KRİZDE YÜZDE 23 BÜYÜMEYİ BAŞARDI
Tarih: 01 Haziran 2009 - 06:55
Akbank Private Bankingden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Fikret Önder, kriz döneminde yüzde 23 büyüme kaydettiklerini belirterek, "Bunda Varlık Barışı ile Türkiye'ye gelen paraların da etkisi oldu" dedi.
Türkiye'de 3 bin zenginin 10 milyar dolarlık fonunu yöneten Akbank Private Banking (Özel bankacılık), kriz aylarında bireysel yatırımcı sayısını yüzde 23 artırdı. Akbank Private Bankingden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Fikret Önder, yabancı rakiplerinin yönettiği fon büyüklüğünde yüzde 20'lere yakın kayıplar yaşanırken kendilerinin yüzde 23 büyüdüğünü belirterek, "Bunu çok tutucu davranarak başardık. Tedbir aldık, işlerin kötüye gittiğini önceden gördük. Varlık Barışı ile Türkiye'ye gelen paralarla özel bankacılığa giren müşterilerimiz de oldu" diye konuştu.
Bankada 500 bin TL ve üzeri birikimi bulunan müşterilere hizmet verdiklerini belirten Önder, müşterilerinde krizden dolayı bir servet erimesi durumunun ise yaşanmadığını söyledi. Önder'e göre bunun nedeni hisse senedinin Türkiye'de yatırım enstrümanı olarak çok yaygın olmamasından kaynaklanıyor. Türkiye'de faizlerin hala çok yüksek seviyede olduğunu ifade eden Önder, "Böyle olduğu için de büyük birikimi olanlar, parasının büyük bir kısmı mevduatta, hazine bonosunda ve nispeten risksiz enstrümanlarda tutuyor. Şimdi dünyada faizler indi. Herkeste bir alternatif arama ihtiyacı var" diye konuştu.
Risk alma zamanı başladı
Global krizde dip noktasının artık arkada kaldığını belirten Önder, yatırımcının risk alma zamanının yavaş yavaş başladığını kaydetti. Alternatif yatırım enstürmanlarına girmenin zamanı geldiğini kaydeden Önder, "Mevduatın yanı sıra opsiyon işleri yaparak, mevduatın getirisini yükseltmek mümkün. Martın ikinci haftasından başlayarak dünyada borsa endeksleri yüzde 30'a yakın çıktı. Bu dönemde hisse senedi alanlar çok kar etti. Aynı şekilde faizlerin düşmesiyle hazine bonosunda olanlar ve B tipi fonda olanlar çok para kazandılar. Marttan beri hemen hemen her şey para kazandırdı. Yerli yabancı tüm yatırım araçları para kazandırdı" açıklamasında bulundu.
Yabancı hisse portföyü arttı
Yatırımcıların son zamanda yabancı piyasalara da ilgisinin arttığını belirten Önder, "Hisse fiyatı 55 dolardan 1 dolara düşünce Citi Bank hisselerine talep çok arttı. Sadece Citi hissesi değil, düşen diğer yabancı hisselere de talep oldu. Yabancı hisse portfoyü krizden bu yana 3.5 kat arttı" dedi. Yatırımcıların emtialar ve yurtdışına kayıtlı borsa yatırım fonlarına da ilgisinin arttığını dile getiren Önder, doların zayıflamasıyla emtia fiyatlarının yükselişe geçtiğini söyledi.
Ekim 2008'den Mart 2009'a kadar, dünyada en çok takip dilen, Dow Jones ve S&P 500'ün yüzde 58 değer kaybettiğini hatırlatan Önder, bu durumun bir insan hayatında ancak bir kere yaşanabileceğini söyledi. Önder, "Ben 1981'den beri bu işin içindeyim. Ben de bir defa yaşamış olacağım bunu, muhtemelen bir daha da yaşamayacağım. Bu aynı zamanda belki de insan hayatında bir defa karşılaşılacak bir şans demek. Bu bugün al, yarın kazan değil belki ama, 2 sene sonrasını düşünen biri için son derece enteresan bir durum" diye konuştu.
Miras yönetimine destek
Müşterilerine miras yönetimi konularında da hizmet verdiklerini belirten Önder, ancak Türkiye'de bu tip konularda da bir sınırın olduğunu ifade etti. İngiltere ve Amerika gibi Anglo Sakson ülkelerde vasiyetnamenin istenildiği gibi hazırlandığına dikkat çeken Önder, "Mesela mirasını aşçısına, kedisine, köpeğine bırakan zenginleri okuyoruz. Türkiye gibi Roma hukukundan gelen ülkelerde bunu yapamazsınız. Kanun detayına kadar yazar. Ancak biz teknik kolaylıklar sağlamak açısından bazı hizmetleri veriyoruz" diye konuştu.
IMF'siz devam etmek risk almak olur
Uluslararası Para Fonu'yla (IMF) olmadan yola devam etmeyi "risk almak" olarak tanımlayan Fikret Önder, bunun dolar üzerinde baskı yaratacağını kaydetti. Önder, "Global toparlanma tahmin ettiğimizden de erken olursa, belki IMF'siz bu iş atlatılabilir ama neresinden bakarsanız bakın bir risk almaktır. Ekonomik krizin dip noktasının geçtiğini düşünüyoruz ama kırılgan bir ortam devam ediyor. IMF anlaşması bizleri önümüzdeki dönemde rahatlatır" diye konuştu. Anlaşmanın eylül ayına kalmadan imzalanması gerektiğini ifade eden Önder, piyasaların gidişatının da IMF anlaşmasını imzlamaya mecbur edebileceğine işaret etti. IMF anaşmasının olmadığı bir yerde Merkez Bankası'nın faiz indirimlerinin alt sınırını çok zorlanmaması gerektiğine dikkat çeken Önder, "Şimdi bir B planı var. Olan bir B planı varsa da bu açıklanmamalı. Örneğin Avrupa Merkez Bankası hep sağ gösterip sol vurur" dedi. REFERANS
Site adresi: https://www.finansingundemi.com/haber/krizde-yuzde-23-buyumeyi-basardi/258916