Yazdır

'KRİZ SON DEMLERİNDE'

Tarih: 20 Haziran 2009 - 13:09

Kapak haberinde krizden çıkışın sinyallerini sorguluyan Ekonomist Dergisi'ne göre kriz son demlerinde...

Küresel ekonomideki resesyon bir yılını doldururken ufukta yavaş yavaş çıkış umudu belirmeye başladı. Küresel krizin tetiğini çeken ABD’de işsizlik maaşı başvuruları ve Şikago FED’in Ekonomik Aktivite Endeksi, dipten dönüşün başladığını gösteriyor. Ekonomik aktiviteye ilişkin öncü göstergelerden olan PMI, hem ABD’de hem de Euro Bölgesi’nde üç aydır toparlanma eğiliminde. Baltık Kuru Yük Taşımacığı Endeksi ile petrol fiyatlarındaki artış, dünya ticaretinde kıpırdanmanın başladığı sinyalini veriyor. VIX’teki son gelişmeler hisse senedi piyasalarında, TED Spread’daki son gelişmeler ise para piyasasında tedirginliğin azaldığını ve normale dönüldüğünü gösteriyor. 2007’nin ikinci yarısında ABD’deki mortgage piyasasında patlayan kriz, tam bir yıl sonra 2008’in ikinci yarısında dev Amerikan yatırım bankası Lehman Brothers’ın batmasından sonra küresel bir felakete dönüşmüştü. Finansal piyasalardaki kriz reel ekonomilere yansıyıp bir taraftan dünya ticaretinde görülmemiş keskinlikte bir düşüşe yol açarken, diğer taraftan da dünya ülkelerinin çoğunun resesyona yuvarlanmasına yol açmıştı. Geçen yılın sonlarında yaşanan bu panik havası aradan geçen altı ayda yavaş yavaş yatışırken şimdi ufukta resesyondan çıkışa ilişkin işaretler aranıyor. Esasında bu yönde bazı işaretler de var ama krizden ağzı yanan iktisatçıların çoğu şimdi yoğurdu üfleyerek yemeyi tercih ediyor. Ekonomist dergisi olarak geçen hafta küresel resesyondan çıkışa ilişkin umut veren göstergelerin peşine düştük. Bu amaçla Türkiye’nin önde gelen 11 analistine küresel ekonomiye ilişkin olarak izledikleri popüler göstergeleri ve bunların hangilerinin umut verdiğini sorduk. 11 analistin bu konudaki görüşlerini ilerleyen sayfalarda okuyacaksınız. Dergimizin finans ve borsa bölümleri analistlerin görüşlerini toplarken, Ekonomist Araştırma Birimi (EAB) de bu konuda bir araştırma yürüttü. Sonuçta küresel ekonomi açısından umut veren yedi göstergeyi tespit ettik. Bu göstergelerden ikisi (ABD işsizlik maaşı başvuruları ve Şikago FED Ulusal Ekonomik Aktivite Endeksi), küresel resesyonun tetiğinin çekildiği ülke olan ABD’ye ait bulunuyor. ABD, dünya ekonomisinin lokomotifi olduğu için de bu ülkenin göstergeleri önem taşıyor. Birçok iktisatçı küresel toparlanmanın önce ABD’den başlayacağını tahmin ediyor. Mesela Deniz Gökçe, “Önce ABD toparlanacak, sonra Avrupa, sonra da biz” diye sık sık vurguluyor. Tespit ettiğimiz umut göstergelerinden birini ABD ve Euro Bölgesi’ndeki ekonomik aktivite açısından öncü gösterge olan PMI (Purchasing Managers Index; Satınalma Yöneticileri Endeksi) oluşturuyor. Burada ek olarak Türkiye’ye ilişkin PMI’ye de yer verdik. Tespit ettiğimiz umut göstergelerinden ikisi, dünya ticaretindeki gelişmelere yönelik. Bunları BDI (Baltic Dry