FINANSINGUNDEMI.COM/DIŞ HABERLER SERVİSİ
Cuma sabahı, Milano’da kavurucu Lombard güneşi altında bir araya gelen İtalyan bankacılığının ağır topları, sektörlerinin son dönemde yakaladığı şaşırtıcı başarının keyfini sürmek isterken, fondaki gerginlikler de gölgede kalmadı. Şekerli kahvaltılıklar ve sıcak sarılmaların ardından, finans dünyasının elitleri, bir süredir gündemde olan kritik gelişmeleri düşük sesle tartışmaya başladı. Çünkü bu gelişmeler, sadece piyasaları değil, Brüksel ile Roma arasında fitilini ateşleyebilecek potansiyelde uluslararası bir çatışmanın da habercisi.
Son altı aydır, İtalya’daki bankacılık devi kurumlar karmaşık bir satın alma ve teklif trafiğinin ortasında gezinirken, Roma hükümetinin bir devralma hamlesine karşı yükselttiği sert bariyerler, Avrupa Komisyonu ile olan ilişkileri yeniden belirleyici hale getirdi. Özellikle UniCredit’in, Milano merkezli rakibi BPM’yi devralmak istemesi ve bunun için Monte dei Paschi di Siena ile birleşmeyi hedeflemesi, hükümet cephesinde büyük rahatsızlık yaratırken, “Altın Güç” yetkisiyle yapılan devlet müdahalesi süreci hukuki bir çekişmeye taşıdı.
YABANCI YATIRIMLARIN SINIRLANDIRILMASI
Avrupa Komisyonu, bankacılık sektöründeki konsolidasyonun, Avrupa’nın ekonomik rekabetçiliği için önemli olduğuna vurgu yaparken, Roma’daki hükümet yabancı yatırımları sınırlandırmanın ulusal güvenliğe dair stratejik bir mesele olduğunu savunuyor. Brüksel'in UniCredit’in BPM’yi devralmasını engellemeye yönelik devlet müdahalesinin ölçüsüne karşı bir uyarı hazırlığında olması, iki merkez arasında yaklaşan bir siyasi fırtınanın işareti.
Perşembe günü gerçekleşen ABI’nin (İtalyan Bankalar Birliği) yıllık toplantısında, finans dünyası temsilcileri ve denetleyiciler yüzleri gülse de, perde arkasında kapitalizmin ve serbest piyasa ideallerinin savunusu gizli şekilde dillendirildi. ABI Başkanı Antonio Patuelli, ortak kurallar ve bankacılık birliğinin gerekliliğini vurgulayarak piyasaların düzenliliğine dikkat çekerken, İtalyan hükümeti ve bazı sermaye grupları arasındaki işbirlikleri ve rekabet kurallarına dair eleştiriler de gündeme geldi.
İTALYA-AB GERİLİMİ
İtalyan yetkililer, AB’nin büyük fotoğrafa bakarak getirdiği yaklaşımları yanlış bulduklarını, her adımlarının ulusal çıkarlara hizmet ettiğini savundu. Gerçekten de hükümetin, UniCredit’in bu girişimine karşı çizdiği sert tavır, bir tür savunma alanı olarak görülüyor ve başkenti savunmak kadar hayati bir mesele olarak lanse ediliyor.
Toplumda ise bankaların son yıllardaki olağanüstü büyümesinin, sıradan İtalyanlar için beklenen ekonomik faydaya dönüşmemesi yönünde derin bir hoşnutsuzluk mevcut. Maliye Bakanı Giorgetti, bankaların kârındaki artışın şirketlere verilen kredilerde azalma pahasına gerçekleştiğini vurgularken, bankacılık sistemiyle ilgili “aşırı finansallaşma” eleştirilerini de gündeme getirdi.
DEVRALMA SONRASI KREDİLER DARALABİLİR
İtalya’nın yüksek kamu borcu ve devlet tahvili sahiplerinin hassasiyeti göz önüne alındığında, hükümetin temkinli yaklaşımı anlaşılır görünüyor. Ülkedeki küçük ve orta boy işletmelerin, özellikle de yerel BPM bankasının olası bir devralma sonrası kredi imkanlarında daralma yaşayacağına dair korkular yüksek. Bu noktada, AB’nin piyasaları konsolide etme isteğiyle İtalya’daki yerel çıkarların çatışması net şekilde su yüzüne çıkıyor.
Credit Agricole ve UniCredit arasında Banco BPM yarışı kızışıyor
UniCredit’in Banco BPM’yi devralmasına şartlı onay