2009 HİSSECİLERİN YILI MI OLACAK?
Tarih: 10 Mayıs 2009 - 08:26
Zaman'da yazan Selim Işıklar'ın "2009, Borsa'ya yatırım yapanların yılı olmak üzere" başlıklı yazısı...
Dikkatli okuyucular hatırlayacaklardır; 2009 yılının ilk analiz yazımızda, 'yüzyılın krizi' sebebiyle birçok analistin adeta felaket tellallığı yaptığı bir sırada biz borsaların bu sene toparlanacağını ve bazı sektörlerin lokomotif olacağını vurgulamıştık.
O yazıyı biraz hatırlatmak istiyorum. Zira tahmin ettiğimiz sektörlerdeki performanslar, endeksin çok çok ötesinde gerçekleşti. 28 Aralık 2008'deki yazımızın son paragrafını "En kritik dönemeç mart ayı sonunda atlatılacak, Amerika'daki sorunlu otomotiv devlerinin yola devam edip etmeyecekleri 31 Mart'ta belli olacak. Bu dönem atlatıldıktan sonra beklentileri satın almaya başlayacak borsalar, merkez bankalarının faizleri sıfıra çekmesiyle alternatifsiz bir şekilde hareket edecektir. Krizin göbeğindeki otomotiv, konut ve finans sektörü hisseleri, başlayacak yeni rallinin lokomotif sektörleri olacaktır.
İkinci Körfez Savaşı sırasında herkesin satmaya çalıştığı turizm hisseleri, savaşın bitiminde en fazla kazandıran hisseler olmuştu. Borsada ters mantık işleyecektir, yeter ki doğru şirketi bulun." şeklinde yazmıştım. Evet sevgili okuyucular, bu yazı krizin dalga dalga devam ettiği sıralarda yazıldı. Daha sonraki analizlerimizde de 2008 yılında yüzde 60-80 değer kaybetmiş hisselerin eski fiyatlarına ulaşması için yüzde 400 yükselmesi gerektiğini vurgulamış, bu durumun başlı başına yükselişi körükleyeceğini ve birçok hissenin yüzde 100-150 yükselebileceğini sonraki yazılarda vurgulamıştık. Saymadım ama en az Borsa'nın üçte ikisi dört ayda yüzde 30 ile yüzde 200 aralığında yükseldi bile. Lokomotif olacağını öne sürdüğümüz hisselere baktığımızda ilginç durumlara rastladık. Özellikle otomotiv sektörü hisseleri 31 Mart tarihinden itibaren yükselişe geçerek bir buçuk ayda inanılmaz getiriler sağlamışlar. Banka ve gayrimenkul yatırım ortaklıkları da aynı şekilde. Üstelik bu artışlara yıl içinde yaşanan dip fiyatlarını da katarsak daha da büyük olacaktır. Yine hatırlayacaksınız, dünyanın 2006 yılında yaşamaya başladığı ekonomik sıkıntıları yüzyılın krizi olarak göstererek büyük bir oyun oynandı. 2008'de anormal yatırımlar yapan, 'kağıt üzerinde büyük' Lehman Brothers gibi yatırım bankalarının içeriden ve dışarıdan baskılarla çökertilmesi sonrası panik havası körüklendi. Hisse senedi fiyatları adeta yerlerde sürünmeye başladı. Aynı şekilde bu oyun sonrası Rusya'nın önde gelen oligarklarının ve Körfez ülkelerinin zengin prenslerinin petrolden elde ettikleri büyük paralar yok edildi. Biz bu oyunu iyi okuduğumuz için şu an 'krizden çıkılıyor' açıklamalarını şaşkınlıkla karşılamıyoruz. Gelişmeler tahminlerimiz doğrultusunda gerçekleşti. Gelişmekte olan ülke borsaları mayıs ayına kadar yükselişlerine devam ettiler. Çin Borsası yüzde 58, Rusya 53, Arjantin ve Brezilya borsaları yıl başından bu yana yüzde 36 yükseldi. İMKB endeksi ise yüzde 22 yükselirken, büyük borsalar son haftalarda toparlansalar da henüz prim yapmadı.
Geçen hafta 35 bin puana yaklaşarak sürpriz olarak nitelendirilebilecek bir atak yapan, ama aynı gün çok sert bir düşüş yaşayan Borsa'da yükseliş sona erdi mi, yoksa bu bir nefes alma hareketi miydi? Öncelikle işlem hacmindeki aşırı yükseliş, bir tehlike işareti olarak görülebilir. Kısa sürede yüzde 40'a yakın yükselen endekste bir süre önce düşük maliyetlerden alım yapan yabancıların kar satışı eğilimine girme ihtimalleri tedbirli olmayı gerektiriyor. Öte yandan büyük borsaların henüz yükselişe katılamamış olması ve Latin Amerika, Rusya ve Çin borsalarının yüzde 50 yükselmeleri gibi faktörler ciddi bir düzeltmeyi engelliyor. Ayrıca IMF anlaşması beklentisi başlı başına bir spekülasyon sebebi oldu. Yatırımcılar fon ile anlaşmayı değil, bu beklentinin sürmesini temenni etmeye başladı. Bu sebeple 2009 yılı bütününde piyasalarımızın olumlu seyrini sürdürmesini beklemekle birlikte, hisse seçimlerinde dikkat etmek gereken bir döneme giriyoruz. Endeks 32 bin puanın altına gerilerse 29.500 puanı destek görecektir. Bundan sonraki yükseliş hareketlerinde kısa vadede geçen hafta perşembe günü yaşanan dalgalanmaya benzer hareketler gözlenecektir. Tavsiyem, yıl başından bu yana yükselişe katılmayan ancak beklentisi olan hisselere dönerek veya ciddi yükselişlerde satış yaparak düşüşlerde alım için fırsat kollamak yönünde olacaktır.
Petrol fiyatları, yaz aylarında zirveye ulaşır
2009 başlarında 40 dolar civarında hareket eden petrol fiyatları, geçen hafta yüzde 11 yükselerek 58 doları geçti. Petrol 4 ayda yüzde 32 yükseldi. Hatırlayacaksınız, 2008'de 70-80 dolar civarındayken bir anda spekülatif etkilerle fiyatlar adeta çıldırmış, temmuz ayında da 147 doları bulmuştu. O tarihlerde petrol üreten bazı ülkelerin yetkililerinin spekülatif açıklamalarının yanı sıra yatırım bankaları ve büyük spekülatörlerin oyunlarıyla aşırı bir şekilde manipüle edilen petrol fiyatlarındaki oynaklık bir süre devam etmişti. Daha sonra manipülasyonların ortaya çıkarılmasıyla fiyatlar düşüşe geçmişti. Hatta fiyatların yükselişinde etkili olan yatırım bankası Lehman Brothers'ın iflası sonrası fiyatlar düşüş eğilimini sürdürmüştü. Hiç şüphe yok ki ekonomilerin 2009'da daralma eğilimine gireceği ve petrol talebinin kısılacağı ve dolardaki yükseliş eğilimi gibi faktörler şubat ayında fiyatları 34 dolara kadar çektiyse de bu hareket kısa sürdü. Yükselişe geçen petrol fiyatları daha şimdiden 60 dolara yaklaştı. Yaz aylarında zirve noktalarına doğru yükseleceğini düşündüğümüz petrol fiyatlarının 70-80 dolarlar seviyelerini bulabileceğini tahmin ediyorum.
Site adresi: https://www.finansingundemi.com/haber/2009-hissecilerin-yili-mi-olacak/258322