Index; Baltık Kuru Yük Taşımacılığı Endeksi) ve petrol fiyatları oluşturuyor. Son iki umut göstergemiz ise finansal piyasalardaki tedirginliğin derecesiyle ilişkili. Bunlardan birincisi olan VIX (Volatility Index) hisse senedi piyasalarındaki tedirginliği, ikincisi olan TED Spread (3 aylık LIBOR faizi ile 3 aylık ABD Hazine Bonosu getirisi arasındaki fark) ise para piyasalarındaki tedirginliği gösteriyor. Şimdi sizi bu göstergelerle başbaşa bırakıyoruz. 1 - ABD İŞSİZLİK MAAŞI BAŞVURULARI Gerek dünya ekonomisinin lokomotifi olması gerekse de son krizin tetiğinin bu ülkede çekilmesi nedeniyle, küresel resesyondan çıkış konusunda gözler öncelikle ABD üzerinde. ABD’de yayınlanan hemen her veri ilgi çekiyor. Son dönemde bu veriler arasında en önde geleni ise işsizlik maaşı başvuruları. Bunda söz konusu verinin haftalık olarak yayınlanmasının da rolü var. ABD’de konjonktür devrelerinin tespitini yapan NBER’ın (National Bureau of Economic Research) bu işle görevli komitesinin üyesi olan Robert J. Gordon’un geçenlerde yayınladığı bir çalışma da bu veriye olan ilgiyi artırdı. Gordon, son beş resesyonu incelediği çalışmasında, genelde, işsizlik maaşı başvurularının zirve yapmasından sonraki dört ile altı hafta içinde resesyonun sona erdiği tespitini yapıyordu. Ayrıca son yükselişin 4 Nisan 2009’da zirve yaptığını da belirtiyordu. Bu zirve noktasının üzerinden şu ana kadar dokuz hafta geçmiş durumda. Bu gelişme ABD’nin resesyondan çıkmak üzere olduğu konusunda umut yaratıyor. 2- ŞİKAGO FED ULUSAL EKONOMİK AKTİVİTE ENDEKSİ İşsizlik maaşı başvuruları kadar popüler olmasa da ABD ekonomisine ilişkin önemli bir gösterge de ABD Merkez Bankası olan FED’in (Federal Reserve) Şikago’daki şubesi tarafından hesaplanan Ulusal Ekonomik Aktivite Endeksi (CFNAI; Chicago Fed National Activity Index). CFNAI, ekonomik aktiviteye ilişkin 85 adet aylık göstergenin ağırlıklı ortalamasından oluşuyor. Bu endekste sıfırın üstündeki değerler genişlemeye, sıfırın altındaki değerler ise daralmaya işaret ediyor. Şikago FED, CFNAI’nın üç aylık hareketli ortalamasının değeri -0.7’nin altına düştüğü zaman resesyonu haber vermeye başladığını söylüyor. Son resesyonda CFNAI Şubat 2008’de bu kritik değerin altına inmiş, yılın ikinci yarısında ise çok düşük düzeylere gerilemişti. CFNA’nın değeri hala negatif düzeyde ve kritik değerin de altında. Fakat son üç aydır endekste toparlanma yaşanıyor. Bu da ABD ekonomisinin resesyonda dipten döndüğünü gösteriyor. 3- SATIN ALMA YÖNETİCİLERİ ENDEKSİ Satın alma Yöneticileri Endeksi (PMI; Purchasing Managers Index), son yılların gözde göstergelerinden. Şirketlerin satın alma yöneticileri arasında düzenlenen anketlerle oluşturuluyor. Bu endekste 50’nin üzerindeki değerler genişlemeye, 50’nin altındaki değerler ise daralmaya işaret ediyor. İmalat sanayine ilişkin PMI, ABD’de 2008’in başlarında, Euro Bölgesi’nde ise aynı yılın ortalarında 50’nin altına inmişti. Bu endekslerin