Yazdır

Cumhurbaşkanı'ndan Özel'e: Ayarları bozulmuş hakaret otomatı

Tarih: 06 Kasım 2025 - 15:12

Beştepe'deki uluslararası konferansta konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, kendisini hedef alan CHP Genel Başkanı Özel'e sert eleştirilerde bulundu

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Beştepe Millet Kütüphanesi'nde, Kütüphane 5.0 ve İnsan Merkezli Dijital Dönüşüm Uluslararası Konferansı'nda konuştu.

Erdoğan, farklı alanlarla ortaya koydukları eser ve ürünlerle ufukları aydınlatan ilim ve kültür erbabına şükranlarını iletti. Ebediyete irtihal eden kütüphanecileri, aydınları, sanatçıları, çalışmalarıyla ülkeye ve insanlığa katkı yapanları rahmetle yad eden Erdoğan, Türk kütüphaneciliğinin bugünlere gelmesinde emeği ve katkısı olan, ömrünü kütüphaneciliğe adayan tüm kitap sevdalılarına teşekkürlerini sundu.

Erdoğan, 4 Kasım'da başlayıp bugün sona erecek konferansın kütüphaneler ve kütüphaneciler başta olmak üzere ülke ve millet için hayırlara vesile olmasını temenni ederek, bu önemli konferansı tertipleyerek bir araya gelinmesine vesile olan Anadolu Üniversite Kütüphaneleri Konsorsiyumu'nu ve Cumhurbaşkanlığı Millet Kütüphanesi mensuplarını tebrik etti.

"Biz ilk emri 'Yaradan Rabb'inin adıyla oku' olan bir inancın müntesipleriyiz. İlim erbabımız bilgiyi yitik malları olarak görmüş ve hayatları boyunca bilginin peşinde koşmuşlardır" diyen Erdoğan, kütüphanecilik anlamında 1300 yıllık çok köklü bir geleneğin bulunduğunu söyledi.

Emeviler'den Abbasiler'e, Selçuklular'dan Osmanlı Devleti'ne, oradan bugünkü Cumhuriyet'e bu alanda ciddi bir birikim sahibi olunduğunu dile getiren Erdoğan, asırlar boyunca imar edilen şehirlerde, kurulan devletlerde, inşa edilen medeniyetlerde kitap ve alimin hep merkezde yer aldığını belirtti.

"Kitapla aramız açıldığında geriye düşmüş, takip eden konuma gelmişiz"

Erdoğan, "Şam'daki Beytül Hikme, Bağdat'taki Nizamiye Medresesi, Anadolu'da Karatay Medresesi, Gök Medrese, İstanbul'da Sahn-ı Seman, Süleymaniye kütüphaneleri ve daha nicesi... Tüm bu yapılar yalnızca kendi muhitlerine değil, tüm dünyaya ilim ve irfan yaymışlardır. Gerek cami gerekse vakıf ve medrese kütüphanelerimiz hem dini ilimlerde hem pozitif bilimlerde güvenilir bilginin temel kaynakları oldu." diye konuştu.

Avrupa'dan ve dünyanın diğer bölgelerinden bilim insanları ve talebelerin bu merkezlerde asırlar boyunca ilim tahsil etmeye geldiğini, buralardan öğrendikleri bilgi ve metotlarla kendi ülkelerindeki üniversite ve kütüphanelerin kurulmasına öncülük ettiğini hatırlatan Erdoğan, şöyle devam etti:

"Hakkımız tam manasıyla teslim edilmese dahi günümüzün bilim ve kültür mirasına milletimizin yaptığı katkı göz ardı edilemeyecek kadar büyüktür. Tarihimize şöyle bir göz attığınızda karşınıza çıkan ilk hakikatlerden biri şudur. İlme ne zaman hak ettiği kıymeti vermişsek, kitaba ve bilgiye ne zaman dört elle sarılmışsak dünya tarihine geçen en büyük başarılarımızı işte o zaman elde etmişiz. Huzur ve güvenliğimizi, refah seviyemizi işte o zaman istediğimiz düzeye getirebilmişiz. Fakat ilimle, irfanla, bilgiyle, kitapla aramız açıldığında ise geriye düşmüş, zayıflamış, güç kaybetmiş, takip edilen değil, takip eden konuma gelmişiz.

