Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Katar merkezli Al Jazeera Arapça televizyon kanalına gündeme ilişkin değerlendirmede bulundu.
Gazze barış sürecinde gelinen aşamaya kolay gelinmediğini belirten Fidan, gelinen aşamada istenen her şeyin gerçekleşemediğine işaret ederek, şunları kaydetti:
"İnsani yardımlar belli miktar gidiyor ama giriş-çıkışlar yine sorun. Barış planında öngörülen maddeler çok fazla uygulanmıyor ve maalesef İsrail her gün Filistinli öldürmeye, şehit etmeye devam ediyor. Ama buna rağmen bir önceki savaşın şiddetine, kıyımın şiddetine baktığınız zaman şimdiki hali gerçekten insanlara bir nefes verir nitelikte olduğu için desteklediğimiz bir hal. Devam etmesi lazım. Daha ileriye götürülmesi lazım."
Barış planının ikinci aşamasında da atılması gereken adımlar olduğuna dikkati çeken Fidan, "Birincisi, ikinci aşama için Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi'nden bir karar çıkartılması konusu vardı. Onunla ilgili çalışmalar bitti, karar çıktı. Şimdi o kararda öngörülen bazı maddeler var. Onların hayata geçmesi gerekiyor." dedi.
Fidan, büyük sorumluluğun ABD ve Başkan Donald Trump'a düştüğünü vurgulayarak, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Bizim buradan büyük bir çabamız var. Katar, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri, Mısır, Ürdün herkes el birliğiyle, var gücüyle çalışıyor. Şimdi önümüzdeki günlerde bu konuda bazı adımların atılmasını bekliyoruz biz açıkçası. Özellikle Barış Kurulunun oluşturulması meselesi çok önemli. Yönetimin Filistinlilere devredilmesi meselesi, Hamas tarafından Filistinli bir teknik komiteye devredilmesi, o da önemli ve bir polis gücünün kurulması gibi çok konu var."
Uluslararası İstikrar Gücü'ne yönelik Fidan, "Cumhurbaşkanımızın (Recep Tayyip Erdoğan) siyasi iradesiyle Filistin meselesinin çözümünde, barışın sağlanmasında her türlü sorumluluğu Türkiye almaya hazır. Bölgedeki kardeşlerimizle, uluslararası paydaşlarla bu meselede her türlü sorumluluğu üstlenmeye hazırız. Bu konuda asker göndermek gerekiyorsa barış için onu da göndermeye varız." diye konuştu.
Fidan, BM Güvenlik Konseyi kararlarının bölgedeki bazı aktörlerin görüşünün alınması konusunda bir şart ileri sürdüğünü ifade ederek, "Burada tabii Filistin tarafı var, İsrail tarafı var. Savaşın iki muhatabı olan taraf. Orada tabii İsraillilerin de bu noktada belirli bir mutabakat göstermesi lazım. Burada bu mutabakat ortaya çıkar mı çıkmaz mı bakıyoruz." dedi.
"Suriye halkına uluslararası toplumun verdiği şansı İsrail vermek istemiyor"
Fidan, Suriye'de geçen bir yılı nasıl değerlendirdiğine ilişkin soru üzerine şunları ifade etti:
"Suriye halkı, son 15 yıldır savaşla, onların öncesinde de Esad rejimlerinin, hem babası hem kendisi, büyük zulmüyle çok sıkıntılı günler geçirdi. Şimdi çok şükür geldiğimiz noktada, hem bölge ülkeleri hem uluslararası toplum geçtiğimiz bir yıl içerisinde Suriye'nin yeni yönetimine, Suriye halkına el birliğiyle destek vermek, bir şans vermek için çaba içerisindeler, çalışıyorlar."
Suriye konusunda daha sistemli çalışılması gerektiğinin altını çizen Fidan, "Bu sabaha karşı Sezar Yasası Amerikan Meclisi’nde biliyorsunuz o da kaldırıldı. Yani Amerikan yönetimi aslında Suriye'nin kalkınmasının önündeki, ekonomik ilerlemesinin önündeki kendine düşen rolü yaparak engelleri kaldırdı. Avrupa Birliği de aynı şekilde adımlar atıyor. Bu konuda bizim iyimser olmamız gerekiyor." diye konuştu.
Fidan, İsrail yayılmacılığının Suriye'ye olan etkisine değinerek, "Bu kabul edilemez bir durum ama İsrail tıpkı Filistin meselesinde, Gazze Barış Planı'nda, Gazze'deki soykırımda olduğu gibi. Bütün dünyanın görüşü ve durduğu yer bir yana, İsrail bir yana. Yani İsrail, bu noktada dünyanın bütün milletlerinin düşüncesinin, talebinin tersine davranmakta bir beis görmüyor." diye konuştu.
Tarihin doğru tarafında olmak gerektiğine işaret eden Fidan, şunları kaydetti:
"Suriye halkına, uluslararası toplumun verdiği şansı İsrail vermek istemiyor. İsrail yönetimi, maalesef Netanyahu liderliğinde bölgedeki komşu ülkelerin zayıflığından kendisine güç ve emniyet çıkartıyor. Burada Suriye'nin geçtiğimiz bir yıl içerisinde uluslararası toplum tarafından destek görmesi İsrail'in çok hoşuna giden bir konu olmadı. Kendi tek taraflı güvenlik kaygılarını bahane göstererek güneyde işgale başlaması, kara birliklerini daha ileri götürmesi, yetmiyormuş gibi zaman zaman Şam dahil bombalamada bulunması tabii ki kabul edilemez bir durum."
Fidan, İsrail'in Suriye'deki yayılmacılığının, İsrail'e ve İsrail halkına getireceği bir fayda olmadığını vurgulayarak, "Bölgeye daha büyük bir kaos ve karmaşa getiriyor. Bu konuyu da Amerikalılarla yakından görüşüyoruz. Suriye yönetiminin, İsrail'le devam eden görüşmeleri var. Umarım İsrail, bu konuda artık frene basar ve bölgesel yayılmacılığın İsrail'in lehine olmadığını, daha büyük kargaşa ve kaosa hizmet edeceğini kendileri de görürler." ifadelerini kullandı.
Bakan Fidan'dan: SDG açıklaması
Bakan Fidan, AB Yüksek Temsilcisi Kallas ile görüştü
Yazdır