Türkiye genelinde zeytinliklerde yeni hasat heyecanı yaşanırken, bir önceki sezonun yüksek rekoltesi nedeniyle piyasada oluşan stok fazlası, zeytinyağı kalitesi konusunda bazı endişeleri de beraberinde getiriyor. Öte yandan taklit ve tağşiş ürünler de tüketicinin yanıltılmasına ve kaliteli zeytinyağına erişememesine neden oluyor.
Artan üretim maliyetlerinin yanı sıra asıl tehlikenin taklit-tağşiş ürünler, eski tarihli ve uygunsuz depolanmış yağlar olduğunu belirten Gemlik merkezli zeytinyağı üreticisi Oli Vogue kurucusu Pelin Canbay, tüketicilerin satın aldıkları ürünün hasat yılını ve analiz raporlarını mutlaka kontrol etmesi gerektiğini belirtti.
Pazardaki iki büyük tehlike: Sahtecilik ve kalite kaybı
Tüketici için ilk ve en ciddi tehlikenin "tağşiş" olduğunu belirten Canbay, gıda denetimlerinde ortaya çıkan sonuçların endişe verici olduğunu belirtti. Zeytinyağı adı altında pamuk yağı, ayçiçek yağı gibi tohum yağları karıştırılmış ürünlerin satılmasının, tüketicinin aldatılması anlamına geldiğini ifade etti. İkinci büyük riskin ise, 'tağşiş' olmasa bile, önceki yüksek rekolteli sezonlardan kalan stoklar olduğunu belirten Canbay, özellikle eski stokların yarattığı kalite sorununa şu sözlerle dikkat çekti:
"Gemlik'te de tıpkı diğer bölgelerde olduğu gibi, üretim maliyetlerinin artışı kaçınılmaz. Ancak burada asıl dikkat edilmesi gereken piyasadaki geçmiş yıllardan kalan ürünlerin kalitesidir. Şu anda 2023 döneminden kalan eski yağların dahi piyasada olduğunu hatta markasız olarak plastik şişelerde satıldığını görüyoruz.
Yüksek rekolteli bir önceki sezondan kalan zeytinyağlarının büyük bir kısmı, uygun muhafaza şartlarının sağlanamadığı yerlerde bekletiliyor. Bu koşullar, zeytinyağının hızla oksitlenmesine, besin değerlerini ve kalitesini kaybetmesine yol açar. Önümüzdeki dönemde, tüketicilerin sadece fiyata değil, satın aldıkları zeytinyağının üretim ve depolama standartlarına çok daha fazla dikkat etmeleri gerekiyor. Tüketicilerin uygun koşullarda muhafaza edilmeyen yağlar yerine, sürdürülebilir kaliteyi kanıtlamış markaları tercih etmesi, bu zorlu sezonda mutfaklarında gerçek zeytinyağı lezzetini korumalarının tek yoludur.”
“Zeytinyağında tek kriter fiyat olmamalı”
Pelin Canbay, artan hayat maliyetleri karşısında tüketicinin doğal olarak ekonomik ürünlere yöneldiğini, ancak zeytinyağında bu durumun ciddi riskler barındırdığını belirtti. "Zeytinyağında tek kriter asla fiyat olmamalı" diyen Canbay, gerçek soğuk sıkım bir natürel sızma zeytinyağının belirli bir üretim maliyeti olduğunu vurguladı.
Canbay, "Piyasa ortalamasının çok altında fiyatlara satılan, özellikle markasız, menşei belirsiz ve plastik şişelerde sunulan yağlar konusunda tüketiciler alarmda olmalı. Bu ürünler, ya 'tağşiş' yoluyla gıda sahteciliğine maruz kalmış ya da bir önceki sezondan kalma, besin değerini tamamen yitirmiş oksitlenmiş yağlar olma riski taşıyor. Tüketici, ucuz ürün aldığını düşünürken, aslında zeytinyağı olmayan bir ürüne veya sağlığına faydası olmayan bozulmuş bir yağa para vermiş oluyor" şeklinde konuştu.
"Oksitlenmiş yağlarda serbest radikaller artar"
Uzmanlar, zeytinyağının en büyük düşmanlarının hava, ışık ve sıcaklık olduğunu belirtiyor. Canbay'ın da işaret ettiği gibi, uygun olmayan koşullarda (örneğin sıcak ve ışık alan depolarda) aylarca bekletilen yağlar, "oksidasyon" adı verilen kimyasal bir bozulmaya uğruyor.
Oksidasyon süreci, zeytinyağına sağlık faydası katan polifenol gibi değerli bileşenlerin kaybolmasına neden oluyor. Daha da önemlisi, bu yağlar lezzetini yitirmenin ötesinde, vücutta serbest radikallerin oluşumunu tetikleyerek sağlık için faydalı olmaktan çıkabiliyor.
Tüketici kendini nasıl koruyabilir?
Sektör temsilcileri, tüketicilerin kendilerini bu çifte tehlikeye karşı korumak için basit ama etkili iki yönteme başvurması gerektiğini belirtiyor:
Etiketteki hasat yılını kontrol etmek: Zeytinyağının "yeni hasat" olduğundan emin olmak, eski ve oksitlenmiş yağ riskini ortadan kaldırır.
Şeffaflık ve analiz raporu talep etmek: Özellikle 'tağşiş' riskine karşı, güvendikleri, üretim süreçlerini şeffafça paylaşan ve analiz raporlarını (asitlik, polifenol, saflık testleri) sunabilen markaları tercih etmek kritik önem taşıyor.
Sektör temsilcileri, bu zorlu sezonda tüketicilere "fiyattan önce etiketi okuyun" çağrısında bulunuyor. Hasat yılının yanı sıra, üretim ve depolama standartlarını şeffaflıkla paylaşan, analiz raporlarını sunabilen üreticilerin tercih edilmesinin önemi vurgulanıyor.
ABD’ye zeytinyağı ihracatında yüzde 54 artış
Fiyatlar yarı yarıya düştü! Zeytinyağında rekor üretim
Zeytinyağı ile ilgili şaşırtan araştırma!
Gıda sahtekarlarına 440 milyon lira ceza!
Türkiye, sahte ürün ticaretinde Çin’in ardından ikinci oldu
Yazdır
