Yazdır

TÜRK BANKALARINDA 3.8 MİLYAR $ ERİDİ

Tarih: 24 Mart 2009 - 09:59

Ekonomist dergisi, Türkiye'de yabancılara satılan bankaların satış fiyatlarıyla, bugünkü değerlerini karşılaştırdı.

Türk bankalarında 3.8 milyar dolar eridi Son dört yılda Türkiye’de sekiz halka açık banka yabancılar tarafından satın alındı. Satın alma dönemindeki değerlere göre Garanti Bankası’na yatırım yapan GE haricindeki yatırımcılar, zararda. Özellikle yabancı ortağı sorun yaşayan bankalardaki erimeler dikkat çekici boyutlarda. Kayıp, 3.8 milyar doları bulmuş durumda. Yine de yatırım uzmanları kısa vadede zararlar söz konusu olsa da uzun vadede yatırımların karlı olacağını bekliyor. Son dönemde global krizin etkisiyle yabancı bankalarla ilgili birçok haber geliyor. Bu haberlerin birçoğu da Türkiye’deki yabancı ortaklı bankaları yakından ilgilendiriyor. Çünkü ortaklarla ilgili gelişmeler, söz konusu bankaların İMKB’deki hisselerinin seyrini de etkiliyor. Bankacılık sektöründeki ilginç gelişmelerden biri de Citigroup ile ilgiliydi. Dünyanın en büyük bankası Citigroup, Akbank'ın yüzde 20'sine 2006 yılında 3.1 milyar dolar ödemişti. Üç hafta önce ise Citigroup'un değeri, hisselerini aldığı Akbank'ın değerinin altında indi. Citibank, Akbank’ın hisselerini aldığı dönemde piyasa değeri 250 milyar doların üzerindeydi. Öte yandan Türk bankaları 2001 yılından sonra mali yapılarını güçlendirerek krize karşı daha dayanıklı bir yapıya kavuşmuş olsa da piyasa değerleri krizle birlikte ciddi erimelere sahne oldu. Biz de yabancı ortakların yaşadıkları sıkıntılar ve bankaların piyasa değerlerindeki erimelerden yola çıkarak satın alma dönemindeki piyasa değerleriyle, son piyasa değerlerine baktık. Yabancı yatırımcıların, hisseleri satın aldıkları döneme göre ellerindeki banka hisselerinde piyasa değeri açısından ne kadar kayba uğradıklarını araştırdık. 3.8 milyar dolarlık kayıp Yaptığımız çalışmaya göre yabancı ortaklı ve halka açık sekiz Türk bankasında ortaklığın gerçekleştiği tarihten bu yana 3.8 milyar dolarlık bir değer kaybı söz konusu. Haberimizin tablosundan ve dipnotundan anlaşılacağı üzere, yatırım yapılan halka açık sekiz Türk bankasından sadece Garanti Bankası’nda bankaya ortak olan General Electric’in (GE) karlı bir işlem yaptığı görünüyor. Zaten General Electric Türkiye Genel Müdürü Kürşat Özkan da global olarak GE Capital’in elinin en rahat olduğu yatırımın Türkiye’deki Garanti Bankası olduğunu açıkladı. Türk bankalarıyla ortaklık konusunda yabancıların yaptığı diğer işlemlerde ise yabancılar eksi değerde bulunuyor. Oran olarak özellikle Şekerbank’ın ortağı Turan Alem’in ciddi kayıpta olduğu anlaşılıyor. Fortis Türkiye’de ise yabancı ortağının yaşadığı finansal sıkıntıların hisse değerini de olumsuz etkilediği görülüyor. Yabancı ortağı sorun yaşamayan bankalardaki erimeler ise daha sınırlı. Şimdi mutsuzlar “Stratejik yatırım amaçlı satın almalar yapan yabancı bankaların uzun vadeli vizyonu olduğunu ve bu dalgalanmaların, bu bankaların yatırımlarıyla ilgili pişmanlık yaratmayacağını düşünmek, içinde bulunduğumuz ekonomik koşullar altında naiflik olur” diyen EFG Yatırım bankacılık analisti Mete Yüksel, şöyle devam ediyor: “Böylesi yatırımları finanse eden fonların bol ve uygun fiyatlı olduğu geçen beş yıllık zaman içinde