değeri küresel krizin şiddetlendiği geçen yılın son aylarında ise hızla düşmüş ve 35’in altına kadar gerilemişti. Son üç aydır ise bu endekslerde hızlı bir toparlanma var. Henüz 50 seviyesinin üzerine çıkılmış olmasa da bu toparlanma dipten dönüş açısından umut veriyor. Bu arada 2005 yılından bu yana ABN AMRO tarafından Türkiye için de bir PMI hesaplanıyor. Son iki yıldır ABD’dekine benzer bir eğilim gösteren Türkiye’deki PMI’nin mayıs ayında kritik 50 seviyesinin üzerine çıktığı dikkati çekiyor. 4- BALTIK KURU YÜK TAŞIMACILIĞI ENDEKSİ Baltık Kuru Yük Taşımacılığı Endeksi (BDI; Baltic Dry Index), Londra'da bulunan The Baltic Exchange adlı kurum tarafından günlük olarak yayınlanıyor. Bu endeksin değeri, 26 ayrı rotada ve üç farklı boyuttaki (capesize, panamax, handymax) gemiler tarafından taşınan kuru yükün (genellikle maden cevheri, kömür ve tahıl) günlük taşıma bedelinin birleşik ağırlıklı ortalamasından oluşuyor. Bu endeks, denizlerdeki kuru yük taşımacılığında arz ve talep dengesinin bir göstergesi olduğundan, dünya ticaretindeki gidişatın da bir göstergesi olarak kabul ediliyor. BDI’nin değeri, 2007 başından 2008 ortalarına kadar çok hızlı bir yükseliş göstermişti. Küresel resesyonun kapıyı çaldığı 2008’in sonlarında ise adeta yere çakılmıştı. BDI, bu yılın başından itibaren ise yavaş yavaş toparlanıyor. Bu da dünya ticaretinde kıpırdanmanın başladığı anlamına geliyor. 5- PETROL FİYATLARI Önceki yıllarda yükselişi korku yaratan petrol fiyatları da bu kez ilginç bir şekilde yükselişiyle ‘umut’ göstergeleri arasına girmiş durumda. Çünkü petrol fiyatlarının yeniden yükselmeye başlaması küresel resesyonun sona ermekte olduğu ve dünya ekonomisinin yeniden büyümeye hazırlandığı şeklinde yorumlanıyor. Geçen yılın ortalarında 140 doların üzerine kadar çıkan petrolün varil fiyatı, daha sonra küresel ekonominin resesyona girmesiyle tepetaklak düşmüş ve yıl sonunda 40 doların altına kadar inmişti. 2009’un ilk üç ayında 40-45 dolar civarında bir seyir izledikten sonra ise yeniden yükselişe geçti. Petrolün varil fiyatının geçen hafta 70 dolara kadar dayandığı gözlendi. Yalnız küresel büyüme açısından umut yaratan bu yükselişin bir süre sonra enflasyon açısından endişe yaratacağı muhakkak. 6- VOLATİLİTE ENDEKSİ Volatilite Endeksi (VIX; Volatility Index), ABD’deki Şikago Opsiyon Borsası (Chicago of Options Exchange; CBOE) tarafından hesaplanıyor. Opsiyon piyasaları, volatilitenin yani hareketliliğin alınıp satıldığı yerler. Opsiyonlar volatilitenin seviyesini gösteriyor. VIX, CBOE piyasasında işlem gören hisse senedi opsiyonlarının ortalama volatilitesinden oluşuyor. Bu endeks bir anlamda piyasalardaki korkunun derecesini gösteriyor. 