Yazdır

ÇEK SAHİPLERİNİ SEVİNDİREN BANKACI

Tarih: 29 Nisan 2009 - 13:06

Akbank, rekabetin sınırlarını zorlayarak, çek bozdurmada ve şubeden havalelerde komisyonu 1 TL’ye düşürdü. Bu uygulamanın amacı ne ve ne zamana kadar devam edecek? Bankanın bu rekabetiyle ücret ve komisyon gelirleri ne kadar düşecek? Akbank Genel Müdür Yardımcısı Galip Tözge, Para Dergisi'ne...

BARIŞ BEKAR / [email protected] KRİZ bir türlü gündemden düşmüyor. Bu gidişle düşecek gibi de görünmüyor. Biz ekonomi gazetecileri olarak artık bu durumu kanıksadık. Hemen her yerde krizle ilgili sorulara muhatap oluyoruz. Biz de doğal olarak bu soruları görüştüğümüz sektör yetkililerine aktarıyoruz. Yani bir yer de kamuoyunun elçisi görevini üstleniyoruz... Akbank’ın genç genel müdür yardımcılarından Galip Tözge’yle söyleşimize başlarken de önce ekonomik krizi soruyoruz. Bir bankacı olarak ekonomik krizle ilgili ne düşünüyor? Kriz ne zaman bitecek?.. Tözge, “Umarım 2009’un ikinci yarısından itibaren bu umutsuz hava dağılır ve pozitif beklentiler içine girilir” sözleriyle başlıyor. Tözge’ye göre, pozitif beklentiler toparlanmamızı hızlandıracak. İnsanlar da kendilerine güvenip harcamaya başlayacak. Galip Tözge’yi bu sayfalara konuk etmemizin nedeni krizi sormak değil elbette. O bankacılık sektöründe epey ses getiren bir uygulamanın fikir babası... Hatırlanacağı gibi Akbank, radikal bir karar alarak çek ve havale komisyonlarını 1 TL’ye indirdi. İşte bu uygulama Tözge’nin öncülüğünde hayata geçirildi. Banka, bu uygulamayı olabildiğince uzun sürdürerek yeni müşteriler kazanmayı amaçlıyor. Tözge, “Belki bu şekilde ücret ve komisyon gelirlerinden önemli bir fedakarlık yapmış oluyoruz. Ancak bu yolla reel sektör üzerindeki yükü azaltmış oluyoruz. Yani bir yerde moral motivasyon katkısı da söz konusu” diyor... Sektörde ve Akbank’ta bireysel krediler ne durumda? İlk üç aylık göstergeler ve beklentiler neyi gösteriyor? 2009’un ilk çeyreğinin sonlarına doğru yurtdışı ve yurtiçi piyasaların stabilize olmaya başlaması ve bankaların fonlama maliyetlerindeki azalma, beraberinde kredi faizlerinde de düşüş getirdi. Bu düşüş tüketicinin kredi maliyetini azalttı ve çeyrek sonunda talep bir miktar canlandı. Hükümetin ÖTV ve KKDF indirimine dayalı ekonomik önlem paketleri de iç talepte kayda değer bir artış yarattı. Ürün fiyatlarında yaşanan düşüşe paralel olarak KKDF indirimi ve son dönemdeki kredi faiz indirimleri tüketicilerin alım gücünü artırdı ve neticesinde kredi piyasası yılbaşına göre hareket kazandı. Ancak yine de tüketici talebinin henüz istenilen ölçüde arttığı söylenemez. Sizce kredilerdeki büyüme sürecek mi? Elbette. Piyasadaki olumlu havanın devam etmesi durumunda kredi pazarı büyüme yönünde bir seyir kazanacaktır. Ancak mortgage ve taşıt kredilerinde 2008 sonlarında başlayan ve perakende sektöründeki daralmadan da kaynaklanan yavaşlamanın önümüzdeki dönemde hemen beklentileri karşılayacak nitelikte bir büyümeye döneceğini öngörmüyoruz. Diğer yandan, tüketicilerin nakit ihtiyaçları