Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı Başkanlığı görevinden mart başında ayrılıp Brookings Enstitüsü'nde başkan yardımcılığına gelen, Sabancı Üniversitesi ve Akbank Danışma Kurulu Üyeliği görevlerini de üstlenen Kemal Derviş, bankaların ve finans sektörünün sağlığı düzelmezse ikinci bir kötüleşme dalgasıyla karşı karşıya kalınabileceği uyarısında bulundu. Derviş, CNN Türk için verdiği özel mülakatta krizden sonrası için tavsiyelerde bulundu. Yaşanan bunalımı hiçbir ülkenin tek başına atlatamayacağını söyleyen Derviş, tüm dünyanın el ele verip bir şekilde atlatması gerektiğini belirtti. Derviş, "Biz dış satıma çok önem veren bir ülke olduk. Hakikaten önemli ihracat. Şimdi bütün dünyada kimse bir şey almıyorsa yani o zaman bizim de yapacağımız çok fazla bir şey yok" dedi. "Bir ülkenin iç barışı böyle dönemlerde çok önemli olur. Toplumda rekabet olur. Ama Türkiye'nin, işveren, işçi, sivil toplumu ve siyasi sistemiyle birlikte hareket etmesi, birbirimize destek olmamız çok önemli" diyen Derviş, bu tip bunalımların ciddi toparlanma fırsatları verdiğine de dikkat çekti. Derviş, "2001'de de öyle olmuştu. Kronik sorunlar vardı. Kriz sayesinde bunların bazılarını düzeltebildik" diyerek krizin bu şekilde kullanılması gerektiğini ve yatırım hacmini artıracak önlemler alınmasının şart olduğunu vurguladı. İç tasarruf yatırım finansmanı Derviş, Türkiye'nin krizden çıkış sürecinde işsizlikle mücadele edebilmesi için üç kuvvetli politika devreye sokmasını önerdi: "Uzun vadeli büyümenin sırrı, Asya'daki gibi yüksek boyutta yatırım ve bunun finansmanı için de iç tasarruf. Cari açıkla ithal edilen dış tasarruf değil, iç tasarrufla finanse edebilmemiz lazım. 10-15 yıldır bir büyüme için, gençlerine kaliteli iş sağlayabilmesi için Türkiye'de yatırım oranlarının yüzde 30-35 oranında olması gerek. Bunun yüzde 95'ini de iç tasarrufla finanse etmemiz gerek. Asya'nın büyümesi ancak böyle yakalanabilir." "Kurun aşırı değerli olması istihdam için yararlı değil, aynısını Asya ülkelerinde de görüyoruz" diyen Derviş, "Kurun Türkiye'nin rekabet gücünü destekleyici bir seviyede uzun vadede var olması gerekli" dedi. Cari açığı yüksek olan zor düzelecek Derviş, küresel krize rağmen Çin'in yüzde 6,5, Hindistan'ın yüzde 5,5 büyüyeceğine dikkat çekerek "Güney Amerika belki yüzde sıfır büyüyecek ama büyük bir dağılma orada da yok. Doğu Avrupa sıkıntılı. Özellikle çok yüksek cari açık veren ülkelerin bu krizden daha büyük darbe aldığını görüyoruz. Yıllardır cari açığın büyümesine göz yuman ülkeler daha zor durumda. Büyümeye geçiş doğrudan cari açıkla bağlantılı olacak" dedi. Amerika'nın ve Avrupa'nın uyguladığı mali genişlemenin etkisinin görülmeye başladığını belirten Derviş "Düzelme sürecinin devamını bankaların durumu belirleyecek. Bankaların ve finans sektörünün sağlığı düzelmez ise şu anda gördüğümüz iyileşme işaretleri geçici olabilir ve ikinci bir kötüleşme dalgasıyla karşı karşıya kalabiliriz. Bankalarda toparlanma mali genişlemeyi destekler hale gelirse bu kötü ihtimali atlattık diyebiliriz" dedi.