TÜRK BANKACILIĞI İYİ KONUMDA
Tarih: 23 Ocak 2009 - 23:49
BDDK Başkanı Tevfik Bilgin, Türk bankacılık sisteminin, dünyanın isim yapmış bir çok bankasına ve geçmişe göre çok farklı ve iyi bir konumda olduğunu söyledi.
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu (BDDK) Başkanı Tevfik Bilgin, Türk bankacılık sisteminin bugün dünyanın isim yapmış bir çok bankasına ve geçmişe göre çok farklı bir konumda bulunduğunu, bununla gurur duyduğunu söyledi.
Bilgin, "Şu anda, dünyanın anlı şanlı zamanında, New York'ta ya da
Londra'daki merkezlerinden randevu alamadığımız bankaların rasyoları yüzde 6'ya
inmiştir. Ama bizim sitemimizin kasım sonu itibariyle ortalama sermaye yeterlilik
rasyosu, yüzde 17,5'tir" dedi.
Ege Sanayicileri ve İşadamları Derneği (ESİAD) tarafından düzenlenen
"Bankacılık Sektörü Penceresinden 2009 Yılı" konulu toplantıda sunum yapan BDDK
Başkanı Bilgin, küresel krizi ve Türk bankacılık sisteminin durumunu
değerlendirdi.
Küresel krizin gelinen noktasında, ABD ve Avrupa açısından
farklılıklarının ortaya çıkmaya başladığını, karar almadaki dağınıklığı nedeniyle
Avrupa'da kriz etkilerinin, ABD'ye göre gecikmeli ortaya çıkacağını anlatan
Bilgin, bu durumun, Türkiye'yi de en büyük ticari partnerinin Avrupa olması
dolayısıyla etkileyeceğini ifade etti.
Bilgin, bugün için küresel krizde Türkiye'nin en büyük sorununun,
Avrupa'daki "genç portföy yöneticileri" ve bunların Türkiye'yi, Ukrayna,
Macaristan gibi ülkelerle ele alması olduğunu vurguladı.
Türk finans sisteminin yüzde 80'ini bankaların oluşturduğuna işaret eden
Bilgin, Türk bankacılık sisteminin 2008 yılı kasım ayı itibariyle 720 milyar TL
büyüklüğe eriştiğini, kişisel olarak bunun yıl sonu itibariyle 750 milyar TL'yi
geçmesini beklediğini belirterek, şöyle konuştu:
"2008'de bankacılık sistemimiz, ocak başından kasım sonuna kadar yüzde
25 büyümüştür. Aralık sonu itibariyle kredilerimiz 373 milyar TL'dir. 2007 sonu
itibariyle karşılaştırdığımız zaman, kredilerimiz yüzde 31 artmış. Bankacılık
sisteminde karımız kasım sonu itibariyle 12 milyar TL'dir. Geçen yıl bu 15
milyardı, bu yıl sonu itibariyle de 15 milyarı yakalayamazsak bile 14 milyar TL
kar elde etmeyi bekliyoruz."
-"BANKACILIK SİSTEMİ 2001'DEN SONRA BÜYÜK DEĞİŞİM GÖSTERDİ"-
Türk bankacılık sisteminin 2001 yılından sonra büyük değişim
gösterdiğini, bu değişimin en önemli unsurunun kredilerde yaşandığını ifade eden
Bilgin, 2001'de yüzde 25-30 seviyelerinde olan mevduatın krediye dönüşümü
oranının 2008 aralık sonu itibariyle yüzde 84 olduğuna işaret etti.
Bilgin, kullandırılan bu kredilerin üçte birinin bireysel, üçte ikisinin
KOBİ ve kurumsal krediler olduğuna, ayrıca takipteki kredi oranının yüzde 3,5
olduğuna dikkati çekti.
Bankaların sağlıklı bir yapıya sahip olup olmadığına bakılırken en
önemli, hatta bir bankanın fona devredilmesinde temel teşkil eden rasyonun, o
bankanın sermaye yeterlilik rasyosu olduğuna işaret eden BDDK Başkanı Bilgin,
sözlerini şöyle sürdürdü:
"Dünyada sermaye yeterlilik hedef rasyosu yüzde 8'dir. Şu anda, dünyanın
anlı şanlı, zamanında New York'ta ya da Londra'daki merkezlerinden randevu
alamadığımız bankaların rasyoları yüzde 6'ya inmiştir. Ama bizim sitemimizin
kasım sonu itibariyle ortalama sermaye yeterlilik rasyosu yüzde 17,5'tur. Elbette
ki, bu ileride biraz azalacaktır, ama bu rasyonun seviyesi bile gurur vericidir
ve tahminim bu aralık sonunda da çok fazla değişmeyecektir. Aralık sonu da dahil
olmak üzere sistemde 49 oyuncumuzun hiç birinin sermaye yeterlilik rasyosu, çok
samimiyetle söylüyorum, yüzde 12'nin altında değildir. Ayrıca bizdeki sermaye
yapısında çok farklı bir kalem var, bu paranın hemen hemen hepsi birinci sınıf
sermayedir. Batıdaki gibi ikinci, üçüncü sınıf sermaye değildir. Bu da ayrı bir
kalite oluşturuyor."
