKB'nin kısa vadede 36.200 puanı aşıp aşmayacağı oldukça önemli. Önemli diyorum, zira ikili tepe formasyonu olarak nitelendirilebilecek bu harekette geçen ay yakaladığı zirve aşılamazsa satış baskısı devam edecektir. Eğer 36 bin 200 puan aşılırsa yeni bir yukarı dalgalanma söz konusu olur ki, bu durumda endeks rahatlıkla 40 bin puana kadar yol alacaktır. Yatırımcılara önerim şudur; eğer uzun vadeli bir yatırım düşünüyorlarsa ya bir düzeltme hareketini gözleyecekler, açıkçası bir düşüş hareketi bekleyerek uygun fiyatları takip edecekler. Ya da seçici davranarak ucuz kalan ve geleceği parlak sektör hisselerine doğru yatırım yaparak en az iki yılı gözden çıkaracaklar. Eğer 2010 yılında bir toparlanma başlayacak, 2011'de ise 2002-2007 yılları arasındaki büyümeler yakalanacaksa strateji bu olmalıdır. Kısa vadede ise faizlerin beklenmedik seviyelere düşmesi, ayrıca stopaj uygulanmaması sebebiyle borsaların ara düzeltmelerle yukarı hareketini sürdüreceğini düşünüyorum. Böylece Borsa'nın önümüzdeki günlerde yine seçici hareketlerle 33 bin-36 bin puan aralığında dalgalanacağını, ama yaz aylarının sonunda 36 bin 200 puanın aşılmasıyla 40 bin puanların denenebileceğini tahmin ediyorum. Önceki analizlerimde sık sık vurguladığım gibi IMF ile hayal kırıklığı izlenimi verecek anlaşma yerine, zamanlaması bize bağlı bir anlaşma ya da ilişkilerimizi bozmayacak müzakere sürecinin devam ettirilmesi uygun olacaktır. Dünya ekonomilerinin yaşadığı sıkıntı bir kriz değil, olsa olsa büyük güven kaybının oluşturduğu korkaklık ve hesapsızlıktan kaynaklanan geçici bir rehavet havasıdır. Bakın ABD yeni yönetiminin eskisinin hatalarına düşmeyişi, gerginliğe yol açan demeçler yerine ılımlı bir yaklaşımın ortaya konulması gibi faktörler ekonomiyi de olumlu etkilemeye başladı. Dünya ekonomisinin belirsizliğe gittiği dönemden alınan önlemlerle ışığın görülmeye başlanmasını bile içine sindiremeyenler, elbette karamsarlıklarını sürdürecektir. Ancak yine tahminlerinde yanılacaklardır. Ekonomilerin düzelmesi ve piyasaların canlanmasında temel unsur güven ve istikrardır. Güveni sarsacak, istikrarı bozacak gelişmeler olmadığı sürece önümüzdeki ayların olumlu geçeceğinden, işlerin yavaş yavaş açılacağından şüphem yok. IMF ile anlaşma olsun veya olmasın ilişki sürdürülmeli ve en azından ihtiyati bir stand-by gündemde olmalıdır. Önümüzdeki haftalarda sektörel bazda enerji başta olmak üzere hareketlenmeler sürecektir. Teknik göstergeler kısa vadede yukarı dönmüş iken, orta vadeli hareketli ortalamalar henüz satış sinyallerini sürdürüyor. Bu sebeple her an bir düzeltme, yani kısa vadeli bir düşüş trendi ihtimalini gözeterek seçici olmakta fayda var. Bedelsiz sermaye artırımı, birleşme beklentisi olan hisseleri ön plana çıkarabilir, zira para Borsa'da hala fırsat arıyor. Dolara baskı sürecek Dolar 2009'un ilk çeyreğinde gereğinden fazla değerlenerek Euro karşısında 1,24'ler seviyesine yükselmişti. Petrol, altın, bakır gibi emtia fiyatlarındaki düşüşler; daha doğrusu talep yetersizlikleri paranın rotasını dolara çevirmiş, Euro/dolar paritesini 1,60 zirvesinden 1,24'ler seviyesine geriletmişti. Bir bakıma doların yükselişi yeni krizin habercisi gibiydi. Türkiye gibi cari açığı dolar cinsinden olan ülkeler için tehlike çanlarının yükselmesine sebep olan bu gelişmeler sonrası G-20 zirvesinde alınan kararlar, ABD ekonomi yönetiminin Bank of America ve Citibank gibi dev bankaları kamulaştırmadan yönetimlerini değiştirmesi, dünya ekonomilerine rahat nefes aldırdı. Gelişmeleri makro düzeyde incelediğimizde doların geçici bir süre uluslararası piyasalarda yükselebileceğini, ancak bunun kısa süreli olabileceğini düşünüyorum. Euro/dolar paritesinin 1,37 aşağı kırılmadığı sürece 1,47 seviyelerini hedeflediği ve doların önümüzdeki aylarda da çok talepli olamayacağı görülüyor. TL karşısında ise bir düzeltme hareketinin dışında sürekli yükseliş emaresini göremediğim doların en azından son çeyreğe kadar abartılı yükseliş hareketine geçmemesini bekliyorum. Euro karşısında ise 1,37 aşağı kırılmadığı sürece zayıf konumunu sürdürerek 1,47-1,60 hedeflerine doğru hareketlenmesi orta vade için sürpriz olmayacaktır. SELİM IŞIKLAR / ZAMAN [email protected]
Site adresi: https://www.finansingundemi.com/haber/borsa-kriz-oncesi-seviyelere-yaklasti/259508