BANKALARIN KEYFİ YERİNDE
Tarih: 29 Aralık 2008 - 09:09
Bankaların, dövizle ilgili borçları karşılığında Merkez Bankasında tuttukları yasal karşılıklar oranı düşürüldü. Muhtemelen, daha da düşürülecek.
Böylece, döviz bakımından bankaların elleri rahatladı; kullanabilecekleri döviz miktarları arttı. Artık, dışarıdan da daha rahat borçlanabiliyorlar. Dış kredilerinin borçlanamadıkları bölümünü de, daha kolay kapatma olanağına sahipler.
Merkez, faiz indirimine gitti. Muhtemelen, indirimler devam edecek. Böylece, bankalar, yılbaşı öncesi olmasına rağmen, yüzde 2 daha ucuza borçlanma, yüzde 2 civarında daha ucuza mevduat toplama olanağı elde etmiş bulunuyorlar. Rahat kredi verilemediği için, mevduat faizleri daha da düşecek gibi görülüyor.
Sonuçta, kredi vermeseler bile, bankaların karlılıkları sürecek ve bu yıl da , Türk bankaları ve Türkiyede faaliyette bulunan yabancı bankalar bakımından rahat ve oransal olarak krizden önceki kadar karlı bir yıl olacak.
IMF memnun
Hükümet ve Merkez Bankası, bankaların sorununu çözdü. İyi de yaptı; öncelikle, bunun yapılması gerekiyordu. Ancak, yapılması gerekenler, bununla bitmiyor. Çünkü, reel sektör hala kredilendirilemiyor.
IMFnin anlaşma ön koşulu, bankaların durumunun iyileştirilmesi ama reel söktörün daha da batmasına izin verilmesi olabilir. Bu durum, yabancıların işine gelirse de, bizim için felaket olur. Şimdiye kadar, üretmeden tüketmeye alıştık. İş yok ama kömür yardımı var. Ama, bu bir çıkış yolu değil.
Acilen, reel sektöre kredi verilmesini sağlayacak yeni açılımlarda bulunulması lazım.
Reel sektör hala kan ağlıyor
Merkezde tutulan bir kara liste var. Bir kez bile olsa, çekini ödemeyen bir kuruluş, ilgili bankanın bildirmesiyle, bu listeye alınıyor. Sonra da, adı bütün bankalara bildiriliyor. Bir şirket, kara listeye girmiş olan çekini ödemiş olsa bile, bir daha kara listeden çıkamıyor ve hiç bir bankadan kredi veya teminat mektubu alamıyor. Bu konunun sorumlusu olan BDDKnın, işi derhal düzeltmesi lazım. Böyle bir uygulama, dünyanın hiçbir yerinde yok.
Yapılması gereken, kara listenin tamamen kaldırılıp, yerine, puanlama sistemi getirilmesi. Yani, şirketin büyüklüğüne göre, ödemeyi unuttuğu çekin değerlendirilmesi. Bu değerleme yapılırken de, gecikme süresinin göz önünde tutulması. Kısacası, çekin değeri ile gecikme süresinin çarpılması sonucu ortaya çıkacak tutarın, şirketin sermayesine veya aktif büyüklüğüne olan oranını belirlenmesi; sonunda da şirketlere bir risk notu verilmesi. Bu risk notunun, eğer çok kötü değilse, kredi verilmesinde değil, kredinin fazi oranının belirlenmesinde kullanılması.
Öte yandan, banka yönetim kurulu üyeleri, o bankanın verdiği kredilerden batık olanlar için, tüm mal varlıkları ile sorumlu. Bu saçma. Çünkü, bankalar kredi vermek için kurulmuş. Kredilerin bazılarının batması da normal. Kriz dönemlerinde ise, batık kredi oranları yükseliyor. Bu düzenleme nedeniyle, özellikle kriz dönemlerinde krediler kılı kırk yararak verilmek zorunda. En iyisi hiç kredi vermemek. BDDKnın, bu konuda da hiç gecikmeden bir düzenleme yapması lazım.
Alınacak başka tedbirler de var.
YAMAN TÖRÜNER/MİLLİYET
Site adresi: https://www.finansingundemi.com/haber/bankalarin-keyfi-yerinde/254703