Burada şu anekdotu özellikle paylaşmak istiyorum. Yavuz Sultan Selim Han hem alimlere büyük hürmet gösterir hem de okumayı çok severdi. O kadar ki sefere çıktığı zamanlarda seyyar kütüphanesini de yanına aldırırdı. Mısır seferi dönüşünde devrin en büyük alim ve müverrihlerinden Kemal Paşazade ile yan yana at üstünde ilmi bir sohbete koyulmuşlardır. Bu sırada Kemal Paşazade'nin atının ayağı aniden bir çukura girdi ve bu çukurdan Yavuz Sultan Selim Han'ın kaftanına çamur sıçradı. Son derece müteessir olan Kemal Paşazade'ye Yavuz Sultan Selim şu hikmetli cümleyi kurdu. 'Üzülmeyiniz hocam. Alimin atının ayağından sıçrayan çamur bizim için üzüntü değil bir iftihar vesilesidir.' Sonra döndü ve maiyetinde bulunanlara şu talimatı verdi. 'Alınız bu çamuru, bu çamurlu kaftanımı öldüğüm zaman üzerime örtünüz.' Sadece bu örnek bile tarih ve medeniyetimizde ilmin ve alimin tuttuğu yeri göstermesi bakımından önemli bir referanstır."

"Evlatlarımız medeniyet değerlerine bilerek yabancılaştırıldı"

Cami ve medrese kütüphanelerinin yanı sıra müstakil kütüphanelerin 17. yüzyılın ikinci yarısından itibaren yükselmeye başladığını anımsatan Erdoğan, Köprülü Kütüphanesi, Atıf Efendi, Ragıp Paşa, Nuruosmaniye ve Hamidiye gibi kütüphanelerin uzun yıllar ilim hayatına damga vurduğunu kaydetti.

Hepsi birer bilgi hazinesi olan bu yapıların sadece belli bir kesimin değil, halkın tamamının kullanımına açık bir halde olduğunu ifade eden Erdoğan, okuyan, sorgulayan, merak eden, araştırma yapmak isteyen herkesin bu kütüphanelerden faydalanabildiğini aktardı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Tabii şu acı gerçeği de ifade etmek mecburiyetindeyim. Bu zengin müktesebatı, özellikle Cumhuriyet'imizi maziden bir kopuş olarak gören tek parti yıllarında ne yazık ki yeterince değerlendiremedik. Eşsiz kaynaklarla bezeli kütüphanelerimiz tek parti zihniyetinin tepeden inmeci uygulamalarından dolayı merhum Cemil Meriç'in benzetmesiyle birer tuğla yığınına dönüştü. Nice kuşakların geçmişiyle arasına kalın duvarlar örüldü. Bu ülkenin aydınlık yarınları olan genç nesillerin kendi kökleriyle bağı zayıflatıldı. Evlatlarımız medeniyet değerlerine bilerek yabancılaştırıldı. Bu politikalar sebebiyle koca bir nesil ne Şarklı kalabildi ne Garplı olabildi, iki arada bir derede maalesef oradan oraya savruldu. Türkçe ezan garabetinden musiki yasaklarına, rahmetli Aşık Veysel'in bizzat yaşadığı kılık kıyafet dayatmalarına kadar hayatın birçok alanında bunu gördük, yaşadık. Milletçe tecrübe ettik."

"Kütüphanecilik mirasımızı yaşatmaya, geliştirmeye devam ediyoruz"

Yaşadıkları tüm olumsuzluklara rağmen yeniden ayağa kalkmayı, kökleri ve tarihleriyle yeniden bütünleşmeyi başardıklarını vurgulayan Erdoğan, şunları söyledi:

"Bakınız bugün okul öncesinden doktora sonrası düzeye kadar eğitim kurumlarımızla, kütüphanelerimizle, gençlik merkezlerimizle çıtayı her geçen gün daha yükseğe taşıyoruz. Kültür ve Turizm Bakanlığımız, Milli Eğitim Bakanlığımız, üniversitelerimiz, vakıflarımız ve yerel yönetimlerimizle el ele vermek suretiyle kütüphanecilik mirasımızı yaşatmaya, geliştirmeye devam ediyoruz. Cumhurbaşkanlığı olarak bu sürece liderlik ediyoruz. Şu anda içinde bulunduğumuz Cumhurbaşkanlığı Millet Kütüphanemizi 5 yıl önce Ankara'mıza ve ülkemize kazandırdık. 5 milyon 100 bini aşkın bölümü matbu olmak üzere, dijitalleştirilmiş yayınlarla birlikte 141 milyon 700 bin kaynak ile burayı dünyanın en büyük üçüncü kütüphanesi haline getirdik. 300 milyonun üzerinde elektronik kaynağı araştırmacıların kullanımına sunduk. 112 ülkeden 135 farklı dilde eserin yer aldığı dünya kitaplığı ile 13 ana veri tabanı, 233 alt veri tabanı ile 125 bin metrekarelik alanı ve 5 bin kişilik oturma kapasitesi ile toplantı ve seminer salonları, teknoloji sınıfları, açık ve kapalı otoparkı, yemek salonları, kafeteryaları ve tam 201 kilometre raf uzunluğu ile Millet Kütüphanemizi öğrencilerimizin, akademisyenlerimizin ve tüm vatandaşlarımızın hizmetine verdik."

