Özince, Uludağ Üniversitesi İktisat Topluluğu tarafından Bursa Ticaret ve Sanayi Odası'nda düzenlenen “1. Uludağ Ekonomi Zirvesi” kapsamındaki “Küresel Finans Krizi: Doğuşu, Etkileri ve Yeni Finansal Mimarı” başlıklı oturumda bir konuşma yaptı. Türkiye'deki bankalarda mevduat vadesinin 33 günden 28 güne indiğini anımsatan Özince, “Kredi musluklarına gelen kaynağın vadesi azaldı. Yani sular kesilmeyecek, kesik değil ama su miktarı az. Bankaların kaynağı topladığı mevduatı, kredi olarak aktarır. Mevduat dışında genellikle yurt dışından kredi alır. Kaynaklar daralıyor ve vadesi kısalıyor. Hep birlikte mevduatların vadesinin uzaması için harekete geçmeliyiz ve üzerimize düşeni yapmalıyız. Sistem üzerine yatırım yapılmalı” diye konuştu. Motor değişmeli! Özince, dünyanın 20 büyük ekonomisi arasına giren Türkiye'nin büyük ve genç bir ülke olduğunu belirterek, şöyle devam etti: “Ama mesele şu ki; bizim ekonomimizi götürecek büyüklükte bir motorumuz yok. Finans sektörünün GSYİH’ye oranı nedir? Yani ekonomiyi götürecek motorun büyüklüğü nedir? Gelişmekte olan ülkeler ortalamasının altındadır. Demek ki, motor küçük veya ekonominiz büyük. Motoru revize etmeniz gerekiyor. Türkiye'deki finans piyasasının büyütülmesine yönelik daha liberal, daha rekabetçi ve cazip hale getirecek kurallar bütününden başka hiçbir düşüncemiz yok.” Mevduat dışarı gidiyor! Dünyanın en güçlü banka sermayedarlarını Türkiye'ye getirdiklerini anlatan Özince, buna karşın reel sektörün işlerinin büyük bölümünü yurt dışına götürdüklerini söyledi. Reel sektörün yurt dışından borçlarının Türkiye'ye risk olduğundan söz edildiğini belirten Özince, “Neden reel sektör yurt dışından gidip de borç alıyor? Bunun en önemli nedeni Türkiye'deki mevduat, olumsuzluklardan dolayı yurt dışına gidiyor. Türklere ait çok ciddi tasarruflar yurt dışında. Bunların geri gelmesi için, uygun şartların oluşturulması gerekir. Sermaye piyasası özel sektöre açılmalıdır. Sermaye piyasasında özellikle sabit getirili kıymetler, tahvil piyasasının mutlaka özel sektörün ihraç yapabileceği duruma getirilmesi gerekir. Önümüzde bu konuda ciddi fırsatlar var. Bunların oluşması bankacılık sektörüne büyük yarar sağlayacaktır” dedi.