devam edeceği için ihtiyaç kredileri pazarında yavaşlama beklemiyoruz. Bankalar için en karlı ürünlerin başında gelen ihtiyaç kredilerinde önümüzdeki dönemde rekabet daha yoğun hissedilecektir. Bireysel kredi faizlerindeki düşüş sürer mi? Yılbaşından bu yana TCMB’nin faiz indirimlerine bağlı olarak kredi faizlerinde düşüş trendi görülüyor. Ancak yılın kalan döneminde faiz oranlarında çok fazla değişim öngörülmüyor. Uzun vadeli konut kredisi faizlerindeki düşüşse piyasalarda beklentilerin iyileşmesi ve belirsizliklerin azalmasıyla mümkün olabilir. Bu faiz oranlarıyla kredi kullanmak avantajlı mı? Bireysel kredilerde ihtiyaç kredisi talebi her dönemde yoğun olarak görülüyor. Bankalar ihtiyaç kredilerine özel kampanyalar hazırlayarak tüketici taleplerini avantajlı oranlarla karşılıyor. Öte yandan, faizler düşecek diye konut taleplerinin ertelenmemesi gerektiğini düşünüyoruz. Çünkü faizlerdeki genel düşüş beraberinde konut fiyatlarında artış getiriyor. Bu yüzden tüketiciler, bütçelerine uygun evleri bulduklarında taleplerini ertelememeli. Maliyetler doğru hesaplanmak kaydıyla her dönemde kredi kullanılabilir. Peki ticari kredilerde durum ne? Türkiye, 2001 krizinden sonra çok iyi bir momentum yakaladı. Büyüme oldukça iyiydi. Reel sektör de bundan payını almak için kapasite yatırımlarını artırdı. Örneğin tekstilde, imalat sanayiinde, nakliyat sektöründe, ihracat tarafında yatırımlar yapıldı. İç ve dış talebi beslemek için bu yatırımlar yapıldı. Bu krizde iki büyük talepte hasar oluştu. Özellikle KOBİ’lerde bu yıl yatırım kredisi olmaz. Olursa bile çok istisnai olur. Dolayısıyla bu yıl yatırım kredilerinde artış beklemiyoruz. Dediğimiz gibi, daha önce yatırımların fazla yapılması ve şimdi yapılacak arzı karşılayacak talebin olmaması kredileri durduruyor. Bu dönemde mevcut kredileri korumak önemli olacak. 2000-2007 döneminde ticari krediler ortalama yüzde 25 büyüyordu. Şimdi o rüzgar bitti. Bu kriz ortamında çek ve senet komisyonlarını 1 TL’ye indirdiniz. Bu uygulamanın ana nedeni nedir? Global kriz geçen yıl temmuz-ağustos aylarında başlamıştı. Ama vatandaşın gerçek anlamda hissetmesi iki bayram arasında oldu. Öncelikle belirtelim; dört büyük bankadan biri olduğumuz için sektöre yön verme pozisyonumuz var. Biz kendimize iki amaç belirledik. Birincisi reel sektörün üzerindeki yükü azaltmaktı. “Banka olarak ne yapabiliriz” dedik. Çok şubeli bir banka olduğumuz için iki önemli fonksiyonumuz var: Para gönderme ve çek-senet tahsilatı. Bu iki fonksiyonu özellikle seçtik. Çünkü tabiri caizse 7’den 70’e bireylerin tüm ortak paydasıdır para yollamak. İkincisi ise bankalar nakit akışına aracılık eder. Piyasada bunu ucuza yapmanın olumlu etkileri vardı. Bu yolla piyasaya moral motivasyon sağlıyorsunuz. Üçüncüsü de bankalar aynı zamanda yarı resmi kurumlardır. Mevduat topluyoruz, birçok kamu kurumu yerine işlem yapıyoruz. Örneğin vergi ödemelerini, sosyal güvenlik kurumu primlerini, fatura ödemelerini alıyoruz. Burada da işlem maliyetlerini düşürmek