2007 yılının ilk yarısında 20’nin altında olan VIX’in değeri, ABD’de mortgage krizinin patlamasından sonra 20-30 arasında dalgalanmaya başlamıştı. ABD’deki mortgage krizinin küresel bir krize dönüştüğü geçen yılın ikinci yarısında ise daha da yukarılara tırmanmış ve bir ara 80’nin üzerini bile görmüştü. Bu endeks mart ayından bu yana ise düşüş eğiliminde. VIX’in değeri geçen hafta 30’un altına kadar indi. Her ne kadar VIX’in değeri hala kriz öncesindeki seviyesinin üzerinde de olsa, bu düşüş hisse senedi piyasalardaki tedirginliğin azaldığı şeklinde yorumlanıyor. 7- TED SPREAD TED spread, üç ay vadeli LIBOR faiz oranı ile üç ay vadeli ABD hazine bonosu getirisi arasındaki farkı gösteriyor. LIBOR, Londra’daki bankalararası para piyasasındaki faizi ifade ediyor. TED spread, para piyasasındaki tedirginliğin bir ölçüsü olarak kullanılıyor. Normal koşullarda faiz yükseliyorsa her iki faiz oranı da yükseleceğinden, TED spread değişmez. Ancak anormal bir durum olduğunda faiz farkı açılıyor. Bu anormal durum bankaların birbirine güveninin sarsılmasıyla LIBOR’un yükselmesi ve/veya kriz dönemlerinde güvenli liman olarak görülen ABD hazine bonolarına olan talebin artması ve faizinin düşmesi olabilir. Normalde 100 baz puanın altında seyreden TED spread değeri, ABD’de mortgage krizi başladıktan sonra bu seviyenin üzerinde sert dalgalanmalar göstermeye başlamıştı. Krizin küreselleştiği geçen yılın sonlarında ise TED spread’ın değeri, 450 baz puana kadar sıçramıştı. TED spread’ın değeri, son bir ayda hızla gerileyerek 50 baz puan seviyesine kadar indi. Bu, para piyasasında durumun normale döndüğü anlamına geliyor. Türkiye’nin umut göstergeleri Son aylarda Türkiye ekonomisinde de resesyondan çıkışa ilişkin umut veren göstergeler var. Bu göstergelerin belli başlılarını şöyle özetlemek mümkün: * Geçen yılın son ayında dibe vuran Reel Kesim Güven Endeksi’nde (KRGE) yılbaşından bu yana yükseliş eğilimi var. RKGE’nin değeri mayıs ayında 96.9’a ulaştı ve kritik seviye olan 100’e epey yaklaştı. * Tüketici talebine ilişkin iki önemli gösterge, üç aydır yıllık bazda pozitif değişim gösteriyor. CNBC-e Tüketim Endeksi, mart, nisan ve mayıs aylarında, sırasıyla, yüzde 6, yüzde 5.8 ve yüzde 7.6 artış gösterdi. Aynı aylarda otomobil satışları da, sırasıyla, yüzde 19, yüzde 19.4 ve yüzde 40.4 yükseldi. * ABN AMRO tarafından yayınlanan Türkiye’ye ilişkin Satınalma Yöneticileri Endeksi (PMI; Purchasing Managers Index), mayıs ayında kritik 50 seviyesinin üzerine çıktı. * Sanayi üretimindeki düşüş mart ayında yavaşlamıştı. Bu yavaşlama nisan ayında da devam etti. Şubat ayında yüzde 23.8’e ulaşan sanayi üretimindeki düşüş mart ayında yüzde 20.8’e inmişti. Bu oran, nisan ayında yüzde 18.5’e geriledi. * Kapasite kullanım oranındaki düşüşteki yavaşlama da sürüyor. Kapasite kullanım oranı mayıs ayında yüzde 70.4 oldu. Bu oran geçen yılki seviyesinin yüzde 14.6 gerisinde. Kapasite kullanım oranı, nisan ayında geçen yılki seviyesinin yüzde 18.2 altındaydı. Global ekonomiye ilişkin değerlendirmeleri geneldee 'umut veriyor' Haluk Bürümcekçi (Fortisbank Türkiye Başekonomisti) Popüler göstergeleri: * PMI * ABD işsizlik maaşı başvuruları * ABD perakende