Türkiye Kadın Girişimciler Derneği'nin üyelerine yönelik yaptığı aylık toplantılarının çarşamba günkü konuğu Suzan Sabancı gibi bir isim olunca KAGİDER Başkanı Gülseren Onanç'ın açış konuşmasında heyecanla söyledikleri öne çıkamadı. Onanç, Obama'nın gelişiyle kutuplaşmaların sona ereceğine, barışın hüküm süreceği bir dünyada yaşamanın gerçekleşebileceğine inanıyor. Hukukun üstünlüğü, yeni dönemde insan haklarından vazgeçilmeyeceği sinyalleri ve ekonomik krize nedenin açgözlülüğün olduğu iması Gülseren Onanç'ın beklentilerini yükseltmiş. Ama içerideki siyasi iradeden çok fazla memnun olduğu söylenemez. Hükümetten ekonomik krizle ilgili çözüm önerileri paketi bekliyor. Akbank Yönetim Kurulu Başkanı ve Murahhas Azası Suzan Sabancı'nın konuşması ise Kadın Girişimciler Derneği üyelerine olduğu kadar Türk, hatta Dünya kamuoyuna mesajlar içeriyordu. Kimileri iyimserlik boyutunu abartılı bulsa da Suzan Sabancı Dinçer dengeleri kollayan sorumluluklu bir konuşma yaptı. Sorunlu kredi az Son yılların en önemli küresel krizinin özellikle de Amerika'daki nedenlerini ve finansal etkisini, borsalardaki çöküşü, konut piyasasındaki değer kaybını sayılarla net bir biçimde ortaya koyduktan sonra Türkiye'deki durumun resmini çizdi: "Amerika ve Avrupa'dan farklılığımız, finans sisteminin krize hazırlıklı girmesi, mevduat tabanının yaygınlığı, gelişmekte olan ülke olmamız, dört beş yılda yaşadığımız ekonomik büyüme, Türkiye'nin az borçlu bir ülke olması, kredilerin GSMH'ye oranının yüzde 38, bireysel kredilerin yüzde 12, konut kredilerinin yüzde 4 olması, yani sorunlu kredilerin azlığı bizim şansımız. Global politikalardan etkilenmek kaçınılmaz olduğu için ekonomide durgunluk yaşanacak. Belki büyüme artı yarım puan seviyesinde olacak ama yılın son çeyreğinde ekonomi hareketlenecek. Kriz bitince en şanslı ülkelerden biri olacağız". Suzan Sabancı'ya göre büyük şirketler kriz bitince Türkiye'ye gelecek. Kaynak aktarılmak için hedef ülkeyiz. Bunun için de aşırı risk almadan yeni yatırımlar teşvik edilmeli, işgücü yaratılmalı. Sabancı, IMF ile doğru bir anlaşmanın yararlı olacağına, IMF'nin tüm dünya için olduğu kadar bizim için de önemli olduğuna inanıyor. Sabancı,"Krediyi de iç ekonomiyi, reel sektörü canlandıracak bir paket olarak alıyor olmamız lazım" derken sanırım girişimci kadınlara olduğu kadar hükümete ve IMF heyetine de mesaj vermek istedi. Dayanışma zamanı "Bugün eleştiri değil, el ele olma, dayanışma günü; Türkiye'nin önü açık" diyerek konuşmasına son verdi Suzan Sabancı Dinçer. Her ne konuda olursa olsun karamsarlığa kapılmanın kimsenin yararına olmadığına inananlardan olduğum için Suzan Sabancı'nın dediklerinin birçoğuna katılıyorum. Başkalarını bilemem ama söyledikleri benim içime su serpti. Bu konuda yalnız değildim, toplantıda konuştuğum Güral Porselen'den Sevim Güral Olgun ve daha birçok iş kadını kriz haberlerinden, felaket tellallığından hiç hoşlanmıyor, "Pozitif düşünceye ihtiyacımız var" diyorlar. Olumlu düşünceyi iyimserlik diyerek küçümsemezsek zor günleri daha kolay atlatır, sorunları çözeriz. Ancak birkaç ay önce krizden korkarak kılı kırk yararak işe yeni aldıkları kalifiye elemanları daha hiç performanslarını görmeden atmaları gerekiyor muydu onu bilemiyorum. Galiba o kararların, işten çıkardıkları yüzlerce kişinin yükünü uzun süre sırtlarında taşıyacaklar. MÜGE AKGÜN/REFERANS