Katar’ın Al Sani (Al-Thani) Hanedanı, Londra’da sessiz sedasız devasa bir gayrimenkul imparatorluğu kurdu. Ailenin sahip olduğu mülkler artık Britanya Kraliyet ailesinin özel mülklerini geride bırakmış durumda. Uzmanlar, Al Sani ailesinin Mayfair’in kuzeybatısında yer alan bölgenin yaklaşık dörtte birine sahip olduğunu tahmin ediyor; bölgeye bu nedenle “Küçük Doha” deniyor.
Kraliyet sarayları ve Katarlıların portföyü
Londra denince akla gelen Buckingham, Kensington veya St. James Sarayı gibi tarihi yapılar, teknik olarak “Crown Estate” kapsamında devlete ait. Kral Charles, bu mülklerin sadece emanetçisi konumunda olup, özel sahipliğe sahip değil. Öte yandan, Al Sani ailesinin Londra’daki mülkleri tamamen özel mülkiyet altında bulunuyor.
Lüks oteller ve markalar
Al Sani ailesinin etkisi konutlarla sınırlı değil. Ailenin portföyünde Harrods, The Berkeley, Claridge’s, The Connaughtve The Emory gibi ünlü lüks oteller ve markalar bulunuyor. Ayrıca, The Shard’da büyük payları ve Canary Wharf’un bazı bölümlerinde ortaklıkları da var. Heathrow Havalimanı ve ünlü perakendeci Sainsbury’s’e yapılan yatırımlar, Katar’ın İngiltere’deki ekonomik etkisinin boyutunu gözler önüne seriyor.
Katar etkisinin boyutu
Al Sani ailesinin toplam servetinin yaklaşık 2,4 milyar sterlin, Emir Şeyh Temim bin Hamad Al Sani’nin kişisel servetinin ise 1,6 milyar sterlin seviyesinde olduğu tahmin ediliyor. İngiltere’nin en pahalı özel konutunun da aileye ait olduğu iddia ediliyor. Bu durum, Katar’ın Londra’daki ekonomik ve sosyal etkisinin boyutunu ortaya koyuyor.
Trump, yakıt molasında Katar Emiri Al Sani ile görüştü
Londra’da emlak fiyatlarında büyük çöküş
Türkiye ile Katar arasında kritik anlaşmalar
Yazdır