özsermayelerin üç katından fazla fiyatlar ödenen bazı bankaların bugün özsermayelerinin altında fiyatlanmaları, stratejik yatırımcıları memnun etmiyor.” Birkaç istisna dışında bu yabancı bankaların tamamına yakının kamulaştırılmış veya devletten sermaye desteği alıyor olduğunu anımsatan Yüksel, “Tekrar o döneme geri dönme fırsatları olsaydı, bu yatırımları yine yaparlar mıydı, ona bakmak gerekiyor” diyor. Türkiye'de büyük bankaların yabancı bankalar/yatırımcılar tarafından alındığı 2005-2007 dönemindeki global yatırım anlayışı ve iştahını, bugünkü değerlemeler ile birebir karşılaştırmanın çok da doğru olmadığını düşünen Raiffeisen Investment AG Yönetici Direktörü Gökçe Kabatepe ise “Türkiye'deki bankalara ortak olan yabancı bankalar, uzun vadeli stratejiler doğrultusunda, belirli bölgelerde ağırlıklarını artırmak amacıyla bu yatırımları yaptı” diyor. Stratejik yatırım Bu yatırımlarda esas amacın kısa vadeli pozisyon karı değil uzun vadeli stratejik getiri olduğunu ifade eden Kabatepe, sözlerine şöyle devam ediyor: “O dönemde Türkiye'de ciddi bir oyuncu olmak için bu satın almaları yapmak şarttı. Ayrıca stratejik anlamda da rakiplerin önüne geçmek veya onların bu bölgede gücünü artırmasını engellemek amacıyla da yapılan bazı yatırımlar vardı. O yıllarda, büyük bir Türk bankasına ortak olmadığınızda bir rakibinizin ortak olarak daha da güçleneceği aşikardı.” O dönemden bugüne bu ortaklıkları kuran birçok bankanın da global krizin etkisiyle aynı oranda hatta birçoğunun daha yüksek oranda değer kaybettiğini söyleyen Kabatepe, bu süreçte, bu değerleme kayıplarının Türkiye'ye has bir durum olmadığını ifade ediyor. Kabatepe, sadece değerlemelere bakarak bu yatırımların yanlış olduğunu söylemenin ise doğru olamayacağı kanısında. Türkiye avantajlı Bankacılık sektörüne giren yatırımcıların doğru davrandığını düşünen Ak Yatırım banka analisti Hakan Aygün, Türk bankalarında yatırımcıların maksimim yüzde 50 kaybettiğini söylüyor. Bu oranın çok daha fazlasının Orta Avrupa bankalarına yatırım yapılarak ya da toksik aktifler nedeniyle oluştuğunu anımsatan Aygün, “Söz konusu bölgelerde bu konularda toparlanma da olmayacak ya da bize göre çok daha uzun zaman alacak” diyor. Yüksel ise Türk bankacılık sisteminin olumlu taraflarını şöyle sıralıyor: “Kredi penetrasyonunun düşüklüğü, karlılık seviyesinin bütün bu yaşananlara rağmen hala tatminkar olması, nüfus artış hızı ve demografik yapı uzun vadede bankacılık için fırsatlar yaratacak.” Bu yapılanma ve şu anki değerlemelerle ilgili olarak ise Yüksel, şunları belirtiyor: “Bu durum, bugüne kadar Türkiye pazarına girmemiş veya halihazırda pozisyonu olup birleşme teşviklerinden yararlanmak isteyen bazı stratejik yatırımcı bankalar için beş yılda amorti edebilecekleri cazip yatırım fırsatları yarattı.” Türkiye’nin en önemli avantajının büyüme vaat eden bir piyasasının varlığı olduğunu söyleyen Aygün de “Bireysel bankacılıktaki büyüme potansiyeli, Ortadoğu’da merkezi bir coğrafyada yer alınması, enerji yolları üzerinde bulunması, Türkiye’nin önemli avantajları. Ancak kriz sona erdiğinde finansal liberalizasyon ne ölçüde devam ettirilecek. Bunu kestirebilmek güç” diyor. Talip Yılmaz/EKONOMİST
Site adresi: https://www.finansingundemi.com/haber/turk-bankalarinda-38-milyar-eridi/257054