satışlar * S&P futures * Euro/dolar paritesi Değerlendirme: PMI, ABD işsizlik maaşı başvuruları ve perakende satışlar, ekonomiler açısından; S&P futures ve EUR/USD paritesi piyasalardaki gelişmeler açısından önemli. Ekonomi için bahsettiklerim en iyi öncü göstergeleri ve öncü olmasa da zamanlama olarak en çabuk açıklananları içeriyor. Böylece en hızlı bilgi, bunlardan sağlanıyor. Piyasalar için bahsettiklerim hepsine topluca bakıldığında genel eğilimi iyi yansıtıyor. Özellikle PMI ve perakende satış verilerinde umut verici gelişmeler izleniyor. Bu nedenle piyasalarda tahviller satış yerken borsalar toparlanma eğilimlerini koruyor. Afa Boran (Sahua Capital Türkiye Direktörü) Popüler göstergeleri: * Tüketici güven endeksi * İşsizlik * Emlak kredileri * Sanayi siparişleri * Stoklar Değerlendirme: Bu göstergelerin birçoğu son zamanlarda olumlu yönde gelişmeye devam etti. Zaten ondan ötürüdür ki borsalar yüzde 50’lere yakın artış gösterdi. Bu durum bana da krizin dip noktasının geçildiği izlenimini veriyor. Fakat iyileşme ya da başka değişle eski güzel dönemlere dönüş ne zaman? Bu noktada geçmiş benzer krizlerle karşılaştırmalar da önem kazanıyor. Bu döneme benzer birkaç dönem var tarihte. Bazıları çok uzun sürmüş (1930 krizi gibi), bazıları daha kısa (2001 krizi), bazılarından çıkış çok dalgalı olmuş (bir yıl iyi, bir yıl kötü). Şu anda gördüğüm kadarıyla piyasanın esas sorguladığı konu bu. Bu sorunun cevabı netleşene kadar tahminen piyasalarda da dalgalı seyir devam edecek. Uğur Gürses (Ekonomist, Radikal Gazetesi Yazarı) Popüler göstergeleri: * Altın fiyatları * ABD tahvil faizleri ve verim eğrisi * AB-12 sanayi üretimi * Çin’in dış ticaret verileri * VIX Değerlendirme: Altın fiyatları, çok basit biçimde finansal sisteme olan güveni gösteriyor. ABD tahvil faizleri ve verim eğrisi; ABD’nin krizi aşmak için artırdığı bütçe harcamaları ve borç stoku nedeniyle, bu konuya ilişkin hassasiyeti göstermektedir. AB’nin dünyanın geniş bir alanına yayılan bir ihracat ölçeği var. Bunun çekirdeğinde de sanayi üretimi var. AB-12 sanayi üretimindeki gelişmeler, küresel gelişmelere ışık tutacaktır. Çin, dünyanın her yerinden ara malı ve hammadde alıp ihracat yapan bir ülke. Çin’in dış ticaret verileri, küresel ticaretin seyrine ilişkin bir göstergedir. VIX, mali piyasalardaki dalgalanma göstergesi. Finansal dalgalanma durulmadan, ‘tamam işler yoluna giriyor’ demek kolay olmayacak. Bu göstergeler umut veriyor mu? Hayır. Çünkü, ‘umut’, önümüzdeki beş yılın seyri ile ilgili olumlu bir bakış açısı demektir. Bence bu verilerdeki görünüm, önümüzdeki beş yılın sıfır büyüme etrafında geçeceğini düşündürüyor. Pelin Yenigün Dilek (Garanti Bankası Başekonomisti) Popüler göstergeleri: * VIX * CDS’ler * 3 aylık LIBOR * G-3 ülkelerinin 10 yıllık tahvil faizleri * Petrol fiyatları Değerlendirme: VIX’i piyasalardaki volatiliteyi, CDS'leri ülkelerin risk primlerini, üç aylık LIBOR’u bankalar arasındaki