Yazdır

Almanya sosyal devlet yükünü kaç yıl daha taşıyabilir?

Tarih: 11 Ekim 2025 - 13:24

Almanya, artan sosyal harcamalar ve yaşlanan nüfusun mali yüküyle karşı karşıya. Anayasal borç freninin gevşetilmesi ve yükselen savunma harcamaları ekonomiye baskı yapıyor; reformlar gecikirse sosyal güvenlik katkıları ve vergiler hızla yükselebilir.

FİNANSİNGUNDEMİ.COM/DIŞ HABERLER SERVİSİ

Almanya, ekonomik sıkıntıların gölgesinde, köklü refah devleti mirasını sorguluyor. 19. yüzyılda Otto von Bismarck’ın başlattığı sosyal güvenlik ağı, bugün ülkenin kimliğinin ayrılmaz bir parçası. Ancak bu miras, günümüzde artan sosyal harcamalar ve toplumsal beklentilerle birlikte adeta ülke ekonomisinin boynunda bir ağırlık halini aldı.

YENİDEN SİLAHLANMA VE ANAYASAL BORÇ FRENİNİN ETKİLERİ

Son dönemde anayasal borç freninin gevşetilmesi ve savunma harcamalarında görülen ciddi yükseliş, kamu bütçesindeki manevra alanını daralttı. Şansölye Friedrich Merz’in liderliğindeki koalisyonda, işverenler üzerindeki artan yükle birlikte sosyal yardımlar nasıl sürdürülecek sorusu, siyasi gerilimleri tırmandırıyor.

SOSYAL HARCAMALARDA YÜKSELİŞ VE REFORM BASKISI

Almanya, hızla yaşlanan nüfusunun getirdiği emeklilik, sağlık ve sosyal yardım maliyetlerinin finansal ağırlığı altında sıkışmış durumda. Bütçenin neredeyse dörtte biri artık emeklilik fonlarına ayrılıyor; sosyal harcamalar 1,3 trilyon Euro’ya ulaşarak GSYİH’nın %31’ine denk geldi. Bu oran, pandemi yılları hariç tutulduğunda son altmış yıldaki en yüksek seviye olarak göze çarpıyor.

İŞGÜCÜ VERGİLERİNDE LİDERLİK VE GELECEĞE DAİR KAYGILAR

OECD verilerine göre Almanya, işgücü vergilendirmesinde gelişmiş ülkeler arasında en üst sıralarda yer alıyor. Sosyal güvenlik primleri şu anda çalışan ve işveren arasında yaklaşık %40 seviyesinde paylaşılıyor; fakat reform gerçekleşmezse bu oran 2050’ye kadar brüt gelirin %53’üne yaklaşacak. Yüksek vergiler ve katkı payları, yatırım kararlarını baskı altına alıyor, şirketleri Almanya’yı cazip bir iş merkezi olarak görmekten uzaklaştırıyor.

İŞ DÜNYASINDAN ALARM: VERİMLİLİK VE REKABETÇİLİK KAYGISI

Almanya’nın köklü sanayi şirketleri, artan işçilik maliyetleri ve sosyal yükün yarattığı baskı nedeniyle önemli ölçüde küçülmeye gidiyor. Bosch’un binlerce kişilik işten çıkarması ve metal-elektrik sektöründeki toplu tepkiler, sürdürülemez bir gidişata işaret ediyor. IMD’nin bu yılki rekabet sıralamasında Almanya’nın 19. sıraya gerilemesi, maliyetli sosyal yardımların “işverenler için zehir” gibi algılandığını gösteriyor.

ULUSLARARASI KIYAS: AVRUPA’DA DA BENZER SANCILAR

Almanya, refah devletiyle ekonomik büyüme ve sürdürülebilirlik arasındaki dengeyi kurmakta zorlanan tek ülke değil. İngiltere ve Fransa gibi ülkeler de son yıllarda sosyal harcamalar yüzünden benzer siyasi ve ekonomik gerilimler yaşıyor. Yine de Almanya’nın sosyal fonlara ayırdığı devasa bütçe, ülkeyi rakiplerinden ayırıyor.

SİYASİ ÇEKİŞMELERDE YENİ SAFHALAR: REFORM GÖLGESİNDE KUTUPLAŞMA

Şansölye Merz’in muhafazakâr blokuyla SPD’li (Sosyal Demokratlar) koalisyon ortağı arasında, refah devletinin verimliliği ve sosyal korumanın kapsamı sürekli tartışma konusu. Son dönemde işsizlik yardımlarının kesilmesine dair uzlaşı, siyasi risk ve toplumsal tepkiyi beraberinde getiriyor. Göçmenlere sağlanan sosyal yardımların büyüklüğü, özellikle sağ ve aşırı sağ çevrelerde kızgınlık yaratıyor.

REFORMLARIN EŞİĞİNDE: KÜÇÜK ADIMLAR VE BÜYÜK BEKLENTİLER

Gelecek yıl gündemde olan küçük çaplı değişiklikler – emeklilik yaşından sonra iş hayatına devam edenlere sağlanacak vergi muafiyetleri, çocuklar için teşvik edici yatırım hesapları gibi önlemler – köklü reformlara duyulan ihtiyacı karşılamaktan uzak. Uzmanlar, Danimarka örneğinde olduğu gibi emeklilik yaşının yaşam beklentisine sabitlenmesini ve süreçlerin hızlandırılmasını öneriyor.

EKONOMİK DURGUNLUK VE TOPLUMSAL HUZURSUZLUK

Sosyal yardım maliyetlerinin hızla büyümesi, ekonomide uzun süredir yaşanan durgunlukla birleşince, Almanya’da toplumsal memnuniyetsizlik yükseliyor. Birçok ekonomist, yıllarca ihmal edilmiş yapısal reformların, ekonomik büyümeyi ve istihdamı sağlayacak hızda hayata geçirilmemesinden endişeli. Mevcut durumda hükümet, sadece yıl sonuna kadar bir reform öneri paketini konuşmayı planlıyor, köklü çözüm ise ufukta görünmüyor.

DIŞ POLİTİKA BASKISI VE BÜTÇE KISITLAMALARI

ABD’nin korumacı ticaret politikası, Çin’in yükselen rekabeti ve Avrupa’daki jeopolitik gerginlikler, Almanya üzerindeki ekonomik baskıyı artırıyor. Buna ek olarak hızlı büyüyen askeri harcamalar, ülkenin kamu finansmanında yeni açıklar yaratıyor. Uzmanlar, barış döneminin “ekonomik temettüsü”yle yıllarca süren kolay harcamaların artık yerini, borçla finanse edilen daralmalara bıraktığına dikkat çekiyor.

ALMANYA’DA REFORM CESARETİ VE GELECEK VİZYONU

Ekonomi çevrelerinde hâkim görüş, cesur ve kararlı yapısal reformların ertelendiği her yıl, Almanya’yı büyüme ve refah vaatlerinden bir adım daha uzaklaştırıyor. Şansölye Merz’in “değişimi kabullenmeliyiz” çağrısı, ülkenin önündeki belirsiz geleceğe dair hem bir uyarı hem de umut sinyali veriyor.

Almanya'nın ihracatı düştü, Türkiye'den ithalatı arttıAlmanya'nın ihracatı düştü, Türkiye'den ithalatı arttı

 

Almanya'da 'üç yılda vatandaşlık' kaldırılıyorAlmanya'da 'üç yılda vatandaşlık' kaldırılıyor

 

Site adresi: https://www.finansingundemi.com/haber/almanya-sosyal-devlet-yukunu-kac-yil-daha-tasiyabilir/1869015