-"RİSKLERİMİZİ BİLİYORUZ"-
Tevfik Bilgin, tüm bu olumlu tablolara rağmen Türkiye'nin ve bankacılık
sisteminin dünyadan bağışık düşünülemeyeceğini belirtti. Talebin, ihracatın
düştüğü, büyümenin yavaşladığı bir ortamda ilk etkilenecek sektörlerden birinin
de bankacılık sektörü olduğunu ifade eden Bilgin, şöyle devam etti:
"Bunu kabul etmeliyiz. Bunu kabul etmemiz, alacağımız tedbirler
anlamında çok önemlidir. Çeşitli risklerimiz var, ki bunları da biliyoruz. Zaten
bankacılık da risk alma sanatıdır. Bankacılıkta bir çok risk vardır. Likidite,
kredi, ülke, kur, faiz, mevduat ve bugünlere özgü fısıltı riski. Ama, bu dönemde
en önemli risk, kredi riskidir. Kredi riski üzerinde hassasiyetle durmamız lazım.
Önümüzdeki dönemde, özellikle reel sektördeki bir kısım kredilerin, bankacılık
sektöründe bir takım sorunlar yaşandığını, yaşayacağını göreceğiz. Ama biz,
94'ten 97'den 2000 kasım-aralıktan, 2001 şubatından farklı bir dönemdeyiz. Bunu
gururla söylüyorum. Gerçekten farklı bir dönemdeyiz. 4 aydır analistler test
ediyor, hala bir şey bulamadı. İnşallah böyle de devam edecek."
-BANKALARA "NOT EDİYORUZ" UYARISI-
Dünyada yaklaşık 1,5 yıldır etkileri görülmeye başlanan krizin, 15 Eylül
2008 tarihinde Lehman Brodhers'in iflası ile boyut değiştirdiğini ve asıl krizin
de bu tarihte baş göstermeye başladığını anlatan Bilgin, Türkiye'de de bankacılık
sistemine eleştirilerin bu tarihten itibaren artamaya başladığını söyledi.
Bilgin, bu dönemle birlikte "bankaların çekleri vadesinden önce işleme
koyduğu, kredileri geri çağırdığı" gibi şikayetlerin gelmeye başladığını
anımsattı.
BDDK olarak genel bazda, özel koşullar oluşmadığı sürece, mevzuatta
çekler için vade söz konusu olmamasına rağmen, vadesi gelmemiş çeklerin
süresinden önce işleme konulmasını, vadesi gelmeden kredilerin geri çağrılmasını
ya da kredi küçültmeyi, teminatları yükseltmeyi etik bulmadıklarını kaydeden
Bilgin, şunları söyledi:
"Şunun için etik bulmuyoruz; Bu dönemden hep beraber geçeceğiz. Reel
sektör ve finans sektörü olarak, bu dönem geçtikten sonra unutulmasın ki, güneşli
günler de var. Bu garipliklerde bulunan bankalarımız, hem kurumumuz tarafından,
ayrıca hem ilgili firmalar tarafından muhtemelen not edilmektedir, biz not
ediyoruz. Çok sesimizi çıkarmıyoruz ama kimsenin bizim reel sektörümüzü sebepsiz
yere rahatsız etmeye hakkı yoktur. Genel olarak konuşuyorum; Eğer bankanın özel
koşulu varsa elbette ki değerlendirecek ama Batıdaki ya da İstanbul'daki
merkezinden talimatla bu işleri yapan bankacılarımız varsa bunların, güneşli
günlerin de olduğunu bilmesi lazım."
Tevfik Bilgin, geleceğe dönük olarak yaptığı değerlendirmede de Merkez
Bankası faiz oranları ile banka faiz oranları arasındaki farkın giderek
azalacağına inandığını söyledi. Bu farkın piyasadaki tansiyonu ifade ettiğini
dile getiren Bilgin, bu tansiyon düştükçe normalleşmenin de daha hızlı olacağını
belirtti.
Küresel krizin en önemli etkisinin, tüm dünyada finansal sistem
mimarisinin yeniden şekillenmesinde yaşanacağını anlatan Bilgin, finansal sisteme
küresel olarak çok daha sert bir denetim getirileceğini sözlerine ekledi.
Site adresi: https://www.finansingundemi.com/haber/turk-bankaciligi-iyi-konumda/255363