gerekiyor. Bizim müşteri tabanımız çok geniş. Ama bunu daha da genişletmek istiyoruz. Kampanyayla yeni müşteri anlamında istediğiniz hedeflere ulaştınız mı? Ben bu kadar ilgi göreceğimizi beklemiyordum. Ticaret odaları, meslek odaları, sanayi odaları, esnaf sanatkar odaları dahil birçok kesimden teşekkür aldık. Bu da önemli bir gelişme. Maliyet kısmına gelirsek... Bu uygulamayla ne kadar fedakarlık yapıyorsunuz? İşin hesap kısmına bakıldığında, bankalar arasında maliyet açısından fazla fark yok. Şubeden şubeye para göndermenin maliyeti ortalama 25-30 TL. İnternet ve çağrı merkezlerinde bu rakamlar 3-5 TL’ye düşüyor. Bizde şu anda para gönderme işlemi bütün kanallarda 1 TL. Bakıldığında kısa vadeli bir komisyon kaybı var. Ama bizim planımız, artan hacim ve yeni müşteri kazanımı yoluyla bunun bir kısmını kompanse etmek. Sonuç olarak biz gelirlerimizden feragat ederek o söylediğimiz iki amaca hizmet etmiş olacağız. Bir taraftan da ticari faaliyetlerin tetiklenmesini istiyoruz. Bu kampanya bu işe de yarayacak. Para gönderme işleminin hacmi ne kadar? Burada da iki sistem var. Biri, EFT dediğimiz farklı bankalar arasındaki para transferleri. Bu işlemlerde arada Merkez Bankası olduğu için belli bir maliyet söz konusu. Diğeri ise havale sistemi. Bu da bir bankanın kendi şubeleri arasında yapılır ve hacmi çok yüksektir. Bu hacmin yüksek olmasında bireysel ve ticari ihtiyaçların çok çeşitli olması önem taşıyor. Bizim gibi bankaların gün içinde yaptığı en fazla ve en temel faaliyet havaledir... Rakipleriniz bu kampanya sonrası sizi takip etti mi? Şu ana kadar rakiplerimizden karşı bir kampanya görmedik. Açıkçası karşılık verilmesi biraz zor bir kampanya. Neden? Sizin kadar güçlü bir banka yok mu? Bunun altında önemli bir fedakarlık yatıyor. Açtığımız yeni hesaplardan ve işlem hacimlerinin artmasından ben rekabetten pay almaya başladığımızı hissediyorum. Ama yeni müşteriyi hangi bankadan alıyoruz, bunu teknik olarak ölçmek çok zor. Bu kampanyanın bitiş tarihi nedir? 30 Eylül 2009 olarak belirlendi. Ama kampanyanın sonuçları bizi mutlu ederse süreyi uzatmak da elimizde. Başka banka çekini de 1 TL’ye bozuyor Türkiye, bireysel çek kullanımında gelişmiş ülkelerin oldukça gerisinde kalıyor. Galip Tözge, çek işlemleri ve çek komisyonlarıyla ilgili şu bilgileri veriyor: “Bizde çek denildiğinde genelde ticari faaliyetler akla geliyor. Oysa birçok ülkede nakit para gibi kullanılıyor. Çek komisyonlarına gelince... Müşterinin bankayla ilişkisine göre değişebiliyor. Bazı bankalarda çek komisyonu 9-10 TL arasında değişiyor. 25-30 TL alanlar bile var. Bildiğim kadarıyla bu işlemlerde 1 TL’ye inen banka pek yok. Bir çekin tahsilatında ortalama maliyet de 10 TL civarında. Akbank’ın kampanyasında başka bankaların çeklerinin de 1 TL’ye tahsil edilmesi gibi bir özellik var. Normalde diğer banka çeki tahsilatı daha pahalıdır. Çünkü tıpkı EFT’de olduğu gibi arada Merkez Bankası var.”
Site adresi: https://www.finansingundemi.com/haber/cek-sahiplerini-sevindiren-bankaci/258026