güveni, 10 yıllık tahvil faizlerini ülkelerin uzun vadeli borç sürdürebilirliğine ait yatırımcı risk algılamasını gösterdiği için izliyoruz. Petrol fiyatlarını büyüme ile ilgili görünümü yansıttığı için izliyoruz. Ek olarak altın fiyatlarını da gelecek dönem enflasyonuyla ilgili endişeleri yansıttığı için takip ediyoruz. VIX, CDS ve liborların son dönemlerde düştüğü seviyeler, krizin en stresli noktasının geçirildiğini gösteriyor. Fakat G-3 ülkelerinin 10 yıllık tahvil faizlerindeki yükselişler endişe verici. Aynı şekilde petrol fiyatlarındaki kısa süre içindeki hızlı yükseliş, büyümedeki toparlanmanın azalmasına neden olabilir. Mehmet Gerz (Drake Management Türkiye Müdürü) Popüler göstergeleri: * Petrol fiyatı * Altın fiyatı * BDI * İngiliz Poundu * VIX Değerlendirme: Enerji kullanımı, tüm dünya ekonomisinde hem üretim hem de tüketim açısından en yaygın gösterge olduğundan petroldeki yükseliş normalleşmeye işaret ediyor. Altın fiyatı bir miktar yükselmekle birlikte, bin dolar sınırını aşmadığı için küresel mali sistemde ve doların değerinde çözülme endişeleri azalmaya başladı. BDI’deki yükseliş küresel ticaretin yeniden başladığını gösteriyor. Ama kriz sırasında aşırı düştüğü için son aylardaki hızlı yükseliş biraz aldatıcı olabilir. Pound’un toparlanmasını, dünya finans sisteminde iyileşme işareti olarak görüyorum. Çünkü İngiltere ekonomisi, büyük oranda finansal hizmetlere odaklı bir yapıya sahip. VIX’in değerinin 40’ın altına inmesi ile dünya piyasalarında “çözülme” riski azaldı. Son zamanlarda 30’lu rakamlara oturması ise borsalarda risk alma iştahının geri döndüğünü gösteriyor. İnan Demir (Finansbank Başekonomisti) Popüler göstergeleri: * Ted spread * VIX * PMI * ABD işsizlik maaşı başvuruları * ABD perakende satışlar Değerlendirme: Bu göstergelerden hangilerinin daha ümitvar bir tablo çizdiğine bakınca Ted Spread ve VIX’in geçtiğimiz aylara göre ciddi biçimde gerilediğini görüyoruz. Bu, finansal sistemde stresin azaldığına ve Lehman Brothers’ın iflasının hemen sonrasında hakim olan “kalp krizi” koşullarının ortadan kalktığına işaret ediyor. Finansal koşullardaki bu iyileşmenin de desteğiyle tüketici ve reel kesim güveninde artış görülüyor. Öte yandan istihdam verilerinde istikrar sinyalleri görülmekle birlikte bu sinyaller işgücü piyasasında toparlanma anlamına gelmiyor. Son olarak, tüketici güvenindeki toparlanmanın ocak–şubat aylarından itibaren başlamış olmasına rağmen nihai tüketim harcamaları cephesinde belirgin bir iyileşmeden söz etmek mümkün değil. Ekonomik canlanmanın gücü konusunda daha iyimser olabilmek için tüketici güvenindeki iyileşmenin nihai tüketim harcamalarına dönüştüğünü görmek gerekiyor ki bu konuda güçlü sinyallerin henüz alınmamış olması endişe verici olarak değerlendirilebilir. Banu Kıvcı Tokalı (Finans Yatırım Başekonomisti) Popüler göstergeleri: * ABD tarımdışı istihdam * Yeni ve mevcut ev satışları * PMI * BDI * ABD kısa ve uzun