"Pırıl pırıl evlatlarımız Millet Kütüphanesi'ne gelmek için birbirleriyle yarışıyor"

Geçen yıl 2 milyona yakın ziyaretçiyi ağırlayan Cumhurbaşkanlığı Millet Kütüphanesi'nin dünyada üçüncü sıraya yerleştiğine dikkati çeken Erdoğan, "Laf ola beri gele yok. İcraat, icraat, icraat. Bu yılın ekim ayı itibarıyla dikkatinizi çekiyorum; toplam 8,5 milyon ziyaretçiyi Millet Kütüphanemizde misafir etmenin kıvancını yaşadık. Bilhassa liseli ve üniversiteli gençlerimizin kütüphanemize çok yoğun ilgi gösterdiğini görüyor, bundan da büyük bir memnuniyet duyuyorum. Her sabah erken saatlerde pırıl pırıl evlatlarımız Millet Kütüphanesi'ne gelmek için adeta birbirleriyle yarışıyor. Biz de burada okuyan, yazan, araştırma yapan veya sınavlara hazırlanan gençlerimize günde iki öğün çorba ikram ediyoruz. 15 çeşit içecek ve keklerimizi yine ücretsiz olarak buradaki genç evlatlarımıza sunuyoruz. Bu yılın 8 ayında 5 milyon 927 bin adet ücretsiz ikramda bulunduk." diye konuştu.

Cumhurbaşkanlığı Millet Kütüphanesi'nde düzenlenen 1894 eğitim ve bilim atölyesinde 17 bin 642 katılımcının hiçbir ücret ödemeden eğitim aldığını belirten Erdoğan, son 5 yılda Millet Kütüphanesi'nin 46 büyük sergiye ev sahipliği yaptığını söyledi.

"Kitap Şifahanemizde bu sene 28 bin eserin temizlik işlemini yaptık"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kültür ve Turizm Bakanlığına bağlı halk kütüphanelerinde 2024 yılı sonunda üye sayısının 6,7 milyona, kullanıcı sayısının 38,7 milyona ve kitap sayısının 25 milyona çıkmasıyla tüm zamanların en büyük rekorunun kırıldığını belirterek, şu bilgileri verdi:

"Bu yıl ise güncel üye sayımız 7,6 milyona, kitap sayımız da 25,6 milyona ulaştı. Halihazırda dağıtımda olan 800 bin yeni kitabımızla bu sayıyı yıl sonunda 26,4 milyona yükselteceğiz. 2026 yılında açacağımız yeni kütüphanelerle toplam kullanım alanımızı 800 bin metrekareden 1 milyon metrekareye, oturma kapasitemizi ise 150 binden 200 bin kişinin üzerine taşıyacağız. Kütüphanecilik hizmetlerinde başarılarımıza her gün bir yenisini ekliyoruz. İki yıl önce büyük yürüyüşümüzde yeni bir halka, yeni bir safa olarak tarif ettiğimiz, bu çok önemli, Rami Kütüphanemizin açılışını yapmıştık. Bu kütüphanemizi sosyal donatıları, atölye çalışmaları, kültür ve sanat etkinlikleriyle yaşayan ve üreten bir merkeze dönüştürdük. Rami Kütüphanesi bünyesinde faaliyet gösteren ve dünyanın en büyük yazma eser restorasyon laboratuvarı olan Kitap Şifahanemizde bu sene 40 bin eserin durum tespitini, 28 bin eserin ise temizlik işlemini yaptık. Çoğu tahribata uğramış 4 bin 446 eserin de restorasyonunu yaparak muhafaza altına almış olduk."

"2024'te 107 bin 33 kitabı derleyerek Cumhuriyet tarihi rekorunu kırdık"

"28 Şubat döneminin ruhsuz, köksüz, tarih şuurundan yoksun zihniyetinin kurbanlarından biri de İstanbul Üniversite'mizdeki tarihi kitaplardı. Adı baskı ve zulümle anılan zamanın rektörü tarafından üniversitenin Nadir Eserler Kitaplığı ve binlerce nadir eser çöpe atılmıştı. Bunların arasında Sultan 2. Abdülhamid Han'ın özel kitaplığı da vardı. Tasnif ve kataloglamasını yaparak bu eserleri de okuyucuların istifadesine sunduk" diyen Erdoğan, şunları söyledi:

"İstanbul'da tüm ithamlara, tüm iftiralara rağmen Atatürk Kültür Merkezi'ni yeniden ve çok daha güçlü bir şekilde inşa ettik. Önümüzdeki aylarda Haydarpaşa'da yine muhteşem bir kütüphanemizi hizmete açacağız. Son yıllarda Türkiye'nin ilk gar, havalimanı ve alışveriş merkez kütüphaneleri ile 0-3 yaş bebek, tarım, turizm ve müzik kütüphanelerini hayata geçirmiştik. Yakın zamanda bir ilke daha imza atarak ülkemizin ilk hastane halk kütüphanesini eylül ayının sonunda hizmete açtık. Diğer taraftan, dijitalleşme alanında da çok ciddi mesafe katettik. Türkiye Yazma Eserler Kurumu başkanlığımızın koleksiyonunda yer alan 457 bin eserin dijital nüshasını araştırmacılarımızın istifadesine sunduk. Derleme ve kataloglama faaliyetlerinde de çok iyi bir karneye sahibiz. 2024'te 107 bin 33 kitabı derleyerek Cumhuriyet tarihi rekorunu kırdık. Eylül 2025 itibarıyla 154 bin kataloglama faaliyetiyle yeni bir başarıya ulaştık."

Milli Dijital Kütüphane Projesi ile Milli Kütüphane'de verilen hizmetlerin sanal bir modellemesini yaparak dijital ikizini oluşturduklarını ifade eden Erdoğan, "Milli Dijital Kütüphane üyelerimiz Ankara'daki yerleşkeye ek olarak ülkemizin dört bir yanındaki 69 halk kütüphanemizde kurulan erişim istasyonlarından 20 milyondan fazla kaynağa erişebiliyor. Tüm bu hizmetlerde emeği geçen bakanlıklarımıza, kurumlarımıza, bilhassa da kütüphanecilerimize teşekkür ediyorum." dedi.

"Siyaseti enfekte eden zehirli söylemlere milletimizi mahkum etmeyiz"

Seçkin konuklar önünde gündeme getirmek istemediğini ancak siyasetçiler olarak, saldırılar karşısında siyaset kurumunun itibarını da korumaları gerektiğini vurgulayan Erdoğan, şunları kaydetti:

"Dün ana muhalefet partisi genel başkanının hezeyanlarını hem kendi partisi hem de ülkemiz siyaseti adına inanın hicap duyarak takip ettim. Konuşan, Türkiye'nin ikinci büyük partisinin genel başkanı mı yoksa ayarları bozulmuş hakaret otomatı mı maalesef belli değil. Türkiye böyle bir siyasi üslubu, böyle bir çiğliği asla hak etmiyor. Öte yandan şunu da hepimiz çok iyi biliyoruz. Zihin fukara olunca akıl ukala olur, dilin de freni boşalırmış. Bakın gerçekten üzülerek söylüyorum. Zihni ile dili arasındaki bağ tamamen kopmuş, ağzından çıkanı kulağı duymayan zavallı bir şahıs var. Bu zat gün aşırı söylediği yalanlarla, önüne gelene attığı iftiralarla, meydanlarda savurduğu hakaretlerle giderek saldırgan hale geliyor. Yerel yönetimleri ahtapot misali saran suç örgütünün yolsuzlukları ortaya döküldükçe bu zat da panikliyor, çirkinleşiyor, kontrolü iyice kaybediyor. Biz elbette, günden güne daha da seviyesiz ve sevimsiz bir hal alan bu dile, siyaseti enfekte eden bu zehirli söylemlere milletimizi mahkum etmeyiz. Dün zaten hem genel başkanvekilimiz ve parti sözcümüz hem de diğer arkadaşlarım bu zata hak ettiği cevabı onun düzeyine inmeden verdiler. Kendisine tavsiyem; Biz az söyledik, o çok anlasın."

Cumhurbaşkanı Erdoğan, konferansın hayırlara vesile olmasını diledi, programa teşrif eden tüm misafirlere teşekkür etti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’a Cumhurbaşkanlığı Kütüphaneler Daire Başkanı Ayhan Tuğlu ve ANKOS Yönetim Kurulu Başkanı İsmail Çetinkaya tarafından hediye takdim edildi.

Özgür Özel hakkında soruşturma başlatıldıÖzgür Özel hakkında soruşturma başlatıldı

 

Hakkında soruşturma açılan Özgür Özel'den ilk açıklamaHakkında soruşturma açılan Özgür Özel'den ilk açıklama

 

Erdoğan: CHP böyle giderse dingil kıracakErdoğan: CHP böyle giderse dingil kıracak

 

Site adresi: https://www.finansingundemi.com/haber/cumhurbaskanindan-ozele-ayarlari-bozulmus-hakaret-otomati/1872150