vadeli faizler arasındaki fark Değerlendirme: Küresel krizin gelişim sürecinin konut, finansal ve ekonomik kriz sırasıyla gerçekleştiğini düşünecek olursak, hem ekonomik hem de finansal göstergelerin birlikte değerlendirilmesi, krizin sonraki aşamasının daha doğru tahmin edilmesinde faydalı olacaktır. Kriz sürecinden çıkma yönünde kalıcı sinyaller ise ancak konut sektöründen gelecek olumlu verilerle gerçekleşecektir. Söz konusu göstergelere bakıldığında, finansal göstergelerin ve güven endekslerinin son dönemde dip yapma ve toparlanma sürecine geçiş açısından ümit verir bir tablo yansıtmasına karşın, ekonomik verilerin özellikle konut, istihdam alanlarında hala oldukça zayıf bir tablo yansıttığı izleniyor. Dolayısıyla, kalıcı bir toparlanma senaryosuna geçmek için temel ekonomik dengelerden gelecek verilerin bekleyişleri ve piyasalardaki risk iştahını desteklemesi beklenmeli. Fatma Melek (Akbank Başekonomisti) Popüler göstergeleri: * ABD konut fiyatları * Kredi piyasaları * Emtia, petrol fiyatları, BDI * VIX, KBW endeksi * Sanayi üretimi ve tüketici güven endeksleri Değerlendirme: Küresel krizin gidişatı ile ilgili izlediğimiz göstergeler temelde krize neden olan veriler. Halihazırda hangi göstergelerde olumlu bir seyir var? Global hisse senedi piyasaları mart başındaki dip seviyelerine göre yüzde 40 değer kazanmalarına rağmen Ekim 2007’deki zirve seviyesinin yaklaşık yüzde 40 altındalar. Ekonomik göstergelerdeki iyileşme yavaş ve arkadan gelerek, hisse senedi piyasasındaki gelişmeleri yakalayacak. Hisse senedi piyasaları ekonomik göstergelerde beklenen iyileşmeyi önden fiyatlıyor. Ayrıca emtia fiyatlarında da bir toparlanma görülmekte. Gündüz Fındıkçıoğlu (TSK Başekonomisti) Popüler göstergeleri: * BDI * TED spread * VIX * Dow Jones endeksi * Petrol fiyatları Değerlendirme: Hem volatilite-risk göstergelerine, hem faiz spread’lerine hem krizden çıkışın öncü göstergesi olabilecek petrol-emtia fiyatları ve hisse senedi endekslerine bakmak lazım. Ticaret endeksi olarak BDI önemli, çünkü bir fiyat endeksi olmasına rağmen tüm ana kanallardan gelişen deniz ticaretini gösteriyor. Bu krizde dünya ticareti 1929 sonrasına göre daha fazla daraldı çünkü global bir dünyadayız. Dow önemli çünkü hisse senedi piyasalarının ekonomik temellerden çok da kopuk olduğu doğru değil ve son rallinin 1933-34’teki düzeltmeyle kıyaslanması bize bu sefer toparlanmanın çok daha hızlı ve dik olacağını sinyalliyor. Bu göstergelerin hepsi umut verir hale geldi. Zaten bu yüzden çıkışın daha yakın olabileceği konuşuluyor. Kriz finansal kaynaklı olduğu için önce finansal göstergelerin ve piyasaların düzelmesi normaldir. Gelecekteki olumluluğu önceden alıyorlar. Arzu Odabaşı (Global Menkul Değerler Stratejist) Popüler göstergeleri: * Stok verileri * Nihai satışlar * Kişisel tüketim harcamaları * Konut ve konut dışı yatırımlar * Net ihracat Değerlendirme: Bu aşamada ABD’de tekrar büyüme oranlarını güçlendirecek büyümeyi oluşturan alt bileşenler ve o bileşenleri oluşturan ikincil alt değişkenleri yakında takip etmemiz gerekiyor. Şu ana kadar açıklanan verileri, ABD’deki geçmiş üç kriz dönemine (1982, 1991 ve 2001) ait olan verilerle karşılaştırdık. Söz konusu verilerin geçmiş üç dönemde yapmış olduğu dip seviyelerden uzaklaşarak çok daha alt seviyelerde yeni dipler oluşturmak üzere olduğunu görüyoruz. Özellikle şubat-mart dönemi, bu diplerden kısa geri dönüşleri bir diğer ifade ile iyileşmeleri beraberinde getirdi. Ancak söz konusu hafif iyileşme sürecindeki ivme, nisan ve mayıs aylarında devam etmedi. Bu aşamada ABD ekonomik verileri tarafında dip seviyeleri görmüş olduğumuzu söylemek için erken olduğunu düşünmekle birlikte bu diplerin altında yeni diplerin oluşma olasılığının da düşük olduğunu düşünmekteyiz. Dolayısıyla gelecek birkaç ayın ekonomik veriler anlamında nerede oluşacağı, oldukça önem kazanmaktadır. Murat Ülgen (HSBC Başekonomisti) Popüler göstergeleri: * Hanehalkı tasarruf ve borçluluk oranı * Sanayi üretimi * Yatırım harcamaları * PMI * Ekonomik aktivite endeksi Değerlendirme: Hanehalki tasarruf oranı ve borçluluk oranı, özellikle ABD için çok önemli. Çünkü bu kriz Amerikan tüketicisinin düşük tasarrufu ve yüksek borçluluğundan çıktı. Sanayi üretimi özellikle Asya Bölgesi için önem taşıyor. Yatırım harcamaları, uzun vadeli yatırım, istihdam, verimlilik ve iç talep için önemli. Gene özellikle Asya Bölgesi'nde. PMI, şirketlerin üretim faaliyetleriyle ilgili bilgi veriyor. Ulusal ekonomik aktivite endeksini ABD için Şikago FED yayınlıyor ama her ülke kendisi için bunu oluşturuyor. Ekonominin potansiyel büyüme trendinden ne kadar saptığını gösteriyor. Çin hariç diğer tüm büyük ekonomik bölgelerde birincisi dışında tüm göstergeler hala daralmaya işaret ediyor ama iktisadi faaliyetteki daralmanın hızı azalıyor. Diğer yandan ABD'de hanehalkı tasarrufu artıyor ama hala uzun süreli ortalamalarının altında. Çin'de ise sanayi üretimi, yatırım, PMI artıyor ve iç talep güçleniyor. Yani Çin olumlu yönde ilerliyor ama diğer bölgelerde bunu söylemek için henüz erken. Barry Eichengreen (california Ünv. Ekon. ve Siy. Bil. Prof.) Popüler göstergeleri: * Uzun vadeli ABD Hazine tahvili faizleri * Çin'in elektrik tüetimi * Kore ve Tayvan7ın ihracat rakamları * Letonya CDS'leri Değerlendirme: Uzun vadeli ABD Hazine tahavili faizleri mortgage faizlerini besliyor. Çin'in elektrik tüketimi , fabrika üretiminin dolaylı göstergesi. Kore ve Tayvan'ın ihracatı ise Asya ihracatının temel göstergelerini oluşturuyor. Bu rakamlarla da bölgedeki eğilimi görebiliyoruz. Letonya CDS'leri ise Avrupa bankacılık sektöründe tekrar sorun yaşanmasında Letoyanın tetikleyici bir rol oynayabileceği nedeniyle izliyoruz. Ancak benim kişisel olarak yakından izlediğim bu veriler hali hazırda ne yazik ki güven vermiyor.
Site adresi: https://www.finansingundemi.com/haber/kriz-son-demlerinde/259495